Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1525 E. 2019/229 K. 05.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1525 Esas
KARAR NO : 2019/229
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 02/04/2009
KARAR TARİHİ: 05/03/2019
Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalı şirket tarafından ——— kredili hayat sigorta poliçesi ile sigortalı ———- başlangıç ——bitiş tarihli bir yıl süreli poliçe ile vefat ve kazaen maluliyet teminatları verilmek sureti ile sigortalı teminat altına alındığını, sigortalının ———tarihinde vefat ettiğini, müteveffanın eşi tarafından davalı şirkete başvuruda bulunulduğunu ancak davalı sigorta şirketi tarafından sigortalının poliçe başlangıç tarihinden önce kronik böbrek yetmezliği nedeni ile düzenli diyalize girdiğinden bahisle ve bu hususun beyan edilmediği ileri sürülmek suretiyle TTK 1290 madde hükmü gereğince cayma/fesih haklarını kullandıkları belirtilerek talebin red edildiğini, oysa ki sigortalının Haziran 2008 tarihinde başarılı böbrek nakli yapılmak sureti ile iyileştirildiğini ancak ölüm nedeninin böbrek ile ilgili olmayıp hastanede daha sonraları yapılan tedavi ve iyileştirme aşamalarındaki soğuk algınlığı vasıtasıyla zatüriye ve mikrop kapmaya bağlı enfeksiyon neticesinde vefat ettiğini, ölüm nedeninin akciğerde meydana gelen üşütmeye bağlı enfeksiyon olmasına rağmen böbrek rahatsızlığı bahane edilerek tazminat ödenmediğini belirterek, davalı şirketten ——– TL tazminatın ticari temerrüt avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde ; müteveffanın poliçe tanzim tarihinde bildiği halde hiçbir hastalığını poliçe başvuru formunda belirtmediğini, böbrek yetmezliği olan özellikle de bu rahatsızlığı dialize girecek kadar ciddi olan kişilerin hayat sigortası taleplerinin müvekkili şirket tarafından kabul edilmediğini, sözleşmenin C.2.2 maddesi gereğince müvekkil şirketin cayma hakkına sahip olup bu kanuni hakkını kullandığını, sigortalının bu hususta bilgilendirilmediği iddiasının ise gerçeği yansıtmadığını belirterek davacının hukuki dayanağı bulunmayan iddialarını kabul etmediklerini ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, hayat sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların murisine ait hastane kayıt ve belgeleri ilgili hastanelerden getirtilmiş, mahkememizce —– Kurumundan —- tarihli alınan raporda ———- tarihinde ölümünün pulmoner emboli, sepsis ve komplikasyonlarından meydana geldiği ——- tarihinde geçirdiği böbrek transdatasyonu operasyonun ölüme katkısının bilinemediği belirtilmiştir.
Tüm belgeler ve raporlarla birlikte dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi —— tarihli raporunda gerekli inceleme ve açıklamaları yaptıktan sonra sonuç itibariyle sigorta poliçesinde———- Şubesi lehine dain mürtehin kaydı bulunduğundan bu bankanın dava açılması için muvafakat vermesinin ön şart olduğunu, davacıların miras bırakanı müteveffa ——— vefatı nedeniyle davalı Sigorta şirketinin yukarıda açıklanan nedenlerle sigorta sözleşmesinden caymasının mümkün bulunmadığını bu nedenle de —– TL tazminat ödenmesi gerektiğini tespit etmiştir.
Mahkememizce davanın kabulüne karar verilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/17983 E. 2018/8402 Kararı ile “Poliçenin akdinden sonra muris 19/10/2008 tarihinde vefat etmiştir. Dosya kapsamında bulunan ölüm belgesinde murisin ölüm nedeninin Pulmoner emboli sepçis,———– olduğu belirtilmiştir.——– kayıtlarında; poliçenin akdinden önce murisin —— tarihi itibariyle haftada 3 seans bikarbonatlı hemodiyaliz tedavisi uygulanacağı, Hastanın kronik böbrek yetmezliği tanısı ile geldiği ve bu şekilde tedavisinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Muris, poliçenin akdinden önce geçirdiği rahatsızlığı ve gördüğü tedaviyi poliçenin tanzimi sırasında bilerek gizlemiş ve bu konudaki sorulara olumsuz cevap vermiştir. Bu nedenle poliçe genel şartlarının C.2/2.2. maddesi uyarınca teminat dışında kalan talebin reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilerek karar bozulmuştur.
Davacı vekili önceki kararda direnilmesini, davalı vekili de davanın reddini talep etmiş, Mahkememizce Usul ve yasaya uygun Yargıtay 17. Hukuk dairesinin 2015/17983 E. 2018/8402 K. Sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili davalarının kabulünü, davalı vekili de davanın reddini talep etmiştir.
Somut olayda dava hayat sigortası poliçesine bağlı tazminat davası olduğu, TTK 1290 maddesi gereğince sigorta ettirenin sözleşme yapılırken gerçek durumu bildirdiği taktirde davalı sözleşmeyi yapmayacak yada daha ağır şartlarda yapacakken tüm hususları sigortacıya bildirmekle yükümlü olduğu, davacıların murisinin dava dışı bankadan kredi kullandığı ve hayat sigortası poliçesi ile sigortalandığı, muris ile davalı arasında ——- tarihli poliçenin düzenlendiği poliçe düzenlenirken murisin sorulan soruları boş bırakıldığı, başvuru formunun en altında tüm sorulara eksiksiz cevap verdiğine dair imza verildiği,poliçenin düzenlenmesinden sonra ——— tarihinde murisin vefat ettiği dosyamıza celp edilen ————kayıtlarında poliçe düzenlenme tarihinden önce murisin——-tarihinde murise kronik böbrek yetmezliği teşhisi konduğu ve haftada 3 seans biokarbonatlı hemlodiyeliz tedavisi uygulanacağı ve tedavisisis poliçe düzenleme esnasında da devam ettiği anlaşılmakla taraflar arasındaki poliçe Genel Şartlarının C 2/2.2 maddesi gereğince tazimnatın teminat dışında kaldığı anlaşılmakla dravanın Reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere,
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Peşin olarak yatırılan 135.00 TL harçtan alınması gerekli 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 90,60 TL fazla harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden 2019 yılı AAÜT tarifesi uyarınca davalıyararına taktir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalının yaptığı yargılama gideri olarak 45,60 TL nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından artan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/03/2019