Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/17 E. 2021/468 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/17 Esas
KARAR NO: 2021/468
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/01/2018
KARAR TARİHİ: 22/06/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili Davacı—-bulunan bir miktar para ve —- yerinde olmadığını bu nedenle kaybettiğini düşünmek suretiyle—- etmek zorunda kalarak, kendisinin yetkilisi olduğu diğer davacı — kendisi adına keşide edilen, —- Keşidecisi—– bir adet çekin kaybedilmiş olduğuna dair —– Tarihli Tutanağı tutturmuş olduğunu, Müvekkilinin muhatap bankaya müracaat ettiğinde, kendisinden Ticaret Mahkemelerine müracaat ederek —- getirmesinin istendiğini, bunun üzerine taraflarınca— açmış oldukları —— davanın derdest olduğunu ve Mahkemeden alınan tedbir kararı çerçevesinde çekin vadesi geldiğinde çeki ibraz eden ilgili davalıya ödeme yapılmamış olduğunu, çekin fotoğrafının çekilerek müvekkiline gönderilmesi üzerine huzurdaki davanın davalılarının tespit edilmiş olduğunu, Müvekkili Davacının iradesi dışında elinden çıkmış olan bu çek neticesinde Müvekkilinin Maddi kayıplara uğramasının söz konusu olabileceğini, müvekkili şirketin yetkilisi adına keşide edilmiş bu çek ile bir başkasına karşı borçlanılmasının söz konusu olmadığını, Müvekkillerinin davalılar karşı herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, Müvekkili Davacılar aleyhine bu çekin dayanak olduğu bir icra takibinin mevcut olmadığını, ancak bu konuda müvekkillerinin icra-i işlem ile zarara uğraması tehditinin mevcut olduğunu iddia ile bu çeke dayanarak açılabilecek dava ve İcra takiplerine karşı—– suretiyle davacıların davalılara herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize verdiği —- tarihli dilekçesi ile; Mahkemenizden yeniden talep ederek almış olduğumuz —– tarihli ödemeden men kararının aynı günü bankaya işbu kararı götürdüğümüzde önce karar işleme alınmış, bir sonraki gün ise nasıl olduğuna anlam veremediğimiz şekilde, banka tarafından müvekkil aranarak” çekinizin arkası dün yazılmış hemen ödeme yapınız, aksi taktirde karşılıksızdır işlemi ile bu durumu ——– bildireceğiz” denilerek, müvekkilin——— edilmiş ve müvekkile rızası hilafına çek bedelinin ödettirildiğini, bu sebeple huzurda görülen menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edeceklerini beyan etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar —–cevap dilekçesinde özetle; Davacı —– tarihleri arasında davacı şirket nezdinde——–olarak çalışmış olduğunu, Davacı şirketin çalışma faaliyeti dolayısıyla çeşitli şirketlerden kendisine alt —- tevdii edilen işleri de ——-üstlenmekte olduğunu, Davacı şirketin, akdetmiş olduğu — birisi de dava dışı—— akdedilen sözleşme olup, Müvekkili — davacı şirketin bu projesinde yine ———- olarak çalışmış olduğunu, Her ne kadar Davacı tarafın herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti istenmiş ve davaya konu çekin çalınmış olduğu İddia edilmiş ise de konu çekin Müvekkilinin çalışması karşılığı kendisine ciro edilmiş olduğunu, müvekkilinin kendi alacağına karşılık olarak söz konusu çeki davacıdan aldığını, Müvekkil—– davacı şirketin —- akdettiği ——- aşamasından taraflarca imzalanması aşamasına kadar davacı ——–yetkilisi olarak hareket ettiğini, — tamamlanmasının akabinde ise Müvekkil —–çalışma ——- içerisinde özellikle işçilerin çalışma koşulları, işe giriş saatlerinin denetimi gibi hususlarda davacı şirket —- sorumluluğunu üstlenmiş olduğunu, —-raporlarında dahi Müvekkili —– davacı şirket yetkilisi olarak imzası bulunduğunu, Müvekkili —- davacı şirketten çalışması karşılığı hak kazandığı alacağını, davacı şirketin davacı şahsa ciro ettiği çekin kendisine ciro edilmesi ile alabilmiş olduğunu ve —- arasındaki İş ilişkisi dolayısıyla kendisine ciro edilen çeki Müvekkil —— ciro ettiğini, onun da çeki ticari İşleri dolayısıyla diğer cirantalara ciro ederek tedavüle soktuğunu, Yetkili hamil tarafından davaya konu çek bankaya ibraz edildiğinde ödemeden men kararı dolayısıyla kendisine herhangi bir ödeme yapılmamış olduğunu, bunun üzerine Müvekkili —— tarafından alt cirantalara ödeme yapılmış olup çekin hâlen yetkili hamil konumunda bulunan Müvekkil —- firmasının zilyetliğinde bulunduğunu, Davacı tarafın Müvekkili —–çalışması karşılığı olan borcu dolayısıyla çek ciro ettiği aşikâr olup tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden davaya konu çekin de bu borç dolayısıyla — cirolandığının anlaşılacağını, davacı—-suç uydurma suçu ve iftira suçları bakımından—— bulunulacağını belirterek, davanın haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını savunarak davanın reddine ve davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap dilekçesi vermemişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle ilk olarak davacıların davalılara borçlu olmadığına dair Menfi Tespit davasına ilişkin olarak açılmış, daha sonra istirdat davasına dönüşmüştür.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davacılardan —— keşidecisi olduğu diğer davacıya ciro edilen çekin davacının rızası dışında elinden çıkmış ve davalılar tarafından kötü niyetle iktisap edilmiş ise davacıların bu çek nedeni ile borçlu olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
—– Sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Davacı tarafın bildirmiş olduğu tanıklar — dışında olmaları nedeniyle talimat yazılmak suretiyle —— dosyasında dinlenmişlerdir.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Mahkememizce benimsenen usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda; Dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Davacı —– üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre,—– olmadığı, Davacı ——- Değerlendirmeyi gerektirmekte olup, Takdirinin Yüce Mahkemeye ait olacağı sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davacı vekili yemin deliline dayandığından —-yemin teklif ettiğinden, davalı —- duruşmaya çağrılmak suretiyle yemini yaptırılmış ve “Davacı şirketten dava konusu çeki, böyle bir alacağım doğduğu için haklı şekilde iktisap ederek davacı firmadan aldığıma dair” beyanda bulunarak yemin etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle ilk olarak davacıların davalılara borçlu olmadığına dair Menfi Tespit davasına ilişkin olarak açılmış, daha sonra istirdat davasına dönüştüğünden istirdada yönelik olup, tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak dosyada mübrez denetime uygun olan rapor alındığı, dava konusu çekin keşidecisin —-olduğu, çekin ilk olarak — keşide edildiği, —– sonra sırasıyla———- kaşe ve imza tatbik edilmek suretiyle ciro edildiği, tespit edilmiş olup, çekin arkasındaki ciro silsilesi —— ile başladığı, imzanın sahte olmadığı bu yönde davacı vekili tarafından da duruşmada beyan edildiği ve imzanın sahteciliği yönünden itirazlarının olmadığı beyan edildiği, davacının iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiği, davacının sunduğu delillerle bu iddiasını ispatlayamadığı, gerek talimat yoluyla dinlenen tanık beyanları, davalıca sunulan mail yazışmaları ve —–firması tarafından Mahkeme dosyasına gönderilen belgeler incelendiğinde de davalılardan —- dava konusu çeki davacıdan aldığı, HMK’nın 223. madde gereğince davalı——-yemin teklif edildiği, Davacı şirketten dava konusu çeki, alacağı doğduğu için haklı şekilde iktisap ederek davacı firmadan aldığı hususunda yemin ettiği, yemin delilinin kesin delil olduğu, , diğer davalılar yönünden TTK 687 de de belirtildiği gibi senetten dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamillere karşı ileri süremeyeceği, HMK 190 maddesi gereğince ispat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça , iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu,2 fıkrasında kanuni bir karineye dayanan tarafın sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altında olduğu, karşı tarafın kanuni karinenin aksini ispat edebileceği, aksi yönde delil davacı tarafça dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar davalılar tarafından tazminat talep edilmiş ise de teminat yatırılarak takip durdurulmamış olduğundan davalının şartları bulunmayan tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davalıların tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Davacı tarafça yapılmış yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Alınması gereken 59,30 TL red karar ve ilam harcından peşin ödenen 375,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 316,41 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, davalılar ——– yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 22/06/2021