Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/204 E. 2022/300 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/204 Esas
KARAR NO: 2022/300
DAVA: Bankanın Kusuruna Dayalı Tazminat
DAVA TARİHİ: 16/02/2018
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Bankanın Kusuruna Dayalı tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkili şirketin —- kurulduğunu,— davalı banka ile ——— imzalayıp bu çerçevede mevduat hesabı açtırdığını; sözleşmenin sebebinin müvekkili şirketin —–yaptığı sağlık malzemesi ihracatı nedeniyle bankaya yatırılacak ihracat bedellerinin tedarikçi firmalara ödenmesi olduğunu; tedarikçi firmalara yapılacak ödemelerin az sayıda tedarikçi ile sınırlandırıldığını, sadece— firmaya havale yoluyla ödeme yapılabildiğini; bu sınırlamaya bizzat bankanın kendilerini yönlendirdiğini; açılan hesabın bankanın direktifleri ve yönlendirmeleri ile kullanılabildiğini; hesabın açıldığı —– yılına kadar olan dönemde bankanın politikası gereğince sadece davacı şirketin hesaplarına yapılan transferler dışında — tamamının bankaya hesap açılışı esnasında bildirilen —- yapıldığını, hesaba gelen paraların kaynağının özel olarak bankaca araştırılıp gelen paraların tedarikçilerle bağlantısının olup olmadığının bankaca incelendiğini, tedarikçilere ödeme yapabilmek için müvekkili şirketten özel talimatların istendiğini, —- ayına kadar olan dönemde hesaptan yapılan tüm transferlerin banka tarafından aranılan sıkı kayıtlar ve koşullarla ile bankanın kontrolü altında yapıldığını; müvekkili tarafından yapılacak bir havale için hesapta yeterli bakiye kalmaması üzerine yapılan araştırmada, —– şirketin bilgi ve onayı olmaksızın —-arasında;
1) —–
2) —-
3) —-
4) —-
5) —-
6) —
7) —
8) —-
9) —
10)—
11)—-
12)—-
13)—Olmak üzere toplam —- adet değişik işlemle aktarım yapıldığının öğrenildiğini;
Bunlardan—- yapılan havalenin henüz üçüncü şahıslar tarafından çekilemeden el konulup kurtarıldığını; ancak kalan bedellerin üçüncü şahıslara ödenmiş olduğunu; böylece müvekkili şirketin ——zararının oluştuğunu;
Basit bir incelemeyle bile sahte oldukları anlaşılabilecek talimat ve eklerine dayanarak yapılan usulsüz para transferlerinden dolayı davalı bankanın ağır kusuru bulunduğunu; davalı banka tarafından çok kısa bir süre içinde ve çok yüksek bedelli —– şüphe edilmesi gerektiğini, önceki dönemlerde bu kadar kısa dönemde bu miktarlı havalelerin gerçekleşmediğini; banka gerekli incelemeleri yapması ve mutlaka açık teyit alması halinde ödemeleri yapması gerektiğini, davalı bankanın gerek yasa gerekse banka mevzuatı ve bankacılık hukuku gereğince kendisinden beklenen özeni göstermediğini; bu nedenle müvekkilinin zararını gidermesi gerektiğini, bu hususun davalı bankadan istendiği ancak sonuç alınamadığını bildirerek —- temerrüt tarihi olan — itibaren aynı ——- üzerinden işlemiş en yüksek ticari temerrüt faiziyle davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, davacı şirketin———- eden bir şirket olduğunu; müvekkili banka ile —-yılından beri çalıştığını, davacı şirketin talep ve tercihi doğrultusunda elektronik posta ekinde iletilen işlem talimatlarına istinaden hesaplarından —–işlemlerinin gerçekleştirildiğini; elektronik ortamda bankacılık hizmeti verilmesinin davacının talebi olduğunu, sözleşmeyle bu hususun davacı şirketçe de kabul edildiğini; aralarındaki sözleşme ve ilişki çerçevesince, davacı bankanın hesaplarına gelen ürün bedellerinin kendi adına ya da farklı firmalar adına hesaplardan yabancı para transferleri şeklinde çıkışların gerçekleştirildiğini;
Her bir transfer işleminde mutat iş akışı ve bankacılık prosedürü gereğince aşamaların; şu şekilde gerçekleştiği:
-Davacının yetkilisi ve sahibi olan — üzerinden ya da çalışanı ——— adreslerinden gelen transfer talimatı ve alım satım faturaları ile ilgili belgelerin öncelikle bankaya ulaşması,
-Bu aşamadan sonra iletilen talimat ve ekindeki belgelerin imza, fatura ve tutar uyumu kontrollerinin müvekkili bankaca yapılması,
-Şayet bankaca yapılan kontrolde talimat ve ekindeki belgeler yeterli görülürse yabancı —- kredi ve dış işlemler —- yaptırımlar daire birimine aktarıldığını,
-Bu birimin transfer lehtarı ve bankasının uluslararası yaptırımlar yönünden bir sakıncalarının olup olmadığının incelenmesi ve bu inceleme sonunda talebin ya reddedildiğini ya da işlemin gerçekleştirildiğini,
-İşlemlerin gerçekleştirilmesi halinde işlem sonucuna ilişkin—- mesajının — davacı şirketin kurumsal —- gönderilmesi ile,
—- tamamlandığını;
Taraflar arasında baştan beri yapılan havalelerde bu prosedürün işletildiğini; davacının kabul etmediği —- da davacının sahibi ve yetkilisi olan — çalışan— gönderildiğini, aynı dönemde aynı — tarihleri olmak üzere — kez de hesap ekstreleri gönderildiğini;
Davacı şirketin dava konusu ettiği zararına ilişkin —-işlemiyle ilgili yakınmaları nedeniyle müvekkili banka tarafından bu havaleleri alan lehtar firmalar aleyhine — tarihinde—- duyurusunda bulunulduğunu, hatta —- şikayet sonunda el konulduğunu;
Müvekkili bankanın dava konusu her havalede taraflar arasında mutat hale gelmiş uygulama prosedürüne aynen riayet ettiğini, —– yoluyla alınan talimatlar çerçevesinde bankaca talimat ve ekindeki fatura ve belgelerin incelendiğini, uygun bulunması nedeniyle yukarıda izah edilen prosedür çerçevesinde havalelerin gerçekleştirildiğini; havalelerin gerçekleştirildiğine dair — davacı şirketin kurumsal e-posta adreslerine derhal gönderildiğini, daha önce gerçekleşen ve itiraza uğramayan havalelerde olduğu gibi bu —– davacıya bilgi verildiğini; davacı şirketin —–kadar bir süre sonra bu havalelere itiraz ettiğini, bu kadar süre içinde e-postaya gelen—–görmemesi, banka hesaplarını kontrol etmemesinin kendi kusuru olduğunu, bu konuda bankaya sorumluluk yüklenemeyeceğini; aynı dönemde —– tarihinde aynı yöntemle —– daha gerçekleştiğini, dava konusu olmayan bu —– davacının herhangi bir itirazının bulunmadığını, bu transferlerin kendi talimatları çerçevesinde yapıldığını kabul ettiğini; bankanın her yaptığı havale ya da işlem için müşterilerinden teyit alma zorunluluğunun bulunmadığını; böyle bir zorunluluğunda yüklenemeyeceğini belirterek banka kusuru bulunmadığından dolayı davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, elektronik havaleden dolayı bankanın hukuki sorumluluğuna dayalı olarak açılan tazminat davasıdır.
Taraflar arasında ——tarihinde imzalanan bankacılık hizmet sözleşmeleri bulunduğu, bu sözleşmeler çerçevesinde davacı firma için banka hesabı açıldığı, davacı firmanın——ihraç edeceği sağlık malzemelerinin bedellerinin bu hesaba yatırılacağı, davalı bankanın bu hesaplardan tedarikçi firmalara gönderilecek emtia bedelleri yönünden, —– getirdiği uluslararası kısıtlamalar sebebiyle tedarikçi firmaların hazırladığı mal satışına ilişkin faturaları, menşei belgeleri, talimata konu havale miktarı ile uygunluğunun denetleme yetkisinin bulunduğu, uygun bulursa talimat çerçevesince tedarikçi firmalara havaleleri yerine getireceği hususunda ihtilaf yoktur. Yine davacı şirket için banka nezdinde hesap açıldıktan sonra — arasındaki dönemde toplam — gerçekleştiği, bunlardan —- dava konusu olduğu; esasen bu havalelerden biri yönünden havale miktarına el konulduğundan dolayı talebin kalan —- yönelik olduğu hususunda da ihtilaf yoktur. Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının kendi onayı ve haberi olmaksızın gerçekleştirdiğini iddia ettiği ödemeler sebebiyle davalı bankanın özen ve kontrol görevini yerine getirip getirmediği, bu çerçevede söz konusu zarardan sorumlu olup olmayacağı hususunda toplanmaktadır.
Dava, bankanın üçüncü kişilerin haksız müdahalelerinden dolayı sorumluluğuna dayalı olarak açılan bir dava olduğundan; öncelikle bu konunun araştırılması gerektiği, yapılan araştırma ve incelemelerin sonunda;
Havale talimatının müşterinin bilgisi dışında üçüncü bir kişi tarafından verilmesi halinde gerçek dışı banka havalesinin, bir yerde sahte banka havalesinin söz konusu olacağı, yazılı havale talimatlarında bankaların kimlik kontrolü yaptıklarından sahtecilik ihtimalinin azaldığı ancak günümüzde elektronik ortamda gerçekleşen banka havalelerinde müşterinin şifresi elde edilerek sahte havale talimatlarının verilebildiği, yine müşterinin verdiği havale talimatlarının tahrif edilmesi yoluyla da içerik olarak sahte havalelerin gerçekleşebileceği, havale talimatının müşteri tarafından verilmiş olmakla birlikte bu talimattan havale verenin haberi olmaksızın üçüncü kişiler tarafından değişiklikler yapılmışsa, örneğin havale alıcısının ismi değiştirilmiş ya da havale miktarı yükseltilmişse burada da gerçeğe aykırı / sahte bir banka havalesinin söz konusu olabildiği; sahte banka havalesinin hukuken geçersiz olduğu, yok hükmünde olduğu; buna dayanarak yapılan para aktarımının da geçersiz ve iadesi gereken bir para olduğu; elbette bu iade yükümlülüğünün söz konusu havaleden faydalanan üçüncü kişiler yönünden söz konusu olduğu ve üçüncü kişilere açılan bu tür davalarda bu hususlar ispat edildiğinde paranın iadesine karar verilmesi gerektiği; banka yönünden ise, yazılı havale talimatında bankanın özen borcu gereği kimlik ve imza kontrolü yapıldığı ve havale belgesinde tahrifat olup olmadığının incelenmesi yükümlülüğü bulunduğundan, özen borcuna aykırı davranan bankanın meydana gelen zararın tazminiyle yükümlü olduğu; vekalet sözleşmesi niteliğindeki ciro sözleşmesi gereğince bankanın ” kusur karinesine dayalı ” akdi sorumluluğunun söz konusu olduğu, banka özel nitelikli bir tacir olduğundan, basiretli bir iş adamı gibi davranmak mecburiyetinde bulunduğu ve müşterisiyle olan ciro sözleşmesi gereğince işini özenle ve iyi bir suretle ifa etmesi gerektiği; buradaki özenin ölçüsünün objektif olduğu, banka gerekli basiret ve özeni gösterdiği taktirde havale talimatının sahte veya tahrif edilmiş olduğunu belirleyebilecek durumda olmasına rağmen o havaleyi işleme koyduğundan kusurlu sayılacağı ve ortaya çıkan zarardan sorumlu olacağı; ancak, bütün özen ve basireti göstermesine rağmen havale talimatının sahte veya tahrif edilmiş olduğu tespit edilememişse bankanın sorumlu olmayacağı; elektronik ortamda gerçekleşen banka havalelerinde ise, müşterinin şifre bilgileri, tanıtıcı işaretleri ——- diğer gizli bilgileri elde edilerek sahte havaleler gerçekleştirilebileceği, elektronik ortamda üçüncü kişilerin müşterinin hesabına haksız olarak girmesi ve oradan kendileri veya başkaları lehine para aktarmaları durumunda ortaya çıkacak zarardan bankanın hangi şartlarda ve hangi oranda sorumlu tutulabileceği uygulamada da tartışmalı olup; İnternet bankacılığında, İnternet’in yaygınlığı ve sınır ötesi özelliğinden dolayı —– de üçüncü kişilerin haksız müdahalelerin giderek artan oranda görüldüğü, üçüncü kişilerin, müşteri şifre ve diğer bilgilerini elde etmesinin —- şekilde meydana gelebildiği, 1. Halde genellikle banka veya müşteriyle hiç bir ilgisi bulunmayan hatta müşteriyi tanımayan korsan kişinin —-müşteriye ait şifreleri gizlice ele geçirerek hesaba girdiği, şifrenin korsan tarafından elde edilmesinde müşterinin hiç bir kusur ve ihmalinin bulunmadığı, 2. Halde ise gizli bilgilerin üçüncü kişilerin eline geçmesinde müşterinin kusuru veya ihmalinin söz konusu olduğu, zira hukuka aykırı bir manipülasyonla gizli bilgilere ulaşılmasının sağlanabildiği; müşteriye bankadan gelmiş görüntüsüyle gönderilen bir elektronik postada—– doldurulmasının istenip bu gizli belgelere ilişkin sorular yöneltilerek alınan cevaplar ile kişisel bilgilere ve bu arada banka şifrelerine ulaşılabildiğini, bu —— denildiği, burada da müşterinin ihmalinin gündeme gelebileceği; müşteri tarafından şifrelerin ve diğer gizli bilgilerin özensiz kullanılması, emin bir şekilde saklanmaması, —- karşı yeterince korunmaması, ——–bulunmaması, bulunsa bile güncellenmemiş olması, müşterinin—— ortamlarda hesabına girmesi durumunda şifrenin özenli bir biçimde saklanmadığı ve müşterilerin kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği; teknik manipülasyonlarda ise, şifrenin elde edilmesinde müşterinin bir ihmalinden söz etmenin mümkün olmadığı, —- alış verişi sırasında müşterinin bilgisayarına gizlice yüklenen casus bir yazılım tarafından gizli bilgilerinin elde edilebildiği, casus yazılımların çoğu halde masum bir görüntü ile —– eklenerek kendiliğinden veya —- oluru ile —sokulabildiği, bu eklenti programları genelde bedava olduklarından, müşteri tarafından bunların kolayca kabul edildiği, sisteme giren casus yazılım bilgisayardaki bilgileri programı gönderen üçüncü kişiye iletebildiği, ——- basılan tuşlardan müşterinin başkasına ait —– girdiğini belirledikten sonra, şifre için hangi tuşlara basıldığını da kaydettiğini, program daha sonra bu şekilde elde ettiği verileri hacker’e gönderdiğinde şifre ve diğer gizli bilgilerin elde edilmiş olduğu, bu durumda casus yazılımın bilgileri gizlice elde ettiğinden ve bundan müşterinin haberdar olmadığından burada artık müşterinin bir ihmalinden ya da kusurundan söz etmenin mümkün olmadığı; üçüncü kişilerin hukuk dışı yollarla elde ettikleri bilgilere dayanarak haksız olarak yaptıkları havalelerin geçersiz olduğu, bunun için geçersizliği öne sürülüp üçüncü kişi hesabına haksız olarak geçirilen paranın iadesinin sağlanması için öncelikle haksız müdahalenin ispatının zorunlu olduğu; üçüncü kişilerce müşteri hesabından haksız olarak paranın çekilmesi halinde müşterinin uğradığı zarardan bankanın sorumlu tutulup tutulamayacağı ve bankanın sorumluluğunun kusur sorumluluğu mu yoksa kusurdan bağımsız bir sorumluluk olduğunun da tartışılması gerektiği; mahkememizin görüşüne göre, üçüncü kişilerin haksız müdahaleleri sonucu ortaya çıkan zararda, öncelikle bankanın ve müşterinin ne ölçüde kusurlu bulunduğu, kusuru yoksa ne ölçüde etkin olduğunun belirlenmesi gerektiği; banka, elektronik veri işleme sistemini ——- kurduğuna göre, bu sisteme üçüncü kişilerin müdahale etmesini önleyecek her türlü tedbiri almak zorunda olduğu; tamamen teknik nitelikteki hatalarda da bankanın kusurlu sayılması gerektiği, bankanın ve müşterinin hiç bir kusuru bulunmadığı durumlarda da ortaya çıkan zarara bankanın katlanması gerektiği; zira, elektronik veri işleme sistemlerini kurarak bankacılık işlemlerini —– etmek bankanın etki alanının içinde olduğu ve kendi çıkarına olduğu; bunun tüm riskine de bankanın katlanması gerektiği; bankanın sadece müşterinin kusurunu ispat etmek şartıyla ve bu kusuru oranında sorumluluktan kurtulabileceği; müşterilerin en önemli özel yükümlülüğünün ise elektronik havaleyi gerçekleştirmeye yarayan kredi kartı, bankamatik kartı,—- banka işlem şifreleri gibi araçlara ilişkin şifre ve tanıtıcı bilgileri büyük bir titizlikle kullanmak ve bunların yetkisiz kişilerin eline geçmesini önlemek amacıyla güvenli bir şekilde saklamak ve korumaktan ibaret olduğu;
Bu çerçeve içinde de bu dosyanın incelenmesi gerektiği belirlenmiş,
Yargılamanın başından itibaren bu çerçeve içinde deliller toplanmış, bilirkişi raporları alınmış, ara kararlar oluşturulmuş olup;
Öncelikle mahkememizce, davalı bankanın kurmuş bulunduğu —–üçüncü şahısların davacının herhangi bir kusuru olmaksızın girip müdahale edip etmediklerini, davaya konu — adet havalenin de bu yolla sağlanıp sağlanmadığı hususunda davacı şirketin bilgisayarları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Bu çerçevede —– tarihli ara kararımız oluşturulmuştur. Davacı şirket yurt dışında olmakla birlikte —–buradan bilirkişi heyeti tarafından incelenmesi mümkün olup ancak bunun için davacı şirketin —- serverlerini incelemeye açması gerektiği ancak bu taktirde incelenebileceği bilirkişi heyeti tarafından ön raporla bildirilmiş, bunun üzerine mahkememizce davacı vekillerine bunu sağlamaları bildirilmiş olup, davacı vekili —- tarihli celsede zapta geçirilen beyanı ile açık açık müvekkili şirketin kayıtlarının incelenmesine gerek olmadığını, bu kayıtların olayla ilgili ceza davasında zaten incelenmiş bulunduğunu, bu incelemeyle de müvekkili şirketin e-posta trafiğinin üçüncü kişiler tarafından ele geçirilmesinin, bu yolla bankaya havale talimatı gönderilmesinin SÖZ KONUSU OLMADIĞINI, bu hususu kabul ettiklerini, iş bu davadaki tazminat taleplerinin bankanın havaleler sonrası işlemlerde gerekli itina ve özeni göstermemesine dayandırdıklarını beyan etmişlerdir. Bu beyanla birlikte, ” üçüncü kişilerin bankaca sağlanan sisteme davacının hiç bir kusuru olmaksızın tamamen dışarıdan bir müdahale ile girdikleri gibi bir durumun bulunmadığı ” anlaşılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, —bilirkişinin incelemesine açmayan davacı şirketin ——-tarihli kararındaki gerekçe çerçevesinde de artık yukarıda hukuki bilgi olarak yapılan açıklamalardaki ” üçüncü kişilerin hukuka aykırı bir —— gizli bilgilere ulaştığı ” hale de dayanamayacağı, zaten bu hususta bir iddiasının da bulunmadığı, aksine davayı havaleden sonraki süreçte, bankanın gerekli itina ve özeni göstermemesi ve havaleler ile ilgili bilgi —– yetinmeyip teyit alması gerektiğine dayandırdığı;
Hal böyle olunca, artık ikinci aşamaya geçilmesi gerektiği, ikinci aşamada davacının bu iddiasının incelenmesinin gerektiği; bu çerçevede bankanın gerek taraflar arasındaki sözleşme gereğince, gerekse baştan beri gelen mutat uygulamalara ve bankacılık uygulamalarına uygun davranıp davranmadığı, bunlara nazaran itina ve özen yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin incelenmesi gerektiği; Bilirkişi incelemesinden önce de davacının iddia ettiği gibi tedarikçi firmalara yapılacak para havalelerinin —– sınırlandırıldığı, oysa davaya konu —- adet havalenin de bu şirketler dışındaki şirketlere yapıldığına, böylece bankanın kendi getirdiği sınırlamalara kendi uymadığı için zarardan sorumlu olduğuna dair iddiası incelenmiş; bu iddiayı davalı tarafın kabul etmediği, davacı ile banka arasında bir dönem —- sınırlı olarak havale yapılabileceği hususunda bir anlaşma olmadığını, davacının bu yönde bir talimatı / talebinin olmadığı gibi banka tarafından da davacı hesapları üzerine yapılan bir kısıtlama ya da bu yönde bir kısıtlama tanımının bulunmadığını; davacının —-yazışmalarını çarptırdığını; —- tarihli yazışmada bankanın sadece bilgi edinmek amacıyla müşterisinden çalıştığı —– sorduklarını, buna cevap verildiğini,——-arşı tarafça gönderilen —- tedarikçi firma isimlerine yer verilerek onların yapacağı tedariklere doğrudan—- için talepte bulunulduğunu; —– gönderilmek istenen havalelerin bu şirketin — olmadığından dolayı yapılamadığını; —-yapılan havaleyle —- görüntülenip, bilinçli olarak — üzerinden davacı tarafın banka ile yazışmaları sürdürdüğünü; —- havaleye ilişkin açıklamalarda bulunulduğu ve —- davacı tarafın —— şirketler ile hiç bir ilişki ve alakalarının bulunmadığına dair beyanları sebebiyle gösterildiğini, gelen havalelerden de —— ilişkilerinin bulunduğunun anlaşıldığını bildirdiği; davacı şirketin sınırlamayla ilgili iddia ettiği;
1- —-
2- —
3- —
4- —-
5—-
6- —
7- —- dışında daha önce ya da aynı dönemde—– havaleler yapıldığını, bunlardan dahi söz konusu —- sınırlamanın bulunmadığı ve uygulanmadığının belli olduğunu savunduğu;
Her ne kadar davacı —- yapılan havalelerinin müvekkilinin bilgisi dışında olduğunu, —– firmasına yapılan —-zaten dava konusu olan havaleler içinde bulunduğu, sadece —— yapılan havalelerin müvekkilinin talimatıyla yapıldığını ancak —— şirketinin, davacı şirketin hissedarı ve sahibi olduğu bir şirket olduğunu, bu nedenle ona gönderilen havalelerin —– yapılan sınırlama dışında bir havale sayılamayacağı, şirketin kendine gönderilen bir havale niteliğinde bulunduğunu öne sürmüş ise de, davacı şirketin kurucusu ve ortağı olup yetkilisi olan—————– ortak olduğunun ve bu iki şirket arasındaki bağlantının bundan ibaret olduğunun davalı banka tarafından bilinmesinin beklenemeyeceği; annenin — kadar davacı şirketin ortağı olduğunun beklenemeyeceği, yine—- tedarikçiden biri olan —- olduğuna dair davacı vekilince —– sunulmuşsa da, aralarındaki bağın davacı banka tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı; bu bağları gösterecek şekilde davalı bankaya davacı şirketin herhangi bir bilgi ya da belgeyi daha önce gönderdiğini iddia etmediği, ispatta etmediği karşısında bu firmaların ileriye sürülen —adet firma dışında kalmadığı savunmasına itibar edilememiş, davacının — adet firmayla havalelerin sınırlandırıldığı iddiası mahkememizce kabul görmemiştir.
Taraflar arasındaki ——– tarihli —– hizmetleri çerçeve ve sermaye piyasası çerçeve sözleşmesinin incelenmesinde,
Söz konusu sözleşmenin davacının imzası ile davalı bankaya iletildiği, bu sözleşmeyle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin esasları, hak ve yükümlülüklerinin belirlenmiş olduğu, daha sonra her bir bankacılık işleminin özelliği ve niteliğine göre ayrı ve ferdi sözleşmelerle bankacılık hizmetlerinin verilmeye başladığı, bankacılık hizmetleri ise, bir banka hesabı üzerinden yürütüldüğünden davacı şirket adına bir ticari mevduat hesabı açıldığı, genel çerçeve sözleşmesi kapsamında ayrı bir ticari mevduat sözleşme ilişkisinin de bu şekilde kurulmuş olduğu; banka tarafından yapılan hizmete davacı müşterinin talimatları çerçevesinde havalelerinde tedarikçi firmaya iletilmesinin yer aldığı; bu çerçevede arada çıkacak ihtilaflarda taraflar arasındaki ilişkide mevduatın niteliğine uygun düştüğü oranda ödünç veya usulsüz tevdi hükümlerinin kıyasen uygulanması gerekeceği —- düzenlemeleri gereği, ödünç alanın sözleşmenin sonunda ödünç verilen parayı iade ve eğer kararlaştırılmışsa faiz ile iadeye mecbur olduğu; —- usulsüz tevdide paranın yarar ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayanı bu parayı kendi yararına kullanabileceği ancak bankanın tasarruf sahibinin istediği zamanda iadeyle yükümlü olduğu; bu yükümlülüğe uyulmamasının bankacılık kanunu —-aykırılık teşkil ettiği; hukuka aykırı sebeplerle kendi yükümlülükleri ve sorumluluklarının ihmali sebebiyle bankaların iadeden kaçınamayacakları, bu çerçevede bankanın sözleşme ve mevzuat ile bankaya getirilen yükümlülüklerini ve borçlarını İHLAL EDİP ETMEDİKLERİNİN önem arz edeceği;
Taraflar arasındaki havalelere ilişkin dönemsel ilişkinin — dönemde toplanabileceği,
Davalı banka nezdinde açılan hesaba gelen ihracat bedellerinin——, davalı bankanın belirlediği iş akış süreci neticesinde—– olduğu; hesaptan tedarikçi hesaplarına ve hesap sahibinin farklı bankalar| nezdindeki hesaplarına transferler yapıldığı, belirtilen tarih aralığında toplam —yapıldığı, transferlerden —- olduğu, —- dönemi olduğu; sadece davacı—- nezdindeki hesaplarına tansfer yapıldığı, bu dönemde toplam — yapılmış olup, transferlerinin tümünün lehtarının davacı olduğu,
—- dönemi olduğu; bu dönemde toplam — transfer işlemine itiraz edilmiş, transferlerden — adedinin lehtarı —-adedinin lehtarı —havale yapıldığı, bunlardan —–itirazı olduğu, bizzat davacı şirkete yapılan havaleler dışında kalan havalelerde de banka tarafından aynı ——uygulandığı, davacının talimatı üzerine talimat ve ekindeki mal alım satım faturalarının denetlenip uygun görüldüğü taktirde havalelerin gerçekleştirildiği;
Davacı vekili tarafından her ne kadar — tarihinde bir — halinde sunulan ——tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi bunların havalelerden iki sene sonra oluşturulan kayıtlar olduğu, bu nedenle itibar edilemeyeceği;
Davacı tarafın her ne kadar itiraza uğrayan her bir havalede davalı banka tarafından ileriye sürülen ve bankanın müfettiş raporunda yer alan kronolojik süreçteki yazışmaları kabul etmese de; kendi bilgisayarlarının log ve server kayıtlarını açmadığı için ve bankanın bilgisayarlarında görüntü olarak yer alan ve müfettiş raporunda anlatılan oluşu birebir doğrulayan banka kayıtlarının zorunlu olarak kabul edilmesi gerektiği; bu kayıtlara göre:
Söz konusu olan havalelerin;
a- —- ödeme talimatı verilmiş— sebeplerle işlem gerçekleştirilememiş, bilinen mail adresinden yazılmalar yapılmış, daha sonra — ödeme talimatı gonderılmış, davalı banka işlemi aynı gün — gerçekleştirmiştir. İşleme ait ——gönderilmiştir. Bu tutar, davacı şirketin hesabından — düşülmüş, gönderildiği banka şubesinden — tarihinde çekilmiştir. İşlem tarihilile paranın üçüncü kişiler tarafından çekilme tarihi arasında -günlük sürenin bulunduğu görülmüş,
b- —- ödeme talimatı verilmiş —davalı banka işlemi aynı gün gerçekleştirmiştir. İşleme ait —- mesajı davalı şirketin —davacı şirket yetkilisi —- kerre header bilgilerinin değiştirilmediği ve davacı şirketinde kabulünde olan—— talebinde bulunmuş ve davalı banka söz konusu işlemi de içeren güncel hesap ekstresini göndermiş olduğu,
( bilirkişiler bu durumu raporlarında: ” Bu da göstermektedir ki, davacı şirket dilediği zaman hesap ekstresi dahi isteyerek hesabının güncel durumunu kontrol etme, böylelikle üçüncü şahısların davacı şirket banka hesabından hileli ve yetkisiz işlem yapıp yapmadığını her zaman Kontrol etme olanağına sahiptir.” şeklinde bir görüşle bildirmişler. )
c—- Talimat tarihi —- ödeme talimatı verildiği, davalı banka işlemi —- gerçekleştirdiği, —- mesajı davalı şirketin —-adresine aynı gün —- gönderilmiş olduğu,
d—–, davalı banka işlemi bir gün sonra — gerçekleştirmiştir.—- tarihinde saat —gönderilmiiştir. Bu işlem itiraz ve dava konusu değildir. İşlem talimatı header bilgileri değiştirilmemiş etmail adresinden gelmiştir. Fakat itiraza ve davaya kdnu asıl işlem, —— ayni email uzanlısı ile gönderilen aynı tutardaki işlem olup, header bilgileri değiştirilerek gönderilen bu e-mail talimatı ekinde, davacınınlitirazına konu olmayan işleme ait bilgiler ve faturalar da yer almaktadır.
( Bu hususta bilirkişi heyeti ” Bu da davacı şirketim e-mail hesaplarının yetkisiz üçüncü kişilerce halen güncel olarak kontrol edildiğini ve yönetildiğine işaret etmektedir. Aksi takdirde yetkisiz üçüncü kişilerin davacı şirketin itirazıni konu olmayan işleme ait talimat ve eki faturaları elde etmeleri mümkün görünmemektedir. Nihayetinde davalı banka aynı gün gerçekleşen ve fakat birisi itiraz ve dava konusu edilmeyen işlemlere ait—–mesajlarını da aynı gün, yani —– mail yoluyla göndermiştir. Bu iki işlemden birisine itiraz edilmesi, diğerine itiraz edilmemesi sayın mahkemenin takdirindedir.) şeklinde mahkememizin dikkatine işaret edilmiş;
e- —-, davalı banka işlemi bir gün sonra — gerçekleştirmiştir. İşleme—- tarihinde —- gönderilmiştir. Bu işlem itiraz ve dava konusu değildir. İşlem talimatı header bilgileri değiştirilmemiş etmail adresinden gelmiştir. Bu arada, davacı şirket yetkilisi —- davalı bankaya gönderdiği —-hesaplarının kapatılması prosedürünün akıbeti hakkında yine aynı uzantılı —– üzerinden bilgi istediği, bu konudaki yazışmaların —-tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmıştır.
f—– Talimat tarihi —-, davalı banka işlemi aynı gün — gerçekleştirmiştir. İşleme — mesajı davalı şirketin —- davalı bankaya —- üzerinden ödemeler yapılıp yapılamayacağı,—–firmalara ödeme yapılıp yapılmayacağını sorduğu, bu mealde header bilgileri değiştirilmiş—- adreslerinden de yine davalı bankaya —— sorulduğu, böylelikle davacı şirket ile davalı banka —- bilgileri değiştirilmemiş e-mail yazışmalarının yetkisiz üçüncü kişilerle sürekli izlendiği ve itiraza konu işlemler yapılmadan önce bu işlemlerin yapılmasında inandırıcılık sağlamak üzere behzer sorular içeren yazışmaların da paralel olarak header bilgileri değiştirilmiş emaillerle yapıldığı anlaşılmaktadır.
( Bilirkişi heyeti bu nedenle raporunda, ” Bu da şunu göstermektedir, davacı şirketin sadece e-mail hesapları| yetkisiz kişilerce bir kereliğine el geçirilip bir tane işlem yapılmamış, itiraza konu işlemleri —— yazışmaları sürekli yetkisiz kişilerce izlenmiş ve takip edilmiştir. Bu süreç içerisinde davacı şirketin email hesaplarının ele geçirildiğini ve| yetkisiz kişilerce sürekli takip ve kontrol edildiğini tespit edememesi, üstelik bu e-mail Hesaplarından da olağan olmayan —— ödeme talimatları verdiğini bilmesine rağmen mail hesaplarının uzunca bir süre ele geçirildiğini fark edememesi sayın mahkemenin takdirindedir. ) demek suretiyle mahkememizin dikkatine durumu arz etmiş,
g- ——, davalı banka işlemi aynı gün —-gerçekleştirmiştir.—– mesajı davalı şirketin e-mail adresine yine aynı gün——- gönderilmiştir. Bu işlem itiraz ve dava konusu değildir. İşlem talimatı header bilgileri değiştirilmemiş e-mail adresinden gelmiştir. Davalı banka—- tarihin mail adresi üzerinden iletmiştir. —– davacı şirkete, —-Talimat tarihi — talimatı verilmiş, davalı banka işlemi üç gün sonra —gerçekleştirmiştir.— davalı şirketin e-mail adresine — gönderilmiştir. Havale alıcısı bu parayı —- tarihinde hesaptan çekmiştir.
h – —- ödeme talimatı verilmiş, davalı banka işlemi üç gün sonra —tarihi saat — gerçekleştirmiştir. —mesajı davalı şirketin —– —- gönderilmiştir. Havale alıcısı bu parayı —- tarihinde hesaptan çekmiştir.
İ- —-ödeme talimatı verilmiş, davalı banka işlemi üç gün sonra—- gerçekleştirmiştir. —- gönderilmiştir. Havale alıcısı bu parayı —- tarihinde hesaptan çekmiştir. —-tarihinde yapılan itinaza konu üç ayrı işlem sonucu yetkisiz kişilerin hesabına geçen paralardan, ikisi — şubesinden, aynı gün, yani — tarihinde, saat —-çekilmiştir. Bir tutar ise —- yine aynı gün sabah erken———- çekilmiştir.
k- —- ödeme talimatı verilmiş, davalı banka işlemi —— tarihi —- gerçekleştirmiştir. İşleme ait —-mesajı davalı şirketin e-mail adresine — tarihinde saat—- gönderilmiştir. Havale alıcısı bu parayı —– davalı banka işlemi — olan — tarihinde saat —- gerçekleştirmiştir. İşlemle — davalı şirketin davalı bankaca bilinen —-gönderilmiştir. Havale alıcısı bu parayı —- tarihinde hesaptan çekmiştir. Yine davacı şirket yetkilisi —-davalı bankaya gönderdiği — sonrası işlemleri içeren hesap ekstresi talebinde bulunmuştur. Davalı banka aynı gün hesap ekstresi göndermiştir. Hesap ekstresi talebi, header bilgileri değiştirilmemiş e-mail adresinden yapılmıştır. Bu da şunu göstermektedir, davacı şirkete gönderilen hesap ekstresi davacı| şirket yetkililerine ulaşmamış olsaydı, hesap ekstresi talebi yinelenecekti. Dava dosyası kapsamından bu hesap ekstresinde— tarihleri arasındaki bütün işlemler yer almaktadır, ki bunlar arasında itiraza ve davaya konu işlemler de bulunmaktadır. Keza yine davalı şirket yetkililerinden —- tarihli header bilgileri değiştirilmemiş e-mail adresi üzerinden—- yapılacak bir işlemle ilgili bilgi talep etmiş, bu konuda e-miail yoluyla yazışmalar yapılmış, ayrıca hesap ekstresi talep edilmiştir.
—- şeklinde durumu mahkemenin dikkatine arz etmiş,
m—– ödeme talimatı verilmiş, davalı banka işlemi üç gün sonrası olan — gerçekleştirmiştir. —- mesajı davalı şirketin davalı bankaca bilinen e-mail adresine yine aynı gün —- gönderilmiştir. Yukarıda da değinildiği gibi davalı şirket yetkililerinden —– tarihli header bilgileri değiştirilmemiş e-mail adresi üzerinden hesap ekstresi talep etmiştir.
( Bilirkişi heyeti ” Davalı bankaca —–yapılan ve işbu itiraza konu işleminde yer aldığı gönderilen hesap ekstrelerinden bilgi sahibi olup olmadığının değerlendirilmesi sayın mahkemenin takdirindedir.” şeklinde durumu mahkemenin dikkatine arz etmiş, )
İhtilaflı havalelerin yukarıda izah edilen bu gerçekleşme şekline dair davalı bankanın kayıtlarında ekran görüntülerinin bulunduğu; bu hususun bilgisayar uzmanı ve bankacı bilirkişiler tarafından görüldüğü ve raporlarına yansıdığı; esasen ——— raporunda da, ” yapılan incelemeler neticesinde transfer işlemlerine ilişkin e-posta yazışmalarının header bilgileri değiştirilmemiş olan, firma tarafından iletilen e-postalar ile başladığı ve bir noktadan sonra yazışma silsilesinin devamı niteliğinde firmanın kurumsal elektronik posta adreslerinden gelen header bilgileri değiştirilmiş, e-postaların gönderildiği ve işlem talimatlarının bu şekilde iletildiği anlaşılmıştır. Yer verilen transfer işlemlerinde ise, firmanın kurumsal elektronik posta adreslerinden gelen header bilgileri değiştirilmiş e-posta ile talimatlar iletilse de e-posta içeriğinde daha önceki süreçte header bilgileri değiştirilmemiş olan firma tarafından iletilen e-posta içeriklerine atıfta bulunulması dikkati çekmektedir. Bu hususların bir arada değerlendirmesi neticesinde firma yetkilisi ve sahibinin kullandığı e-posta hesaplarına kötü niyetli üçüncü kişilerce erişilebildiği ve / veya e-posta hesaplarının ele geçirildiği ya da firmanın da itiraza konu işlemlerin gerçekleştirilmesi sürecine müdahil olduğu kanısına varılmıştır. ” şeklindeki tespitiyle sonuçlandığı,
Olayla ilgili —- sayılı dosyasında da yargılama yapıldığı, iş bu dosyadan gereken belgelerin fotokopilerinin alındığı, fazla suretli ise suretlerinden birer tane alınarak oluşturulan belgelerin —şeklinde hazırlandığı; dosyada davacımızın mağdur olarak davalımızın müşteki olarak yer aldığı, sanıkların ——-banka aracı kullanılmak suretiyle dolandırıcılık, kamu kurumunun zararına sebep olma” suçlarından dolayı açıldığı; dosyada davacımızın yetkilisi —- tarihindeki ifadesinde; üçüncü şahıslara yapılan havaleleri / ödemeleri —– tarihinde bir para transfer işlemi yapmak istediğinde, hesapta yeterli bakiyenin kalmadığının ortaya çıkması ile öğrendiğini bildirdiği; ceza yargılamasının devam ettiği; sanıkların bir kısmının dava konusu olan havaleleri alan şahıslar konumundaki şirket yetkilileri, bir kısmının ise bunlarla birlikte hareket eden şahıslar olarak yargılandığı; bu şahısların savunmalarını da içerir dosya çıktılarının dosyamız içine konulduğu, sanıkların ticari ilişkilerini öne sürmek suretiyle bu havaleleri aldıklarını savundukları; banka mensuplarından yargılananın bulunmadığı; şüphelilerin havaleleri alan şahıslar olması ve onlara karşı açılan dava bulunmaması; iş bu davanın sadece havalelerden sonraki döneme yönelik banka kusuruna dayanması sebebiyle ceza dosyasının bekletici mesele olamayacağı kabul edilmiş;
Yargılama esnasında her iki tarafta özel mütalaalar sunmuş iseler de, mahkememizin olayı inceleme şekli ve vardığı sonuca göre hüküm oluşturulduğu, özel mütalaaların gerek ceza dosyası gerek mahkememiz dosyasına giren tüm deliller incelenmeden ve genel bilgiler çerçevesinde hazırlandığı, bu genel bilgiler konusunda zaten herkesin aynı görüşte olduğu; ancak bu dosyadaki sonucu yapılan bu incelemeler ve tek tek gerekçeleri açıklanan hususlar belirlediği için özel mütalaalara da itibar edilmeyeceği belirlenmiş;
——- tarihleri arasındaki yaklaşık üç aylık dönem içerisinde davacı şirketin sadece e-mail hesaplarının şifresinin ele geçirilmediği, davalı banka ile olan yazışmalarının da takip edilip, davacı bankanın e-mail hesabından header bilgileri değiştirilmiş içeriği paralel sahte e-mailler gönderildiği, sahte e-maillerin içeriğinin davacı şirketten gelen gerçek e-mail yazışmalarının içeriğiyle benzerlik göstermesine çabalandığı, davacı şirketin|bu kadar uzun bir süre, e-mail hesabı üzerinden sahte e- maillerle davalı bankayla yazışmalar yapılmasını da fark etmemesinin basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne de tabi olan davacı şirketin kendisinden beklenen güvenlik tedbirlerini almada ağır ihmal ve kusurlu davrandığı,
Bankacılık hesaplarının korunmasında müşterinin göstereceği özen borcu ile yüksek meblağlı uluslararası —–işlemleri yapan bir tüzel kişi tacirin göstereceği özen borcunun derecesi aynı olmayacağı, eldeki olayın özellikleri dikkate alındığında, yurt dışından gönderdiği e-mail talimatlarıyla —– havale işlemleri yapan davacı şirketin bu e-mail hesaplarını korumada daha ağır bir özen ve koruma borcuna tabi olacağı,
Dosyamızın kapsamından da anlaşılacağı üzere, davalı şirketin davalı banka ile iletişimini sağlayan elektronik posta adresi hesapları ve şifresi, davalı bankanın korumakla yükümlü olduğu bir alana yasal olmayan bir müdahale sonucu yetkisiz üçüncü kişilerin eline geçmemiş, bilakis davacı şirketin kendi server’ine yetkisiz kişilerin müdahalesi sonucu ele geçirilmiş olduğu, tüm dosya kapsamına göre zorunlu olarak bu sonuca varıldığı, hal böyle olunca davacı şirket kendi koruma alanına müdahaleyi engelleyici önlemleri almamış olduğu,
Email hesabıyla ilgili şifrenin ele geçirilmesi bir tarafa, somut olayda daha da ileri gidilerek, e-posta hesabının kontrolü de yetkisiz üçüncü kişilerin eline geçtiği ve itiraza konu işlemlerin yapıldığı üç aylık dönem içerisinde bütün yazışmalar kontrol ve takip edildiği, bu kadar uzun bir süre e-mail hesaplarınin kontrolünün yetkisiz kişilerce ele geçirildiğini fark edip önlem almamada ağır kusur bulunduğunun şüphesiz olduğu,
Davacı şirketin yüksek bedelli havale ve——–yapmasına rağmen, bunların, basit yöntemlerle hacklenerek ele geçirilebilecek nitelikteki e-mail yoluyla gönderilen talimatlarla yapılmasını tercih etmesinde, hatta operasyonel sebeplerle gerçekleştirilemeyen bazı talimatlarla ilgili ısrarla yine aynı yolla yazışmalar yapmasında, tercihinin kendi iradesi ile belirlendiği, davalı bankanın bu yönde bir telkin ve tavsiyesinin bulunmadığı,
Bu tercihin ise basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülüğüne aykırı olduğu,
Tüm dosya kapsamından ve ceza dosyasından anlaşılacağı üzere, davacı şirketin itirazlı havalelerden önceki dönemde de geçerli olan aynı e-mail adreslerini ve aynı bilgisayara ait — üzerinden davamıza konu talimatların gönderilmiş olması,
Bankanın az bir kusurla dahi bu zarara sebep olması halinde ödeme yükümlülüğünün bulunduğu fakat yapılan yargılama sonunda böyle bir kusurun dahi mahkememizce tespit edilemediği; bankaya zararın meydana gelmesinde TBK 44 madde gereğince yüklenebilecek müterafik kusur niteliğinde bir eylem ve işlemin bulunmadığı, zira itiraza ve davaya konu işlemlerin yapıldığı 3 aylık dönem içerisinde davacı şirket yetkililerinin talimatların geldiği e-mail adresi üzerinden ayrıca hesap hareketleri ve hesap kapama bilgileri talep ettikleri; aynı dönem içinde itirazsız iki adet havaleyi gerçekleştirdikleri, bankanın itirazlı havale işlemlerini en çok bir gün içinde— davacı şirketin —- adresine bildirdiği, —- adreslerini bakıp kontrol etme yükümlülüğünü davacı şirketin 3 ay kadar bir süre içinde yerine getirmeyerek zarara sebep olduğu; havale işlemlerini —– davacıya bildirilmesinden bir süre sonra havalelerin fiziken gerçekleştirilip, alıcılar tarafından çekildiği, bu sürelerin makul süreler olduğu; davacı taraf e-maillerini ya da bankadaki mevduat hesaplarını basiretli bir tacir gibi kontrol etseydi üçüncü şahısların bu paraları almadan hesaplara el konulabilecek durumda olduğu nazara alınarak;
Mahkememizce her ne kadar son rapordan önce de rapor ve ek rapor alınmışsa da, bu raporların o andaki toplanan deliller üzerinden olayın teknik boyutunun tespiti yönünden alındığı; dolayısıyla söz konusu havalelerin nasıl gerçekleştiğine dair yukarıda açıklanan prosedürleri belirlenemeden; henüz davacı tarafın log ve server kayıtlarını açıp açmayacağı belli olmadan önce verilen ara kararlar gereğince alındığı, bu nedenle kesin ve hükme esas alınacak nitelikte olmadıkları;
Tüm deliller toplandıktan sonra —- hazırlanan —– tarihli raporun tespit ve gerekçelerinin mahkememizce kabule şayan bulunduğu; yukarıdaki mahkememiz gerekçeleriyle bir yerde aynı paralelde olan bilirkişi heyeti raporuyla;
Davanın reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
Mahkememizce davalı lehine vekalet ücret taktir edilirken; davanın üçüncü şahısların hesabına geçen —- üzerinden paranın tahsiline ilişkin olduğu; dava konusu yabancı para olduğundan———— nazara alınmak suretiyle vekalet ücretinin hesaplaması yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Maktu ret harcının mahsubuyla bakiye 861.044,51 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, davalı lehine 1.800.892,99 TL nispi vekalet ücreti taktirine, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,——–
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —– Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.21/04/2022