Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/436 E. 2023/209 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/436 Esas
KARAR NO: 2023/209
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
ASIL DAVA TARİHİ: 13/04/2018
KARŞI DAVA TARİHİ : 18/05/2018
KARAR TARİHİ: 15/03/2023

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,

TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı/borçlu——- yetkili olduğunu ileri sürse de işbu dava ve davaya konu icra takibinin yetkili yerde açıldığını, müvekkili bankanın davalı-borçlu —— kredileri açıp kullandırdığını, —— müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu, borçlulara——sayılı hesap kat ihtarnamesiyle borcun ödenmesi ihtar edilse de ihtarın sonuçsuz kaldığını, borcun ödenmemesi üzerine——sayılı dosyası ile borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlular tarafından——-tarihli dilekçeleri ile borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, yapılan bu itiraz ile takibin durduğunu, müvekkili bankanın alacağını tahsil edemediğini, bu nedenle mahkemenizden yapılmış olan haksız itirazın iptali ile duran takibin devamına ve davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmek için işbu davayı açtıklarını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçluların usul ve yasaya aykırı haksız itirazının iptali ile duran takibin devamına, borçlular aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı – karşı davacı —- vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafça, müvekkili aleyhine, öncelikle —– esas sayılı dosyası ile haksız ve mesnetsiz bir şekilde icra takibi başlattığını, gerek yetki ve gerekse de tüm icra takibine taraflarınca yasal süre içerisinde haklı nedenlerle itiraz edildiğinden iş bu yetki itirazının kabulüne karar verildiğini, ancak, gelinen aşamada, davacı tarafça, müvekkili aleyhine aynı konu ile——- sayılı dosyası ile de icra takibi başlatılmış olup, iş bu takibe de taraflarınca haklı nedenlerle yasal süre içerisinde itiraz edildiğinden bahse konu icra takibinin durmasına karar verildiğini, davacı tarafça da iş bu nedenle mahkememiz huzurundaki dava açıldığını, söz konusu dava haksız ve mesnetsiz olup, reddi gerektiğini, davacı tarafça gerek icra takibine gerekse de iş bu davaya konu edilen alacağın bankacılık işleminden kaynaklanan, kredi kartı kullanımına ilişkin olduğunu, iş bu nedenle, görevli mahkemenin——- Tüketici Mahkemeleri olduğunun açık ve net bir şekilde ortada olduğunu, öncelikle görev yönünden itirazlarının kabulünü talep ettiklerini, davacı tarafça işbu dosyaya sunulan sözleşmenin —– olduğunu, ancak, davacı tarafça başlatılan icra takibinin konusunun ise söz konusu davacı bankadan alınan kredi kartı kullanımına ilişkin olduğunu, bu nedenle; söz konusu sözleşmede müteselsil kefil olarak bulunan müvekkilinin iş bu sözleşmeyi imzalamasının kredi kartına ilişkin yükümlülüğü kapsamadığını, kaldı ki; müvekkilinin söz konusu, kredi kartının kullanıldığı zamandan önce asıl borçlu olan —- olan hisselerini devrederek görevini sonlandırdığını, söz konusu borcun müvekkili ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını, asıl borçlu olan——olup, müvekkiline karşı icra takibi başlatılması ve dava açılmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, bahse konusu sözleşmede müvekkilinin müteselsil kefil olduğunun açık ve net bir şekilde görüldüğünü, bilindiği üzere alacaklı tarafça öncelikle borçlu tarafa kaşı icra takibi başlatılıp takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemeyeceğini, yasanın bu hükmünün emredici nitelikte olduğunu, karşı davada; bununla birlikte, davacı — karşı davalı banka tarafından, müvekkili hakkında haksız ve mesnetsiz icra takibi başlatılmışken ve taraflarınca da iş bu takiplere yasal süre içerisinde haklı ve mesnetli neden ile itiraz edilip, takipler durdurulmuşken, bankanın hiçbir icra-i ve devamı işlemi yapamayacağı kesin iken, müvekkilinin bankadaki hesaplarına bloke konulduğunu ve müvekkilinin kredi ödemelerinin dahi hesabından çekildiğini, ——- hesabından işlem yapılarak müvekkilinin zarara uğratıldığını, taraflarınca davacı barıkaya gerekli ihtarların da yapıldığını ancak buna ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmadığını, davacı bankanın hukuken ve usulen böyle bir yetkisinin dahi bulunmadığını, davacı-karşı davalı tarafça müvekkilinin hesabına konulan blokenin kaldırılarak, bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra arttırılmak üzere, müvekkilinin uğradığı zararın tazmini açısından fazlaya ilişkin hakları ve yasal yollara başvurma hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL’nin faizi ile davacı- karşı davalıdan tahsil edilerek taraflarına ödenmesini talep ettiklerini belirterek öncelikle görev itirazlarının kabulüne, karşı davalarının kabulüne ve davacı-karşı davalı tarafça müvekkilinin hesabına konulan blokenin kaldırılmasına ve müvekkili hakkında lehine uğradığı zararın davacı-karşı davalıdan alınarak tazminine, bununla birlikte, davalı müvekkilinin söz konusu—– isimli şirkette bir hissesi kalmadığından, müvekkili kefil olarak gösterildiği halde, borçlu olarak işlem yapıldığından ve diğer tüm ileri sürdükleri haklı cevap ve itirazları nedeni ile davalı müvekkili lehine olacak şekilde davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı -karşı davalı vekilince sunulan davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davalı yanın göreve ilişkin itirazının yerinde olmadığını, borcun —– kaynaklandığını, borç ticari ilişkiden kaynaklandığı için tarafların tüketici sıfatının bulunmadığını, açıklanan nedenlerle göreve ilişkin itirazın reddi gerektiğini, —–aleyhine şirket yetkilisi olduğu için değil, takip dayanağı borçlardan müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olduğu için aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının şirketteki hisselerini devrettiği nedeni ile borçtan sorumlu olmadığının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, takip dayanağı borçlardan müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olduğunu, kefalet sözleşmesinin TBK m. 581 nitelikli şartlarına uygun şekilde imzalandığını, kefilin sorumlu olduğu tutarın, kefalet tarihi, müteselsil kefil olma durumunun açıkça belirtildiğini ve kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapıldığını, kredi hesabının kat edildiğine dair ihtarnamenin davalı şirket ve kefiller —— gönderildiğini, ancak verilen sürede borçlular tarafından borç ödenmediği için aleyhlerine icra takibi başlatıldığını, davalı yan vekilinin davacı şirkete başvurulmadan müvekkilinden borcun istendiğine dair iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, karşı davaya cevapta; davalı yan vekilinin müvekkilinin hesabına haksız yere bloke konulduğu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, hesaptaki tutarların kefaleti nedeniyle blokede tutulmuş olup, ancak itiraz olması nedeniyle de borçlu firmanın yasal takip hesaplarına herhangi bir aktarımın da olmadığını, davalı yan vekilinin müvekkili bankanın —-blokenin sebebini sorduğu yazıya müvekkili banka tarafından —- yevmiye numaralı ihtarname ile—— şahsınızın da müşterek borçlu-müteselsil kefaletiyle açılan ve kullandırılan kredilerden dolayı müteselsil kefaletiniz devam etmektedir. Tarafınızca imzalanmış olan —— ve ekleri ile Ticari Kart Sözleşmeleri ve ayrıca Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili maddeleri gereği Bankamız rehin, virman, takas ve mahsup haklarına istinaden hesaplarınıza bloke konulmakta olup işbu sebeple blokenin kaldırılmayacağı hususunu cevaben ihtar ederiz.’ şeklinde cevap verildiğini, belirterek fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile; davalı/borçluların—– sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline ve takibin takip talebindeki şartlarla ve tahsil edilmemiş olan alacak yönünden devamına, davalı-borçluların nakit alacakları üzerinden %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, açıklanan nedenlerle— tarafından açılan karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Asıl Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Karşı dava; davacının hesabındaki tutarlara kefaleti nedeniyle bloke konulmasından dolayı açılan maddi tazminat davasıdır.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen —– sayılı takip dosyasının celp olunarak yapılan incelemesinde; davacının davalılar aleyhine genel kredi ve teminant sözleşmesine dayalı olarak 10.890,27 TL asıl alacak, 654,07 TL İşlemiş temerrüt faizi, 32,68 TL BSMV, 279,38 TL Masraf olmak üzere toplam 11.856,41 TL alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, davalıların yasal süresi içerisinde borca itiraz ettiği takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın; davacı banka ile davalılardan —– hesap ,——kredilerinin yapılan anlaşma gereği kullanıldığı, iş bu sözleşme gereği diğer davalıların da müteselsil kefil olduğu, bu sözleşmeden kaynaklı borçların ödenmemesinden kaynaklı ihtaratların çekildiği, ancak ihtaratlara rağmen borcun ödenmediği iddia olunarak, davalılar aleyhine başlatılan takibe itiraz edildiği belirtilerek, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemli iş bu davanın açıldığı, davalılardan —– vekilince sunulan cevap dilekçsinde davacı tarafça başlatılan icra takibi devam ediyorken ve bu icra takibine itiraz edilerek takipler durmuşken iş bu davalının banka hesaplarına bloke konularak ve davalının kredi ödemelerinin dahi kendi hesabından çekmek suretiyle maddi zararının gerçekleştiği ve bu nedenle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000 TL maddi zararın karşı dava yönünden davacıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği ve asıl davanında reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşıldığından mahkememizce öncelikle taraflar araında düzenlernen sözleşmeden kaynaklı davacının alacağının bulunup bulunmadığı ve davalı —— yönündende banka bloke hesaplarının bloke konularak maddi zarara uğradığı iddiasının ve bu zararın miktarının tarafların sunacağı deliller ve bilirkisi incelemesiyle inceleneceği uyuşmazlık konusu olarak belirlendi. icra inkar tazminatı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için dosya üzerinde inceleme yapmak suretiyle dosyada mübrez 22/06/2021 ve 26/07/2022 tarihli rapor tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez 22/06/2021 tarihli bilirkişi —- tarafından düzenlenen raporun sonuç bölümünde; bankaca müşteriye kredi kartı kullandırılmasının taraflar arasındak—— uyarınca kredi kullandırma hükmüne tabi olması nedeniyle, kefilin kredi kartı borcundan sorumlu olduğu, müteselsil kefalet sorumluluğu gereği, alacaklının borçluyu takip etmeden kefili takip etmesinin mümkün olduğu, gerekli şartın somut olayda gerçekleştiği, davalı-karşı davacının banka hesaplarına davacı tarafından bloke konulmasının taraflar arasındaki Sözleşme hükümlerine uygun olduğu kanaatine verildiği bildirilmiştir.
Dosyada mübrez 26/07/2022 tarihli bilirkişi ——tarafından düzenlenen raporun sonuç bölümünde; konunun hukuki nitelemesi, sözleşme ve yasa maddelerinin yorumu, delillerin değerlendirilmesi ve nihai kararı mahkememize ait olmak üzere davacı bankanın davalılardan 15/09/2017 takip tarihi itibari ile talep edebilecek alacak miktarının 10.793,35 TL, gecikme faizinin 634,00 TL, faiz vergisinin 31,70 TL olmak üzere toplam 11.459,05 TL alacaklı olarak hesaplandığı, takip tarihinden başlamak üzere ——- için 10.793,35 TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %28.08 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği, ancak 5464 sayılı yasanın 26/2.mad. gereği 01.06.2006’dan itibaren de ———-dönemler itibariyle deklere edilen değişen oranlardaki faizin uygulanması gerektiği, davacı Bankanın 13.04.2018 Dava Tarihi itibari ile yapılan hesaplamaya göre; 10.793,35 TL Asıl Alacak, 2.409,72 TL faiz ve 120,49 TL BSMV alacağı olduğu, tarafların masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin değerlendirilmesinin mahkememiz takdirleri içinde kaldığı, keyfiyetini, 6100 sayılı HMK 282 hükmü de gözetilmek kaydıyla ve 6754 sayılı Kanun’un md. 3/3 ile HMK md. 266/c.2 uyarınca bilcümle hukuki tavsif ve takdir tamamıyla ve münhasıran mahkememize sunulmuştur.
Asıl dava da; davacı banka ile davalı ——– sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların bu sözleşmeye bu miktarla müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kefaletin kanunda düzenlenen geçerlilik koşullarını taşıdığı, asıl borçluya kredi de kullandırıldığı, oluşan kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ———- asıl alacak, 654,07-TL gecikme faiz alacağı, 32,69-TL faiz vergisi, 279,38 TL masraf olmak üzere toplam 11.856,41-TL alacak için ilamsız takip başlatılmıştır. Davalılara kat ihtarı 07/07/2019 tarihinde tebliğ edilmiş davacı banka ihtarında 24 saat süre vermiş temerrüt tarihi 09/07/2017 olarak kabul edilmiştir. Davalılar sözleşmeye müteselsil borçlu ve kefil sıfatıyla imzalamış, kefaletin kanunda düzenlenen geçerlilik koşullarını taşımaktadır. Alınan bilirkişi raporu ve talep ile bağlı kalınmak suretiyle davacı alacaklı bankanın 10.793,35 TL asıl alacak, 634,00 TL gecikme faiz, 31,70 TL faiz vergisi olmak üzere 11.459,05 TL alacaklıdır. Bu sebeple asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, alacak genel kredi sözleşmesine ilişkin olması sebebiyle likittir. Bu sebeple icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
Karşı dava da; asıl davada davacı banka ile asıl davada davalı ———— kredisi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye davacımızın müşterek borçlu kefil sıfatıyla imzaladığı, kefalet sebebiyle davacının bu borçtan sorumlu olduğu, alacaklının müteselsil kefalet sebebiyle asıl borçluyu takip etmeden kefili takip etmesinin mümkün olduğu, davalı bankanın borç ödenmemesi sebebiyle davacının hesaplarına bloke konulmasının taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre uygun olduğu anlaşıldığından karşı davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
2-Davalının——— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 10.793,35 TL anapara, 634,00 TL faiz, 31,70 TL faiz vergisi olmak üzere toplam 11.459,05 TL üzerinden takip başlangıcında belirtilen şartlar altında aynen devamına,
3-Fazlaya dair itirazın iptali isteminin reddine,
4-Asıl alacak olan 10.793,35 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-KARŞI DAVANIN REDDİNE,
6-Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 782,77 TL harçtan peşin alınan 143,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 639,57 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Karşı dava yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşi alınan 18,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 161,90 TL harcın davalı- karşı davacı ——–tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile 143,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 179,10 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 800,00 TL ile tebligat ve müzekkere gideri 463,90 TL. olmak üzere toplam 1.263,90 TL yargılama giderinden red/kabul oranına göre 1.221,54 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı-karşı davacı ——- tarafından yapılan 800,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
11-Diğer davalılar tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
12-Hüküm tarihindeki tarife uyarınca kabul edilen dava yönünden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
13-Hüküm tarihindeki tarife uyarınca reddedilen dava yönünden 397,36 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı – karşı davacı—– verilmesine,
14-Hüküm tarihindeki tarife uyarınca reddedilen karşı dava yönünden 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalı – karşı davacı———alınarak davacıya verilmesine,
15-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine,
Asıl ve karşı davanın miktar yönüyle kesin olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup anlatıldı.. 15/03/2023