Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/486 E. 2020/24 K. 17.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/486 Esas
KARAR NO: 2020/24
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/04/2018
KARAR TARİHİ: 17/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, taraflar arasında – ve — nolu sigorta poliçeleri düzenlendiğini;—poliçeleri gereğince, davalı sigortalının müvekkili sigorta edene sigorta primlerini ödemesi gerektiğini ancak bir kısım ödemede bulunmadığını belirterek, — olarak-İcra Müdürlüğünün —-sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu bildirerek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, mahkememizin yetkisine itiraz ederek, müvekkilinin adresinin Ankara olduğunu, Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu bildirerek, yetki itirazında bulunmuş; ayrıca müvekkilinin davacıya herhangi bir prim borcunun bulunmadığını, prim borçlarını ödediklerini, davacı şirketin böyle bir alacağının olup olmadığınında yargılamayı gerektirdiği sebebiyle inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, başlatılan kötü niyetli takip nedeniyle de lehlerine kötü niyetli takip tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davası olup, davacı taraf sigorta prim alacağına dayalı olarak — TL asıl alacak,- TL işlemiş reeskont faizi olmak üzere toplam — TL’nin ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 banka reeskont faizi uygulanmak suretiyle tahsilini talep etmiş; davalı iş bu takibe süresi içinde “herhangi bir borcumuz yoktur” şeklinde itiraz etmiş, itiraz üzerine takip durmuş, iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Mahkememizce öncelikle yetki itirazı incelenmiş olup, davalının icra takibine yetki yönünden itiraz etmediği, davada yetki itirazında bulunduğu, bunun da mümkün olduğu belirlenmiş; ancak taraflar arasındaki sigorta poliçeleri ile kurulan akdi ilişki ihtilafsız olduğundan; TBK’nun 89. madde gereğince ihtilafın bir miktar para borcundan kaynaklandığı sebebiyle davacının ikametgahınında yetkili olduğu; davacının şirket merkezinin — olması nedeniyle mahkememizin iş bu itirazın iptali davasında yetkili olduğu kabul edilerek davalının yetki itirazı nihai kararla birlikte istinafı kabil olmak üzere reddedilmiştir.
Taraflar arasındaki “madenci ferdi kaza” poliçelerinin ihtilafsız olması nedeniyle; taraflar arasındaki anlaşmazlığın davalı … müşterisince sigorta primlerinin ödenip ödenmediği, ödenmeyen sigorta primleri varsa miktarının ne olduğu hususunda toplandığı tespit edilmiştir. Bunun için tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verilmiş olup; uzman mali müşavir görevlendirilmiştir.
Ticari defter ve kayıtlardan davacı kayıtları mahkememizin görev sahası olan– gerçekleştirilmiş, davalı kayıtları ise, — inceletilmiştir.
Davalı kayıtlarının incelenmesi yönünden görevlendirilen bilirkişi davalı merkezinde incelemeye gittiğini, ancak davalının E-defter uygulamasını kullandığı,– hesap dönemine ait açılış ve kapanış dönemlerini gösteren -yılı Ocak – Aralık dönemlerine ilişkin yevmiye defteri ile defteri kebire ait e-defter beratlarının bulunduğunu; bu kayıtlarda herhangi bir ödemenin yer almadığını; davalı firma çalışanlarının davacı şirketin bayisi olan —-isimli acenteye — yılına kadar davalı şirketçe yapılan tüm ödemelerin gerçekleştirildiğini bildirdiği talimat yoluyla alınan davalı kayıtları ile ilgili rapordan anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki akdi ilişki çerçevesinde davalı şirketin ödemelerini ispat etmesi gereklidir. Davalı bir şirket olup, ödemelerine ilişkin kayıtlarını tutmakla mükelleftir. Davalı, ödemelerine ilişkin kayıtları tutmamış olup, davacının acentesi olan — ödeme yaptığını bildirmektedir, oysa imzalanan sigorta poliçeleri bu acente ile yapılmış sigorta poliçeleri olmayıp davacı şirketle yapılan poliçelerdir. Bu sebeple, davalının bizzat davacıya ödeme yapması gerekmektedir. Davalının yaptığı ödemelerin, davacı kayıtlarında yer alan ödemeler olması ya da bizzat kendisinin ödeme belgelerinin birer sureti ile yaptığı ödemeleri ispat etmesi gerekmektedir.
Davacı kayıtları da incelenmiş olup, davacı kayıtlarında davalı tarafın yapmış bulunduğu ödemeler tek tek gösterilmiş, bilahare bu ödemeler düşülmek suretiyle alacak çıkarılmıştır. Mali müşavir bilirkişinin davacı kayıtlarını inceleyerek yaptığı ödemede, icra takibinin asıl alacak yönünden tam doğru olduğu, sadece işlemiş faizin davacı yanca yanlış hesaplandığı; işlemiş faizin sadece— TL olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce davacı … şirketi ile yazışma yapılmış, ödemeler tekrar sorulmuş, gelen davalı ödeme miktarlarının tamamının davacı kayıtlarının incelenmesi ile ilgili raporda gösterildiği ve düşüldüğü görülmüştür.
Davalı taraf her ne kadar —- isimli acentenin ticari kayıtlarının incelenmesini istemişse de, davacı vekili bu savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğunu bildirmiştir. Her ne kadar ödeme iddiası bir defi değil, itiraz ise de ve yargılama sonuna kadar ileriye sürülebilir ise de; yukarıda da açıklandığı üzere davalının yapmış bulunduğu ödemeleri kendisinin ispatı gerektiği; bu nedenle ödeme belgelerini sunması gerektiği; banka havalesi, karşı tarafın imzasını içeren ödeme makbuzları gibi herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği; bu nedenle davacının kayıtlarında gösterdiği davalı ödemelerinin düşülmesi ile yetinildiği; davalı tarafa bilirkişi raporunun tebliğ edildiği, bu raporla birlikte davacı kayıtlarında yer alan ödeme miktarlarının ve tarihlerinin davalıca öğrenildiği; bunların dışında ödemeleri söz konusu ise en azından ödeme belgelerini sunması ya da ilgili bankalardan celbi için bilgi vermesi gerekirken, somut bir “tarihli ve bedelli” ödemeden bahsetmediği; sadece akdi ilişkiye taraf olmayan üçüncü bir şirketin kayıtlarına dayandığı; oysa o şirkete ( bayisi olsa dahi ) davacı yanca ödeme yapılmasına dair bir talimattan söz edilmediği ve ileriye sürülmediği, bu nedenle üçüncü şahsa yapılan ödemelerin yanlış şahsa yapılan ödemeler niteliğinde olacağı; sadece davacı tarafça kabulü halinde borçtan düşülmesi gerektiği, ki davacı kayıtlarına göre bunların borçtan düştüğü nazara alınarak; -TL sigorta prim borcunun takip tarihi itibariyle mevcut olduğu, bunların vadelerine göre işlemiş faizlerininde – TL olduğu nazara alınarak, aşağıdaki hüküm tesis olunmuş; alacağın sigorta prim borcundan doğduğu bu nedenle likit olduğu; yapılan itirazında haksız olduğu nazara alınarak asıl alacak üzerinden inkar tazminatına hükmedilmiş; her ne kadar davalı tarafta reddedilen kısım üzerinden kötü niyetli takip tazminatı talep etmişse de; ortada bir borcun bulunduğu, sadece faizinin yanlış hesaplandığı nazara alınarak kötü niyetli takip tazminatının şartlarının doğmadığı kabul edilmiş; aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABÜLÜNE,
Davalının –. İcra Müdürlüğü’nün – sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline;
Takibin 160.997,55 TL asıl alacak, 3.261,33 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 164.258,88 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren, takip talebindeki oranında faiz işletilerek devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
160.997,55 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden davalının talep ettiği kötü niyetli takip tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
Alınması gereken 11.220,52 TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 2.017,73 TL’nin mahsubu ile eksik 9.202,79 TL harcın davalıdan alınıp, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 2.017,73 TL peşin ilam harcı ile 35,90 TL başvuru harcının toplamı 2.053,63 TL’nin tamamı ile 15 davetiye gideri 180,00 TL ile bilirkişi inceleme ücretleri ve talimat gideri olarak 1.000,00 TL’nin kabul ve ret oranı gereğince 1.151,75 TL’lik kısmının toplamı 3.205,38 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince 19.554,51 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığı ve maktu vekalet ücreti de asıl alacağı geçemeyeceğinden 2.805,85 TL vekalet ücretinin de davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.
17/01/2020