Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1241 E. 2020/548 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1241 Esas
KARAR NO : 2020/548
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/10/2018
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, davalı şirketlere———-krediler kullandırıldığını; davalı şirketlerin hem kredi borçlusu olduğunu hem de birbirlerinin kullandığı kredilere müşterek borçlu müteselsil kefil olduklarını; bu nedenle icra takibine konan tüm kredilerden ya borçlu olarak ya da müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sorumlu olduklarını bildirerek; kredilerin usulünce ödenmemesi nedeniyle müvekkili bankaca hesapların kat edildiğini, kat ihtarlarının davalılara tebliğ edildiğini ancak davalıların kredi borçlarını yine ödemediklerini belirterek, davalılar aleyhine ————- dosyasıyla icra takibi yaptıklarını, davalıların haksız itirazıyla takiplerin durduğunu belirterek; itirazın iptaline takibin devamına ve davalılardan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili, müvekkili şirketlerin davacıya muaccel herhangi bir borcu olmadığını, davacı tarafın takipte bahsetmediği bir takım sözleşmeleri dava dilekçesinde beyan etmişse de, bu sözleşmelerin sunulmadığını; faizin fahiş olduğunu, ihtarların usulsüz olduğunu, bu nedenle——olmayacağını ayrıca alacak likit olmadığından dolayı da inkar tazminatı talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı banka, davalılar aleyhine borçlu / müteselsil kefil sıfatlarına dayalı olarak icra takibinde bildirdiği tek tek kalemler yönünden nakdi krediler için, spot krediler için, doğrudan borçlanılan kredisi için ve bu kredi numaralarını tek tek belirtmek suretiyle ve ayrıca çek depo talebinde de bulunmak suretiyle icra takibi yapmış; davalılar bu icra takibine süresi içinde itiraz ederek gerek imza itirazında bulunmuşlar gerekse borçlu olmadıklarını iddia etmişler; süresinde yapılan itirazla takip durmuş; iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
İcra takibine yapılan itirazda imza da inkar edildiğinden öncelikle mahkememizce bu husus üzerinde durulmuştur. İcra takibinde imza itirazında bulunulup cevap dilekçesinde imza itirazında bulunulmadığı için; davalılar vekiline dosyamıza sunulan sözleşmeler incelemesi, icra takibinde ileriye sürülen imza sahteciliği yine iddia ediliyor ise bunu bildirmesi, bu takdirde imza incelemesine gidileceği sonuçlarıyla birlikte ihtar olunmuş; davalılar vekili bunun üzerine mahkememize beyanda bulunarak icra takibine yapılan imzaya itirazdan feragat ettiklerini ancak kredi borcu ve yapılan kat ihtarına, faize, asıl alacağa itirazlarının devam ettiğini; müvekkillerinin borçlu olmadığını savunduğu görülmüştür.
Mahkememizce icra takibine kalem kalem konan kredilere ilişkin kredi sözleşmesi incelenmiş, taraf delilleri toplanmış olup; kredi sözleşmesinde davalıların borçlu ve birbirlerine müteselsil kefil müşterek borçlu olarak sözleşmeleri imzaladıkları; taraflar arasında imzalanan ve artık ihtilafsız olan sözleşme hükümlerinden aynı zamanda —– niteliğinde düzenlemelerinde bulunduğu; taraflar arasında ihtilaf çıkması halinde davacı bankanın kayıtlarının geçerli olacağının kararlaştırıldığı; bu delil sözleşmesinin geçerli olduğu; buna göre ihtilafın banka kayıtları nazara alınmak suretiyle çözümleneceği, davalı şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının bu nedenle incelenemeyeceği; davalı tarafın sadece icra takibine konan borçları ödediğine dair karşı tarafın imzasına havi belge ya da banka havalelerine dayanmak suretiyle savunmada bulunabileceği, ödeme belgelerininde sunulmadığı sebebiyle banka kayıtları üzerinde yaptırılan uzman bankacı bilirkişi incelemesi ile alınan raporla yetinilmiş; bu rapor denetlenmiş; rapordaki gerekçeler hesaplama şekli ve dosyaya uygunluğu nedeniyle rapor hükme esas alınmış ve kabule şayan bulunmuştur.
Bankacı bilirkişi icra takibine konan kalemler yönünden, kredi borçlarının ödenmediğini, bu nedenle bankanın kredi sözleşmesini kat etmesinin sözleşme gereğince yetkisinde olduğunu, kat ihtarlarının tebliğ edildiğini; kredi borcunun ödenmemesiyle sözleşme fesih edildiğinden artık taraflar arasında imzalanan ödeme protokolünün ortadan kalktığını; hesabın kat tarihiyle davalıların temerrüte düştüğü tarih arasında akdi faiz, temerrüt tarihiyle takip tarihi arasında da temerrüt faizi oluşacağına dair tespiti ve buna ilişkin hesaplamalarının doğru olduğu; akdin haklı nedenle kat edilmesi halinde akdi faizin ve temerrüt faizinin bankaca belirleneceğine dair sözleşmede hüküm bulunduğu, bu nedenle bankaca bu faiz oranlarının belirlenmesinin yerinde olduğu ve bankaca belirlenen faizinde o dönem——– sınırlanan faiz tahdidi içinde kaldığı nazara alınmak suretiyle bilirkişi raporunda her bir kalem için tespit edilen miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; ancak davacı tarafın çek depo talebi yönünden söz konusu çeklerin muhatapları tarafından bankaya başvurulup muhataplara herhangi bir ödeme yapılmadığından davacı bankanın çek depo talebi hakkının doğmadığı; bu halde ancak muhataplara ödeme yapılmasa dahi hesabın katı ile çeklerin derhal bankaya ibrazı gerektiği yönünde sözleşmede açık bir hüküm olması halinde iş bu icra takibinde depo talebinin haklı sayılabileceği ancak sözleşmede de böyle bir hüküm olmadığından dolayı çek depo talebi yerinde görülmemiş ve reddedilmiş;
Kredi sözleşmelerinden doğan alacaklar likit olduğu için ve davalıların itirazları da yerinde olmadığı için kabul edilen ve hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden inkar tazminatına hükmedilmiş;
Davalı tarafta kötü niyetli takip tazminatı talebinde bulunmuş ise de; icra takibine itirazın iptali talebinin reddedilen kısmının hesap şeklinden kaynaklandığı; reddedilen kısmın senaryo bir alacaktan kaynaklanmadığı nazara alınarak; davalı lehine kötü niyetli takip tazminatı şartlarının oluşmadığı, bu sebeple hükmedilemeyeceği nazara alınmak suretiyle hükmedilmemiş, aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalıların——— sayılı dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile;
Davalılar hakkındaki bu takibin;
—– yönünden:
—- nolu —– için:
—- asıl alacak— akdi faiz, — temerrüt faizi,—– gider vergisi, — ihtarname masrafı olmak üzere toplam —– üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki faiz cinsi ve oranı uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
—- nolu —- için:
—– asıl alacak, —- akdi faiz, —- temerrüt faizi, —- gider vergisi, — ihtarname masrafı olmak üzere toplam ——— üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki faiz cinsi ve oranı uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
–nolu doğrudan borçlanma kredisi yönünden:
—- asıl alacak— akdi faiz, — temerrüt faizi, — gider vergisi, — ihtarname masrafı olmak üzere toplam —- üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki faiz cinsi ve oranı uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
—–nolu spot kredi için:
—asıl alacak,—- akdi faiz, — temerrüt faizi, —- gider vergisi, —ihtarname masrafı olmak üzere toplam —— üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki faiz cinsi ve oranı uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
Böylece takibin —- asıl alacak ve —– işlemiş faiz üzerinden yukarıda açıklandığı şekilde devamına, davanın bu miktarlar yönünden kabulüne,
Fazlaya dair nakdi kredilere ilişkin itirazın iptali talebinin reddine,
Çek depo talebinin reddine,
——– üzerinden —- icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı bankaya verilmesine,
Asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı olan —– üzerinden hesaplanan — karar harcından peşin olarak yatırılan —- mahsubu ile eksik —– harcın davalılardan müteselsilen tahsiline, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan—– harcın tamamı ile kabul ve ret oranları gereğince —- davetiye gideri — tebligat gideri ile —- bilirkişi inceleme ücretinin — kısmının toplamı —— yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince 118.588,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine;
Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından ve hükmedilen vekalet ücreti asıl alacağı geçemeyeceğinden 1.230,51 TL vekalet ücretinin de davacıdan alınıp, davalılara verilmesine,
Davalı tarafın kötü niyetli takip tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —– Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oybirliğiyle verildi. Açıkça okunup, usulen tefhim olundu.05/11/2020