Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/67 E. 2019/1143 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2019/73 Esas
KARAR NO: 2019/1166
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 14/03/2019
KARAR TARİHİ: 10/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, dava dışı ———– tarafından …aleyhine açılan işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin davada müvekkili bakanlığın bir miktar ödeme yapmak zorunda kaldığını; yaptığı ödemelerin geri alınması için ilgililer hakkında Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin —— Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını; davada, davalıların birininde tasfiye halinde … olduğunu, ancak bu şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinin dava aşamasında öğrendiklerini belirterek, Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen yetki ve mehil nedeniyle iş bu davayı açtıklarını bildirmiş; davalı şirketin ek tasfiye suretiyle ihyası ile ticaret siciline bu dava nedeniyle tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılardan ——– davaya cevap vermiş olup; söz konusu şirketin kendi kararı ile tasfiye sürecine girdiğini; şirketin kendi kendini tasfiye ettiğini, tasfiye raporununda sunulması üzerine şirketi ticaret sicilinden terkin ettiklerini belirterek; tasfiyeye giden şirketler yönünden ticaret sicil müdürlüğünün bir yetkisinin bulunmadığını, usulünce tasfiye işlemleri tamamlandığında zorunlu olarak o şirketin sicilden terkin işlemini gerçekleştirdiklerini bildirerek; davanın reddine karar verilmesini, bu olmadığı takdirde herhangi bir hatalı işlem bulunmadığından müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücreti takdir edilmemesini savunmuştur.
Davalı olarak gösterilen diğer şirket zaten ticaret sicilinden terkin edildiği ve tüzel kişiliği bulunmadığından ona tebligat yapılmamış olup; davaya bir cevabı söz konusu olmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, TTK’nun 547. Maddesi gereğince açılan ek tasfiye davasıdır.
Dosyamıza ibraz edilen ara kararda Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin ——–Esas sayılı dosyasında davacımız olan bakanlığın davayı açtığı, davalılardan birinin tasfiye halinde——— olduğu; söz konusu şirketin ——- tasfiye sonunda sicilden terkin olduğu; bu nedenle şirket yönünden davaya devam edilebilmesi için şirketin ticaret siciline yeniden kaydının gerektiği belirlenmiş; davacımız olan bakanlığa da Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bu dava için yetki ve mehil tanındığı görülmüştür.
Türk Ticaret Kanununun geçici 7. Maddesinin ikinci fıkrası ile ” Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicil kayıtlarının silinmesine ilişkin” tebliğ hükümleri gereğince; şirketin yeniden ihyasının gerektiği, devam eden derdest davanın davacısı tarafından ileriye sürüldüğünde terkinden itibaren 5 yıl içinde yapılan talebin kabulü gerekeceği; zira derdest davanın devamı halinde tasfiyeye gidilemeyeceği; bu hususun daha sonra açılan davalar içinde geçerli olduğu ve Ticaret Siciline kayıtlı olan şirket ve kooperatifler dışında şahıs firmaları yönünden de geçerli olduğu nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmiş; şirketin zaten tasfiye kararı aldığı, iradesinin tasfiye yönünde olduğu, tasfiye memuru olarak da davalı …’u atamış olduğu nazara alınarak; bu şahsın zorunlu olarak davada taraf olması gerektiği dikkate alınarak davaya dahil edilmiş, kendisine dava bildirilmiş fakat davaya karşı herhangi bir beyanda bulunmadığı görülmüştür.
Davacı … açmış bulunduğu dava, Yargıtay bozmasından dönmüş olup, daha sonra Yargıtay bozması da nazara alınmak suretiyle davacıya ek tasfiye için süre verilmiştir. O davanın rücuen alacak davası olduğu; davalılardan birininde sicilden terkin edilen bu şirket olduğu; davaya devam edilebilmesi için zorunlu olarak şirketin ek tasfiye yoluyla ihyasının gerektiği belirlenerek talebin kabulüne karar verilmiş; tasfiye memuru olarak şirketin tasfiyeye başlamadan önceki iradeside nazara alınarak … atanmış ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
Ancak davalı ..——aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiği, zira yargıtay —- Hukuk Dairesinin ——– Esas —- Karar sayılı ve —– tarihli hükmü gereğince, ——- yargılama giderlerine ve vekalet ücretine mahkum edilebilmesi için terkin işleminin 6102 sayılı TTK’nun geçici 7/2 maddesine aykırı olarak gerçekleştirildiğinin saptanması gerektiği; böyle bir hususun söz konusu olmadığı, gelen yazı cevabı ve evraklardan da davalının terkin işlemini gerçekleştirmeden önce firmanın kendisinin başvurarak terkin talebinde bulunduğu; bunun üzerine davalı … sicilin yapacağı herhangi bir işlemin bulunmadığı nazara alınarak aleyhine yargılama giderine hükmedilmemiş; şirketin terkin işleminin ——— tarihinde gerçekleştirildiği; davanın açıldığının tasfiye memuru tarafından bilindiğine dair bir delil ibraz edilmediği; bu nedenle tasfiye memurununda yargılama ve vekalet giderini gerektirecek kusurunun bulunmadığı nazara alınarak tasfiye memuru aleyhine de yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin——— Esas sayılı dosyasındaki yargılama süreci ve verilecek hükmün infazı süreci ile sınırlı olarak;
———— nosu ile kayıtlı iken ——- tasfiye ile terkin olunan Tasfiye Halinde———-TTK’nun 547. Maddesi gereğince EK TASFİYESİNE,
Bu amaçla ticaret siciline ihyasına,
Tasfiye memuru olarak —. Kimlik nolu …’un atanmasına,
Karar kesinleştiğinde ———-müdürlüğüne kararın infazı için yeterli suretinin gönderilmesine,
Dava maktu harca tabii bulunduğundan ve maktu harç alınmış olduğundan yeniden harç alınmasına mahal olmadığına,
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere davalılar davanın açılmasına sebep olmadıkları için tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına;
Karar tarihindeki AAÜT gereğince kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine, davalılar dava açılmasına haksız olarak neden olmadığı için vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.10/10/2019