Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1400 E. 2022/259 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1400 Esas
KARAR NO: 2022/259
DAVA: Rücuan Alacak
DAVA TARİHİ : 23/11/2018
KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Rücuan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan TASFİYE HALİNDE OLAN —- ortağı ve —- tarihleri arasında — olarak görev yaptığını, her ne kadar — tarihinde yönetim kurulundan istifa ettiğini —— çektiği ihtarla şirkete bildirmiş ise de, istifanın —– tarihinde tescil edilebildiğini; davalı şirketin bilahare iflasına karar verildiğini; müvekkili aleyhine —– tarihleri arasında —–olmasından dolayı —– tarihinde şirketin pirim borçları nedeniyle ödeme emri tebliğ edildiğini; müvekkilinin —– yapılandırma için —başvurduğunu,—-tarafından borcun yapılandırılabilmesi için sadece ödeme emrinde yer alan tutarla sınırlı olmaksızın, şirketin tüm kamu borçlarının dökümünün alınması ve onlarında yapılandırılması gerektiğinin öğrenildiğini; müvekkilinde borçlardan kurtulmak için —– tarihleri arasında yani kayden şirketin yönetim kurulunda görev yaptığı tarihler arasında şirketin doğan tüm pirim borçlarını üstlenilerek tek seferde peşin olarak —- ödemesi yaptığını; —- hükmü uyarınca payından fazla yaptığı ödemeyi rücu hakkı bulunduğunu; —–teselsül konusunun düzenlendiğini; husumet yöneltilen davalıların muhtelif tarihlerde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıklarını, bu nedenle görev süreleriyle orantılı olarak ödediği bu borçlardan sorumlu olacağını bildirerek; mahkememizce davacı tarafından ödenen borçtan müşterek ve müteselsil sorumlu olan davalıların payına tespit edilecek miktarın belirlenmesi ve ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiziyle tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava, fazlaya dair haklar saklı tutulmak üzere —– üzerinden açılmış ve tek hakimle yargılaması başlatılmış ise de, davacıya zararı belli olduğu, ödediği para belli olduğu gerekçesiyle harcı tamamlaması için süre verilmiş, davacı bunun üzerine — üzerinden harcını tamamlamıştır.
SAVUNMA: Davalılardan — vekili farklı tarihlerde verdiği cevap dilekçelerinde müştereken,—–yararlanarak diğer şirket ortaklarına rücu hakkı bulunmadığını, davacının genel hükümler çerçevesinde sadece borçlu şirkete rücu hakkı bulunduğunu; zira şirketin —– olduğunu, limited şirket ortaklarının şirket borçlarından dolayı sorumlu olmayacağını, davacı tarafça kendilerinin şahsi borcunun ödenmediğini, şirketin borcunun ödendiğini, bu nedenle davanın ancak şirkete karşı açılabileceğini; davacının ayrıca şirket çalışan olması nedeniyle işçilik alacaklarının tahsili içinde —- dava açtığını; bu davada verilen görevsizlik kararıyla davaya —– üzerinden devam edildiğini, çalışanı olduğu bir şirketin borcunu kapattığı iddiasına itibar edilmemesi gerektiğini; ayrıca idarice alındığı iddia edilen para cezasının işsizlik, damga vergisi, prim borçları ve faizlerinin kendilerinden sorularak ödenmediğini, kendilerince bu kalemlerinde kabul edilmediğini, davacı ödeme yapmamış olsaydı bunlara müvekkillerinin itiraz edeceğini; ayrıca —— zaman aşımına tabi olduğunu, zaman aşımına uğramış bir borcu ödeyenin de rücu hakkı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş,
Diğer davalılar davaya cevap vermemiş, yargılamayı da takip etmemişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, şirketin ödenen kamu borçları sebebiyle ödeyen yöneticinin diğer yöneticilere karşı açtığı rücuan alacak davasıdır.
Ticari şirketlerde, şirket ortağı ve yöneticilerinin şirketin borçlarından şahsi sorumlulukları sadece konulmamış sermaye borçları ile sınırlı olarak vardır. Bunun dışında şirketin borçlarından şahsen sorumlulukları söz konusu değildir. Ancak, kamu borçlarından şirket yöneticileri şahsen sorumlu olup, davaya konu olan alacaklarda ——— alacakları olup kamu borcudur, bu nedenle şirket yöneticileri bu borçtan sorumludurlar. Kamu borcunu tek başına ödeyen yöneticinin, ödediği bedeli şirketten talep etmesi doğaldır. Ancak, borcun ödenme anında şirketin bu borcu ödeyemeyecek durumda olması halinde ödeyen yöneticinin diğer yöneticilere rücu etmesi mümkün olup, diğer yöneticilerin o döneme isabet eden görev sürelerine uygun olarak rücu imkanı vardır.
Mahkememizce —-borcun nedeni olan belgeler getirtilmiş, tahakkuk belgeleri getirtilmiş, yöneticilere tebliğ belgeleri getirtilmiş, şirketin ana sözleşmesi incelenmiş, —– tam sicil kaydı getirtilmiş, her yöneticinin kayden mevcut olan görev süreleri tespit edilmiş; bilirkişi raporu ve ek raporu alınmış, tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davalı şirket —– olup, — sayılı dosyasıyla —-açılmıştır. İş bu iflas kararı da kesinleşmiştir. Bu nedenle dosyamızda davalı şirketi iflas masası temsil etmiştir.
Davacının ve diğer davalıların, davalı şirketin ortağı ve yöneticileri oldukları hususunda ve —— tarafından şirkete çıkarılan kamu borcunun da davacı tarafça tek başına ödendiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmayıp; taraflar arasındaki ihtilaf, ödeme yapmak zorunda kalan yetkilinin diğer yetkililere rücu edip edemeyeceği, edebilecekse miktarının ne olacağı hususunda toplanmaktadır.
Şirket yetkililerinin sorumluluğunu düzenleyen —— küçüklerin ve kısıtlıların, —– olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu kanun hükümlerine göre tahsil edileceği düzenlenmiştir. —— göre, kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu kanunda belirtilen sürelerde ödenmezse kamu idarelerinin tahakkuk ve tevdiyle görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliğe haiz diğer iş verenlerin şirket ——— de dahil olmak üzere üst düzeyde yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri kuruma karşı iş verenleriyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları düzenlenmiştir.
—— yürürlüğe girdiği —- tarihinden itibaren muaccel olan kurum alacaklarından— iş verenleriyle birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulabilmeleri için temsil ve ilzam yetkisine sahip olmaları zorunlu değildir.
6183 sayılı yasanın mükerrer 35 maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde yasal temsilcisine ödeme emri çıkarılabileceği bildirilmiş ise de; 6183 sayılı kanun 5510 sayılı kanuna göre daha genel bir kanun durumunda olup, öncelikle özel kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, özel kanun niteliğinde olan —- kapsamında —— göre iddiaya göre devrede —— davacı ve davalıların—– belirtilen haklı sebep olmaksızın ödememe hali kapsamında müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiş olup;
Bu çerçevede olay incelendiğinde, davacı ödemesinin — tarihleri aralığını içerdiği,
Şirketin kaydi değer bilanço verilerine göre — dönemlerinde likit ide durumunun ve borç ödeme kabiliyetinin incelenmesinde, net işletme sermayesinin negatifte olduğu, ——seviyesine kadar borca batık çıktığı; dolayısıyla davacı tarafından ödenen kamu borçlarının şirket tarafından ödenmesinin esasen mümkün olmadığı; bu nedenle ödeyen davacının şirket yöneticisi olan diğer davalılara rücu hakkının bulunduğu; şirketin kısa vadeli borçlarını ödeme gücüne de sahip bulunmadığı belirlenmiş;
—yazı cevabında, —- tarafların yönetim kurulu üyesi olduğu şirketin —– borçlarının çıkarıldığı; anılan devre kapsamında — peşin ödemeli yapılandırma sonucu —- olduğu; dava dışı şirketin —- ayında iflasının açıldığı, —- herhangi bir borcun bulunmadığı ancak —– borcun bulunduğu; iflasla davalarının sorumluluğu sona erdiğinden masanın faaliyeti esnasında oluşan bu miktarın çıkarılması ile kalan tutarın —– olduğu; bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere bu miktarın paylaştırmaya esas olacağı; davacı her ne kadar —- ödemiş ise de, bunları davalı şahıslardan değil iflas idaresine karşı masa borcundan dolayı açacağı ayrı bir davada isteyebileceği, bu dosyada açılmış bir dava haliyle davalı şirketten bunun talep edilemeyeceği;
Anılan devre kapsamında işsizlik primi peşin ödemeli yapılandırma sonucu toplam —dava dışı şirketin —-yönünden borç bulunmadığı ancak—-borç çıktığı; —— sorumluluğu sona erdiğinden —- mahsubuyla kalan tutar olan —- paylaştırmaya esas alınacağı;
Anılan devre kapsamında damga vergisinin peşin ödemeli yapılandırma sonucu toplam miktarın — olduğu, — yönünden borç bulunmadığı —- borç çıktığı bundan da davalı şahısların sorumluluğu sona erdiğinden —indirilmesi sonunda kalan —-paylaştırmaya esas teşkil edeceği bilirkişi raporunda nazara alınarak;
Davalı — yönünden, bu kişinin — tarihinde ticaret siciline yönetici olarak tescil edildiği — kadar yönetim kurulu üyesi olarak çalışmaya devam ettiği, bu nedenle anılan dönemin ödemesinin —-ayında gerçekleşeceği dikkate alınarak bildirilen dönemin tamamı yönünden sorumlu olacağının;
Davalı —yönünden, bu şahsın — tarihinde ticaret siciline yönetici olarak tescil edildiği, — tarihinde istifa ettiği, — tarihinde istifanın sicile tescil edildiği, bu nedenle —–kalan borçlarla sınırlı sorumlu olacağı;
—yönünden,—- tarihinde yöneticiliğinin tescil edildiği, şirketin iflasına kadar görev yaptığı, hal böyle olunca ——– tarihine kadar olan dönem kapsamında sorumluluğunun söz konusu olduğu,
Davacı yönünden, davacının —- tarihinde yöneticiliğinin tescil edildiği, her ne kadar daha önce istifa ettiğini bildirmişse de istifanın tescili iflastan sonra gerçekleştiği için iflas tarihine kadar sorumluluğunun söz konusu olduğu;
Kabul edilerek, —- olan damga vergisi borcu bu tarihler arasında paylaştırıldığında davalı —— yönünden sorumlu olacakları, söz konusu bu sorumlulukların müteselsil sorumluluk olmadığı, her birinin bu miktarlarla ayrı ayrı ve birbirlerinden bağımsız sorumlu olacakları, söz konusu bu miktarların bu davalılardan tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği; davacının ve davalı şahısların şirket ortakları olduğu, şirketin ticari bir şirket olduğu bu nedenle avans faizi istenebileceği, dava dilekçesinin — sayfasında davacının ödeme tarihi olan — itibaren en yüksek faiziyle bu bedellerin tahsilini talep ettiği nazara alınarak, davalı şahıslardan bu miktarların—— tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş;
Davalı şirkette dosyada davalı gösterilmişse de, bu şirketin iflas etmiş olduğu, davacının ancak bu şirket aleyhine kayıt kabul davası açmak suretiyle alacağını isteyebileceği, kaldı ki, zaten öncelikle yönetici şahıslara rücu ettiği ve onların sorumluluk dönemleri yönünden rücuya tabi miktarların hüküm altına alındığı, bu miktarlar belirlenirken davacının şahsi sorumluluğunda kalan ödeme miktarının düşüldüğü; bilirkişi heyetinin —–tarihli ek raporunun gerek gerekçe gerekse hesaplama yönünden mahkememizce yerinde bulunduğu ve hükme esas alındığı nazara alınarak aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın davalılardan tasfiye halinde —- yönünden usulden reddine, —–
Diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüyle,
Davalı — davalı —Davalı —
—— itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiliyle alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair talebin reddine,
Alınması gereken 33.096,28 TL harçtan peşin olarak alınan ve bilahare tamamlanan toplam 12.720,40 TL peşin ilam harcının mahsubuyla eksik 20.375,88 TL harcın 10.187,94 TL’sinin davalı — davalı — kalan 126,30 TL’sinin ise davalı —– alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 12.754,80 TL peşin ilam harcının tamamı ile 27 normal tebligat 6 elektronik tebligat gideri 303,00 TL ile 3.000,00 TL bilirkişi inceleme ücretinin kabul ve ret oranı gereğince, 2.154,50 TL’lik kısmının toplamı 14.909,30 TL yargılama giderinin 7.454,65 TL’sinin davalı— davalı — kalan 92,45 TL’sinin ise davalı—– alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince,
Davacı lehine 25.407,50 TL nispi vekalet ücretinin davalı —– alınarak davacıya,
25.238,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı — alınarak davacıya verilmesine,
Davalı —- yönünden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından ve vekalet ücreti ana paradan fazla olamayacağından 2.419,62 TL vekalet ücretinin de davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
Kendisini vekil ile temsil ettiren —– lehine 16.505,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp, bu davalıya,
—- nispi vekalet ücretinin de davacıdan alınıp, bu davalıya verilmesine,
Dair karar, davacı ve bir kısım davalılar vekili —- yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.07/04/2022