Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/313 E. 2019/708 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/313 ESAS
KARAR NO : 2019/708

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2018
KARAR TARİHİ : 12/06/2019

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan ticari anlaşma gereğince, 25.07.2016 tarih —– irsaliye no’1u ve 39.666,81 TL bedelli fatura karşılığında faturada belirtilmiş olan malların davalı şirkete teslim edildiğini, davalı şirketin düzenlenen faturalara karşı herhangi bir itirazda bulunmadığını, işbu faturada belirtilen mal bedellerinin bir kısmının davalı tarafından ödendiğini fakat 16.262,08 TL değerindeki bakiye mal bedelinin borçlu tarafından ödenmediğini, faturaya konu alacağın ödenmeyen kısmı nedeniyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2129 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından da söz konusu icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamın yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile asıl alacağın %20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın davacı tarafından takibe konu edilen cari hesaptan kaynaklı ürünler davalıya teslim edilmiş ise ödenmeyen cari hesap borcu varsa miktarı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları ile uyuşmazlık tespiti doğrultusunda bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez 19/12/2018 tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda yapılan incelemeler sonucunda; tacir olan davacının ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, takip konusu cari hesap alacağını oluşturan faturaların kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, 24,01.2018 takip tarihi itibariyle kendi defterlerinde 16.262,08 TL alacaklı gözüktüğü, fatura içeriği malların davalı teslimine ilişkin yapılan incelemede; 10.08.2016 tarih, 2.000,34 TL tutarlı faturanın sevk irsaliyesinde teslim alan bölümünde isim ve imza bulunduğunu, 03.08.2016 tarih, 215,68 TL tutarlı faturanın sevk irsaliyesinde isim ve imzanın bulunmadığını, 25.07.2016 tarih, 39.666,81 TL tutarlı faturanın sevk irsaliyesinde — isminin bulunduğu ancak imza bulunmadığının tespit edildiğini, aksinin iddia edilmesi halinde mahkemece araştırılması hali saklı kalmak kaydıyla, “isim ve imza “bulunan faturaların tesliminin ispatlandığını, — tarih, — tutarlı faturanın sevk İrsaliyesinde — ismi yer alsa da imzasının bulunmadığını ancak, bu faturadan sonraki ödemelerle (10.000+10.000+2.000) bakiyenin daha düşük kalması sonucu, yapılan ödemenin bu faturaya mahsuben yapılmış sayılabileceğini, aksinin davalı tarafından iddia edilip ispat edilmesi saklı kalmak kaydıyla, 39,666,81 TL faturanın tesliminin de ispat edilmiş sayılabileceği, böylelikle sadece, 03.08.2016 tarih, 215,68 TL isim-imza bulunmayan faturanın fatura içeriği malların tesliminin ispata muhtaç olduğu değerlendirildiğini, Mahkeme’nin faturadan sonra yapılan ödemelere göre daha düşük bakiye alacak kaldığından bahisle içeriği malın teslim edildiği değerlendirmesine itibar etmemesi halinde, Davacı vekilinin dava dilekçesinde davasını yasal her türlü delile dayandırdığından, takip konusu faturalar içeriği malların teslimine ilişkin, davalı şirketin bağlı bulunduğu Kadıköy Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazı yazılıp, davalının —–numaralı tarih dosyasından —– tarih, 39.666,81 TL tutarlı faturanın 2016/Temmuz döneminde BA formu ile, beyan edilip edilmediğinin sorulabileceğini, FAİZ: Davacı/alacaklı takip öncesinde faiz talebinde bulunmadığı için taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirme yapılmayacağını, Mahkemenin kısmen va da tamamen Davacı lehine Hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak asıl alacağı için 3095 s.k m. 2/2 kapsamında ıskonto ticari faiz talebinin yerinde olduğunu, dosyanın mevcut delil durumuna göre Davacının; davalı tarafından İstanbul Anadolu—-. İcra Dairesi 2018/2129 E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini isteyemeyeceğini rapor etmiştir.
Bilirkişi 08/04/2019 tarihli ek raporunda özetle; davalının– Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazı yazıldığı, — Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 12/03/2019 tarih ve —-sayılı cevabi yazısında 25/07/2016 tarih 39.666,81 TL tutarlı faturanın BA Formu ile beyan edilmediğinin tespit edildiği, 19/12/2018 tarihli kök rapor kanaatinde olduğu şekilde davalı BA beyanlarında yer almayan faturaya mahsuben yapılan 23.404,74 TL ödemenin teslim ediminin ifası anlamında olup olmayacağı değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğunu rapor etmiştir.
Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklı tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu —İcra Müd.2018/2129 E. Sayılı dosyası ile takip yapıldığı ödeme emrinin 26.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği davalının 02.02.2018 tarihinde süresinde yaptığı itiraz ile takibin durduğu eldeki davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
İtiraz iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava tipi olmakla takibin taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacak olduğu, tarafların tacir olduğu ve davacı tarafından delil olarak ticari defterlere dayanılmış olması nedeni ile mali müşavir marifeti ile taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş davalıya çikarılan meşruhatlı davatiye tebliğine rağmen davalı tarafından defterlerin ibraz edilmediği, davacının defterlerinin TTK 64 ve devamı ile V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulduğu ve HMK 222 maddesi anlamında delil niteliğinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı kayıtlarında davalı ile aralarında 01.01.2016 tarihinden itibaren devam eden bir ticari ilişki bulunduğu, davalı tarafından çeşitli tarihlerde 192.306,88 TL borç ve 176.044,80 TL ödeme bulunduğu davacı tarafından davalıya 25.07.2016 tarihli 39.666,81 TL fatura kesildiği faturanın sevk irsaliyesinde —- ismi bulunduğu imza olmadığı ancak bu faturanın sonraki ödemeler yapıldığı ve bakiyesinin düşük kaldığı bu faturadan sonra ödeme yapılmış olması nedeni ile fatura içeriği malların teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği bu şiklu uli davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan 16.262,08 TL alacaklı olduğu bu miktar üzerinden itirazın iptali ile taraflar tacir olmakla bu miktara takip tarihinden itibaren 3095 S.Y nın 2/2 maddesi gereğince avans faizi uygulanması gerektiği, davalı tarafından inkar edilen alacak fatura alacağı olmakla davanın İİK 67/2 maddesi gereğince 16.262,07 TL nin % 20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
DAVANIN KABULÜ ile davalının İst. And. —. İcra Md. 2018/2129 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 16.262,07 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren bu miktara avans faizi uygulanmasına,
Davalının, İİK 67/2 md. gereğince inkar edilen 16.262,07 TL nin %20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
1-Kabule göre alınması gerekli 1.110,86 TL harçtan peşin alınan 196,41 TL harcın ve icra veznesine yatırılan 81,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 833,14 TL harcın davalıdan tahsil ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre 2019 yılı — uyarınca davacı yararına taktir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak 35,90 TL başvurma harcı, 196,41 TL peşin harç, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 99,50 TL tebligat ve yazı gidiş dönüş toplam 1.131,81 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Gider avansından artan tutarın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Hüküm kesinleştiğinde takip dosyasının iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı