Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/406 E. 2019/1106 K. 27.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/406 Esas
KARAR NO: 2019/1106
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/04/2018
KARAR TARİHİ: 27/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, taraf şirketler arasında akdi ilişki kurulduğunu, davalı şirketin ——– yıllarında müvekkilinden emtialar aldığını ancak bedelini ödemediğini; bunun üzerine davalı aleyhine Anadolu 21. İcra Müdürlüğünün ——– sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu bildirerek, itirazın iptaline takibin devamına ve davalıdan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, icra takibine icra dairesinin yetkisi yönünden itirazda bulunduklarını, davanında yetkisiz mahkemede açıldığını yetkili yerin müvekkilinin ikametgah mahkemesi olduğunu bildirmiş, ayrıca davacı tarafın alacaklı olduğunuda kabul etmediklerini, müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını savunmuş, haksız icra takibi nedeniyle kötü niyetli takip tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE-: Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. Davacının icra takibinde 5 adet faturaya dayandığı, 5.476,98 TL asıl alacak ve 785,90 TL işlemiş faiz üzerinden toplam 6.262,97 TL üzerinden icra takibinde bulunmuş; asıl alacağa işleyecek yıllık 10,75 ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle davalıdan borcun tahsilini iş bu icra takibi ile takip etmiş; davalı süresi içinde icra dairesinin yetkisine ve borcun esasına itiraz etmek suretiyle; borçlu olmadığını bildirerek takibi durdurmuş; iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Mahkememizce öncelikle icra dairesinin yetkisi daha sonra mahkememizin yetkisi konusundaki itirazlar incelenmiş olup; davacının akdi ilişkiye dayanarak icra takibinde bulunduğu ve iş bu davayı açtığı, bu nedenle olayımızda BK’nun 89. Maddesinin uygulanması gerektiği, BK’ 89 gereğince de alacaklının ikametgahı olan Anadolu İcra Dairesinin ve mahkememizin yetkili olduğu dikkate alınarak; önce icra dairesinin sonra mahkememizin yetkisine yapılan itirazların reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce, fatura tarihleri itibariyle davalının BA kayıtları getirtilmiş; davacı vekiline mal teslim tutanağı ibraz ettirilmiş, tutanağı ——– isimli bir şahsın imzaladığı belirlendiğinden davalı şirketin—— yetkili ve çalışanların listesi de getirtilmiş; incelenmesinde, o yıllarda davalı şirketin ——– isimli bir çalışanının bulunmadığı belirlenmiş, davalı şirketçe davacı tarafından kesilen ve takip konusu edilen faturalarında BA kayıtlarında kullanılmadığı belirlenmiş; ancak BA kayıtlarında ——– TL’den daha aşağı faturaların bildirilmesinin gerekmediği; davacı tarafın dayandığı tüm faturalarında bu miktarın altında olduğu nazara alınarak; BA kayıtlarından bir sonuç alınamayacağı tespit edilmiştir.
Ortaya çıkan bu durum nedeniyle artık mal teslimini davacı tarafın ispat etmesinin gerektiği; davacının her iki tarafında ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayandığı dikkate alınarak; ticari defterlerin incelenmesine geçilmiş; uzman bilirkişi her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarını incelemiş olup,
Raporunda: Her iki tarafın kayıtlarınında usulüne uygun tutulduğunu, davacının dayandığı 5 adet faturanın davacı kayıtlarında yer aldığı gibi aynen davalı kayıtlarında da yer aldığı; her iki tarafın kayıtlarınında bu nedenle 5 adet fatura yönünden aynı olduğu; faturaların toplam bedellerinin ——- TL olduğunu, her iki tarafın kaydında da davalının bu faturalardan dolayı—— TL ödemesinin görüldüğü, davacı tarafın icra takibi başlatırken bu ödemeyi düşmek suretiyle—–TL üzerinden icra takibini başlattığı tespit edilmiştir.
Takip konusu yapılan faturaların davalı defterinde kayıtlı olması, bunlara ilişkin bir miktarda ödeme yapılmış olması ve faturaların iade edilmemiş olması; taraflar arasında takibe konu faturalar yönünden mal tesliminin gerçekleştiği, artık ödediğini ispatla davalının yükümlü olacağı; davalı ödemesininde kendi defterine göre dahi ———-TL olduğu, bu nedenle icra takibine konan asıl alacak yönünden davacının haklı takipte bulunduğu; bu miktarın faturalı mal satışına ilişkin olması sebebiyle likit olduğu, buna yönelik itirazın haksız olduğu nazara alınarak asıl alacak yönünden itirazın iptaline karar verilmiş; ayrıca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş;
Takipteki işlemiş faiz yönünden ise bilirkişi her ne kadar TTK’nun 1530/4-a maddesi gereğince fatura tarihlerinden itibaren 30 gün sonra davalının herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın temerrüte düşeceğini ve o tarihten takip tarihine kadar işlemiş faiz istenebileceğini ileriye sürmüşse de; akdi ilişkide davalının takipten önce temerrüte düşürülmediği bu nedenle işlemiş faiz talep edilemeyeceği nazara alınarak hüküm oluşturulmuş; iş bu itirazın iptali davası sadece işlemiş faiz yönünden oda borçlu temerrüte düşürülmediğinden dolayı reddedildiğinden bu kalem yönünden yapılan takibin kötü niyetli başlatılmadığı göz önüne alınarak davalının kötü niyetli takip tazminatı talebi reddedilmiş, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile;
Takibin 5.431,56 TL asıl alacak üzerinden ve bu miktara takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar işleyecek yıllık 10,75 ticari temerrüt faizi ve değişen oranlardaki ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devam edilmesine,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
5.431,56 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafın reddedilen kısım üzerinden istediği kötü niyetli takip tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
Alınması gereken 371,00 TL harçtan peşin olarak alınan 93,54 TL’nin mahsubu ile eksik 277,46 TL’nin davalıdan alınıp, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 129,44 TL başvuru harcı ve nispi ilam harcının tamamı ile 9 davetiye gideri 126,00 TL’nin ve 1.200,00 TL bilirkişi inceleme ücretinin kabul ve ret oranı gereğince 1.151,87 TL’lik kısmının toplamı 1.281,31 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücreti takdirine ancak vekalet ücreti asıl alacağı geçemeyeceğinden 785,99 TL vekalet ücretininde davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, mazeretli kabul edilen davalı vekilinin yokluğunda, reddedilen kısım yönünden davacı için kesin, davalı yönünden ise, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.27/09/2019