Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1471 E. 2021/850 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1471 Esas
KARAR NO: 2021/850
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/12/2018
KARAR TARİHİ: 30/11/2021
(Birleşen dava) —
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/12/2018
BİRLEŞTİRME KARAR
TARİHİ: 10/05/2019
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
Mahkememizde görülen Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
(Asıl Dava—–
DAVA: Davacı vekilinin dava dosyasına sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine — bedelli iki adet senetin ödenmediği iddiası ile —– sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, müvekkilinin takip alacaklısı şirkete böyle bir borcunun bulunmadığını, müvekkili tarafından davalı şirketten hiçbir şekilde mal veya hizmet alımı yapılmadığını ve hukuki/ticari hiçbir ilişkinin kurulmadığını, takip konusu senetlerin müvekkili tarafından düzenlenmediği gibi senetlerdeki imzalarında müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin nüfus cüzdanı ve ehliyetini —-ayında çaldırdığını, işbu dava konusu senetlere dayanak olan ticari alış verişin müvekkilinden çalınan kimliğin tahrif edilmesi ve kullanılması neticesinde gerçekleştiğini, bu konuda sahtelik nedeniyle —– numarası ile ayrıca suç duyurusunda bulunulduğunu, bu hususun icra müdürlüğü’ne bildirildiğini ancak davalı şirketin bu bildirime rağmen icra takibine devam ettiğini beyan ederek haksız ve kötü niyetli başlatılan icra takibine konu edilen senetlerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının ve senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığının tespit edilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı —-cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —–pek çok ilinde yaygın bir satış ve dağıtım ağı olan büyük bir firma olduğunu, Her gün bu şubelerden yapılan yüzlerce alışverişin önemli bir kısmı bu nev’i senetlerle ödendiğini, bu akış içerisinde müvekkili firmanın yetkililerinin imza kontrolü ve denetlemesi yapmalarının kendilerinden beklenemeyeceğini, bu yetkililerin de grafoloji uzmanı olmadıkları gibi, ilgili belgelerin kendilerine ibrazı halinde karşısındaki şahsın imzayı atması gereken gerçek kişi olduğuna inanmak durumunda olduklarını, bu konuda yapacakları incelemenin oldukça sathi bir inceleme olacağının malum olduğu, bunun gibi müvekkili firmadan sahte kimlikle alışverişler yapıldığını, sahte imzalarla senetler tanzim edildiği de ne yazık ki çok sık rastlanan bir durum olduğunu, şayet imzanın davacıya ait değil ise bu noktada müvekkilinin de mağdur edildiği, sahte kimlikle alışveriş yapılarak kandırıldığının açık olduğu, müvekkilinin sahte imza ile kefalete istinaden ürün teslimi yapıldığını, Müvekkilinin ürünleri teslim ettiği şahıs her kim ise ondan alacağını temin edemediğini bu nedenle zarara uğradığını, bu noktada üzerine düşen bütün dikkat ve özen yükümlülüğüne mutabık hareket eden müvekkilinin ağır kusur ve kast meyanında “kötü niyetli takip/haksız icra” tazminatına hükmedilmesi mağduriyetinin artmasından başka bir durumu intaç etmeyeceğini, dolayısıyla davacının bu yöndeki taleplerinin reddi hukuk ve hakkaniyetin muktezâsı olduğunu, beyan ederek yapılacak yargılama ve bu meyanda tesis edilecek bilirkişi raporu neticesinde imza dosya borçlusuna ait çıkmaz ise aleyhlerine tazminata hükmedilmemesini eğer davacıya ait çıkar ise bu takdirde mevzu-bahis olan haksız icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ettiği görüldü.
(Birleşen Dava)—–
DAVA: Davacı vekilinin dava dosyasına sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine—- dosyasında icra takibi başlatıldığını, takibin senede dayandırıldığını, ancak senetteki imzanın sahte olduğunu, imzalıyanın müvekkili olmadığını, kaldı ki, taraflar arasında hiç bir ticari ilişkinin de bulunmadığını belirterek senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline ve davalıdan %20 kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı —- davaya karşı cevap vermemiş, duruşmaya da gelmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, İİK 72 maddesine göre açılan ve davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinden ibarettir.
(Asıl Dava)—- Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın davalı tarafından takibe konu edilen senetdeki imza davacıya ait değilse davacı için takip dosyasında menfi tespit kararı verilip verilemeyeceğine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
(Birleşen Dava—–) uyuşmazlık konusunun İİK’nun 72. Maddesi gereğince açılan menfi tespit davası olduğu; davacı aleyhine davalı tarafından icra takibi yapıldığı; takibin senede dayandırıldığı ancak senetteki imzanın davacıya ait olmadığı hususunun iddia edildiği ve kaybolan nüfus cüzdanındaki fotoğraf değiştirilmek suretiyle kimliğinin kullanılarak bu işin sağlandığı hususunun iddia edildiği; davaya cevap verilmediği için usul gereği davanın inkar edilmiş sayılacağı, bu nedenle taraflar arasındaki ihtilafın, senetteki imzanın davacıya ait olup olmadığı, davacıyı bağlayıp bağlamayacağı hususunda toplandığı belirlendi.
Dava dosyasından — tarihli bilirkişi kök raporunda ; Alacaklısı —– bedelli, iki adet emre muharrer senette — senedin alt bölümüne atılmış ikişer adet kefil imzasının, —– imzalarına nispetle davacı —mahsulü olmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava dosyasından— tarihli ek raporda; — şeklinde düzenlenmiş ve alttaki satılan mal ve yapılan ödemelerin gösterildiği çizelgeden ince—- ayrılmış üst bölümünde, Alakacaklısı —- senetin alt bölümüne atılmış iki adet borçlu imzasının mukayese imzalarına nispetle davacı —- eli mahsulü olmadığı sonucuna varılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yaptırılmış olmakla; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; —– esas sayılı dosyası ile başlatılan kambiyo senedine dayalı haciz yoluyla takibe konu edilen bonolardaki imzaların davacıya ait olmadığı ileri sürülmüş olup, icra takibine konu bonolardaki imzalar ve davacının ıslak imzaları dikkate alınarak yapılan incelemede;Alacaklısı —- bedelli, iki adet emre muharrer senette — senedin alt bölümüne atılmış ikişer adet kefil imzasının ve alakacıklısı —- senetin alt bölümüne atılmış iki adet borçlu imzasının mukayese imzalarına nispetle davacı —mahsulü olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
A-MAHKEMEMİZİN— DOSYASINDA ;
1-Davacının —-sayılı dosyasında kambiyo senedine dayalı haciz yoluyla takibe konu edilen alacaklısı davalı —— bedelli bonolardan ve icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 216,71 TL harçtan peşin alınan 54,18 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 162,53 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 54,18 TL peşin harç olmak üzere toplamda 90,08 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 1.302,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderinin davalı uhtesinde bırakılmasına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.172,49 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Mahkeme kasasına alınan kıymetli evrakların karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyaya teslim edene iadesine,
B-MAHKEMEMİZİN — DOSYASI ÜZERİNDE BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN —-DOSYASINDA ;
1-Davacının —-sayılı dosyasında kambiyo senedine dayalı haciz yoluyla takibe konu edilen alacaklısı davalı ——–borçlusu davacı —–bonodan ve icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 499,85 TL harçtan peşin alınan 124,97 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 374,88 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 124,97 TL peşin harç olmak üzere toplamda 160,87 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 65,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesi yer olmadığına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Mahkeme kasasına alınan kıymetli evrakların karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyaya teslim edene iadesine,
Dair, miktar yönünden kesin olarak verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2021