Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/649 E. 2020/309 K. 03.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/649 Esas
KARAR NO: 2020/309
DAVA : Şirket Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ: 31/05/2018
KARAR TARİHİ: 03/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Şirket Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin ortakları olduğunu, toplam hisselerinin %10’dan fazla olduğunu; davacıların dışında davalı şirketin ———- isimli ortaklarının bulunduğunu; şirketin——— tarihli ———— sermayesinin ——– çıkarılmasına karar verildiğini; söz konusu sermaye artışı yapılırken de esas sözleşmenin 6. Maddesinin buna uygun olarak değiştirilmesinin kararlaştırıldığını bildirerek; müvekkillerinin bu kararlara muhalefet şerhi koyduklarını, kararların kötü niyetli ve sırf davacıların zarara sokmak için alınan kararlar olduğunu; esasen şirketin çok kötü yönetildiğini, şirket yöneticilerinin şirketi kendilerine ait yerlere taşıyarak yüksek kiralar ödettiklerini; şirketin stoklarını satıp, eksik gösterdiklerini; gereksiz kredi kullandıklarını; bilançolara göre şirket satışlarının gittikçe düştüğünü; şirketin ekonomik durumu bu kadar kötüyken sermaye artırımı kararının yersiz ve haksız olduğunu; şirketin ekonomik durumuna uygun olmadığını belirterek; ——– tarihli genel kurulda sermaye artışı ile ilgili alınan kararın ve buna göre esas sözleşmenin 6. Maddesinin değiştirilmesiyle ilgili kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, TTK 445 vd. Maddeleri gereğince, genel kurul kararlarının iptali için karardan itibaren 3 ay içinde dava açılması gerektiğini, davanın süresinde olmadığını, bu nedenle zaman aşımı sebebiyle reddine karar verilmesini, ayrıca davacıların iddialarının doğru olmadığını; şirketin sermaye artırımının mutlaka ihtiyacı olduğunu; zorunlulukla alındığını; şirketin borçları olduğunu, faaliyetlerine devam etmesi içinde sermaye artırımının gereklilik arz ettiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, TTK 445. Madde gereğince açılan şirket genel kurulunda alınan kararın iptali davasıdır.
Davacıların şirket ortağı olduğu, iptali istenen kararların gerçekten ——— tarihli ———-alındığı ihtilafsız olup; taraflar arasındaki ihtilafın, davacı tarafın iddia ettiği gibi sermaye artırımının sırf davacılara zarara uğratmak için kötü niyetli alınıp alınmadığı; şirketin finansal durumu ve proje / faaliyetleri çerçevesinde gerekli olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
Mahkememizce şirketin ——- kayıtları getirtilmiş; davacıların hissedar oldukları ve toplam hisselerinin şirketin hisselerine oranla %10’u aşmış olduğu görülmüş; iptali istenen ——— tarihli olduğu; eldeki davanın ——— tarihinde açıldığı; bu nedenle 3 aylık zaman aşımı süresi içinde davanın açılmış olduğu belirlenerek zaman aşımı defi esasla birlikte istinafı kabil olarak reddedilmiş; davacıların – tarihli genel kurula katıldıkları ve tutanak altına muhalefet şerhlerinin işlemiş oldukları anlaşıldığından iş bu davayı açabilecekleri belirlenmiştir.
Davacılar aynı şirketin ——— tarihli ve yine sermaye artışı ile ilgili kararının iptali içinde ———– dosyasında dava açtıkları; o kararla şirket sermayesinin ——- yükseltildiği görülmüş; o dosyada ———- tarafından bilirkişi raporunun alındığı; sermaye artışının kötü niyetli olmadığı, şirketin faaliyetleri ve borçlarına nazaran zorunluluk arz ettiği tespit edilerek davanın reddine karar verildiği; davacıların bu kararı istinaf ettiği ve halen dosyanın İstinaf incelemesinde olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce, şirketin kayıtları ve mal varlıkları ile alınan sermaye artırımı kararının birlikte incelenmesi için bilirkişi heyeti görevlendirilmiş olup, mali müşavir, muhasebe ve finansman uzmanı ve ticaret hukuku ana bilim dalı öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyeti vermiş bulundukları ——– tarihli raporlarında; şirketin faaliyetlerini, mal varlığını, borçlarını incelemişler; hazırladıkları raporda, şirket tarafından alınan sermaye artırımı kararının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmediğini; sermaye artırımı kararının finansal ihtiyaçlardan kaynaklandığını; şirketin satışlarının düşmesinin, maliyetlerinin ve faaliyet giderlerinin piyasa ortamında yükselmesinin, ana faaliyet konusunda kar elde edilememesi ve finansal giderlerin karşılanamamasının sermaye artırımı için gerçekleşen sebepler olduğunu belirterek; anonim ortaklık ve sermaye artırımının kanunla düzenlenmiş bir hak olduğunu, yine kanunda düzenlenen şartları yerine getirmek kaydıyla şirketin genel kurulunda alınacak kararlar her zaman sermaye artırımına gidilebileceğini; sermayenin mevcut miktarının şirket ortakları için müttesap hak oluşturmadığını; ancak sermaye artırımının bazı pay sahiplerini zarara uğratmak amacıyla yapılamayacağını; anonim şirketlerde çeşitli amaç ve nedenlerle sermayenin artırılmasının istenebileceği belirtilmek suretiyle, ortaklığın büyümek veya teknolojisini yenilemek için yatırım yapmak veya bir işletmeyi devralmak ya da vadesi gelen borçlarını pahalı gelen banka kredilerini ödemek gibi sebeplerle sermaye artırımına ihtiyaç duyabileceği; ortaklığın vadesi gelen borçlarının pay sahibi olan ve olmayan alacaklılarla anlaşarak sermayeye dönüştürülmesi ve böylece likitide sıkıntısı yüzünden ödeme güçlüklerinin giderilmesi için bu yola gidilebileceğini; mevzuat sözleşme ya da ana sözleşme gereği zorunluluk arz ettiği zaman sermaye artışına gidilebileceği; ortaklığın borca batık olması veya sermayenin zararlar sonucu kaybı nedeniyle sermaye artırımına gidilebileceği; bu çerçevede ve somut olayda şirketin borçlarının ödenmesi ve faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için alınan sermayenin artırılması kararının uygun olduğu; finansal ihtiyaçtan kaynaklandığının ve ——– itibariyle sermayenin ——— olarak belirlenmesinin şirket faydasına olduğunu bildirmişlerdir.
Davalı vekili her ne kadar rapora itiraz etmiş ve sektörel bilirkişi de dahil edilerek ek rapor alınmasını istemişse de, bilirkişi heyetinde finans uzmanının bulunduğu, davalı şirketin yer aldığı sektör yönünden de bilgisinin bulunduğu, öte yandan gerekliliğin daha çok şirketin faaliyet ve mevcut borçları yönünden olması sebebiyle kayıt üzerinden anlaşılabildiği nedeniyle ek rapora gidilmemiş; davacı vekili her ne kadar ———– bir önceki sermaye artırımı ile ilgili genel kurul kararının iptali davasının sonucunun beklenmesini talep etmişse de; her bir davanın bağımsız olduğu, o davada verilen karar kaldırılmış olsa dahi, o kararın iki sene önceki şirket durumuna ilişkin olacağı; bizim ——- tarihli olduğu, o tarih itibariyle şirketin bu miktar sermayeye finansal olarak mutlaka ihtiyacı olduğunun tespit edildiği nazara alınarak; davacıların iddia ettiği gibi sırf kendilerine zarara sokmak için alınan kötü niyetli bir sermaye artışı kararı olmadığı; şirketin ihtiyacı nedeniyle bu kararın alındığı nazara alınmak suretiyle, davanın reddine karar verilmiş, ——- Mahkemesindeki dosyanın sonucu da bu nedenle beklenmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Dava maktu harca tabii bulunduğundan maktu harçtan eksik 18,10 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacılar tarafından karşılanan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye kalacak gider avansının davacılara iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince 3.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oybirliğiyle verildi. Açıkça okunup, usulen tefhim olundu.03/09/2020