Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1392 E. 2020/612 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1392 Esas
KARAR NO : 2020/612

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2015
KARAR TARİHİ : 26/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememizin —- Esas – ———Karar sayılı dosyasına kaydedilen dava dilekçesinde;
Davacının davalı ile arasında — bulunduğu, davacıya kesilen faturalarda kayıp kaçak bedeli olarak haksız tahsilatlar yapıldığı, haksız ve hukuka aykırı yapılan bu tahsilatlardan 348.936,82 TL’nin ( her ne kadar dava 2.000,00 TL üzerinden ve fazlaya dair haklar saklı tutularak açılmışsa da alınan bilirkişi raporundan sonra harç tamamlanmak suretiyle ) davalıya yapılan ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili; yapılan kesintilerin EPDK mevzuatına uygun olduğunu, tahsilatların usulsüz olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava, elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedelinden kaynaklanan ALACAK DAVASIDIR. Davacı kendisinden daha önce tahsil edilen bu kalemlerin istirdadını talep etmektedir.
Dava mahkememizin —– Karar sayılı dosyasında açılmış olup, mahkememizce henüz EPDK mevzuat değişikliğinden önceki bu dönemde Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Yargıtay —. Hukuk Dairesinin kararları ile istikrar kazanan uygulama çerçevesinde kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılmış, bu şekilde temin edilen bilirkişi raporuyla davacımızdan 348.936,82 TL kayıp kaçak bedeli kesildiği kanaatine varılmakla bu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafça temyiz edilmiş olup,
Yargıtay —. Hukuk Dairesinin — Karar sayılı hükmünde; yargılama sırasında —- sayılı resmi gazetede yürürlüğe giren ve geçmişe de etkili olan 6719 sayılı kanunun 21. Maddesi ve 6446 sayılı kanunun 17. Maddesinin 1 – 3 ve 4. Fıkraları ile 6. Fıkrasının a-ç-d ve f bentlerinin değiştirilmiş olduğu; eldeki davada dava konusu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nun kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıdaki söz edilen bedellerin “maliyet unsuru kapsamına” dahil edilmesi sebebiyle bu hususların tartışılıp irdelenmesi için dosyamızın mahkememize bozularak iadesine karar verildiği;
Bozma üzerine mahkememizde yeniden esas alınan dosyada, davacı vekilinden ilk celsede değişen EPDK mevzuatı çerçevesinde kesilen bedelin mevzuattaki düzenlemeleri aşan bir kısmının olup olmadığı; bir başka deyişle alınması gereken kayıp kaçak bedellerini aşan bir haksız kesintinin bulunup bulunmadığı sorulmuş; davacı vekili bulunduğunu iddia ettiğinden mahkememizce uzman bilirkişiden rapor ve ek rapor alınmış; davacı vekilinden iddiada bulunduğu tüm faturaları sunması bildirilmiş, davacı vekili tüm faturaları dosyaya sunmuş; davacı vekilinin sunduğu faturalara nazaran, uzman bilirkişi faturalarda yer alan kayıp kaçak tutarının esasen bu faturalar gereğince kesilmesi gereken kayıp kaçak bedelinden daha düşük olduğunu yani fiilen kesilen bedelin değişen EPDK mevzuatı çerçevesinde kesilmesi gereken bedelden daha yüksek olduğunu dolayısıyla davacıya iade edilmesi gereken bir miktarın bulunmadığını tespit etmiştir.
Mahkememizce oluşan bu durum çerçevesinde; Yargıtay kararında da işaret edildiği gibi değişen EPDK mevzuatı çerçevesinde “maliyet unsuru kapsamına” alınan kayıp kaçak bedelinin davacıdan mevzuatı aşacak bir şekilde kesilmediği; bu nedenle davacının yeni değişen mevzuat çerçevesinde iade alabileceği bir bedelin bulunmadığı kanaatine varıldığından aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
Bu hüküm tesis olunurken mevzuat değişikliğinin yargılama devam ederken gerçekleştiği; dava anında Hukuk Genel Kurul Kararı ve Yargıtay Daire uygulamalarıyla istikrar kazanan ve kayıp kaçak bedelinin iadesi gerekir yönündeki kanaat sebebiyle davacının davasında dava tarihi itibariyle haklı olduğu; bu nedenle yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesi gerektiği; fakat bozmadan sonra davacı tarafın mevzuata göre kendisinden kesilen haksız giderlerin kayıp kaçak bedelini aştığı iddiası nedeniyle bilirkişiden rapor ve ek rapor alındığından bozmadan sonra alınan rapor ve ek rapor giderlerinden davalının sorumlu tutulamayacağı; bu giderlerin davacı üzerinde bırakılması gerektiği belirlenmiş; ancak davacı tarafın ıslahının 10/02/2016 tarihli mevzuat değişikliğinden önce olduğu, ıslah anında da davacı tarafın ıslahta haklı olduğu nazara alınmak suretiyle davacı lehine ıslah miktarı üzerinden vekalet ücreti takdirine gidilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVA KONUSU KALMADIĞINDAN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Peşin alınan maktu ret harcının mahsubu ile alınan ve tamamlanan 5.959,16 TL ilam harcından mahsubu ile bakiye 5.899,76 TL harcın talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Tamamı davacı tarafından karşılanan ve iadesine karar verilen harç dışındaki 88,56 TL harç ile bozmadan önce yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti, 120,60 TL posta giderine ilaveten bozmadan sonra gerçekleşen 17 adet davetiye gideri olan 187,00 TL’nin toplamı 1.146,16 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki—— gereğince, 26.880,21 TL nispi vekalet ücretinin davanın ve verilen kararın mahiyeti gereği davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, ( davacı ilk kararı temyiz etmediği için vekalet ücreti yönünden ilk karar davalı için kazanılmış hak teşkil ettiğinden )
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay yolu açık olarak ve oybirliğiyle verildi. Açıkça okunup, usulen tefhim olundu.