Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/275 E. 2019/393 K. 03.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/275
KARAR NO : 2019/393
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 06/03/2018
KARAR TARİHİ: 03/04/2019
Mahkememizce verilen ——– karar sayılı ilamın, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/19047 esas, 2017/5592 karar sayılı ilamıyla bozulmasına dair karar verildiği ve mahkememizce 10/07/2018 tarihli celsede verilen Yargıtay bozma ilamına yönelik uyma kararı sonucunda mahkememizce yapılan yargılama neticesinde ;
TALEP : Davacı vekilince mahkememize sunulan dava dilekçesini özetle ; Davacı vekilince davacıların yasal murisi —– tarihinde davalı bankanın —– şubesinden konut kredisi kullandığı ve konut satın aldığı, davalı banka şubesi ile muris arasında konut finansman sözleşmesi imzalandığı, bankanın krediyi teminatlandırmak amacıyla muris —– lehine ———- nolu poliçeyle hayat sigortası yaptırdığını, ancak murisin ——— tarihinde vefat ettiği, davacılar tarafından davalı banka ve ——– yapılan yazılı başvuru sonucunda davalının poliçenin—tarihinde sona erdiği gerekçesiyle ödemeyi reddettiği, davalı banka ile imzalanan kredi finansman sözleşmesinin 11. Maddesinde kredi teminatını oluşturan gayrimenkule yönelik yapılan——- Konut Paket ve diğer sigortalar ile kredi borçlusu müşteriye yapılacak hayat sigortası prim tutarının belirtildiği, ayrıca sözleşmenin 12. Maddesi ile sigortanın her yıl yenileneceğinin belirtildiği, dolayısıyla davalı bankanın kredi masraf ve giderlerini almasına rağmen ilk yıl için hayat sigortası yaptırdığı, ancak sonraki yıl için yaptırmadığı ve edinimi yerine getirmemesi nedeniyle davacıların zarar gördüğü, konut kredi borcu olan 215.167 TL’lik borcun davacılar tarafından ödenmeye devam edildiği belirtilerek davalı bankanın kusurlu hareketi sonucunda fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL zararın 31/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP : Davacıların öncelikle davasının ———açmalarının gerekli olduğu, davacıların iddialarının asılsız olduğu, zira sözleşmelerinin 4. Maddesi ile sigortanın her yıl yenilenmek kaydıyla kredi süresi boyunca yenilenebileceğinin düzenlendiği, yıllık primininde belirlendiği, muris ———– şubesinden konut kredisini kullandığı ve sadece 1 yıllık hayat sigortasının yapıldığı, bunun için kişiden 1.200 TL’nin tahsil edildiği, hayat sigortasının kredinin tüm ödeme planını kapsamadığını, bunun için her yıl prim ödemek ve yenilenmesinin zorunlu olduğunu, ——— vefatının 09/03/2011 tarihinde gerçekleşmesi sonucunda davacıların hayat sigortasının devamını istemesi halinde 19/02/2011 tarihinde de prim yatırmalarının gerekli olduğunu, sözleşmenin 12. Maddesinde söz konusu gayrimenkule yönelik —– sigortasının yapılmasının kanunen zorunlu olduğu ve sigorta kredi başlangıcında yapılacak ve kredi vadesi süresince her yıl yenileneceğinin belirtilmiş olduğu, aynı sözleşme 12. Maddede kredi hayat sigortasının bir başlık altında düzenlendiği, kanuni zorunluluk olduğundan bahsedilmediği belirtilmekle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mali müşavir , sigorta uzmanı bilirkişisi ve ——–Fakültesi öğretim üyesinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, davacı vekilinin – tarihli ıslah dilekçeside nazara alınarak mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davanın ıslahla birlikte kabulüne, 215.167 TL’nin 04/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair karar verilmiş , Yargıtay 17 . Hukuk Dairesinin 2016/19047 esas 2017/5592 karar sayılı bozma ilamında ise ” … Davalı bankanın hayat sigortası sözleşmesinin ertesi yıl yenileme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı, yönetmelik hükümleriyle birlikte kredi sözleşme hükümleri çerçevesinde tartışılarak sonucuna göre tarafların kusurları olup olmadığı göz önüne alınarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir … ” belirtilmekle ve mahkememizce iş bu bozma ilamına uyulmakla bilirkişi heyetinden bozma ilamı doğrultusunda ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyetince düzenlenen 08/02/2019 tarihli ek raporda , davalı bankanın bireysel kredilerle bağlantılı , uygulama esasları yönetmeliğinin 6. Maddesi ile kendisine getirilen bilgilendirme yükümlülüğünü tam ve gereği gibi yerine getirmemiş olduğu, bu bağlamda davalı bankanın bu yükümlülük ihlali nedeniyle kredi müşterisinin uğradığı hak ve zararın tazmin etmek zorunda olduğu, kredi müşterisinin vefat etmiş olması nedeniyle varisleri olan davacıların zararının tanzim edilmesinin gerektiği belirtilmiştir.
Dava konut kredi sözleşmesi nedeniyle yapılan hayat sigorta sözleşmesinin yenilenmemesinden kaynaklı maddi zararın giderilmesine ilişkindir.
Uyulmasına karar verilen Yargıtay Bozma ilamında da belirtildiği üzere davaya konu somut uyuşmazlıkta 1. Yıl için murisin hayat sigortası yaptıran davalı bankanın müteakip yıllar için bunu yaptırıp yaptırmasının gerekip gerekmediği ve sözleşme hükümleri uyarınca davalının kusurunun bulunup bulunmadığı konusunda mahkememizce yukarıda belirtilmiş olduğu üzere bilirkişi heyetinden ek rapor tanzim edilmesi istenmiştir.
Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde , denetim elverişli hükme esas alınan bilirkişi heyet ek raporunda da belirtilmiş olduğu üzere uyuşmazlığın doğduğu tarihte yürürlükte bulunan bireysel kredilerle bağlantılı sigortalar uygulama esasları yönetmeliğinin 1. Maddesi gerğeince kredi kuruluşları tarafından verilen kredilerle bağlantılı olan zorunlu ya da ihtiyari sigorta ürünlerinin sunumlarında birlik ve bütünlüğü sağlamak amacıyla kredi kuruluşlarına bir takım yükümlülükler getirmiştir. Davalı bankanın ———- sabit faizli konut finansmanı kredi sözleşmesinin parçası olan ———-sabit faizli konut finansmanı kredi sözleşmesinin , kredi sözleşme öncesi bilgi formu düzenlendiği görülmektedir. İş bu formun 1. Sayfasında hayat sigortasının isteğe bağlı sigorta olup, tüketicinin talep etmedikçe yaptırmasının zorunlu olmadığı belirtilmiştir.
Bireysel kredilerle bağlantılı sigortalar uygulama esasları yönetmeliğinin ”İhtiyari sigortalar” başlıklı 6. Maddesinder ihtiyari sigortalar konusunda kredi kullanana kredi kuruluşu tarafından bilgi verileceği belirtilmiştir. Bu bilgiler sigortanın türü, süresi , prim tutarı, primin nasıl tahsil edileceği gibi konuları içermektedir.
Davaya konu somut uyuşmazlıkta ise ———- sabit faizli konut finansmanı kredi sözleşme öncesi bilgi formunun sigorta başlıklı 12. Maddesi ve yönetmeliğin 6. Maddesi bir bütün olarak birlikte değerlendirildiğinde, davalı bankanın bilgilendirme yükümlülüğünü tam ve gereği gibi yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere davalı bankanın kredi hayat sigortasının türü , süresi , prim tutarı, primin nasıl tahsil edileceği gibi konularda müşterisine bilgilendirme yapması gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ve diğer deliller bir bütün olarak yukarıdaki bilgiler ışığında birlikte değerlendirildiğinde davalı bankanın yükümlülük ihlali nedeniyle kredi müşterisinin uğradığı zararı tazmin etmek zorunda olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
215.167 TL’nin 04/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
Harçlar Kanunu’na göre tahsili gereken 14.698,05 TL harçtan, peşin (148,50 TL ve 3.503,75 TL ıslah dahil) alınan 3.652,25. TL harcın mahsubu ile kalan 11.045,80 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye iradına,
Karar tarihindeki Avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanan 18.860,02 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yapmış bulunduğu 166,90 TL ilk dilekçe gideri, 3.503,75 TL ıslah harcı, (bozma öncesi) 127 TL tebligat – müzekkere , 1950 TL bilirkişi ücreti , (bozma sonrası) 1.249,50 TL olmak üzere toplamda 6.997,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde YARGITAY yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 03/04/2019