Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/576 E. 2020/496 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/576 Esas
KARAR NO : 2020/496
DAVA : İtirazın İptali ( Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2018
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkili şirket ile dava dışı——- arasında adi ortaklık kurulduğunu; söz konusu bu adi ortaklık ile de —– arasında ——sayılı —— düzenlendiğini; davalının —— bu poliçeyi devir aldığını belirterek; müvekkili şirketin işinde çalışmakta olan —– tarihinde iş kazası geçirdiğini, adı geçen tarafından müvekkili aleyhine ——- sayılı dosyasında maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, söz konusu bu davada —— davanın ihbar edildiğini, yargılama sonunda —— günü tesis edilen kararda —– maddi tazminatın ödenmesine karar verildiğini; anılan hükmün ——- tarihli kararıyla bozulduğunu, bunun üzerine mahkemenin —– kaydedilen dosyada bozmaya uyulduğunu; —– günü verilen kararla da —— maddi tazminatla ——manevi tazminatın —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte —— ödenmesine karar verildiği, kararın —— geçmek suretiyle kesinleştiğini; ilamın infaz edildiğini;—- sayılı dosya kapsamında —- vekiline — havale edildiğini, icra dosyasına da—– ödeme yapıldığını; yine aynı olay sebebiyle —– dosyasıyla açılan rücu davasında, müteselsil tahsil kararı verildiği; hükmün —-tarafından onandığını, ilamın icraya konulması üzerine ——— sayılı dosyasına —-ödeme yapıldığını; davalı sigorta şirketine mahkeme kararları, icra emri ve ödeme dekontlarının gönderilmesine rağmen olumlu hiç bir sonuç alamadıklarını; bunun üzerine —– yevmiye nolu ihtarlarla —— ödenmesinin istenildiğini; olumlu bir sonuç çıkmaması üzerine de——sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını; davalının haksız itirazıyla takibin durduğunu bildirerek, itirazın iptaline takibin devamına ve davalıdan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı, davaya cevap vermemiş ise de, istenilen bedelin sigorta kapsamında kalmadığını, müvekkilinin 3. Şahısların zararından sorumlu olduğunu; istenilen bedelinde miktar olarak kabul etmediklerini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. Dava konusu yapılan takip, bizzat davacının ödemek zorunda kalıp, sigorta şirketine poliçe gereğince rücu ettiği alacağa dayanmaktadır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, icra dosyaları istenmiş, uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmış; mali müşavir ve sigorta uzmanı bilirkişinin raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf itirazları incelenmiş, tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davacı şirket dilekçesinde de belirttiği gibi dava dışı ——– yaptığı adi ortaklığa ilişkin bir işin yürütülmesi esnasında iş kazası meydana geldiğinden öncelikle icra takibinin ve iş bu davanın adi ortaklardan sadece biri olan davacı tarafından açılıp açılmayacağı mahkememizce değerlendirilmiştir. ———- tarihli kararında da vurgulandığı üzere “adi ortaklık adına veya adi ortaklık aleyhine açılacak davalarda tüm ortakların davada yer almaları esastır.” Ancak, ödemeyi yapanın davacı ortak olduğu, davacı ortağın icra takibini ve iş bu davayı tek başına açtığı nazara alındığında; davacının taraf teşkili yönünden hem takip dosyasında hem de iş bu dosyada eksik olduğu belirlenmişse de; davacının dava dışı adi ortaktan iş bu davaya konu hakkı icra takibini başlatmadan evvel TEMLİK ALDIĞI, söz konusu temliknameyi de mahkememizce bu hususta yapılan araştırmaya esas olmak üzere sunduğu sebebiyle davanın reddine gidilmemiş, esasına girilmiştir.
Adi ortaklık ve sigorta şirketi arasındaki sigorta sözleşmesinin incelenmesinde, poliçe genel şartlarında “inşaat anında” üçüncü şahısların yaralanmalarından dolayı sigortanın zarardan sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Yaralanan işçi, davacıların kurduğu adi ortaklığın taşeronu durumundaki ——- olduğundan ve bu husus verilen İş Mahkemesi kararıyla açıkça açıklanmış bulunduğundan; söz konusu işçinin en azından üçüncü kişi konumunda olduğu, bu nedenle yaralanmasından ötürü ödenen tazminattan da şartları mevcutsa davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağı mahkememizce belirlenmiştir.
———-sayılı dosyasında dava dışı —- tarihinde geçirdiği iş kazasına bağlı olarak gözünden yaralanması nedeniyle——— aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtığı; ilk verilen kararın bozulması üzerine ve bozmaya uyularak —- günü tesis edilen hükümle “davanın kısmen kabulüne, — maddi tazminat ile —manevi tazminatın —-tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesine” karar verildiği; bu kararın —–sayılı hükmü ile onandığı; bu yargılama yapılırken davalımız olan —- söz konusu bu davanın ihbar edildiği; ihbar dilekçesinin —- gününde tebliğ edildiği anlaşılmış;
—– sayılı dosyasında ise, — tarafından—- ile —- dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda —gününde verilen hükümle davanın kabulü ile —- kurum zararının asıl davanın davalısı ile birleşen dosyadaki —— inşaattan gelirlerin onay – masrafların sarf ve ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müteselsilen tahsiline karar verildiği; söz konusu kararın —- bozulduğu, bozma üzerine ——Esasına kaydedildiği, bu dosyada davalı sigorta şirketine yapılan bir ihtarın bulunmadığı;
—— dosyasının —— sayılı dosyasında verilen ilamın infazı için yapılan takip olduğu, kapak hesabı kapsamında —- günü —- — havale edildiği; yine—- tarafından da —– havale edildiğine dair dekont örneğinin dosyamızın dayanağı olan takip dosyasında mevcut olduğu;
——- sayılı dosyasında—- tarafından bozmadan sonra —- verilen ilamın infazı için başvurulduğu; toplam alacağın —- olduğu; davacımız olan şirket tarafından —-vekiline ——- sayılı dosyası ” açıklamasıyla —- havale edildiği ayrıca icra dosyasına da—- gününde —- gününde——- para yatırıldığı;
Mahkememizce görülmüş olup;
Davacı tarafın icra takibinde davalı aleyhine —– tarihinde vaki ödemelerin rücusu anlamında — asıl alacak ve bu asıl alacağa —- tarihleri arasında —- işlemiş ticari faiz ile —- asıl alacak, bu asıl alacağa — arasında işlemiş — faiz olmak üzere toplam ——- tahsili yönünde icra takibi başlattığı görülmüştür.
Davacı şirket davalıya——– yevmiye nolu ihtar keşide ederek —– ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte ödenmesini talep ettiği, bunun —- günü sigorta şirketine tebliğ edildiği belirlenmiştir.
Taraflar arasındaki husumete mesnet poliçenin ise, — vadeli olduğu; “iş veren sorumluluk sigorta poliçesi” olduğu, sigortalının ——-adi ortaklığı olduğu; riziko adresinin ——ilçesi sınırları gösterildiği ve faaliyet konusunun ——— olduğu; iş veren sorumluluk miktarının şahıs başına —- kaza başına —-olduğu; aynı poliçenin bir başka nüshasında şahıs başına teminat — gösterilmişse de somut olayda bu tutar farklılığının önem arz etmediği zira karar altına alınan ve rücusu istenen asıl alacaklar toplamının — olduğu; —- bunun da limiti aşmadığı tespit edilmiş,
Davacı vekilinin —- yılında meydana gelen iş kazasında yaralanan işçinin bizzat açtığı ve —–tarafından açılmış olan — dava nedeniyle icraya konan ilamlar nedeniyle ödediği bedellerin rücusunu talep ettiği;
Sorumluluk sigortasında rizikonun gerçekleşme anının tespitinin gerektiği; üçüncü şahısların sigortalıya dava açması halinde sigortacıyı sigortalısının savunmasına yardıma zorunlu tutan sorumluluk sigortalarında, sigortalının tebligat üzerine davayı öğrendiği —- tarihinin riziko tarihi olarak kabulü gerektiği; —- tarafından açılan davada, davalı sigorta şirketine davanın ihbarının —- tarihinde gerçekleşmiş olması nedeniyle; anılan dava yönünden —- ihbar tarihiyle ödeme tarihine kadar yürütülecek faizler yönünden davalı sigortanın sorumlu olacağı; bu tarihten sonra ise davacının ödediği tutara avans faizi yürütülmesini isteyebileceği; bu çerçevede ——- kaydedilen dosyadan dolayı davacının rücu edebileceği asıl alacağın mahkememizce hükme esas alınan —– tarihli bilirkişi kurul raporunun —- Sayfasının sonunda hesaplandığı gibi —- olacağı; bu tarihten itibaren davacı alacağının ödemeyle birlikte asıl alacağa dönüştüğü; —- yönünden —- ödeme tarihinden, bunun dışında kalan —- yönünden ise— ödeme tarihinden itibaren avans faizi isteyebileceği; bu çerçevede toplam bu dosyadan dolayı —– istenebileceği nazara alınarak, bu dosya yönünden bu miktarlar dikkate alınmak suretiyle itirazın iptaline karar verilmiş;
——- Esasa kayıtlı dosya için davalı şirkete herhangi bir ihbarın yapılmadığı, bu nedenle sigortacının temerrüte düşürülmemiş olduğu; dolayısıyla sigortacının sadece kendi temerrütünden sorumlu olacağı; hüküm gereğince kaza tarihinden itibaren başlatılan faizde, davanın ihbarı söz konusu olmadığı için ihbardan itibaren faizin hesaplanmayacağı, rücu davasında bozma yaşandığı, kusur oranları yönünden yeniden rapor alınması gereğine vurgu yapıldığı; ancak mahkememizce bunun sonucunun araştırılmasına gerek bulunmadığı; zira ————- ilamında, “sigortalının haksız fiilden doğan zararının diğer sorumlularla birlikte davalı sigorta şirketinden de sorumluluk limitiyle sınırlı olmak üzere müteselsilen talep etmesi mümkün bulunmasına göre, üçüncü kişinin zararının kesinleşmiş mahkeme kararına göre müteselsilen ödeyen davacının ödediği maddi tazminatı ve ferileri poliçe limiti dahilinde davalıdan isteyebileceği ve davalı da ödedikten sonra kusur oranları nispetinde diğer sorumlulara yönelebileceği gözetilerek, buna göre karar verilmesi gerekirken davacının olaydaki kusur oranına göre davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı” vurgulandığı; hal böyle olunca davalı sigorta şirketinin ödedikten sonra alt iş verene rücu hakkı bulunduğundan ve bozulan dosyadaki zarar miktarı konusunda bir ihtilaf bulunmadığından davacının bozulan dosya nedeniyle yapmış bulunduğu —- ödemeyi davalıdan talep edebileceği; ödemenin gerçekleştiği —- itibaren takip tarihine kadar faiz talep edebileceği, bununda—–olduğu nazara alınmak suretiyle bu miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş;
Davacı her ne kadar icra takibinde —- avans faizi yürütülmesini talep etmişse de takip tarihinde avans faizi ——–olduğundan bu husustan da icra takibi düzeltilmiş;
Talep edilen miktarların mahkeme kararları ve yapılan ödemelere ilişkin likit alacaklar olduğu nazara alınmak suretiyle, itirazda da haksız bulunan asıl alacak miktarları toplamı üzerinden inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
Davalının ——- dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile;
Takibin —- asıl alacak olmak üzere toplam —– asıl alacakla;
— olan asıl alacaktan dolayı —işlemiş faiz,
—olan asıl alacaktan dolayı ise –işlemiş faiz olmak üzere toplam — işlemiş faiz üzerinden ve asıl alacaklar + işlemiş faizler toplamı —- üzerinden; ve sadece asıl alacak olan —– takip tarihinden itibaren —değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali taleplerinin reddine,
—- üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Alınması gereken 25.778,21 TL nispi karar harcından baştan alınan 5.250,79 TL harcın mahsubu ile eksik 20.527,42 TL harcın davalıdan tahsiline, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan peşin harç ve başvuru harcının toplamı 5.286,19 TL’nin tamamı ile kabul ve ret oranları gereğince16 davetiye gideri 192,00 TL ve bilirkişi inceleme ücreti 2.400,00 TL’nin 2.251,60 TL’lik kısmının toplamı 7.537,79 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince davacı lehine 34.865,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım yönünden ise 8.260,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——– Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oybirliğiyle verildi. Açıkça okunup, usulen tefhim olundu.22/10/2020