Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/411 E. 2021/427 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/411 Esas
KARAR NO : 2021/427

DAVA : Menfi Tespit, İstirdat ve İpoteğin Kaldırılması
DAVA TARİHİ : 29/03/2018
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit, İstirdat ve İpoteğin Kaldırılması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında ——–yetkili satıcılık sözleşmesi imzalandığını; bu sözleşmeyle müvekkilinin ” — ilişkin sözleşmenin —- tarihinde imzalandığını ancak bu sözleşmenin davalı tarafından —– tarihli ihtarnameyle fesih edildiğini; davalı şirketin—- müvekkili şirkete başvurarak üçüncü —– kendi ellerinde bu — bulunmadığını beyan ederek, ——– davacı şirket aracılığıyla yapılmasını istediklerini; müvekkiline bu şekilde talimat verdiklerini; bunun üzerine davalı—- fiyatlarla birebir aynı fiyatla davalı şirketin ———— dışındaki —— —–satışının —- tarafından gerçekleştirlidiğini; söz konusu ——-müvekkil aracılığıyla gerçekleştirildiğinden dava dışı ————– müvekkiline çek tanzim edildiğini, davacı şirketin bu çekleri ciro ederek davalı şirkete gönderdiğini; bu çeklerden —————çeklerin karşılığının müvekkiline ödenmediğini; davalı şirketin ise söz konusu çekleri aldıktan yaklaşık 2,5 yıl geçtikten sonra ———— tahsil edilemediğini bu nedenle davacı şirketin bu borçtan sorumlu olduğunu ileriye sürerek çek toplamı olan 202.600,99 TL’yi müvekkil şirketin cari hesabına borç kaydettiğini ve ihtarnameyle ödenmesini bildirdiğini; bu ihtara cevap verdiklerini, söz konusu ————– olduğunu davalıya bildirdiklerini ancak davalının cevabi ihtarla durumu inkar edip, söz konusu olan çeklerin kendisi tarafından müvekkiline satılan————– bedellerinden kaynaklandığını iddia ettiğini; ödenmediği taktirde aralarındaki —- gereğince vermiş bulundukları teminatın paraya çevrileceğinin bildirildiğini; bunun üzerine müvekkili şirketin—- müvekkili tarafından ödenen —— avans faiziyle istirdadına, — borçlu olmadığının tespitine ( menfi tespit ) ve davacı şirket tarafından davalıya — bedelli teminat ipoteğinin de fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, iddiaların doğru olmadığını, ——-tarafından müvekkilinden alınan ve bedeli ödenmeyen—–olduğunu: kaldı ki, davacının üçüncü şahıslara —— kendilerinden isteyemeyeceğini; kendilerince davacı şirkete üçüncü ——– satılması yönünden bir talimat vermediklerini; davacının daha şirketlerine 37.172,79 TL daha borçlu olduğunu, bu nedenle teminat ipoteğinin de fekkini talep edemeyeceklerini bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, menfi tespit, istirdat ve ipoteğin fekki davasıdır.
Taraflar arasında ——olduğu, davacının, davalı———— ancak davaya konu olan—— akdi ilişkinin devamı esnasında gerçekleşen satışlar olduğu ihtilafsızdır.
Davacı taraf, davalının ihtara konu —– kaynaklı alacağının, esasen kendileri tarafından —- ilişkin olduğunu ve bu borçtan müvekkilinin sorumlu olmadığını, söz konusu ——- davalı adına satışını gerçekleştirdiklerini iddia etmişse de; bu iddiasını yazılı bir belgeyle ispatlayamamıştır. Ortada kendisinin de kabul ettiği üzere, —– yer aldığı iki adet çek vardır ve bu çekler davalı şirketin elindedir. Çekteki ———- yer aldığı için çeklerden dolayı davacı davalıya borçludur. Tarafların—– incelenmesine karar verilmiş olup, —- incelenen davalı kayıtlarına göre ——- keşide tarihli ve — tutarlı karşılıksız çekin keşide tarihi itibariyle ise, davalının davacı——- alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. — kayıtlarının incelenmesinde ise, taraflar arasında—— yıllık bir ticari ilişkinin bulunduğu, söz konusu çeklerin davacı yanca ciro edilmek suretiyle davalıya verildiği, daha sonra taraflar arasında bir takım mahsuplaşmanın yapıldığı, ilave ödemelerin gerçekleştiği, bir kısım çeklerin iade edildiği, ——- davacının davalıdan —- borçlu olduğu; ticari ilişkinin bittiği 31/10/20017 tarihinde ise borç ve alacağın sıfır olarak gözüktüğü belirlenmiştir.
Her iki tarafın ticari defter ve kayıtları bir bütün olarak incelendiğinde, davacının iddiasının kabulü için basiretli bir tacir olarak davranmadığı; kendi iddiasına göre, davalı ——onlardan alacağı çekleri davalı şirkete ciro etmeyip, — olduğu için kendisinin tahsile çalışmasının gerekeceği; ancak başka — satımlarından dolayı davalı dağıtıcıdan ——karşılığında söz konusu çekleri ciro ederek davalıya vermesi gerektiği; hayatın olağan akışının bunu gerektirdiği, bu nedenle çek bedelleri toplamı olan 202.600,99 TL borçlu olduğu, bunun ödenen 166.208,20 TL’lik kısmının istirdadına ilişkin talebi bu nedenle, kalan kısmından dolayı borçlu olmadığı tespiti talebinin de aynı nedenle reddi gerektiği; halen ödenmeyip menfi tespite konu edilen borcundan dolayı da teminat ipoteğinin kaldırılmasını talep edemeyeceği; zira, sonlanan ilişkide ancak tüm borcu ödemesi koşuluyla teminat ipoteğinin kaldırılmasını isteyebileceği nazara alınarak, davacıya yemin delili hatırlatılmış, kullanmayacağını bildirdiğinden, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Baştan yatırılan ve bilahare tamamlatılan 20.260,09 TL harçtan maktu ret harcının mahsubu ile bakiye 20.200,79 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki —– nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oybirliğiyle verildi. Açıkça okundu, usulen tefhim olundu.