Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/435 E. 2022/84 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/435 Esas
KARAR NO: 2022/84
DAVA: Yaralamalı Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 13/04/2018
KARAR TARİHİ: 11/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Yaralamalı Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, — tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalılardan —- teminat altına aldığı—plakalı araçla davacı tarafından kullanılan—plakalı araçların çarpıştıklarını, kazada kusurun tamamen davalı sürücüde olduğunu; kaza nedeniyle müvekkilinin malul kaldığını, kazanç kaybına uğradığını, bir kısım tedavi giderlerinin— kapsamı dışında olduğunu belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle —- geçici iş göremezlikten kaynaklı kazanç kaybı olmak üzere toplam— maddi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen tahsiline; ayrıca davalı sürücü ve işletenden kaza nedeniyle müvekkilinin uğradığı manevi zararlar yönünden— manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek —– birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bilahare alınan bilirkişi raporlarından sonra sürekli iş göremezlik tazminatını—- olarak harcını tamamlamıştır.
SAVUNMA: Davalılardan —mahkememizin yetkisiz olduğunu, kendisinin —- yetkili olduğunu bildirmiş, ayrıca iş bu davadan önce davacının sigorta firmasına da başvurmadığını, bununda dava şartı olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiş; kazada kusurunda davacı tarafta olduğunu, rapor düzenleyen kolluk kuvvetlerinin olay yerindeki kasisi dikkate almadan rapor düzenlediklerini; davacının son süratle gelip ne kendisini ne de kasisi gördüğünü; kazada kusurunun bulunmadığını savunmuştur.
Davalılardan — kaza anında davalıya ait aracın —- — bulunduklarını; zarardan davalı sürücünün kusuru oranında ve gerçek zarar miktarıyla sorumlu olduklarını, bu sorumluluğunun da poliçe limitiyle sınırlı olduğunu belirterek kusur ve gerçek zararın uzman bilirkişilere tespit ettirilmesini; davadan önce davacı yanın kendilerine müracaat ettiğini, ancak bir takım eksik belgeleri davacıdan talep ettiklerini, eksik belgelerin davalı —- iletilmemiş olduğunu belirterek, bu nedenle kendilerinden kaza tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini, davayla temerrüte düşürülebileceklerini bildirmişler ve bu savunmalarla davanın reddini talep etmişlerdir.
Davalılardan —– yargılamada davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebidir.
Davacı tarafın kullandığı—plakalı araçla davalıların ilgili olduğu — plakalı aracın —- tarihinde çarpıştıkları, davacının bu kazada yaralandığı ihtilafsız olup, taraflar arasındaki ihtilaf, kusur oranları, davacı yaralanmasının derecesi ve manevi tazminatı gerektirip gerektirmediği, maddi tazminat kalemlerinden hangilerini gerektirdiği hususunda toplanmakla ayrıca davalı —— dava şartının yerine getirilip getirilmediği hususunda toplanmaktadır.
Her ne kadar davalı sürücü tarafından davacının iş bu davadan önce sigorta şirketine başvurmadığı ileriye sürülmüş ise de, davalı——- belgelerin kendisine iletilmediğini bildirmiştir. Dava dilekçesinin ekinde şirketine başvurulduğuna dair dilekçe yer aldığından mahkememizce davadan önce sigorta şirketine başvurulduğu kabul edilmiş; ancak sigorta şirketinin istediği ek belgeler sunulmadığı için eksik belgelerle yapılan başvuruyla sigorta şirketinin temerrüte düşürülemeyeceği kabul edilip, hükümde faizin başlangıcı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olarak benimsenmiştir.
Mahkememizce öncelikle yetki itirazı ele alınmış olup, davalı —- yetki itirazının süresinde olduğu, trafik kazasından kaynaklanan davalılarda zarar gören davacının ikametgah mahkemesinin de yetkili olduğu ancak davacının ikametgahının — bulunduğu; davalının ikametgahının —olduğu kazanın da — meydana geldiği nazara alınarak; davalılar için ortak yetkili yerin —olduğu ancak yetki itirazında bulunmayan davalılar için mahkememizce yetkisizlik kararı verilemeyeceği nazara alınarak sadece — kararla tefrik kararı verilmiş, onun yönünden dava mahkememizin —- sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
Böylece mahkememizce davaya zorunlu sigorta şirketi olan—– aracın işleteni —- yönünden devam olunmuştur.
Mahkememizce deliller toplanmış olup, manevi tazminat yönünden davacının sosyo-ekonomik durumu araştırılmış, davacı tanıkları dinlenmiş, trafik kazası nedeniyle kaza tespit tutanağı, davalı —– düzenlemiş bulunduğu ——- poliçesi getirtilmiş, tedavi evrakları temin edilmiş, kusur yönünden, yaralanmanın derecesi ve tedavi süresi ile maluliyet yönünden, bakıcı ve ulaşım giderleri yönünden raporlar alınmış, en son maddi hesap bilirkişisinden rapor alınıp tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce kusur yönünden—- raporda, uzman bilirkişi; davacı sürücü —— kavşaga yaklaşırken yavaşlamadığı ve kavşakta kontrolsüz sola dönen —- kazaya karıştığı için Kara Yolları Trafik Kanununun 52/a ve Kara Yolları Trafik Yönetmenliğinin 101/a maddelerinde açıklanan kusurları işletiğini; kazadaki kusur oranının %25 olduğunu; davalı iken dosyası tefrik edilen diğer sürücü—- kavşakta sola dönerken karşıdan gelen—- geçişini beklemediği ve kazaya karıştığı için Kara Yolları Trafik Kanununun 53/b/5 ve 84/f ve Kara Yolları Trafik Yönetmenliğinin 109/b/5 – 157/a/8 maddelerinde açıklanan kusurları işlediğini, yoldaki geçiş hakkının davacı sürücüde olmasına rağmen onu beklemediği sebebiyle %75 oranında kazada kusurlu olduğunu tespit etmiş; bu belirlemenin kaza tespit tutanağına da uygun olduğu, kazanın meydana geliş şekline uygun olduğu mahkememizce denetlenerek rapor hükme esas alınmıştır.
Mahkememiz, kusur raporundan sonra davacıyı tedavi evraklarıyla birlikte — göndermiş olup, kaza tarihinde geçerli olan yönetmeliğe göre —- davacının kaza nedeniyle —— malul kaldığı, tedavi süresinin ise — ay olduğu belirlenmiştir.
Rapor kaza tarihinde geçerli olan özürlülük ölçütü yönetmenliği kapsamında hazırlandığı için mahkememizce —— belirlenen malullük oranı ve tedavi süreci de hükme esas alınmıştır.
Tespit edilen kusur oranı ve yaralanma derecesine göre maddi hesap bilirkişisinden — tarihinde rapor alınmış ise de, bilahare son rapor tarihi ile hüküm tarihine kadar arada bir sürenin geçtiği, aynı zamanda —- uygulama birliğini sağlamak yönünden de vermiş bulunduğu kararların çıktığı nazara alınarak hesaplama yapması yönünden yeniden görevlendirilmiş; hesap bilirkişisi— tarihli raporunda davacının belirlenen %5 engel oranı nedeniyle ——maluliyet tazminatı hesaplanmış olup, hesaplanan maluliyet tazminatından davalı sürücünün %75 kusuruna isabet eden—- sürekli iş göremezlik zararının oluştuğunu belirlemiş, buna adliyemizde görevli adli tıp uzmanı doktor bilirkişiden alınan ve sigorta tarafından karşılanmayan mutat yol giderleri, bakıcı gideri ve tedavi için ulaşım giderleri yönünden davalı sürücünün %75 kusuruna isabet eden — tedavi gideri eklenmiş, böylece toplam —- maddi tazminat zararı oluştuğu belirlenmiştir.
Hesap bilirkişisinin ilk raporundan sonra davacı her ne kadar belirsiz alacak davasında harcı tamamlamış ise de, bilahare yukarıda izah edilen —- iptal kararı ve —- uygulama birliği yönünden çıkarttığı karar nazara alınarak yaptırılan incelemede, bir miktar daha alacağı çıktığından ikinci kez harcı tamamlamış olup, belirsiz alacak davalarında ikinci kez harç tamamlama işleminin mümkün olduğu nazara alınarak hüküm oluşturulmuştur.
Manevi tazminat ise, tamamen mahkememizin taktiriyle; manevi tazminatın bir cezalandırma aracı olmayacağı ancak davacının kaza nedeniyle duymuş bulunduğu elem ve üzüntüyü bir miktar karşılayacak ve azaltacak oranda belirlenmiş olup; rakam belirlenirken kazanın oluş şekli, kusurun yoğunluğu, ortaya çıkan yaralanmanın sonucu dikkate alınmış; bu şekilde tespit edilen rakamdan da yaklaşık kusur durumu sebebiyle %25 civarında bir indirim yapılmak suretiyle —— olarak belirlenmiştir.
Trafik kazalarından dolayı meydana gelen zararın giderilmesi davalarında, sürücü Borçlar Kanunu hükümleri gereğince, işleten Kara Yolları Trafik Kanununun işletenin sorumluluğuyla ilgili getirmiş bulunduğu objektif sorumluluk hükümleri gereğince, davalı —– sigorta poliçesi sebebiyle müteselsilen zarardan sorumludurlar. İş bu davada sürücü yönünden açılan dava tefrik edildiğinden geriye kalan işleten ve zorunlu sigortanın maddi zarardan müteselsil sorumlu oldukları, manevi zararın ise, sigorta poliçesinde teminat altına alınmadığı bu nedenle sadece işletenin sorumlu olduğu nazara alınmak suretiyle hüküm oluşturulmuş,
Davacı her ne kadar dava dilekçesiyle tedavi süresindeki geçici iş gücü kaybı tazminatını da talep etmişse de,—- tarafından dava açıldıktan sonra ödenen geçici iş göremezlik tazminatlarının tenziliyle karşılanmamış bir kazanç kaybı bulunmadığı için; geçici iş göremezlik tazminatının talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş; ancak dava anında geçici iş göremezlik tazminatı istemekte de haklı bulunduğu bu yönden de haklı olduğu; kaza tarihindeki —– aylık asgari ücretin kusur oranı gereğince %75’inin talep miktarı olan — aştığı nazara alınarak bu talebi yönünden yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalı —– yüklenmiş,
Bu gerekçelerle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
Ancak, kısa kararda davalı sürücü —- mahkememizce yapılan tefrik gözden kaçırılarak ve bu şekilde sehven kısa kararda bu davalının adı geçirilmiş ise de; hükmün kanun yollarına gitmeksizin kesinleşmesi halinde bu durumu yaratacağı sakınca nazara alınarak bu davalıya karar başlangıcında yer verilmemiş ve olması gereken hüküm aşağıda oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davacının maddi tazminat talebinin sürekli iş göremezlik tazminatı ile tedavi giderleri yönünden KABULÜNE, geçici iş göremezlik tazminat talebinin ise davadan sonra yapılan –ödemesi sebebiyle karşılandığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Bu çerçevede—- sürekli iş göremezlik tazminatı ile — tedavi gider toplamı — maddi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen tahsiline; bu tahsilat yapılırken davalı — yapılacak tahsilatlarda dava tarihi olan —– tarihinden itibaren diğer davalı şirketten yapılacak tahsilatlarda ise kaza tarihi olan —itibaren yasal faiz alınmasına,
Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile—manevi tazminatın kaza tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı —-alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine,
Peşin olarak alınması gereken 7.169,69 TL harçtan; dava açılırken karşılanan 530,43 TL ile harç tamamlamalarıyla karşılanan 83,34 ve 180,20 TL’nin mahsubuyla eksik 6.374,72 TL harcın ilk 5.354,76 TL’sinin her iki davalıdan müteselsilen kalan 1.019,96 TL’sinin ise sadece —— alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan 818,87 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcı ile 18 normal tebligat 14 elektronik tebligat gideri 264,00 TL ( davalı sürücüye çıkarılan tebligatlar hariç ) ve 3.000,00 TL bilirkişi incelemesi ile 687,00 TL —– ( iş bu tebligat ve bilirkişi incelemesiyle —– maddi tazminat için zorunlu bulunduğundan reddedilen manevi tazminat dikkate alınmaksızın tamamı üzerinden davalılar sorumlu tutulmuştur. Bu nedenle manevi tazminat yönünden isabet eden harç miktarı kadar — yargılama gideri alınmayacağı nazara alınarak hesaplama yapılmıştır. ) toplamı ——-yargılama giderinin ——- alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince,
Maddi tazminat yönünden 11.519,54 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,——
Manevi tazminat yönünden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından davacı lehine 5.100,00 TL maktu vekalet ücreti taktirine, davalı —- alınarak davacıya verilmesine, reddedilen kısım yönünden ise, manevi tazminatın özelliğinden dolayı karşı tarafa verilecek miktarı geçemeyeceğinden 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin de davacıdan alınarak——- verilmesine, —
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 11/02/2022