Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/611 E. 2019/173 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/611 Esas
KARAR NO: 2019/173
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/05/2018
KARAR TARİHİ: 19/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, taraflar arasında bir ticari ilişki bulunduğunu, 23/08/2016 tarihli yazılı sözleşme gereğince müvekkili şirketin davalı tarafından sipariş edilen emtiaları gönderdiğini, cari hesapta müvekkilinin alacaklı olduğunu, alacağın ödenmemesi üzerine de davalı aleyhine icra takibinde bulunduklarını, davalının haksız bir itirazla icra takibi durdurduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı taraf yapılan tebligata rağmen duruşmalara gelmemiş, davaya da cevap vermemiştir. Bu nedenle davalının takibe yapmış bulunduğu “borcum yoktur” itirazı nazara alınmak suretiyle inceleme yapılmış, davalının akti ilişkiyi de reddettiği ve alacağını ispatla davacı tarafın sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava,İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı davalı aleyhine yaptığı takipte cari hesap alacağına dayalı olarak ———– ticari reeskont avans faizi ile tahsilini talep etmiş; davalı buna süresi içinde borcum yoktur şeklinde itiraz etmiş, itiraz üzerine takip durmuş, iş bu davada 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Takibe konu alacak cari hesaptan kaynaklanan alacaktan olup mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verilmiş, her iki tarafa da ticari defter ve kayıtlarını inceleme gününde ibraz etmeleri bildirilmiş ve etmemeleri halindeki sonuçları da açıkça ihtar olunmuştur.
İnceleme gününde sadece davacı taraf ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmiş bu nedenle davacı kayıtları incelenmiş olup; davacı kayıtlarına göre davacının tikip tarihi itibariyle davalıdan 874,92 TL alacaklı olduğu; zira davacı kayıtlarına göre 1.147,48 TL alacağın takip tarihi itibariyle mevcut olduğu ancak bunlardan 172,56 TL’lik faturanın vade farkı faturası olduğu, tarafların vade farkı yönünden bir anlaşmaları bulunmadığı; takipten önce ve bu faturadan önce temerrüte düşürüldüğüne dair de bir delil ibraz edilmediği için; davalının vade farkı faturasından sorumlu olmayacağı, bu faturanın miktarı düşüldüğünde davacı alacağının davacı kayıtlarına göre 874,92 TL olacağı belirlenmiştir.
Davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeyerek; Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2016/4087 Esas ve 2017/261 Karar sayılı hükmünde de aynen açıklandığı gibi HMK’nun 222/4 – HMK’nun 219/1 – HMK’nun 220/1 – HMK’nun 220/3 ve HMK’nun 222. Maddeler birlikte değerlendirilerek; bir tarafın kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise, karşı tarafın ticari defterlerine de dayanılmamış olsa da incelenmesinin zorunlu olduğu, çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu taktirde lehine delil teşkil edebileceği; karşı tarafın defterleri incelenemediği taktirde ticari delil ve deftere dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtlarının leyhe delil teşkil etmesinin mümkün olmadığı; davacınında bu durumu bilerek ticari defterleri delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerininde incelenmesini istediğini kabul edilmesi gerektiği; aksinin kabulü halinde davacının ticari defterlerinin tek başına delil niteliği taşınmadığından böyle bir delilin incelenmesininde gerekte olmayacağı; karşı tarafın ise ticari defterlerini sunarsa birlikte incelenip değerlendirildiğinden davacınnı lehine olup olmayacağının o taktirde anlaşılabileceği; karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı taktirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelemesine engel olduğundan; engel olduğu sonucun varlığını kabul etmesi gerektiği; davalının tacir olduğu, defter tutmak zorunda olduğu, ticari defterlerinin bulunmadığını ileriye süremeyeceğini; sonuçları ihtar edilerek ibrazı istendiği ancak sunmadığı; bu nedenle HMK’nun 220/3 maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgedeki kayıtların, karşı taraf defterlerindeki kayıtlara uygunluğunu mahkemenin kabul etmesi gerektiği nazara alınarak; artık davacının 874,92 TL yönünden alacağını ispat ettiği kabul edilmiş, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
Hükme konu olan alacak likit ve davalı bu miktar yönünden haksız bulunduğundan asıl alacak üzerinden inkar tazminatına da hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın kısmen kabulüne,
Davalının İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğünün ———— sayılı dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİNE,
Takibin 874,92 TL üzerinden ve bu bedele takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile ( yıllık %9,75’i aşmamak koşuluyla ) tahsili şeklinde devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
874,92 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 59,76 TL harçtan peşin olarak alınmış olan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 23,86 TL harcın davalıdan alınmasına, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan 71,80 TL harcın tamamı ile 3 davetiye gideri 42,00 TL ve bilirkişi inceleme ücreti 1.200,00 TL’nin kabul ve ret oranı gereği 968,50 TL’sinin toplamı 1.040,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince davacı lehine hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından ve maktu vekalet ücreti de hüküm altına alınan alacağı geçemeyeceği için 874,92 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Dair karar, mazeretli kabul edilen davacı vekilinin yokluğunda, davalı tarafın yokluğunda, miktar nedeniyle her iki taraf içinde kesin olarak verildi.19/02/2019