Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1171 E. 2023/471 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1171
KARAR NO : 2023/471

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/11/2014
KARAR TARİHİ : 14/06/2023

Mahkememizde görülen Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi maktül —-sevk ve idaresindeki —–plakalı aracı ile sürücü konumunda iken 12.11.2007 tarihinde tek taraflı olarak ölümlü yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası yaparak vefat ettiğini, aynı kazada müvekkilinin oğlu maktül —- yolcu iken vefat ettiğini, kaza tespit tutanağında müvekkilinin eşi—– 6/8 oranında kusurlu bulunduğunu, müteveffanın tamamen kusurlu olduğunun varsayılması halinde bile müvekkillerinin destekten yoksun kalma tazminatına hak kazandığının açık olduğunu, müteveffa —-ve müvekkilinin yolcu olmaları sebebiyle herhangi bir kusurlarının bulunmadığını, müteveffanın asli kusurlu sayılmış olmasına rağmen tali kusurlu olduğunu, zira can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve önlemleri almayarak müvekkilinin eşinin ve oğlunun vefatına sebebiyet verildiğini, müvekkilinin eşi ve oğlunun —–çalışmakta iken vefat etmelerinden dolayı —– Hizmet dökümlerinin temininin gerektiğini iddia ederek ölüm ve cismani zararlara ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 2.000 TL nin müvekkilinin eşinin vefatı nedeniyle, ayrıca müvekkilinin oğlunun vefatı nedeniyle de 2.000 TL maddi tazminat ile müvekkilinin kendi maluliyet oranı için de 1.000 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline ve 40.000 TL manevi tazminatın ise iki nolu davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; —–plaka sayılı aracın müvekkili şirkete ZMMS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçeye göre müvekkili şirketin 60.000 TL ile sorumluluğunun bulunduğunu, davacı tarafın —- Asliye Hukuk Mahkemesinin —– esas sayılı davasını müvekkili şirkete yönelterek ölümler sebebiyle destekten yoksunluk tazminatı talep ettiğini, söz konusu talebin 9.2.2010 tarihinde —- Asliye Hukuk Mahkemesince reddedildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, bu sebeple kesin hüküm itirazlarının olduğunu, ayrıca davacının zararını ispatlaması gerektiğini savunarak davanın usul ve esastan reddini istemiştir.Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili tarafından dosyaya dilekçe ibraz edilerek cevap vermek üzere ek süre talep edilmiş ve bu süre kendilerine verilmiş ise de, davaya karşı yazılı cevapda bulunmadıkları anlaşılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazasından kaynaklı maluliyete yönelik tazminat ve davacının aynı kazada oğlu —- ile eşi —-vefat etmesi sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.Dava ilk olarak Mahkememizin —-sayılı Esasında görülmekte iken yapılan yargılama sonunda —-Sayılı 19/04/2017 tarihli kararı ile “Davanın Usulden Reddine” karar verilmiş, verilen karara karşı Davacı vekilince İstinaf yoluna başvurulmuştur.
Yapılan istinaf incelemesi sonunda; —- Bölge Adliye Mahkemesi —Hukuk Dairesi’nin —-. Sayılı, 13/09/2018 tarihli ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş olup, verilen kaldırma kararı üzerine dava dosyası tekrar mahkememize gelerek —-sayılı Esasına kaydedilmiştir.BAM kararında belirtilen eksiklikler giderilerek dava dosyasının; hesap uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek dosyada mübrez bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda; Davacının kendi yaralanmasına bağlı tazminat talebinden vazgeçtiğinin görüldüğü, davacının eşi —- ölümü sebebiyle destekten yoksu kalma tazminat talebi yönünden—-Asliye Hukuk Mahkemesinin —–Esas sayılı dosyasından verilen kararın davalı—- yönünden kesin hüküm teşkil ettiği, her ne kadar anılan dosyaya Karayolları Genel Müdürlüğü taraf değil ise de, kusur raporunda sorumluluk belirlenmediği, kaldı ki isnada nazaran yargı yolu farklılığının söz konusu olduğu, —- ölümü sebebiyle davacı annesi —- uğradığı destekten yoksun kalma zararının, daha evvel —– tarafından açılan davada vaki sulh sebebiyle yapılan ödemeden kalan teminat limitinin üzerinde olduğundan davalı—– kalan teminat limiti olan 59.908,00 TL ile sınırlı sorumlu olduğu; diğer davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden de raporun (2) sayılı bentte işaret edilen hususun cari olduğu; Hesaplanan tazminat ile mükerrerlik teşkil eden indirim nedeni varlığı bulunmadığı; Davalı —-davacı —–ölümü sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı ödettirilmesi talebiyle yaptığı başvuru olması halinde, bu başvuruyu takip eden 8 iş günü sonrasında faizden sorumluluğunun başlayacağı (KTK.m.99/1); başvuru yapmamış olması halinde, faizden sorumluluğunun dava tarihinden itibaren başlayacağı; Davacının manevi tazminat talebi de bulunduğu; ancak zorunlu trafik sigortası teminatı içerisinde yer almadığı; bu talep açısından da Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden raporda açıklanan hususun cari olduğu; sonuç ve kanaatine varılmıştır.Dava dosyasının önceki bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, dosyada mübrez bilirkişi ek raporu tanzim ettirilmiştir.Dosyada mübrez bilirkişi ek raporunda özetle; Davacının kendi yaralanmasına bağlı tazminat talebinden vazgeçtiğinin görüldüğü, davacının eşi —- ölümü sebebiyle destekten yoksun kalma tazminat talebi yönünden —- açısından kesin hüküm bulunduğu, —- ölümü sebebiyle kızı —-17/07/2013 tarihinde ödenen 20.092,00 TL, imam nikahlı eşi —-21.12.2015 tarihinde ödenen 59.908,00 TL sebebiyle kaza tarihinde cari olan 80.000,00 TL teminat limitinin tüketildiği, huzurdaki davanın 05/11/2014 tarihinde ikame edildiği, dolayısıyla imam nikahlı eşe ödeme yapıldığı tarihte davalı sigorta şirketinin başkaca hak sahibi olduğunu bildiği, hal böyle olunca KTK m.96/f.2’de yer alan “Başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyi niyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır” düzenlemesinden yararlanamayacağı, ihmali sebebiyle oluşan zarardan sorumlu olduğu, davalının diğer hak sahiplerine ödeme yaptığı tarihler huzurdaki davanın 05/11/2014 tarihinde ikame edilmesine göre her 3 hak sahibinin bu dava tarihi itibariyle davalıya müracaat etmesi ve bu tarihteki ücret verilerine göre hesaplanan zararların teminat limitini aştığı, kaza tarihindeki teminat limitine hesaplanan zararların oranlaması sonucu, hak sahiplerine isabet eden tutara nazaran, davacı müteveffanın annesi —- isabet eden tutarını yukarıda gösterildiği üzere 18.245,61 TL olduğu, hesaplanan tazminat ile mükerrerlik teşkil eden indirim nedeni varlığı bulunmadığı, kök rapordan farklı sonuca varılma nedeninin, davlı vekilinin 21/02/2022 tarihli dilekçesinde(ilk defa açıkladığı) dava dışı müteveffanın imam nikahlı eşine yaptığı ödemeyi bildirmesinden kaynaklandığı, davalının faizden sorumluluğunun başlangıç tarihi yönünden, kök rapordaki tespitlerin cari olduğu, davacının manevi tazminat talebi yönünden, kök rapordaki tespitlerin cari olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili dava dosyasına sunmuş olduğu değer arttırım dilekçesi ile; 2.000,00 TL talep ettikleri maddi tazminat taleplerini 18.245,61 TL’ye arttırdıklarını bildirmiştir.
Davacı vekili 14/06/2023 tarihli duruşmada; “biz davacı asilin maluliyet yönündeki talebinden feragat ediyoruz. Diğer taleplerimiz yönünden ıslah dilekçemiz doğrultusunda davamızın kabulüne karar verilmesini talep ederiz” beyanında bulunduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı sigorta şirketinden ZMMS poliçesi bulunan — plakalı —–sevk ve idaresinde olan otomobili ile 12/11/2007 tarihinde—- İlçesi istikametine seyir halinde —-mevkii Tır parkı girişine geldiğinde doğrultu değiştirme manevrasını yanlış yaptığı, hızını aracının teknik özelliğine ve yol durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlamadan kontrolsüz bir şekilde sağa yönelip park alanına girmek istediği esnada direksiyon hakimiyetini kaybedip anayol ile park alanı arasında bulunan emniyet korkuluğuna aracının sol ön ve yan kısmıyla çarpması sonucu trafik kazasının meydana geldiği, kazada sürücü —olay yerinde vefat ettiği, yolcular —- ve —- yaralandığı ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasının meydana gelmesinde sürücü müteveffa —– asli ve %100 kusurlu olduğu; dosya içerisindeki nüfus kaydı ve nufüs kayıt örneğine göre, davacının ölenlerin annesi ve eşi olarak mirasçısı olduğu, dosyadaki ZMMS poliçesi örneğinden —–plaka sayılı aracın kaza tarihini kapsayan davalı sigorta şirketinden geçerli sigorta poliçesinin bulunduğu görülmüştür.
Dosya aktüer bilirkişiye verilerek rapor aldırılmış, düzenlenen raporda; davacının müteveffa oğlu —- ölümü sebebiyle kızı —- 17.07.2013 tarihinde ödenen 20.092 TL, imam nikahlı eşi —– 21.12.2015 tarihinde ödenen 59.908 TL sebebiyle kaza tarihinde cari olan 80.000 TL teminat limitinin tüketildiği; ancak davanın 05.11.2014 tarihinde ikame edildiği; dolayısıyla imam nikahlı eşe ödeme yapıldığı tarihte davalı sigorta şirketinin başkaca hak sahibi olduğunu bildiği; bu nedenle KTK’nın 96/f.2 maddesinde yer alan ” Başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyi niyetli sigortacı , yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır.” düzenlemesinden yararlanamayacağı, ihmali sebebiyle oluşan zarardan sorumlu olduğu bu nedenle her üç hak sahibinin bu dava tarihi itibariyle davalıya müracaat etmesi ve bu tarihteki ücret verilerine göre, hesaplanan zararların teminat limitini aştığı; kaza tarihindeki teminat limitine hesaplanan zararların oranlaması sonucu hak sahiplerine isabet eden tutara nazaran, davacı müteveffanın annesi —– isabet eden tutarın 18.245,61 TL olduğu rapor edilmiş ve mahkemece hükme esas alınmış olup; davacının müteveffa eşi —– ölümü sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı yönünden ise —-Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —– Sayılı dosyasından verilen kararın davalı sigorta yönünden kesin hüküm sayılması sebebiyle talebinin yerinde olmadığı; davacının kendisinin maluliyetine yönelik talebinin ise 14.06.2023 tarihli duruşmada feragat etmesi sebebiyle feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ve davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden açılan maddi ve manevi tazminat taleplerininde idari yargı görevli olması nedeniyle yargı yolu sebebiyle reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden açılan maddi ve manevi tazminat taleplerinin idari yargı görevli olması nedeniyle yargı yolu sebebiyle REDDİNE,
2-Davacının maluliyete ilişkin maddi tazminat talebinin FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
3-Davacının müteveffa —- yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin —Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —- Sayılı dosyasında verilen kesin hüküm nedeniyle REDDİNE,
4-Davacının müteveffa —–yönünden 18.245,61 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
5-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 1.246,36 TL harçtan, peşin alınan 216,70 TL(Peşin Harç: 153,70 TL+Islah Harcı:63,00 TL) peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.029,66 TL harcın davalı —— tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 25,20 TL başvurma harcı, 153,70 TL peşin harç ve 63,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 241,90 TL’nin davalı—–alınarak davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafça sarf edilen 2.494,15 TL(Bilirkişi ücreti: 2.000,00 TL+Posta/Teblgat gideri: 494,15 TL) yargılama giderinin kabul ve red oranı (K:%29,79-R:%70,21) nazara alındığında 743,01 TL’sinin davalı—–alınarak davacı tarafa ödenmesine, bakiye 1.751,14 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davalı —– tarafından sarf edilen 10,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı (R:%70,21-K:%29,79) nazara alındığında 7,01 TL’sinin davacıdan alınarak davalı—-ödenmesine, bakiye 2,99 TL’nin davalı——üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
11-Davalı —— iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 3.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı—-verilmesine,
12-Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca;
aa) reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden 3.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
bb) reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan ile davalıya verilmesine,
13-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —–Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere huzurda bulunan davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.