Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1324 E. 2019/98 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1324
KARAR NO : 2019/98

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2018
KARAR TARİHİ : 31/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP : Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesini özetle ; Davalı şirket ile davacı arasında güvenlik hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden davacı tarafça güvenlik hizmetinin davalı tarafa verildiğini ve hatta davalı şirketin tereke hakimliği süresince devam eden yargı aşamasında da davalı şirkete ait olan yerlerde güvenlik hizmetinin verilmeye devam ettiğini, bu hizmet sözleşmesine dayalı olarak verilen güvenlik hizmeti için faturalandırılan alacak kaleminin tereke hakimliğine sunulduğunu, alacak kalemlerinin ödenmemesinden dolayı hizmet faturasına dayalı alacakla ilgili olarak İstanbul Anadolu ——-. İcra Dairesinin 2018/2374 sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak iş bu takibe itiraz edildiği belirtilerek , itirazın iptali, takibin devamı ve %20 ‘den aşağı olmamak şartıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP : Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesini özetle ; Davacı tarafça icra takibinin usul ve yasaya aykırı olarak Anadolu ——-. İcra Müdürlüğünde açıldığını, yetkisiz icra müdürlüğünden yapılan takibe karşı yetki itirazlarının bulunduğunu ve bunu icra dairesine yazılı olarak sunduklarını, aynı zamanda mahkememizinde yetkisiz olduğunu, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinin İİK 50. Maddesi atfıyla HMK 6. Maddesi uyarınca borçlunun yerleşim yerindeki İcra Dairesi ve Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davalı şirketin ticaret sicile tescilli iş yeri adresinin de Beşiktaş İstanbul olduğunu, bu nedenle İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu ve öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, icra takibine dayanak belgelerin icra dosyasına sunulmadığını, dolayısıyla takibin usul ve yasaya uygun olmadığını, davadaki taleplerinin açık ve net olmadığını, davacının alacak iddiasının hem tereke dosyasında (İstanbul ——-. Sulh Hukuk Mahkemesi——- Tereke) talep ettiğini, dolayısıyla mükerrer bir talep bulunduğunu, davacının 2009 ve 2010 yıllarına ait faturalardan bahsetmeleri nedeniyle zamanaşımı itirazlarının da bulunduğunu davanın esastan da reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekilince mahkememize sunulan cevaba cevap dilekçesinde ise fatura alacağına dayalı olarak Beyoğlu ——- Noterliği vasıtasıyla 05/10/2009 tarih ve —— yevmiye numarasıyla 2009 yılına ait faturaların tebliğ edildiğini, dolayısıyla temerrütün alacağın muaccel olmasından sonra yöntemine uygun ihtarla tebliğ olması sonucunda oluşacağını, aynı zamanda BK 125 maddesinde zamanaşımı süresinin belirlendiğini , dolayısıyla 10 yıllık zamanaşımı süresinde dolmadığını belirtmiştir.
Davacı vekili tarafından uyap sisteminden 21/01/2018 tarihinde gönderilen ıslah talebinde dava dilekçesinde itirazın iptali olarak açılan davanın nevini tam ıslah yapılmak suretiyle alacak davası olarak ıslah ettiklerini belirtmişlerdir.
İstanbul Anadolu ——- İcra Dairesinin 2018/2374 sayılı dosyasının incelenmesinde alacaklı ——-tarafından borçlu ——- aleyhine fatura alacağına dayalı 231.391,28 TL miktarlı takip başlatıldığı borçlu tarafından 11/06/2018 tarihli dilekçe ile takibe itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen ——- özgün insan hakları hizmet sözleşmesinin bir örneğinin dava dilekçesini ekli olduğu görülmüş ve iş bu sözleşme mahkememizce incelenmiştir. İş bu sözleşmenin incelenmesinde sözleşmenin davacı ile davalı arasında düzenlendiği ve anlaşmazlıkların halini düzenleyen 21. Maddede ise iş bu sözleşmeden doğacak ihtilaflardan İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı belirtilmiştir.
Davalı vekili tarafından usulüne uygun şekilde sunulan cevap dilekçesinde de yetki itirazında bulunulmuş ve İİK 50. Maddesini yollamasıyla HMK 6. Maddesi uyarınca mahkememizde görülen iş bu davada gerek icra takibinin yapıldığı icra dairesinin ve gerekse mahkememizin yetkisiz olduğu belirtilerek davalı şirketin tescilli iş yeri adresi doğrultusunda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir.
TBK 89 maddesinde borcun ifa yerinin tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirleneceği ve aksine bir anlaşma yoksa para borçlarında alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı , taraf vekillerince sunulan beyan dilekçeleri ve davalı vekilinin cevap dilekçesinde sunmuş olduğu yetki itirazı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davaya konu taraflar arasında düzenlenen güvenlik hizmet sözleşmesinin 21. Maddesinde tacir olan tarafların dava konusu sözleşmeden doğacak ihtilaflarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olarak belirlemesi ve aynı zamanda TBK 89 maddesinin açık hükmü karşısında İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşılmakla , mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde Yetkili Nöbetçi İSTANBUL ASLİYE TİCARET Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderinin yetkili mahkemece nazara alınmasına,
Karar kesinleştiğinde HMK 333. maddesi uyarınca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstinaf’a başvurma yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi.