Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/573 E. 2022/206 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/573 Esas
KARAR NO : 2022/206

DAVA : Yaralamalı Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/05/2018
KARAR TARİHİ : 18/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacılar vekili, 14/03/2018 tarihinde meydana gelen kazada müvekkillerinin velayeti altında bulunan—bir alanda davalılardan— sürücüsü,— motosikletin çarptığını; motosikletin 250 kg ağırlığında bir motosiklet olduğunu, kaza sonunda motorun devrildiğini, küçüğün üzerine düştüğünü; müvekkillerinin oğlunun yaralanmasına ve vücudunda kırıkların meydana gelmesine sebebiyet verdiğini; küçüğün kazadan sonra —- kaldırıldığını, bir süre tedavi gördüğünü belirterek kazadaki kusurun tamamen davalı sürücüde olduğunu, bu nedenle her üç davalının da doğan zarardan sorumlu olduklarını;— karşılanmayan sağlık tedavi giderlerinin, — giderlerinin maddi tazminat olarak davalılardan tahsili gerektiğini ayrıca davacı babanın iş yeri çalıştırdığını, cep telefonu alım satımı yaptığını, 1 hafta iş yerinin kapalı kaldığını, bunun da maddi tazminat kapsamında karşılanması gerektiğini belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini ayrıca çocuklarının yaralanmasından dolayı her bir davacı yönünden ayrı ayrı 5.000,00’er TL manevi tazminatında kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı sürücü ve araç malikinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı —- zarardan sorumlu olmadıklarını zira — kazanın gündüzleyin meydana geldiğini; aksi kabul edilse dahi gerçek kusur ve gerçek zararın ispatı gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş,
Diğer davalılar—vekili de, sürücü —kazada kusurlu olmadığını, bu nedenle açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddi gerektiğini beyan etmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
14/03/2018 tarihi itibariyle kazanın meydana geldiği, kaza esnasında davacıların çocuğunun yaya olduğu, davalı — tarafından kullanılan ve malikinin —- motosikletin çocuğa çarptığı, kazadan dolayı çocuğun yaralandığı hususları ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki ihtilaf, kazada kimin kusurlu olduğu, yaralanmanın derecesi ve— kazadan önce mi sonra mı yapıldığı hususunda toplanmaktadır.
Davalı— düzenlenen ——saati aynı gün —sigorta poliçesinden sonradır. Ancak, anne – baba şikayetinde kazanın öğlen saatinde meydana geldiğini kara kolda ifade etmişlerdir. Ancak, maddi tazminattan sorumlu olabilecek sigorta şirketinin, aşağıda açıklanacak dava esnasındaki gelişme nedeniyle poliçenin kazadan önce mi sonra mı imzalandığı hususu önem arz etmeyecek olup, verilen hükme göre sonucun değişmeyeceği değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere, yaralamalı trafik kazalarında aracın sürücüsü vermiş bulunduğu zarardan Borçlar Kanunu hükümleri gereğince, aracın maliki Kara Yolları Trafik Kanununun objektif sorumluluk hükümleri gereğince,— gereğince zarardan sorumludur. Ancak bu sorumluluk kusur oranları ve sigorta şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlıdır.
Mahkememizce kusur yönünden rapor alınmış olup— tarihli raporunda, sürücü — yönetimindeki motosikletin kavşaklara yaklaşırken yavaşlamadığı hızını aracının ve yolun şartlarına uygun ayarlamadığı, bu nedenle taşıt trafiğine kapalı yola girerek—-çarparak yaralanmasına neden olduğu sebebiyle kazada %100 kusurlu olduğunu; küçüğün trafiğe kapalı yolda ve babasının yanında oynarken yaralanmasında herhangi bir kusurunun bulunmadığı rapor etmiştir. Bilirkişi ayrıca sigorta poliçesinin — imzalandığını, sürücünün kazanın öğlen saatlerinde 12:00 – 13:00 arasında meydana geldiğini beyan etmesi sebebiyle zorunlu sigortanın kazadan sonra gerçekleştiği hususunu bildirmiştir.
Maddi tazminatın belirlenebilmesi için küçüğün— gerekmekte olup, bir kez müracaatının sağlandığı, maluliyetin bulunmadığı, iyileşme süresinin 1 ay olabileceği ancak küçüğün en az 6 ay bir eğitim ve —— tamamlandıktan sonra tekrar muayeneye gönderilmesi halinde kazadan dolayı ruhsal ve yakınmalarıyla ilgili hususlarda rapor düzenlenebileceği hususunun belirlendiği; ancak mahkememizce verilen tüm ara kararlara rağmen davacı vekilince çocuğun ruhi durumu ve diğer yakınmalarına ilişkin —— önerdiği bu tedavinin sağlanamadığı davacı vekilince de son celse sağlanamayacağının açıkça bildirildiği karşısında; dosyanın mevcut tıbbi rapor çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, buna göre küçüğün maluliyete uğramadığı; bu yüzden kendisine sürekli iş gücü kaybı tazminatı verilemeyeceği, her ne kadar 1 aylık bir tedavi süreci belirlenmiş ise de, küçüğün yaşı nedeniyle çalışması mümkün bulunmadığından bu tazminata da hükmedilemeyeceği; kesin rapor için davacı tarafın hastanede 6 aylık tedavi süresini sağlayamadığı, küçüğün hastaneye götürülmesinin temin edilemediği ve bu nedenle verilen kesin mehillere de riayet edilmediği sebebiyle maddi tazminat talebinin zorunlu olarak usulden reddine karar vermek gerekmiş; sadece işleten ve sürücü aleyhine manevi tazminata hükmedilebileceği belirlenmiş;
Sürücü — dava devam ederken öldüğü, veraset ilamının dosyaya sunulduğu, mirasının bir hissesinin eşine üç hissesinin çocuğuna kaldığı ancak mirasçılarında mirası reddettikleri; öte yandan davacı vekilinin veraset ilamı çıkarmak içinde müvekkilleriyle görüşemediğini ve bunu temin edemeyeceklerini bildirdiği, bu yönde kendisine verilen sürelerde nazara alınarak, bu nedenle —- mirasçıları yönünden de manevi tazminat talebinin usulden reddine karar verilmesi gerekmiş; bu şahıslar mirası reddettiği için ve davacıda açık açık dahili dava işlemini yapamayacağını bildirdiği için davaya dahil edilememişler, edilmesi de mümkün görülmemiş;
Sadece araç maliki olan—– yönünden manevi tazminata hükmedilmiş olup, hükmedilen manevi tazminatın bir cezalandırma aracı olmadığı ancak davacı anne ve babanın — herhangi bir kusuru olmaksızın yaralanmasından duydukları acı ve üzüntüyü de bir nebze hafifletici nitelikte belirlenmesi gerektiği nazara alınarak toplam 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilerek aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
Her ne kadar yargılama esnasında ölen —– vekil ile temsil edilmiş ise de vekalet ilişkisi ölümle sona erdiğinden karar başlangıcında bu nedenle vekili gösterilmemiş ve bu nedenle lehine vekalet ücreti taktir edilmemiştir.
Davacı vekili her ne kadar manevi tazminat yönünden de avans faizi talep etmişse de, kazanın haksız fiil niteliğinde olduğu, davalıya ait motosikletinde ticari olmadığı nazara alınarak yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DAVANIN USULDEN REDDİNE,
MANEVİ TAZMİNATA İLİŞKİN TALEBİN DAVALI—mirasçıları yönünden USULDEN REDDİNE, diğer davalı —- yönünden KABULÜ ile davacı baba —- yönünden 5000TL davalı anne —– olmak üzere toplam 10000TL manevi tazminatın davalı — kaza tarihi olan 14/03/2018 den işleyecek yasal faizi ile tahsiline,
Alınan 51,24 TL harcın mahsubu ile eksik 631,86 TL harcın–alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 87,14 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcının tamamı ile 9 normal 18 elektronik tebligat 243,00 TL tebligat gideri ile 1.000,00 TL bilirkişi gideri ve 1.249,00 TL — kabul ve ret oranları gereğince, 2.001,40 TL’lik kısmının toplamı 2.088,54 TL yargılama giderinin davalı –alınarak davacılara verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacılara iadesine,
Karar tarihindeki— davacılar lehine taktir olunan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı — davacılara verilmesine; reddedilen manevi tazminat yönünden aynı miktarda 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin de davacılardan alınıp davalı —
Reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından ve vekalet ücreti asıl alacağı geçemeyeceğinden 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı sigorta şirketine ve —– paylaştırılmasına,
Mahkememizce motosiklet üzerine konan ihtiyati tedbirin teminat karşılığında kaldırıldığı, 15.000,00 TL teminat alındığı nazara alınarak söz konusu olan teminatın hüküm altına alınan bedel ve vekalet ücretleri karşılığında karar kesinleşinceye kadar iade edilmemesine,
Dair karar, davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.