Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/367 E. 2019/506 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/367 ESAS
KARAR NO : 2019/506

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2018
KARAR TARİHİ : 30/04/2019

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin davacıya yaptığı ticari işe karşılık olarak icra takibine dayanak faturalar düzenlendiğini, taraflar arasında daha evvel de carih sepa hareketleri devam ettiğini, davalının, yaptırdığı işe karşılık ödeme yapmaması ve cari hesap mutabakatına da yanaşmaması sebebi ile davalı aleyhine İst. And.———. İcra Müd. 2018/1344 E. Sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalı ise davacıya cari hesaptan borcu olduğunu bildiği halde bu takibe itiraz ettiğini, itirazın iptali için bu davayı açmak zorunda kalındığını, davalının asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, itirazın iptaline ve takibin devamını, davalının asıl alacağından % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretini davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hüsümet itirazları olduğunu, icra takibinin ve davanın ————adına açıldığını, oysa alacak iddiasının … adına icra takiben ve davaya konu edildiğini, vekaleten dava açılmasının HMK’ya ve avukatlık kanunu’na aykırı olduğunu, davacı tarafından cari hesap ve fatura alacağından takip ve dava dilekçesinde bahis getirilmesine rağmen davacı tarafından dava dilekçesine ekte fatura veya herhangi bir ek gönderilmediğini, davalı firmanın takip konusu olan borcun bulunmadığını bildirdiğini, davacının icra takibinde cari hesap ekstresine dayanarak alacağı olduğunu iddia ettiğini, burada borcun neye ilişkin olduğunun belli olmadığını, davalı ile davacı taraf arasında ticari ilişkin olduğu kabul edilse dahi icra takibine dayanak gösterilen cari hesap sözleşmesi şekil şartlarından yoksun olduğundan, borç doğuramayacağını, davacı tarafın ilamsız takibinde taraflarına gönderilen ve ödeme emrinde borç dayanağı olarak gösterilen cari hesap sözleşmesinin iddia edilen ekstrede fatura kayıtları olduğu taraflarınca tespit edildiğini, taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesi olmadığını, davacı tarafından taraflarına tebliğ edilmiş bir mal yada faturanın varlığının da söz konusu olmadığını, davacı tarafından huzuruda ikame eden itirazın iptali davasında ödeme emrine sıkı sıkıya bağlı olup, ödeme emrinde borç dayanağı olarak gösterilmeyen ödeme emri ekinde taraflarına tebliğ edilmeyen fatura vb. Evraklar mahkemece yargılama aşamasında dikkate alınmaması gerektiğini, itirazın iptali talebinin usulden ve esas yönünden reddini, icra takibinin iptalini, davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, itirazın iptaline ve takibin devamını, davalının asıl alacağından % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretini davalı tarafa yükletilmesi talebinden ibarettir.
Uyuşmazlığın davalı hakkında yapılan takipte alacağın davacı tarafından talep edilebilir ise borç miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
16/10/2018 tarihli duruşma ara kararı gereğince dosyanın bilirkişiye verilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi 28/01/2019 tarihli raporunda özetle; davacının ticari defterlerini ibraz etmediği ve bu bağlamda defter kanıtına göre alacak iddiasının kanıtlanmadığını, genel hükümlere göre alacak iddiasının davacını takip dosyasına 8 adet fatura ibraz ettiği, bu faturaların toplam tutarından fazla davalının ödeme belgesi sunduğu muhtemelen taraflar arasında düzenlenen başka faturalar da bulunduğu ancak dasyaya yansımadığını, mevcut delil durumuna nazaran, takipteki alacak iddiasının somutlaşmadığı sonucuna varıldığını, tüm delilerin ve taleplerin takdiri ile hukuki değerlendirmenin mahkemeye ait olduğunu rapor etmiştir.
Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında İstanbul Anadolu ————-. İcra Dairesinin ———. Sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 02.02.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 06.02.2018 tarihinde hizmet almadıklarından borca itiraz edildiği takibin durduğu ve eldeki davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır,
İtiraz iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava tipi olmakla , takibin dayanağının cari hesap ve faturalardan kaynaklandığı, taraflar tacir olmakla taraf kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve mali müşavir marifeti ile inceleme yapılması konusunda kesin süre verilmiş ancak davacı tarafından defterlerin ibraz edilmediği, takip dosyasına ibraz edilen 8 adet fatura için davalı tarafından 53.500,00 TL yi banka aracılığı ile havale ettiğine dair dekont sunduğu, ayrıca davalı tarafından davacıya verilmiş 66.000,00 TL lik çeklerin teslim ettiğine ilişkin belge sunulduğu, her ne kadar takip alacağından fazla ödeme belgesi sunulmuş ise de bu durumunda hayatın olağan akışına aykırı olduğu, taraflar arasında farklı alışverişlerinde muhtemel olduğu, davalı borçlu tarafından hizmet ve borç tamamen inkar edilmiş olmakla davacının öncelikle hizmetin/ürünün ispatlanması gerektiği ancak delil olarak dayanılan defterlerin sunulmadığı, davacının verilen kesin süreye rağmen defterlerini sunmamış olması nedeni ile bu delile dayalı olarak alacağın varlığını kanıtlayamadığı, HMK 318 maddesi gereğince Basit usulü tabi davalarda tarafların delillerini bildirmeleri gerektiği, davacının bilirkişi incelemesi konusundaki delililin değerlendirmeye esas alınamayacağı, delil listesinde yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla açılan itirazın iptali davasının ispatlanamadığından reddine, davalının İİK 67/2 maddesinde talep ettiği kötüniyet tazminatı talebinin davacının hem haksız hemde kötüniyetli olduğuna dair delil bulunmadığından davalının tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere,
1-İtirazın iptali talebinin ispatlanamadığından reddine,
2-Davalının şartları bulunmayan tazminat talebinin reddine,
3-Peşin alınan 913,65 TL harçtan alınması gerekli 44,40 TL harcın mahsubu ile 869,25 TL fazla harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden 2019 yılı —- tarifesi uyarınca davalıyararına taktir olunan 6.235,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacının yatırmış olduğu gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Hüküm kesinleştiğinde takip dosyasının iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.