Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/60 E. 2019/262 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/60 Esas
KARAR NO : 2019/262

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/03/2010 ( BOZMADAN EVVEL )
KARAR TARİHİ : 07/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE : Mahkememizin ——— Esas – ——— Karar sayılı dosyasında;
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı ….——— arasında 20.6.2006 tarihli tek satıcılık sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmenin 3 yıl süreli olduğunu, akdin feshedilebilmesi için sözleşmenin sona ereceği tarihten 6 ay önce feshedilmesi gerektiğini, ancak davalının fesih ihbarına uymadığını,diğer yandan tek satıcı olmaları nedeniyle davalıyı Türkiye çapında tanıttıklarını, diğer davalı ———–ise kendilerinin tek satıcı olmalarına rağmen davalı …———– ile sözleşme imzalamasının iyi niyetli olmadığını ileri sürerek piyasada prestij kaybetmelerinden dolayı 5.000 Euro manevi zarar, 10.000 Euro kar kaybı, portföy tazminatı olarak 5.000 Euro’nun davalı …’den, rekabete aykırılık nedeniyle 5.000 Euro’nun davalı ———-’den fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile toplam 229.609,97 Euro’nun davalı …’den tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı …——– vekili, davacının sözleşme süresi içerisinde müvekkilinin Türkiye’de hedeflediği pazar payını arttıramadığı gibi yok ettiğini, davacının uyarıldığını ve artık birlikte çalışılmayacağının bildirildiğini, ancak davacının elinde kalan stoklarını satması için süre tanındığını, davacının kötü niyetli davranması üzerine 08.12.2009 tarihinde fesih ihbarında bulunduklarını, davacının yalnızca müvekkilinin ürünlerini satmadığını, yapıldığını iddia ettiği masrafların başka firmaların ürünlerini de kapsadığını, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini ve müvekkilinin sözleşmeyi feshettikten sonra diğer davalı ile çalışmaya başladığını ve haksız rekabet olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ———- vekili, davalı … ile müvekkili şirket arasındaki tek satıcılık sözleşmesinin , davacının sözleşmesinin ilk feshinden sonra kurulduğunu, davacının hem davalı … hemde müvekkilinden aralarındaki çalışma nedeniyle elde edilen kar üzerinden tazminat talep ettiğini, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce, tüm dosya kapsamına göre, sözleşmenin 08.12.2009 tarihinde mutabakata aykırı feshedildiği, 31.12.2009 tarihine kadar davacının oluşan zararlarını talep edebileceği, mahrum kalınan karın denetime elverişli bilirkişi raporuyla belirlendiği gerekçesiyle dava tarihindeki kur üzerinden Euro değerinin tespit edilerek davanın kısmen kabulü ile toplam 51.478,85 Euro tazminatın 10.000,00 Euro’suna dava tarihinden itibaren bakiye 41.478,85 Euro’suna 10.02.2015 ıslah tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalı …’den alınmasına, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle cironun çok düşük olması nedeniyle davalıya önemli ölçüde müşteri çevresini devredemediği anlaşıldığından müşteri tazminatı talebinin reddine, munzam zarara gerekçe olarak gösterilen hususların münhasıran davaya konu sözleşme kapsamında yapılan harcamalar olduğu somut deliller ile kanıtlanamadığı, tek satıcının üreticiden yapılan masrafları isteme hakkı olmadığı gerekçesiyle tazminat talebinin reddine, sözleşmenin sadece sona erdirilmesi manevi tazminatın gerekçesi olamayacağından tazminat talebinin reddine, sözleşmenin sona ermesinde davalı —— sorumluluğu olduğu yönünde somut delil olmadığı gerekçesiyle tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı …——————-vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay ———- Hukuk Dairesi tarafından temyiz incelemesi yapılmış olup;
16/10/2017 gününde verilen —————– sayılı hükmü ile;
“1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının davalı ————————. hakkındaki temyiz isteminin reddine,
2-Dosya içerisinde bulunan ve davacı tarafından gönderildiği belirtilen 14.07.2009 tarihli mail metninde “ öncelikle verdiğiniz ayrıntılı bilgiden dolayı teşekkür ederim. Firma prensipleriniz konusunda yeterli malumata sahibiz. Sizden buna rağmen 2009 yılı sonuna kadar özel satış sözleşmesini geçerli bırakmanızı rica ediyoruz. Müşterilerimizde olumsuz bir izlenim bırakmak istemiyoruz, sizin anlayış göstereceğinizi düşünüyorum ” şeklinde cevap vermiş olup, bu yazı cevabı ile davacının davalı——————-sözleşmeyi feshettiğini kabul anlamına gelip gelmediği hususunun ve sonradan mal almaya devam ettiği hususunun tartışılarak yine taraflar arasındaki yazışmalar uyarınca davacının davalı … şirketinden 2009 yılı sonuna kadar mal almaya devam edip etmediği tespit edilerek sonuç olarak davacının feshi kabul ettiği anlaşıldığı takdirde davacının herhangi bir tazminat isteyemeyeceği hususu gözetilerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”
Denilmek suretiyle mahkememiz hükmü bozulmuş;
Kesinleşen bozma ilamından sonra dosya mahkememizin———- Esasına kaydedilmiş;
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş; ilk celsede davacı vekiline 14/07/2009 ile 2009 yılının sonuna kadar müvekkili tarafından mal alınmışsa, aldığı mallara ilişkin sevk irsaliyelerini ve belgeleri ibraz etmesi, ibraz edeceği sevk irsaliyelerini ve faturalarının kapsamıda nazara alınmak suretiyle taraflar arasındaki aktin yenilenme iradesinin bulunup bulunmadığı konusunda inceleme yapılacağı ihtar olunmuş;
İkinci celsede davacı vekili, mahkememizce verilen süreden sonra, taraflar arasında mal alınmaya ve gönderilmeye ilişkin tüm faturaları ibraz ettiğini bildirmiş;
Bunun üzerine mahkememizce uzman bilirkişi görevlendirilmek suretiyle ve görevlerinin sınırı 18/10/2018 tarihli celsede belirtilmek suretiyle; Yargıtay bozma ilamı nazara alınarak 14/07/2009 tarihli mailden sonra davalı ——— davacı şirkete mal göndermeye devam edip etmediği, davacı kayıtlarına göre mal girişlerinin bulunup bulunmadığı ve davacının bu mal girişlerine karşı fatura düzenleyip düzenlemediği, davacı vekilinin 17/10/2018 tarihli dilekçesinde bildirdiği mal girişlerinin olup olmadığı incelenmek suretiyle rapor hazırlanması bildirilmiş;
Bilirkişi raporunu ibraz etmiş olup; davacının sunduğu tüm faturalar incelenmek suretiyle; 14/07/2009 tarihli mailden sonra davacı şirketin, davalı şirkete herhangi bir mal siparişi vermediği gibi davalı şirketten de davacı şirkete mal gönderilmediği; Temmuz 2009 ayı içinde gelen ve davacının 03/08/2009 tarihinde ticari defter kayıtlarına giren 27/07/2009 tarihli 36.162,72 Euro tutarlı malın 14/07/2009 öncesi siparişi verilmiş mal kapsamında bulunduğu da belirtilmek suretiyle; 14/07/2009 tarihinden sonra taraflar arasında esasen bir ticari ilişki kalmadığı tespit edilmiş;
Hal böyle olunca davalı ….———– şirketi aleyhine açılan davanın da reddine karar vermek gerekmiş olup;
Her ne kadar davacı vekili, son celseden önce portföy tazminatına ilişkin bir talepte bulunmuşsa da; o talebin esasen bozmadan önce mahkemece incelenen taleplerden olduğu; şartları oluşmadığından dolayı reddedilidiği; bozma ilamının işaret ettiği inceleme kapsamında da kalmadığı ve bu nedenle Yargıtay’ca temyiz itirazının reddedildiği taleplerden olduğu nazara alınmak suretiyle portföy tazminatı da verilemeyeceği belirlenmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davalılardan ————- yönünden mahkememizce —————– sayılı ve 04/02/2016 tarihli olan karar yönünden verilen Yargıtay’ın temyiz talebinin reddine ilişkin hükmü kesinleştiğinden “Davacının 2 nolu davalı ————– şirketinden talep ettiği haksız rekabet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine, ilişkin kararının geçerli olmasına bu nedenle yeniden hüküm ittihazına yer olmadığına,
Diğer davalı …————- şirketi aleyhine açılan davanın REDDİNE,
Peşin olarak alınan 776,05 TL ile ıslahla alınan 10.589,97 TL harçtan, maktu harcın mahsubu ile bakiye 11.311,62 TL harcın talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Davalı …————— kararı temyiz etmesi nedeniyle karşılamış bulunduğu 4 davetiye gideri 48,00 TL’nin davacıdan alınıp, bu davalıya verilmesine, Yargıtay’ca peşin harcın bu davalıya iadesine karar verildiği için iş bu hükümde yeniden karar verilmesine yer olmadığına ancak bu davalı tarafın karşıladığı Yargıtay’a başvuru harcı olan 29,20 TL’nin davacıdan alınıp, bu davalıya verilmesine,
Karar tarihindeki ———gereğince———–şirketi lehine; davanın ıslah ile artırılan miktarı 229.609,97 Euro olduğundan, Euro’nun karar tarihindeki TL karşılığı üzerinden 66.370,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ——————- şirketine verilmesine,
Diğer davalı yönünden verilen masraf ve vekalet ücretleri yönünden mahkememizin —————Esas ——- Karar sayılı kararındaki miktarlar geçerli olacağından, bu hususta yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair karar, mazeretli kabul edilen davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.