Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1119 E. 2019/1566 K. 27.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1232 Esas
KARAR NO : 2019/1564

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2018
KARAR TARİHİ : 27/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, müvekkilinin —– maddeleri toptan ve perakende alım satımı işi ile iştigal ettiğini, tacir olduğunu; davalının ise—— isimli şahıs firmasının sahibi olduğunu; davalının müvekkilinden patates soğan gibi ürünler satın aldığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğunu; cari hesap alacağından dolayı davalı aleyhine Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —–sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu bildirerek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı, duruşmalara gelmemiş, davaya cevap vermemiş, davanın niteliği gereğince davalının icra takibine yapmış bulunduğu itiraz nedenleri dikkate alınmak suretiyle inceleme yapılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Takip konusu alacağın ticari alım satımdan kaynaklandığı iddia edilip, takibe dayanak olarak çok sayıda fatura gösterilmiş ve —— alacak ile takip için yapılan masraflar kalem kalem gösterilmek suretiyle ve vekalet ücreti de dahil edilerek toplam —- üzerinden icra takibi başlatılmış; davalı vekili vasıtasıyla yaptığı itirazında, herhangi bir borcun bulunmadığı belirtilerek borç ve tüm ferilerine itiraz edilmiş; süresinde yapılan itirazla takip durmuş, iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Takip konusu olan alacak ticari alım satımdan kaynaklandığı iddia edildiğinden ispat külfeti davacıdadır. Davacı, ticari defter ve kayıtlara dayanmış olup, mahkememizce öncelikle davalının —- kayıtları getirtilmiş olup; BA kayıtlarında davalının vergi iadesinde davacıya ait —- fatura kullandığı belirlenmiştir. Hal böyle olunca davalının davacıdan—- mal aldığı bizzat beyan ettiği BA kayıtlarından bellidir. Bununla dahi, bedelini ödediğini ispat külfeti davalıya geçmiş kabul edilmelidir.
Mahkememizce, ticari defter ve kayıtlarında incelenmesine karar verilmiş, her iki tarafında tacir olması nedeniyle ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeleri hususunda—- tarihinde kurulan inceleme kararı ile sonuçları belirtilmek suretiyle ihtarat yapılmış; davalıya iş bu duruşma tutanağı tebliğ edilmiş; inceleme gününde davacının ticari defter ve kayıtlarını ibraz ettiği, davalının defter ve kayıtlarını ibraz etmediği tespit edilmiştir.
Davacının ibraz edilen ticari defter ve kayıtlarında, davalıdan alınan alacağının —-olduğu, davacı kayıtlarında bunun alacak olarak ve takip tarihi itibariyle kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı ise kendisine yapılan tebligata rağmen ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemiş olup; bu konudaki Yargıtay ——. Hukuk Dairesinin—– tarihli kararında;
“Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, işin tamamlanıp teslim edildiği halde gerek iş bedelinden gerekse nakdi teminat kesintilerinden olmak üzere——- alacağın ödenmediğini ve İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı iş sahibinden alınarak teslimi gereken tamamlama sertifikası sunulmadığından alacağın istenebilmesi koşulları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş mahkemece tamamlama sertifakaları sunularak edimin yerine getirildiğini davacı tarafın ispatlayamadığı, ödemezlik def’inde bulunma hakkı bulunan davalının itirazında haksız sayılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 Sayılı mülgâ BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş talep edilen alacağın kanıtlandığı ancak icra inkar tazminatı talep etme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek hüküm kurmak olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.”
Şeklindeki hükmünden de anlaşılacağı üzere ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeyen davalı, davacının iddialarını davalı kayıtları ile incelenmesi ve doğrulanması imkanını ortadan kaldırdığından; davacının ticari defter ve kayıtlarından ortaya çıkan durum ve özellikle davalının —- kayıtlarından ortaya çıkan durum çerçevesinde davacı kayıtlarındaki — yönünden borçlu kabul edilmiş; bu miktar üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş; ancak takipten önce temerrüt ihtarı bulunmadığından takip talebinde her bir fatura yönünden gösterilip, asıl alacak içine katılan işlemiş faizler için itirazın iptaline karar verilememiş; icra takibinde icra masraf ve icra vekalet ücreti icra müdürü tarafından hesaplanacağı, takip talebi içinde gösterilemeyeceği için davacı tarafın icra takibi kalemleri içinde gösterdiği o kalemler yönünden de herhangi bir karar oluşturulmaksızın aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
Hükmedilen kısım, ticari alım satımdan kaynaklandığı ve likit olduğundan davalının da bu miktara itirazında haksız bulunduğundan inkar tazminatına da hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile;
Takibin—- asıl alacak ve bu asıl alacağa takipten itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin ( işlemiş faiz yönünden ) reddine,
———–icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
Alınması gereken —— nispi ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan —- mahsubu ile eksik —- harcın davalıdan alınıp, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan—–başvuru harcı ve peşin ilam harcı ile —– ile bilirkişi inceleme ücreti — kabul ve ret oranı gereğince ———–kısmının toplamı ——- davalıdan alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki — gereğince —- nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu