Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/64 E. 2018/848 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/64 Esas
KARAR NO : 2018/848

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 17/07/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı … ile birlikte ………. davalının üyesi olduğu……. Yapmış olduğu inşaatın arsa sahipleri olduğunu, arsa sahipleri ile davalının üyesi olduğu …….. Arasındaki üc adet alacak davasının arsa sahipleri lehine sonuçlandığını, arsa sahiplerinin Kadıköy …………ATM’nin kesinleşen ………. Esas Kadıköy………ATM’nin 2007/757 Esas ve Kadıköy……….ATM’nin 2007/892 Esas sayılı kararlarına istinaden kooperatif aleyhine ilamlı icra takipleri başlattıklarını, icra takiplerinin ardından davalının üyesi olduğu kooperatifin 11/11/2012 tarihinde arsa sahiplerine olan borç ile ilgili olarak olağan üstü gelen kurul toplantısını yaparak kooperatifin toplam borcunun 1.200.000,00 TL olduğu, ve bu paranın arsa sahiplerine 12 eşit taksit ile ödeneceği konusunda oy birliği ile karar alındığını, davalının üyesi olduğu kooperatifin olağanüstü genel kurulunun ardından kooperatif ile arsa sahipleri arasında bir protokol imzalandığını, arsa sahiplerinin toplam borcunun 1.200.000,00 TL olduğu konusunda arsa sahipleri ve kooperatif üyelerinin mutabık kaldıklarını, toplam 207 kooperatif üyesinin her birinin 480.11 adet ve bir adet 517,11 TL’lik senet imzalayıp arsa sahiplerine teslim edeceği her kooperatif üyesinin sorumluğu olduğu rakamın toplam 5.797,10 TL olduğunu, senet vermekten imtina eden kooperatif üyesinin alacağının da davacıya temlik edileceğini, davalının da senet vermekten imtina etmesi sonucunda genel kurul kararı gereğince kooperatifin davalıdan olan alacağını 04/01/2013 tarihli temlik sözleşmesi ile davacıya temlik ettiğini, davalı gibi kooperatif üyelerinin %90’ın borçlarını arsa sahiplerine ödemiş olduklarını, davacının temlik sözleşmesi gereğince davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu ……….İcra Müdürlüğünün 2013/2907 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe karşı haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait dairenin kat mülkiyeti ile ferdi mülkiyete geçtiğini, kooperatifin borcundan dolayı sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin tasfiye halindeki ………. Kooperatifinin üyesi olup 2006 yılında kooperatif üyelerinin kooperatif hisselerini ferdileştirip kat mülkiyetine geçtiğini ve müvekkilinin 206 kooperatif ortağı ile birlikte kat mülkiyeti tapusunu 15 nolu bağımsız bölüm olarak almış bulunduğunu, buna rağmen kooperatif yönetiminin kendilerini yanlış bilgi ve belgeler ile kandırması ve oyalamaları ile kooperatif üyeliğinden bir türlü çıkarılmadıkları gibi kooperatifin de bir türlü tasfiye edilmediğini, müvekkilinin ortağı olduğu kooperatifin ferdi mülkiyete geçene kadar tüm aidat borç ve yükümlülüklerini ödemiş bulunduğunu kooperatif yönetimine herhangi bir borcunun bulunmadığını dolayısı ile kat mülkiyetine geçildikten ve fiilen kooperatif tasfiye sürecine girdikten sonra müvekkilinden hiç bir surette alacak talebinde bulunulamayacağını, talep edilen alacağın tamamen tasfiye işlemini gerçekleştirmeyen yönetim kurulunun görev zararı olup öncelikle sorumluluklarından dolayı kendilerinden talep edilmesi gerekirken teamüllere usul ve yasaya aykırı olarak hakkı olmayan bir alacağın da başkasına temlik edilemeyeceğini, bu sebeple davanın reddi gerektiğini tasfiye halindeki kooperatifin ek bütçe yapıp üyelerini borçlandırma yetkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddi ile %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, temlik sözleşmesi kapsamında alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.
İstanbul Anadolu ……Asliye Hukuk Mahkemesince 2013/393 Esas 2014/229 Karar ve 19/06/2014 tarihli karar ile görevsizlik kararı verilmesi ve kararın kesinleşmesi üzerine dosya mahkememize tevzi edilerek……… E. Sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin ……….. E. Sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda …….. K. Sayılı 01/07/2015 tarihli kararı ile; “Yapılan yargılama toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı sonucunda davacının ortağı olduğu temlik eden dava dışı kooperatifin davalı üyeyi borçlandırıcı nitelikte herhangi bir genel kurul kararı yapmaksızın davacı ile protokol ve temlik sözleşmesini düzenlemiş olması temlikin 1163 sayılı Kooperatif Kanununun düzenlemeleri de dikkate alındığında davalı ortak bakımından geçerli olmayacağı, bu sebeple davalı ortağın icra takibine konu edilen borçtan bu aşamada sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılarak davanın reddine dair takdiren aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiş ayrıca davacı alacaklının icra takibinde kötü niyetli olduğu sübuta ermediğinden davalının kötü niyet tazminat istemi de reddedilmiştir.”
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay ……… Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay ……… Hukuk Dairesi 2015/8206 2017/2325 E ve K sayılı 21/09/2017 tarihli ilamı ile; “Dava konusu temliğin dayanağı olan 11.11.2012 tarihli olağanüstü genel kurulun 5. maddesinde yönetim kuruluna arsa sahiplerine 1.200.000,00 TL’ye kadar ödeme yapma yetkisinin oybirliği ile verildiği, yönetim kurulunun da bu yetkiye istinaden temlikname düzenleyerek davacıya verdiği sabittir. Genel kurulun iptaline ilişkin herhangi bir iddia ve ispat mevcut olmadığı için verilen bu yetkiye istinaden yapılan temliklerin de geçersizliğinden bahsedilemez. Geçerli bir yetkiye dayanarak verilen temliğin geçerli olduğu anlaşıldığından yargılamaya bu kabul üzerinden devam edilip davalının borç miktarı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” diyerek mahkememiz kararının bozulmasına karar vermiştir.
Bozma kararı uyarınca dava, mahkemizin 2……… E. Sırasına kaydedilerek usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda mevcut belgeler ve ödemelerde değerlendirilmek sureti ile dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez 24/04/2018 tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda sonuç olarak; bozma ilamı uyarınca, itirazın iptaline İlişkin takip dosyasındaki alacak kalemleri yönünden yapılan incelemed; İsteyebileceği asıl alacak tutarının talebi gibi 5.797,00TL olduğu, rapor içeriğinde açıklanan nedenlerle faiz talep hakkının doğup doğmadığının takdiri mahkemeye ait olmak üzere, takip tarihine kadar birikmiş faiz tutarının 91,30 TL olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu.davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında İstanbul Anadolu ……… İcra Müd.2013/2907 E. Sayılı dosyası ile takip yapıldığı ödeme emrinin 11.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın 15.03.2013 tarihinde süresinde yapıldığı ve takibin durduğu, eldeki davanın İİK 67 maddesine göre 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Takibe konu edilen alacağın dayanağı 06.12.2012 tarihli temlik sözleşmesi olup, temlik sözleşmesinin geçerli olduğuna dair Yargıtay ………. Hukuk Dairesinin 2015/8206 K. 2017/2325 sayılı ilamı ile belirlenen gerekçeler doğrultusunda temliğin dayanağının 11.11.2012 tarihli olağanüstü Genel Kurulun 5. Maddesinde yönetim Kuruluna verilen yetki doğrultusunda oybirliği ile yetki verildiği , bu yetki ile temliknamenin düzenlendiği, bu genel kurul kararının iptali için süresinde açılmış bir davada söz konusu olmadığı, geçerli bir yetki ile yapılan temliknamenin geçerli olması nedeni ile her bir kooperatif üyesine düşen bedel yönünden yapılan bilirkişi incelemesi ve raporuna göre, genel kurul kararı ile belirlenen 1.200.000,00 Tl için 207 üyeli kooperatif üyesinden biri olan davalının ödemesi gereken miktarın 5.797,10 TL olduğu, bu miktar üzerinden itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren bu miktara yasal faiz uygulanması gerektiği, davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada belge ve delil bulunmadığından işlemiş faize yönelik itirazın iptali talebinin ve alacak likit olmadığından İİK 67/2 maddesi ile davacı tarafından talep edilen tazminat talebinin de reddi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın kısmen kabulü ile,
Davalının İstanbul Anadolu ……… İcra Müdürlüğünün 2013/2907 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 5.797,00 TL iptali ile takibin devamına takip tarihinden itibaren bu miktara yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin Reddine,
Davacı tarafından talep edilen İİK 67/2 maddesi gereğince tazminat talebinin alacak likiti olmadığından Reddine,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 395,99 TL harçtan, peşin alınan 102,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 293,49 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 126,80 TL’ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Davacı tarafça yapılan 2.300,00 TL bilirkişi ücreti ve 365,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.665,00 TL nin kabul ve red oranına göre; 2.574,83 TL nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, 90,17 TL nin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 42,00 TL posta giderinin kabul ve red oranına göre; 1,42 TL nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, 40,58 TL nin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf yararına …….. uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı taraf yararına …….. uyarınca 203,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
7-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.