Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1307 E. 2023/406 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1307 Esas
KARAR NO : 2023/406

DAVA : Hizmet Akdine Dayalı Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/11/2018
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Hizmet Akdine Dayalı Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA: Davacı vekili, müvekkili bankanın—–arasında bir hizmet sözleşmesi imzalandığını; bankanın vereceği kredilerde ipotek veya rehin alınması halinde rehine ya da ipoteğe konu olacak menkul ya da gayrimenkullerin rayiç değerlerinin, bankaya ait gayrimenkullerin değerlerinin bu şirkete tespit ettirildiğini; davalı sigorta şirketinin ise,——gayri menkul değerleme uzmanları mesleki sorumluluk sigorta poliçesi ” ile bankaya vereceği zararları teminat altına aldığını; bu çerçevede davacı bankanın sigorta ile 05/02/2010 tarihli ” gayrimenkul değerleme raporu düzenleme esaslarına ilişkin sözleşme ” imzalandığını;
Bankanın —– Şubesi aracılığıyla —– Şirketine kredi kullandırıldığını, bu krediye teminat olarak —-ili—– ilçesi, —– Köyündeki —– nolu zeytinliklerin ipotek verilmek istendiğini, banka tarafından bu taşınmazların rayiç bedellerinin tespiti için —— rapor hazırlatıldığını, ekspertiz raporunda iki taşınmazın toplam değerinin 405.000,00 TL olarak belirlendiğini, banka tarafından da bu rapor esas alınmak suretiyle 405.000,00 TL’lik teminat olarak bu iki taşınmazın kabul edildiğini; kredi borcu ödenmediğinden dolayı icra takibi başlatıldığını, icra takibine—–İcra Müdürlüğünün ——Talimat sayılı dosyasıyla satış istendiğini, önce talimat dosyası üzerinden kıymet taktiri yapıldığını, kıymet taktirinde 228 parselin değerinin 38.526,60 TL, 229 parselin değerinin ise, 38.019,97 TL olarak tespit edildiğini, cebri satışta her iki parselin toplam 45.000,00 TL’ye alıcı bulunup satıldığını, böylece 360.000,00 TL’lik banka zararının doğduğunu belirterek, söz konusu bu 360.000,00 TL zararın 02/02/2016 olan zarar tarihinden itibaren ( 45.000,00 TL tahsilatın gerçekleştiği tarihten itibaren ) işleyecek en yüksek avans faiziyle gayrimenkul değerlendirme şirketinin bu tür olaylara karşı teminat alan davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili, banka alacağının zaman aşımına uğradığını, bu nedenle zaman aşımı definde bulunduklarını belirterek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesini öncelikle talep etmiş, bilahare davayı esas yönünden de kabul etmediklerini, esas yönünden de davanın reddi gerektiğini savunmuş ve davanın ekspertiz şirketine de ihbarını istemiş, ihbar gerçekleştirilmiştir.
Davayı ihbar alan —–Şirketi vekili ise, müvekkili ile banka arasında sözleşme bulunduğunu, sözleşme maddeleri çerçevesinde ——- nolu parsellere taktir edilen değerin hatalı olmadığını, taşınmazların gerçek değerinin rapor edildiğini, raporda herhangi bir hata bulunmadığından dolayı da davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, —- şirketine karşı açılan tazminat davasıdır. Davacı banka, sigorta tarafından teminat altına alınan gayrimenkul değerlendirme şirketinin vermiş bulunduğu gayri hakiki ekspertiz raporundan dolayı yüksek bedelle ipotek aldığı iki adet taşınmaz nedeniyle uğramış bulunduğu zararı davalı sigorta şirketinden talep etmektedir.Mahkememizce, dava dışı gayrimenkul değerlendirme şirketi ile davacı arasındaki sözleşme ve gayrimenkul değerlendirme şirketi ile davalı sigorta şirketi arasındaki poliçe incelenmiş olup; dava dışı sigortalı tarafından —— verilen gayrimenkul değerleri yönünden ekspertiz raporuyla gerçekleşen bir hizmet ilişkisinin bulunduğu, bu çerçevede bankanın —-Şubesinde —– verilen kredi çerçevesinde iki adet taşınmaz üzerinden ipotek alınmasında da iki taşınmazın gayrimenkul şirketinin görevlileri tarafından değerlendirildiği; her iki taşınmazın tek bir raporla ve toplam 405.000,00 TL değerin biçildiği görülmüştür.

Davacı taraf, kredi kullanan dava dışı ——Şirketine karşı icra takibi yapmış olup, mahkememizce öncelikle taşınmazların satış tarihinde ve halen bu kredi borcundan dolayı devam eden bir alacağın bulunup bulunmadığı araştırılmıştır. Zira, ipotekli taşınmazların satış tarihi itibariyle gerçekleşen 45.000,00 TL satış bedelinin altında bir banka alacağının kalması halinde veya o tarihten sonra yapılan tahsilatlarla da dava tarihinde ya da hali hazırda ipotekli taşınmazların gerçekleşen ve 45.000,00 TL olan satış bedelinden daha az bir miktarda banka alacağının kalması halinde artık davacının bu davada hukuki bir menfaatinin kalmayacağı değerlendirilmiştir. Ancak gelen yazı cevaplarında, bankanın hem ipoteklerin satış tarihi itibariyle hem de halen büyük miktarda alacağının kaldığı, o alacağın 24/03/2023 tarihinde 1.515.426,28 TL’ye ulaştığı, takip tarihi olan 15/09/2014’te ise, 259.878,67 TL kesinleşmiş takip alacağının mevcut olduğu, dava tarihindeki alacağının ise, talepten daha fazla bulunduğu açıkça belirlenmiştir.
Mahkememizce diğer yandan ekspertiz raporu tarihindeki taşınmazların gerçek rayiç bedellerinin tespiti yoluna gidilmiştir. Talimat yoluyla ——Asliye Hukuk Mahkemesinden bilirkişi raporu alınmış olup, bilirkişiler emsal taşınmazların satış bedelini nazara almak suretiyle ekspertiz raporunun düzenlendiği tarihte 228 parselin rayiç bedelinin 39.913,56 TL olduğunu, 229 parselin rayiç bedelinin ise 39.388,69 TL olduğunu, böylece her iki taşınmazın ekspertiz raporu tarihindeki gerçek değerinin 79.302,25 TL olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce talimat yoluyla alınan bu rapordaki hesaplama şekli ve doneler hukuka uygun bulunmuş raporun denetime el verişli ve yeterli olduğu nazara alınarak hükme esas alınmıştır. Bu çerçevede, taşınmazların bankanın yaptığı icra takibi esnasında icra dairesince —— İcra Müdürlüğünden talimatla alınan kıymet taktiri değerlerinin ve gerçekleşen ihale bedelinin banka zararına esas alınamayacağı, esas alınması gereken bedellerin ekspertiz rapor tarihindeki rayiç bedeller olması gerekeceği, bu rayiç bedeller ekspertiz raporunda tespit edilseydi bankanın 79.302,25 TL üzerinden ipotek tesis ettireceği, ancak ihale sonunda bu taşınmazların daha düşük satılmasından artık gayrimenkul değerlendirme şirketinin ve dolayısıyla davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağı değerlendirilmiş, bu nedenle zarar tespit edilirken 405.000,00 TL olarak belirlenen bedelden 79.302,25 TL düşülmek suretiyle banka zararı 325.697,75 TL olarak belirlenmiştir. Bu zarardan sigortalı gayrimenkul değerlendirme şirketi her iki parsele yüksek rayiç bedel belirlemek suretiyle sebep olduğu, belirlenen yüksek bedelin olması gereken rayiç bedelin çok çok üstünde olması sebebiyle banka zararına gayrimenkul değerlendirme şirketinin neden olduğu, o şirketle davalı sigorta arasındaki sigorta poliçesi gereğince de davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde kalan bu zararı bankaya ödemesi gerektiği mahkememizce tespit edilmiştir.Banka söz konusu olan zarara talimat icra dosyasında satışın yapılıp paranın kasaya girdiği 11/02/2015 tarihinde uğradığı nazara alınmış, ancak davalı sigorta şirketinin temerrüte düşürüldüğü tarihin 02/02/2016 olduğu banka tarafından da bu tarihten itibaren talep ettiği nazara alınarak 02/02/2016’dan itibaren faize hükmedilmek suretiyle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
325.697,75 TL’nin 02/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre hesaplanacak en yüksek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
Fazlaya dair talebin reddine,Alınması gereken 22.248,43 TL ilam harcından peşin olarak alınan 6.147,90 TL’nin mahsubuyla eksik 16.100,53 TL harcın davalı sigorta şirketinden alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 6.183,80 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcının tamamı ile 8 normal 13 elektronik tebligat masrafı 245,50 TL tebligat gideri ile 3.900,00 TL talimat bilirkişi rapor ücretinin kabul ve ret oranları gereğince, 3.742,00 TL’lik kısmının toplamı 9.925,80 TL yargılama giderinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince,
48.597,58 TL nispi vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden alınıp davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin de davacıdan alınıp, davalı sigorta şirketine verilmesine,Dair karar, davalı vekilinin yüzüne karşı, e-duruşmayla katılan Davacı Vekili Av. —- ile İhbar Olunan —– varlığında, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.