Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1200 E. 2021/502 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1200 Esas
KARAR NO: 2021/502
DAVA: Menfi Tespit ( Senet İptali )
DAVA TARİHİ : 15/10/2018
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit ( Senet İptali ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacılar vekili, dava dilekçesi ve bilahare verdiği düzeltilmiş dava dilekçesinde, müvekkillerinden—– inşaat malzemeleri sattığını, diğer müvekkilinin ise, emlakçi olduğunu; yakın arkadaş olduklarını; bayanlarla buluşup içki içmek amacıyla gittikleri bir fabrikada silahla tehdit edilmek suretiyle kendilerine —- bedelli bir senet imzalatıldığını; senedi —- keşideci olarak —– ise kefil olarak imzaladıklarını; senedin lehtarının davalı — olduğunu; oysa bu senedi gerektirecek bir ticari ilişki bulunmadığını; — bilahare senedi—- ciro ettiğini onun tarafından da müvekkilleri aleyhine ——- dosyasıyla icra takibi başlatıldığını belirterek; senedin zorla alındığını, bu nedenle bedelsiz olduğunu iddia etmiş; senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA: Davalılardan —– iddiaların yalan olduğunu, imzaların davacılara ait olduğunu, davacıların borçlanma iradeleriyle ve kendi özgür iradeleriyle senedi imzaladıklarını; davacıların kendilerine ait iş yerine ortak olmak istediklerini; söz konusu senetlerinde ortaklıktan alacakları hisseye karşılık verildiğini, daha sonra davacıların ortak olmaktan vazgeçtiklerini; bu nedenle hakikat dışı bu olayları uydurarak bu davayı açtıklarını belirtip, davanın reddini, davalılardan %20 kötü niyetli dava tazminatı tahsiline karar verilmesini savunmuş;
Diğer davalı ——- müvekkilinin —- alacaklı olduğunu, söz konusu senedinde bu nedenle —– tarafından müvekkiline ciro edildiğini bildirip, müvekkilinin taraflar arasındaki ilişkiyi bilmediğini, kambiyo senedine güvenerek senedi ciro aldığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini, davacılardan %20 kötü niyetli dava tazminatı tahsiline karar verilmesini savunmuş, mahkememizce konan ihtiyati tedbirinde kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GUREKÇE : Dava, İİK’nun 72. Maddesi gereğince açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı —- keşideci, davacı —- kefil olarak imzaladıkları lehtarının —– bedelli olan çekin mevcudiyeti konusunda; bu çekin ———-dosyasıyla her iki davacımız aleyhine icra takibi başlatıldığı hususunda BİR İHTİLAF YOKTUR.
Söz konusu olan senetteki davacılar imzalarının sahte olmadığı da ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki ihtilaf, söz konusu olan senetlerin zorla alınıp alınmadığı hususundadır.
Davacılar, bu senetleri, bayanlarla buluşmak için gittikleri fabrikaya gelen eli silahlı erkek şahısların tehdidi ile imzalandığını, taraflar arasında herhangi bir alacak – borç ilişkisinin bulunmadığını ileriye sürmektedirler. Senetlerin zorla alındığı iddiası haksız fiile dayalı olduğundan mahkememizce davacının gösterdiği iki tanıkta dinlenmiştir. Davacı tanığı —– verilme anını görmediğini, olaydan aynı gün haberdar olduğunu, davacılarla aynı sektörde oldukları için onların —- arkadaşı olduğunu, olaydan bir kaç gün önce davacıların aradığını, hafta sonu bir yere gideceklerini, viski alıp gelmesini söylediklerini ancak hafta sonu şehir dışında olacağı için davacılara katılamadığını, olayın —- günü gerçekleştiğini, —- davacıların kendisini arayıp kadınlarla buluşmak için bir tekstil fabrikasına gittiklerini, davacı——- bir ara telefon görüşmesi için ortamdan dışarıya çıktığı zaman içeriye eli silahlı erkeklerin girip — darp ettiklerini, birinin de —- kafasına silah dayadığını, o arada içeriye İlhami’nin girdiğini, —– keşideci olarak imzaladığı senede ——zorla kefil olarak imzalattıklarını davacıların kendisine anlattığını bildirmiş; taraflar arasında ticari bir ilişki olduğunu duymadığını beyan etmiştir. Diğer davacı tanığı ——- davalı tarafın tekstil sektöründe olduklarını, davacıların farklı sektörlerde olduklarını, bu nedenle aralarında bir ticari ilişki bulunmasının söz konusu olamayacağını bildirmiş; olayı—–akşamı duyduğunu, davacılardan duyduğunu, tehditle onlardan senet alındığını davacıların söylemesi üzerine öğrendiğini bildirmiştir. Göründüğü üzere her iki davacı tanığı olayı bizzat görmemiş olup, davacılardan duydukları gibi anlatmışlardır.
Olaydan dolayı—— üzerinden de ceza incelemesi başlatılmış, gerek taraflar gerek gösterdiği tanıklar dinlenmek suretiyle verilen —– kararında, şikayetçi —— iddialarının dışında; senedin ticari ilişki çerçevesinde verildiğinin ortaya çıktığını; olay günü ——– isimli kardeşlerin tekstil fabrikasına davacıların gittiği, orada buluşulduğu, —- bu bayanlara ortaklık teklif ettiği, —- karşılığında anlaşma yapıldığı, kardeşlere ait fabrikanın resmiyette davalımız olan —- adına kayıtlı olduğu, bu nedenle de senedin —– lehine düzenlendiğini ancak daha sonra davacıların yaptıkları araştırma sonunda hissenin bu miktar etmeyeceği hususuna inandıklarını ve senedi geri istediklerini senedi de geri alamayınca şikayetçi olup dava açtıkları tespit edilmiş; davacı tarafın her ne kadar senedin silahlı erkek kişilerce huzurlarında yazıldığını ileriye sürmüşler ise de, yapılan yazı incelemesinde senedin onlar tarafından değil ——– el yazısı ile yazılmış olduğu hususunun da belirlendiğini, bunun da şüphelilerin beyanlarını doğruladığı vurgulanmış; bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin alacak – verecek ilişkisinden kaynaklandığı belirtilerek, kamu adına Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına karar verilmiş, karara itiraz edilmemiş ve kesinleşmiş olduğu mahkememize görülmüştür.
Davacıların, iptalini talep ettiği senedin, zorla alınan senet olduğunu iddia ettikleri ancak bu iddialarını ispatlayamadıkları; aksine ceza soruşturmasında da iddialarının kısmen çürütülmüş olduğu nazara alınarak iddialarını ispat edememiş oldukları kabul edilmiş, davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalılar her ne kadar kötü niyetli dava tazminatı talep etmişlerse de; buna hükmedebilmek için mahkemece verilen bir ihtiyati tedbir kararının bulunması, icra veznesine de bir miktar alacağın girip, tedbir kararı nedeniyle bu alacağın davalılara ödenmemiş olması gerekir. Mahkememizce icra takibinden sonra açılan davada, menfi tespit yoluyla icra veznesine girecek paranın davalılara ödenmemesine karar verilmiş, tedbir uygulanmış ancak icra veznesine girecek bir tahsilat yapılamadığı için takip alacaklısına tedbirden zarar görmediği belirlenmiş olup, kötü niyetli dava tazminatı şartı doğmadığından bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Davalıların kötü niyetli takip tazminatınında şartları oluşmadığından REDDİNE,
Mahkememizce konan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına,
Maktu ret harcından eksik 23,40 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacılara iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 32.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
Mahkememizce konan ihtiyati tedbir kaldırılmış olduğundan,—— SAYILI DOSYASINA MÜZEKKERE YAZILARAK,
Mahkememizce konan ” icra veznesine girecek paranın davalı takip alacaklısı ——ödenmemesine ” ilişkin tedbirin kaldırıldığının bildirilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 01/07/2021