Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1369 E. 2022/228 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1369 Esas
KARAR NO: 2022/228
DAVA: Yaralamalı Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davası
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Yaralamalı Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacılar vekili —- tarihinde meydana gelen kazada davalılardan—-sürücüsü olduğu, — isteğe bağlı sorumluluk sigortasıyla, — ise— teminat altına aldığı —- karşıdan karşıya geçmeye çalışan —– çarptığını, kaza nedeniyle —- hayati tehlike geçirdiğini; maluliyetinin oluştuğunu, ayrıca tedavi süresinde de iş gücü kaybına neden olduğunu; küçüğün kaza nedeniyle ruhsal problem yaşadığını; kazadan dolayı manevi tazminatı gerektirecek şekilde de elem ve üzüntü duyduğunu; diğer davacıların küçüğün anne ve babası olduğunu, ona velayeten küçük için istenen maddi ve manevi tazminat davasını açtıklarını ayrıca kızlarının geçirdiği kazadan dolayı kendileri içinde asaleten manevi tazminat talep ettiklerini belirterek; kazadan dolayı sürekli iş gücü kaybı ve geçici iş gücü kaybı sebebiyle davacı küçük —–için fazlaya dair hakları saklı tutularak — maddi tazminata karar verilmesi, ayrıca — manevi tazminata karar verilmesini, anne baba içinde ayrı ayrı — toplam ——manevi tazminata karar verilmesini; maddi tazminattan araç sürücüsünün ve — olan — sorumlu tutulmasını, manevi tazminattan ise sürücü ve —-müteselsilen sorumlu tutulmasının, hükmedilecek bedellere de şahıs yönünden kaza tarihinden itibaren sigortalar yönünden bildirim tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —– vekili, usulü yönünden dava dilekçesinde açıklanması gereken ve mevcut olması gereken hususların yer almadığı nedeniyle davanın usul yönünden reddi gerektiğini; kazada da müvekkili sürücünün herhangi bir kusuru bulunmadığını, bu nedenle davanın da reddi gerektiğini; kaldı ki, davacının uğramış olduğu bir zararın bulunmadığını, tamamen iyileştiğini, çalışmasına ya da okumasına engel bir durumun bulunmadığını savunmuştur.
Davalı —— vekili, kazaya karışan aracın kaza tarihinde — sigortası olduklarını ancak davanın zaman aşımına uğradığını, iki yıllık dava açma süresinin dolduğunu, ayrıca küçüğün maluliyete uğramadığı, herhangi bir vücut fonksiyonu kaybının söz konusu olmadığını; kazadaki tüm kusurunda küçükte olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuş;
Davalı —– vekili de, kazaya karışan aracın kaza tarihinde tüm —- ile müvekkili tarafından teminat altına alınmış bulunduğunu,—– —– poliçe limiti üzerinde kalan miktarla ve kendi poliçesinin teminat limitiyle sınırlı olduğunu; öncelikle kusurun araştırılması gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi sürücünün kusurunu kabul etmediklerini; ayrıca küçüğün kazadan dolayı maluliyete uğrayıp uğramadığının da tespitinin gerektiğini belirterek davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davası olup, trafik kazasının gerçekleştiği, —-plakalı — olay tarihinde küçük — çarptığı, sürücüsünün— olduğu ihtilafsız olup; taraflar arasındaki ihtilaf, davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, maddi ve manevi tazminatı gerektirecek bir yaralanmanın söz konusu olup olmadığı; kazadaki kusur oranlarının ne olduğu hususunda toplandığı belirlenmiştir.
Mahkememizce kusur yönünden uzman makine – trafik mühendisinden rapor alınmış olup, bilirkişi — tarihli raporunda, sürücü—- plakalı ticari minibüsüyle seyir ederken hızını aracın teknik özelliklerine görüş yol ve trafik şartlarına göre ayarlamayarak karşıdan karşıya geçmeye çalışan —yaşındaki yaya—-çarptığını, onun yaralanmasına neden olduğunu, bu nedenle—- açıklanan kusurları işlediği, kazanın meydana gelmesinde asli ve %75 kusurlu olduğunu; yaya —– ise, yaya geçidi olmayan kara yolunda karşıdan karşıya geçerken yaklaşan araçları mesafe ve hızlarını dikkate almadığını, kendi güvenliğini emniyet altına almadan taşıt yoluna geçmeye çalışarak ——açıklanan kusurları işlediğinden dolayı kazada tali ve %25 kusurlu olduğunu rapor etmiştir.
Mahkememizce rapor değerlendirilmiş olup, kaza yerinde —– durağında bekleyen — önünden çıkarak karşı kaldırıma doğru yöneldiği ancak —- önünden çıkar çıkmaz değil yolun ortasına yaklaştığı yani bir miktar yol kat ettikten sonra —- duramayarak gelip ona çarptığı; —– durağının önünde yolcu indiren —- görünce aracın önünden kişi çıkabileceğini değerlendirip hızını azaltması gerektiği; nitekim halk otobüsünün önünden çıkıp bir miktarda yürüyen —-görüp aracını durduramadığı, bu nedenle kendisine verilen kusur oranının yerinde olduğu belirlenmiş; ayrıca olaydan dolayı —– dosyasında da bu olaydan dolayı yargılama yapıldığı, bilirkişi raporu alındığı o bilirkişi raporunda da aynı gerekçelerle davalı sürücünün asli kusuru bulunduğu, mahkemece de bu rapora itibar edilerek davalı sürücünün——ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği görülmüş; ceza mahkemesindeki yargılamada alınan rapor ve verilen kararla kusur bilirkişimizin raporunun çelişmediği sebebiyle ceza yargılamasının sonucu da beklenmemiştir.
Mahkememizce küçüğün tedavi evrakları temin edilmiş, tedavi evraklarıyla birlikte —-gönderilmiş,—- tarihli raporda, küçüğün sürekli iş gücü kaybına uğramadığı, tıbbi iyileşme süresinin —- olduğunu rapor etmiştir.
Davacının talebiyle mahkememizce—- tarihli ve —– yayınlanan özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek —— hakkındaki yönetmelik gereğince engellilik oranının bulunmadığını, iyileşme süresinin —- olacağını rapor etmiştir.
Davacı tarafın vücudunda sabit eser kaldığına dair iddiasıyla mahkememizce genişletilmiş —- dosya yeniden gönderilmiş olup; —– sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporu hakkındaki yönetmenliğe göre de davacıda sabit bir eser kalmadığını, maluliyete uğramadığını, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren ——olabileceğini mahkememize bildirmiştir.
Her üç raporunda aynı sonuca ulaştığı nazara alınarak mahkememizce küçüğün maluliyete uğramadığı bu nedenle maddi tazminat kalemlerinden olan sürekli iş gücü kaybı tazminatına hükmedilemeyeceğini; küçüğün —- yaşında olduğu, öğrenci olduğunun beyan edildiği karşısında çalışmadığından dolayı kendisine geçici iş kaybından dolayı da bir maddi tazminat verilemeyeceği böylece maddi tazminatın her iki kalemi yönünden de bir miktar tayin edilemeyeceği nazara alınmış;
Davacıların manevi tazminat talebi incelendiğinde ise, davalı sürücünün haksız fiil hükümlerine göre —- ise poliçesinde manevi tazminat teminatı bulunduğundan dolayı manevi tazminattan müteselsilen sorumlu oldukları, mahkememizce hükmedilen manevi tazminatın sigorta poliçesi limiti içinde kaldığı, mahkememizce bu tazminata hükmedilirken davacıların ve davalı —–sosyo-ekonomik durumunun nazara alındığı, öte yandan manevi tazminatın bir cezalandırma aracı olamayacağı fakat zenginleşme sebebi de sayılamayacağı, sadece manevi tazminat isteyenlerin duyduğu elem ve kederi bir nebze azaltabilecek nitelikte olması gerekeceği; küçüğün yaralanması sebebiyle duyduğu üzüntüyü gidermek için davacı anne babasının da kızlarının yaralanmasından duydukları üzüntüyü gidermek için manevi tazminat isteyebilecekleri nazara alınarak ve kazada küçüğünde %25 kusurlu olduğu nazara alınarak değerlendirilen rakamlardan bu orana uygun bir indirim yapılarak davacı küçük için —-, anne ve baba için ayrı ayrı — olmak üzere toplam — tazminatın davalı sürücü ve —- müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiş; tahsil edilecek bedellere davalı —— araç işleteni değil sürücüsü olduğundan dolayı yasal faiz uygulanması gerektiği, ——- da yasal faiz alınması gerektiği; sürücüden kaza tarihinden itibaren sigortadan ise davadan önce temerrüte düşürülmediği için dava tarihinden itibaren yasal faiz alınması gerektiği değerlendirilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davacı tarafın maddi tazminat talebinin REDDİNE,
Davacı tarafın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile,
Kazadaki kusur oranları sebebiyle de bir miktar indirim yapıldıktan sonra davacı —– olmak üzere toplam —- manevi tazminatın davalılar —– müteselsilen tahsiline, bu tahsilat yapılırken — yapılacak tahsilatlarda kaza tarihi olan —–itibaren sigorta şirketinden yapılacak tahsilatlarda ise dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Fazlaya dair manevi tazminat talebinin REDDİNE,
Alınması gereken 956,34 TL ilam harcının baştan alınan 1.028,07 TL’den mahsubuyla bakiye 71,73 TL harcın talebi halinde davacılara iadesine,
Tamamı davacılar tarafından karşılanan —— kusur bilirkişisine ödenen bilirkişi ücretinin kabul ve ret oranları gereğince, 158,60 TL’lik kısmının toplamı 1.150,84 TL yargılama giderinin davalılar ——- alınıp davacılara verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacılara iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, reddedilen maddi tazminat için hesaplanan nispi vekalet ücreti maktu vekaletin altında kaldığından ve esasen hükmedilecek vekalet ücreti de asıl alacağı geçemeyeceğinden 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp, kendisini vekil ile temsil ettiren her üç davalıya eşit olarak paylaştırılmasına,
Manevi tazminat yönünden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar —- müteselsilen alınıp davacılara verilmesine; reddedilen manevi tazminat yönünden de 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalı —- eşit olarak paylaştırılmasına,
Dair karar, davacı vekili ile davalılardan —- vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——– Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 24/03/2022