Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/175 E. 2021/1030 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/175 Esas
KARAR NO : 2021/1030

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 09/02/2018
KARAR TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülen Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile asıl borçlu —– kredi sözleşmesi imzalandığını, imzalanan Sözleşmeye istinaden asıl borçluya kredi kullandırıldığını, Kredi Sözleşmesinde diğer davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, Borçlunun borcunu ödememesi nedeniyle asıl borçlu ve kefillerine hitaben —yevmiye sayılı ihtarnamenin keşide edildiğini, sözleşmenin feshedilerek kredinin ödenmesinin istendiğini, bu ihtarnameye rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığını, Alacağın tahsilini temin maksadıyle—- haciz yolu ile icra takibi yapılmış olduğunu ancak davalı şirketin haksız olarak borca ve ferilerine itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve takibin devamına karar verilmesini, itiraz haksız ve kötü niyetli olduğundan %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında—- altında sunulan belge adı ve içeriği itibariyle kredi sözleşmesi niteliğinin haiz olmadığını, matbu bir belge olduğunu, Kredi Sözleşmesi imzalanmadan evvel kredi sözleşmesi hüküm ve esaslarını ve sonuçlarını inceleme ve araştırması ,müzakere edilmesi için kredi talep edene verilmesi gerektiğini, bu nedenle —-ile Kredi Sözleşmesinin aynı tarihi taşımasının hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle sunulan belgenin kredi sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceğini, ——- bağlayıcı yanı olmadığını, davacı tarafça ibraz edilen belgenin kefalet sözleşmesi niteliğini taşımadığını, kefalet sözleşmesinde kefilin kendi el yazısı ile kefil olduğu tutar ile kefalet tarihinin yazılması gerektiğini,—- müvekkilin el ürünü olmadığını, kefaletin hukuken geçersiz olduğunu, ibraz edilen belgelerdeki hükümlerin tek taraflı ve sözleşmenin karşı tarafının borçlunun durumunu ağırlaştıran haksız şart niteliğinde olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … Vekilinin cevap dilekçesinde özet olarak; Dosyaya sunulan belgelerin, Sözleşme, Kredi kartı Sözleşmesi, cari Hesap Taahhütnamesi, Genel Kredi Sözleşmesi mahiyetinde olmadığını, —– kredi talep eden kredi lehtarının incelenmesi için verildiğini, delil vasfının olmadığını,——— imzası bulunmadığını ve ortada geçerli kredi sözleşmesi bulunmadığını, kefalet sözleşmesindeki yazıların müvekkiline ait olmadığını, bu durumun bilirkişi incelemesi sırasında ortaya çıkacağını, davacı bankanın talep ettiği temerrüt faizinin işletilmesine ilişkin yasal koşulların oluşmadığını, Kredi Sözleşmesi imzalanmadan evvel kredi sözleşmesi hüküm ve esaslarını ve sonuçlarını inceleme ve araştırması ,müzakere edilmesi için kredi talep edene verilmesi gerektiğini, bu nedenle “—– Sözleşmesinin aynı tarihi taşımasının hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle sunulan belgenin kredi sözleşmesi olarak kabül edilemeyeceğini, —- yanı olmadığını, davacı tarafça ibraz edilen belgenin kefalet sözleşmesi niteliğini taşımadığını, kefalet sözleşmesinde kefilin kendi el yazısı ile kefil olduğu tutar ile kefalet tarihinin yazılması gerektiğini, kefalet sözleşmesindeki el yazısının müvekkile ait olmadığını, bu durumun bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini davacının iyi niyetli olmadığından dolayı %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep edilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davacı banka tarafından davalı ….——- kullandırılan kredi sözleşmesine davalılar tarafından usulüne uygun olarak kefalet verilmiş ise davalıların borçlu oldukları —- toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, celp edilen —- dosyasının incelenemesinde; davacı tarafın alacağına istinaden 22/06/2017 tarihinde alacaklarının tahsili için icra takibi başlattıkları, davalılar tarafın süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez——– tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunun sonuç bölümünde özetle; Davacı bankanın —-icra dosyasından asıl borçlu ve kefilleri hakkında başlattığı ilamsız icra takip dosyasında; Asıl borçlu —- krediden Çek Taahhüt bedeli ödemesinden 2.558,73 TL olmak üzere 61.836,15 TL nakit alacak, ——— gayrinakdi risk bedeli için depo talebinden dolayı alacaklı olduğu, Kefiller …—– —— talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraf vekillerinin davacı banka tarafından davaya konu borç için davalı borçlular hakkında birden fazla icra takibi başlattığını —- iddia ederek rapora karşı itiraz etmeleri üzerine mahkememizce taraf vekillerinin rapora karşı itiraz dilekçeleri değerlendirilip tartışılmak suretiyle taraf vekillerinin itirazlarının karşılanması için HMK nun 281/2. maddesi uyarınca bilirkişiden ek rapor alınmasına, karar verilmiştir.
Bilirkişi —-tarihli ek raporunda; Alacaklı bankanın —— dayalı olarak asıl borçlu ve kefilleri hakkında —– icra dosyasında başlattığı ilamsız icra takip dosyasındaki alacaklarından; davacı bankanın —–dosyasından haricen tahsil etmiş olduğu tutarların mahsup edilip edilmeyeceği, keza alacaklı bankanın ——- dosyasındaki tahsilatta mükerrerlik olup olmadığı hususu hukuki olmakla Mahkemenin takdirlerinde olduğunu belirtmiştir.
Mükerrer açıldığı iddia edilen—– Esas ve — Esas sayılı icra takip dosyaları celp edilmiş ve dava dosyası tekrar ek rapor hazırlanması için bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi —- raporunda; Huzurdaki İtirazın iptali davasına konu edilen —- ile, Çek yasası uyarınca davacı bankanın çek taahhüt riski olarak ödediği —olmak üzere toplam 62.730,73 TL nın tahsil edilmiş oldukları sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve tüm dosya kapsamına göre; Davacı bankanın——– kaynaklanan —-yasası uyarınca davacı bankanın — olmak üzere toplam 62.730,73 TL nın tahsil edildiği anlaşılmakla dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, dava açıldığı tarihten sonra ödendiği ve davalı tarafından inkar edilen alacak likit ve bilinebilir nitelikte olduğundan davalının İİK 67/2 maddesi gereğince asıl alacağın % 20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalının İİK 67/2.maddesi gereğince 58.034,34 TL asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 1.127,94 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.068,64‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 1.127,94 TL peşin harç toplamı 1.163,84 TL’nin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 1.297,00 TL (1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 297,00 TL posta ücreti) yargılama giderinin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf yararına — uyarınca 12.822,14 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
8-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüzene karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.