Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1456 E. 2021/313 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1456 Esas
KARAR NO : 2021/313

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, taraflar arasında kurulan ticari ilişki çerçevesinde müvekkili tarafından davalıya iş makinesi satıldığını; karşılığında makineler üzerine rehin tesis edildiğini; satış bedeli karşılığında da kambiyo senedi aldıklarını belirterek, kambiyo senetlerinin ödenmediğini / karşılıksız çıktığını; bu nedenle kendilerince rehinin paraya çevrilmesi yoluyla Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını; davalının haksız bir itirazıyla takibin durduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, davaya cevap vermemiş; ancak müvekkilinin defterlerinin bulunduğu yeri bildirip, davanın da reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı, davalı aleyhine rehinin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatmış; icra takibinin doğduğu borcun —– adet çekten kaynaklandığını bildirmiş; bunları icra takibine eklemiş ve icra takibinde; —– üzerinden talepte bulunmuş; asıl alacağa da 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işletilecek dövizli mevzuata —-uygulanan en yüksek mevduat faizi uygulanmasını talep etmiş; icra takibine davalı taraf süresinde itiraz ederek, borçlu olmadıklarını bildirmiş ayrıca icra dairesinin yetkisine de itiraz ederek müvekkilinin ikametgahına göre —– İcra Dairelerinin yetkili olduğunu bildirmiştir.
Mahkememizce 13/09/2019 tarihinde gerçekleştirilen ilk duruşmasında davalımızın icra dairesine yaptığı itiraz öncelikle ele alınmış; taraflar arasındaki akdi ilişki ihtilafsız bulunduğundan, Borçlar Kanunu 89. Maddeye göre alacaklının ikametgahında da dava açılabileceği ve alacaklanın ikametgahı takibin yapıldığı icra dairesini gerektirdiğinden yetki itirazı reddedilmiş, esasa girilmiştir.
İcra takibinin dayanağı olan borç 3 adet bonodan ve —- kaynaklanmakta olup; senetlerin davacı elinde olduğu ödenmediğine karine teşkil eder. Çek yönünden de ——- ile yazışılmış olup, karşılıksız çıktığı belirlenmiştir. Bu nedenle davacının, davalıdan ödenmemiş çek ve bono bedelleri kadar alacaklı olduğu değerlendirilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtları da yerlerinde incelenmiş olup; davalı kayıtlarının talimat yoluyla incelenmesi sonunda alınan raporda bizzat davalı kayıtlarına ——alacaklı olduğu tespit edilmiş olup; bu miktarın o tarih itibariyle— ettiği; takibin bundan çok daha düşük bir miktara yönelik yapıldığı; zaten dava dilekçesinde de alacağın bir kısmına yönelik takip yapıldığı, söz konusu takibinde bir çek ve üç adet bonoya dayandırıldığı bildirildiğinden; davalı kayıtlarının davacının iddiasını doğruladığı görülmüştür.
Davacı kayıtlarında mahkememiz yargı sahası içinde bulunduğundan mahkememizce görevlendirilmiş olan bilirkişi tarafından incelenmiş olup; davacı kayıtlarına göre de davacımız davalımızdan takip konusu miktardan daha fazla alacaklı olduğu görülmektedir. Ancak, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan bu takipte takip konusu olan alacak cari hesap alacağına dayandırılmamış olup, sadece bir çek ve üç bonodan dolayı yapıldığı, hal böyle olunca çek ve bonoların miktarlarıyla sınırlı olarak takibin devamına karar vermek gerektiği; davacı kayıtlarını inceleyen bilirkişinin bizzat davacının muavin kayıtlarında bu çek ve bonolara yönelik yapılan bir takım ödemeleri tespit ettiği; bu sebeple çek ve bonoya yapılan ve davacının kendi muavin kayıtlarında yer alan ödemelerinde takibin dayanağının bunlar olması sebebiyle çek ve bonoların bedelinden düşülmesi gerektiği nazara alınarak; davacının ——— kaydında yer alan ödemeler düşüldükten sonra kalan 25.328,00 Euro asıl alacak üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiş; her ne kadar davacı kayıtlarını inceleyen bilirkişi davalının ayrıca bir temerrüt ihtarıyla temerrüte düşürülmediğinden bahisle işlemiş faiz uygulanmayacağını bildirmişse de; TBK gereği vadenin belli olması halinde temerrüt ihtarına gerek olmayacağı, çek ve bonolarda vade belli olduğundan dolayı o tarihlerden itibaren faizin uygulanması gerekeceği mahkememizce tespit edilmiş ancak vade tarihi ile takip tarihi —– olduğundan faizin hesaplanması basit hesap niteliğinde görülüp ayrıca bir rapor alınmamış mahkememizce yapılan hesaplama sonunda işlemiş faizin —— olacağı resen belirlenmiş; takibin rehinin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan bir takip olduğu, çek ve bonoların sadece rehini doğuran alacak olarak gösterildiği nazara alınarak çek komisyonu ve çek tazminatının istenemeyeceği nazara alınarak hüküm oluşturulmuş; alacak likit olduğu için haksız bulunan ve ona yönelik itirazın iptaline karar verilen 25.328,00 Euro asıl alacağın takip tarihindeki karşılığı olan 144.931,88 TL üzerinden de inkar tazminatına hükmedilmek suretiyle aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin —- üzerinden ve sadece —– olan asıl alacağın takip talebinde belirtilen faiz cinsi ve oranında takipten itibaren faiz uygulanarak devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
144.931,88 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Alınması gereken 10.519,74 TL harçtan peşin olarak alınan 3.525,44 TL peşin ilam harcının mahsubu ile eksik 6.994,30 TL ilam harcının davalıdan alınıp, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 3.561,34 TL peşin ilam harcı ve başvuru harcının tamamı ile 16 davetiye gideri 192,00 TL’nin kabul ve ret oranı gereğince 106,20 TL’lik kısmı ile 2 bilirkişi —- inceleme ücreti 2.250,00 TL’nin kabul ve ret oranı gereğince, 1.244,70 TL’lik kısmının toplamı 5.018,44 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki—- gereğince, dava tarihindeki—– karşılığı hesaplanmak suretiyle 19.410,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım yönünden ise, 15.929,50 TL nispi vekalet ücretinin de davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, mazeretli sayılan davalı vekilinin yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi. Açıkça okunup, usulen tefhim olundu.