Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1372 Esas
KARAR NO : 2020/369
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 18/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, taraf şirketler arasında—— bulunduğunu; davacının —- adresine ————- yönünden risklerin davalıya sigorta ettirildiğini; davacının taşeronu olan —— tarihinde kaza geçirdiğini; — davacı aleyhine —-dosyasıyla kurum zararının tahsili için dava açtığını; —- tarihli kararda davacının —– mahkum edildiğini; müvekkili davacı şirketin bu zararı ödediğini; zarar sigorta poliçesiyle davalı tarafından teminat altına alındığından ve davalı sigorta şirketi de zararı ödemediğinden —— dosyasıyla icra takibi yaptıklarını, davalı sigorta şirketinin haksız bir itirazla takibi durdurduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, takip tarihi itibariyle alacağın zaman aşımına uğradığını, kaldı ki, taleplerin teminat dışı olduğunu; sigorta poliçesinin işveren sorumluluk teminatını içermediğini; işçi —— ile davacı arasında hizmet ilişkisi bulunduğunu; ortada işçi iş veren ilişkisi bulunduğundan dolayı —- Asliye Hukuk Mahkemesinin konusu olan tazminatın sigorta poliçesinde teminat harici olduğunu; söz konusu zararın üçüncü kişilerle ilgili zarar niteliğinde olmadığını; zaten —-dosyasına da verdiği dilekçede de işçinin üçüncü şahıs olmadığını davacınında kabul ettiğini, orada yapılan yargılama ile sigorta şirketi tarafından — ana para ve bir kısım feri ile——davacıya ödendiğini; orada kusurunda belirlendiğini belirterek davacının mükerrer ödeme istediğini ileriye sürerek davanın reddini savunduğu anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, davalı aleyhine —- tarihli—- dekonttan dolayı — geçmiş gün faizi / —– dekont — bunun geçmiş gün faizi —-dekont — geçmiş gün faizi / —– geçmiş gün faizi olmak üzere toplam —–bir takip yapıldığı, davalının bu takibe zaman aşımı definde bulunup ayrıca borçlu olmadığını bildirdiği, itiraz üzerine takibin durduğu, iş bu davanında bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, —- Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasıyla —- — Ticaret Mahkemesi dosyaları getirtilmiş, uzman bilirkişi raporu alınmış, tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
—-Asliye Hukuk Mahkemesinin —sayılı dosyası incelendiğinde, — tarafından———–aleyhine —– dilekçede belirtilen tarihlerden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili için açılan dava olduğu, yapılan yargılama sonunda —günü verilen kararla — ——–de ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği; ayrıca davacı tarafından sarf edilen —- yargılama gideriyle davacı lehine takdir edilen —– vekalet ücretinin de davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği; kararın sonucu olarak takibe konan ödemelerin gerçekleştiği; kararın kesinleştiği görülmüş;
—-Asliye Ticaret Mahkemesinin —- sayılı dosyasında, dava konusunun aynı olduğu sadece farklılığın işçinin işverenler aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davası olduğu; yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bu bilirkişi incelemesinde de işçi tarafından açılan —–sayılı dosyasındaki davada —- manevi tazminatın karar altına alınan maddi tazminatın %30 karşılığının — olduğunu, poliçedeki —- muhafiyetin tenzilinden sonra —- davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda kaldığının benimsendiğini; bu miktara da —– tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesi yönünde hüküm oluşturulduğunu; tarafların temyiz etmemesi üzerine kararın kesinleştiği, karar altına alınan tutarın sadece ana para olduğu, bir başka anlatımla iş mahkemesinde karar altına alınan maddi tazminatın ana parası olduğu; kalan teminat limitinin ——olduğu; karar altına alınan tutarların artık tarafımızca tartışılmasının mümkün olmadığı belirlenmiş;
Bu çerçevede alınan bilirkişi raporunda da, alacağın işletme sorumluluğu sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin—- yılında meydana gelen iş kazasında yaralanan dava dışı işçi ve ——– tarafından davacı aleyhine açılan tazminat davasında verilen ilanın takibe konması neticesinde ödeme yaptığından bahisle rücu talebi için davalı hakkında başlattığı takibe itirazının iptalinin istendiği; sorumluluk sigortasında rizikonun gerçekleşme anının rizikonun ihbar yükümlülüğüyle ilgili—– maddesinden yararlanarak tespit etmenin mümkün olduğu; anılan maddeye göre “sigorta ettiren kimse sigortanın teminat ettiği rizikonun gerçekleştiğini haber aldığı tarihten itibaren 5 gün içinde sigortacıya haber vermeye mecburdur. Bu müddet üçüncü şahsın sigortalıya karşı dava açması halinde sigortacıyı sigortalının müdafasına yardım etmeye mecbur tutan mesuliyet sigortalarında sigortalının tebligat üzerine davayı öğrendiği, sigortalının üçüncü kişiye vereceği tazminatın sigortacı tarafından ödenmesine ait mesuliyet sigortalarında ise, hakkındaki mahkeme kararının kesinleştiğini sigortalının öğrendiği veya dava olmaksızın yahut dava neticesi beklenmeksizin üçüncü şahsa sigortalının para ödemiş olması halinde parayı ödemiş olduğu tarihten başlar”
Böylece üçüncü şahısların sigortalıya karşı dava açması halinde, sigortacıyı sigortalısının savunmasına yardıma zorunlu tutan sorumluluk sigortalarında, sigortalının tebligat üzerine davayı öğrendiği tarihi riziko tarihi olarak kabulü gerekir.
Sorumluluk sigortasındaki zarar gideriminde sigortacı sadece üçüncü kişinin uğradığı doğrudan ve dolaylı oluşan gerçek zararı gidermekle kalmayıp, üçüncü kişinin açtığı dava ve yaptığı icra masraflarını da ödemekle yükümlüdür. Ayrıca 6762 sayılı TTK’nun 1292. Maddesinde yer alan süresinde ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmiş olması kaydıyla sigortalının üçüncü şahsa ödediği tazminatın temerrüt faizininde sigortacı tarafından karşılanması gerekmektedir.
Hal böyle olunca davalı sigorta şirketinin davanın ihbarına ilişkin dilekçenin tebliğ edildiği ——— itibaren karar altına alınan tutarların faizinden sorumlu olduğu;
Her ne kadar davalı taraf zararın poliçe teminatı kapsamında olmadığını savunsa da, poliçenin üçüncü şahıslara karşı mali mesuliyet sigortası genel şartlarına tabi olduğuna dair atfın bulunduğu;
Uyuşmazlık kaza sonucu oluşan tazmin bedelinden davalı sigortacının sorumlu olup olmadığı noktasında toplandığı; üçüncü şahıslara karşı mali mesuliyet sigortası genel şartlarının birinci maddesinde sigorta teminatının neyi kapsadığının açıklandığı, bunların üçüncü şahısların ölmesi, yaralanması veya sıhhatinin muhter olması veya üçüncü şahıslara ait mallara zarar gelmesi sebebiyle poliçede gösterilen sıfat, faaliyet ve hukuki münasebetlerden dolayı sigortalıya karşı üçüncü şahıslar tarafından ileriye sürülebilecek zarar ve ziyan talepleri olduğu; atıf yapılan genel şartların 3.A.3 maddesinde sigortalıya bir hizmet veya vekalet münasebetiyle bağlı kimseler….” teminat dışı bırakıldığı; hal böyle olmakla beraber poliçeye eklenen klozlar ——- adresinde yapılacak yeni mamul ambar binası ilave inşaat işleri için tanzim edilmiş olup,———— yazılı ihbar yapılmaksızın vadesinden önce iptal edilemez ve teminat kapsamı değiştirilemez; şişe cam ve iştirakleri ile çalışanların ve alt taşeronları iş bu poliçe nezdinde üçüncü şahıs hükmündedir.” düzenlemesiyle genel şartlardaki teminat dışı halin kaldırıldığı; bu durumda icra takibine konu edilen alacağın poliçe teminatı kapsamında kaldığının kabulünün zorunlu olduğu;
——-ücu hakkının kasti fiillerde söz konusu olduğuna dair savunmanın incelenmesindeyse ise, 5510 sayılı yasanın 21/f.4 hükmü uyarınca taksirle sebebiyet verilen fiiller yönünden de rücu hakkının bulunduğu, öte yandan ilk peşin değerinin yarısının rücu edileceğine ilişkin savunmanında yerinde olmadığı; anılan hususun zarar verenin üçüncü kişi olması halinde söz konusu olduğu; iş verenler yönünden ise ilk peşin değerinin tamamının rücusunun esas olduğu kaldı ki, —– Asliye Hukuk Mahkemesi kararının artık bu davada tartışılamayacağı nazara alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun yerinde olduğu,
—tarafından açılan rücu davasının ihbarına ilişkin dilekçenin tebliğ edildiği —– tarihinden itibaren davalının faizden sorumluluğunun başladığı, buna -gün eklenmesiyle —- faizin başlayacağı; yenişehir asliye hukuk mahkemesinde karar altına alınan asıl alacak toplamının —-olduğu; teminattan asıl alacak olarak—— sebebiyle ödenen paranın —-olduğu; davacı vekilinin —- nolu delilinde davalı sigorta şirketinin —- ilk açtığı kısmi dava kapsamında — ödeme yaptığını savunduğu; iş bankası hesap özetinde de—- günü bu yönde bir ödemenin yer aldığı, teminatın belirlenmesinde asıl alacakların dikkate alınmasının gerektiği, ferileriyle birlikte ödediği; dolayısıyla tamamının dahi asıl alacak kabulü dahilinde —–dosyasıyla birlikte teminattan —- ödeme yapılmış olacağı;
Her bir hasarda —- muhafiyet söz konusu ise de; kazada yaralanan işçinin açtığı davada elde ettiği tazminatın rücusu için —- muhafiyet uygulandığından iş bu davadaki muhafiyetlerin rücuda dikkate alınmasına gerek kalmadığı; davacının ilk ödemesinin —- tarihinde gerçekleştiği ancak ilk üç ödemesinin faizler ve ferileri karşıladığı, hal böyle olunca son ödemesi olan —– tarihine kadar faiz hesaplanması gerektiği; bu çerçevede davacının rücu miktarının —- toplam rücu edilebilecek miktar olarak düzenlendiği davacının talebinde her bir ödemesi yönünden birikmiş faiz talebinin bulunduğu ancak rücu alacağı kapsamında keşide edilen ihtarnamenin bulunmadığı, bu nedenle hesaplanan —– alacağın dışında birikmiş faiz talebinin nazara alınmayacağı dikkate alınarak; bu miktarında likit olması nedeniyle icra inkar tazminatının söz konusu olacağı; davalı tarafın kötü niyetli takip tazminatının ise senaryo bir takip olmadığından ve sadece faiz yönünden yanlış hesaplama olması nedeniyle fazlaya ilişkin kısım bulunduğundan kısmi ret yapıldığı sebebiyle kötü niyetli takip tazminatının reddi gerektiği değerlendirilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının —– sayılı dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile;
Takibin —– üzerinden ve bu bedele takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali davasının reddine,
Asıl alacak olan —– üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafın reddedilen kısım yönünden, kötü niyetli takip tazminatının şartları oluşmadığından reddine,
Alınması gereken 2.939,92 TL ilam harcından peşin alınan 876,00 TL’nin mahsubu ile eksik 2.063,92 TL harcın davalıdan alınıp, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 911,02 TL peşin harç ve nispi harç toplamı ile 13 davetiye gideri 117,00 TL ve bilirkişi ücreti 800,00 TL’nin kabul ve ret oranı gereğince 709,37 TL’lik kısmının toplamı 1.620,39 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince 6.132,99 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım için hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından 3.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda,, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——– Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi. Açıkça okunu, usulen tefhim olundu.18/09/2020