Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1310 E. 2019/221 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1310 Esas
KARAR NO : 2019/221
DAVA : Yönetim Kayyımı Atanması
DAVA TARİHİ: 07/11/2018
KARAR TARİHİ: 28/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Yönetim Kayyımı Atanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkili şirketin gıda Tarım, finans endüstriyel ürün sahasında iştigal eden bir şirket olduğunu, davalı şirketin ise, mısır işleyip nişasta glikoz / fruktoz şurupları ve modifiye nişastalar üreten bir şirket olduğunu; davacı şirketin davalı şirkette %50 B grubu hisse sahibi bulunduğunu; davalı şirketin yönetim kurulunun görev süresi 13/04/2018 tarihinde sona ermesine rağmen; pay sahipleri arasında uyuşmazlık bulunduğundan yönetim kurulunun seçilemediğini ve kısa vadede de seçilemeyeceğinin aşikar olduğunu; bu sebeple şirkete yönetim kayyımı atanması gerektiğini; hali hazırda yönetim süresi sona eren yönetim kurulunca şirketin faaliyetlerine devam edildiğini hatta yetkisiz olmalarına rağmen 63 milyon liralık para transferini gerçekleştirdiklerini; bu nedenle kayyım atanmasının acilen gerçekleştirilmesini; kayyım olarak da hukukçudan, finans uzmanından ve sektörel bir uzmandan oluşan bir heyetin görevlendirilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili; dava dilekçesinde her ne kadar davacı tarafça davanın çekişmesiz yargı işlerinden olduğu bildirilmiş ve diğer pay sahiplerinin dinlenmesine gerek olmaksızın kayyım atanması istenmişse de; bunun Anayasa’ya aykırı olacağını, savunma hakkının yok edilemeyeceğini bildirmiş; şirketin organsız kaldığı ve bu nedenle kayyım atanması şartlarının bulunmadığını, yönetim kurulunun görev süresi sona erdiğinde şirketin yönetimsiz kaldığının söylenemeyeceğini zira yenisi seçilinceye kadar eski yönetim kurulunun görevde olduğunu; şirketin kendiliğinden organsız kalmayacağını; bu nedenle davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararınında bulunmadığını; kaldı ki, davacının mahkemeden genel kurulu toplantıya çağırma için talepte bulunma hakkı varken; bu talepden önce yasal prosedürü yerine getirerek toplantıya çağrı izni için başvurmayan davacının, eldeki davayı açamayacağını, iddiaların yersiz olduğunu, şirketin çok ciddi borç ve sorumluluk altına sokulduğuna ilişkin iddiaların yerinde olmadığını; davacının şirketten bilgi alamadığına dair iddialarınında yerinde olmadığını, kaldı ki, bu tür iddiaları varsa şirket kayıtlarının incelenmesi için ve bilgi almak içinde mahkemeden izin isteyebileceğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini savunmuş; ayrıca —— tarihinde genel kurulun zaten toplanacağını, yönetiminde o toplantıda seçileceğini bildirmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, TTK’nun 427/4 maddeye dayalı olarak açılan ——-dayalı kayyım atanması talebidir. Dava dilekçesinde açıkça ve sadece 427/4 madde gereğince kayyım atanması talep edilmektedir. Diğer açıklanan hususlar ise durumun aciliyetinin anlaşılması yönünden yapılan izahatlardır.
Mahkememizce, davalı şirketin ——- kayıtları getirtilmiş olup; tarafların iddia ve savunmaları incelenmiştir. Davacının, davalı şirketin B grubu hisselerinin %50’sine sahip olduğu; davalı şirketin yönetim kurulunun görev süresinin —–de sona erdiği; ancak tarafların duruşmada alınan beyanında — tarihinde genel kurulun toplandığı, fakat yönetici seçimi ileri bir tarihe bırakıldığı, bu nedenle yeni bir yönetim kurulunun seçilmemiş olduğu ihtilafsızdır. Davanın, TTK’nun 427/4 maddesine dayalı olarak açılması nedeniyle taraflar arasındaki yegane ihtilaf, anonim şirketlerde görev süresi sona eren yönetim kurulunun, yeni yönetim kurulu seçilene kadar görevde kalıp kalmayacağı, bir başka deyişle yönetim kurulunun görev süresi sona erdiğinde, şirketin kendiliğinden yönetimsiz kalıp kalmayacağı hususunda toplanmaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/13135 Esas ve 2014/3515 Karar sayılı hükmünde de açıkça incelendiği üzere, ” anonim şirketlerde süresi sona eren yönetim kurulunun yeni yönetim seçilene kadar görevde kalmaya devam edeceği, süresi bitmekle şirketin yönetimsiz kaldığının söylenemeyeceği “, bu hususun yeni TTK zamanında da geçerli olduğu; bu sebeple davacının şirketin yönetim kurulsuz kaldığı iddiasının yerinde olmadığı mahkememizce belirlenmiştir. Kaldı ki, davacının TTK’nun 411. Maddesine göre yönetim kurulunun seçilmesi için genel kurulu toplantıya çağırma hakkının bulunduğu; önce eski yönetim kuruluna başvurarak bunu talep edebileceği, kabul edilmezse de mahkemeden genel kurulu toplantıya çağrı için izin isteyebileceği; kendisine şirketle ilgili bilgi verilmiyorsa o taktirde de mahkemeden TTK’nun 437. Madde gereğince bilgi alma ve inceleme için izin isteyebileceği; bu imkanları varken yönetim kayyımı atanmasının talep edilemeyeceği nazara alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Dava maktu harca tabii bulunduğundan eksik 8,50 TL maktu harcın davacıdan tahsiline, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine karar tarihindeki AAÜT gereğince maktu vekalet ücreti taktirine bu sebeple 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.28/02/2019