Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1107 E. 2021/526 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1107 Esas
KARAR NO : 2021/526
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2018
KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Mahkememizde görülen Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili——— % 50 ortakları olduğunu, Davalının bunun dışında aynı sektörde faaliyette bulunan ——— isimli bir şirketi olduğunu, Bu iki şirketin, aynı adreste faaliyet gösterdiğini, müvekkili, tarafların ortak olduğu şirkette işleri getiren kişi olup, 3. kişilerle irtibatı sağlayan, sahada çalışan kişi olduğunu, davalı tarafın, ortak olunan şirketi, sadece kendi şirketine karşı borçlu duruma düşürmeye çalıştığını ve müvekkili kasıtlı olarak saf dışı bırakmak için kötü niyetle davrandığını, Müvekkilin ticari ve kişisel itibarını zedelemek için haksız ve asılsız suçlamalarda bulunarak, müvekkili maddi ve manevi zarara uğrattığını, Müvekkilin şirketteki makam odasının kapısı davalı tarafından kilitlenerek, müvekkilin girmesi ve odadaki belgelere ulaşması engellenmeye çalışıldığını, davalı —- tarafından müvekkili aleyhine —- tarihinde,——— suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı tarafından müvekkili aleyhine yapılan kötü niyetli ve haksız suç duyurusu savcılık tarafından yapılan araştırmalar neticesinde ——— tarihinde karara bağlandığını, haksız yapılan suç duyurusunun incelenmesi sonucu ”Kovuşturmaya Yer Olmadığına” yönünde karar verilmiş olup, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin ilgili soruşturma dosyasında her ne kadar suçsuz olduğu ortaya çıkmış olsa da suçsuzluğu ispatlanana kadar geçen süreçte —– kasıtlı olarak yapılan bu suç duyurusu dolayısıyla ticari hayatında maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, davacı müvekkili aleyhine yapılan haksız suç duyurusu ile şirket çalışanlarına ve ticari iş yaptığı bir çok şirket ve yetkililerine karşı zor duruma düştüğünü, davalının haksız rekabet yaptığını belirterek Tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, asgari —maddi zararının, ayrıca müvekkilinin uğramış olduğu ——— manevi zararın davalı taraftan ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini, haklı davalarının kabulünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca huzurda ikame edilen davanın haksız ve mesnetsiz olup, redde mahkum olduğunu, dava dilekçesindeki beyanların tamamen soyut olup, net somut bir iddia ileri sürülemediğini, davacının ne gibi maddi zarara uğradığını açıkça belirtmediğini, vekil eden davacıyı hiçbir maddi zarara uğratmadığı gibi aksine davacı yanın müvekkilini büyük bir maddi kayba uğratmış olup, bu konuda yargılaması devam eden davaların olduğunu,—— tüm işleri yarım bırakarak şirketten ayrılmak istediğini, bu suretle şirketin ve vekil edenin zarara uğramasına neden olduğunu, davacının, vekil edenin kilitli odasına çilingir çağırmak sureti ile açtırdığını ve şirkete aitolan fatura ve resmi belgeleri alarak işyerini terk ederek, şirketi ve vekil edeni zarara uğrattığını, davacı şirket hesabındaki bedelleri kendi hesabına aktardığını ve geri iade etmediğini, bu hususun da hesap hareketlerinin incelendiğinde ortaya çıkacağını, müvekkilinin bu durum üzerine yasal şikayet hakkını kullandığını, müvekkilince hizmet nedeni ile görevi kötüye kullanma suçundan savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, savcılıkça taraflar arasında ticari ihtilaf olduğundan ve uyuşmazlığın bu yolla çözülmesi gerektiğinden bahisle takipsizlik kararı verildiğini, ancak burada usul ve yasaya uygun yollarla yasal şikayet hakkının kullanılmasının tazminat alacağına yol açmayacağını, aksi durumun hukuk ve hakkaniyet arayışını ortadan kaldıracağını, bu nedenlerle dava dilekçesindeki bu beyanlarının da asla kabul etmediklerini, ———- kararları ışığında, hak arama özgürlüğü ve yasal şikayet yolunun hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olmasının zorunlu olmadığını, şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığının yeterli olduğunu, bazı delil ve emarelere dayanılarak gerçekleşen bir şikayet ya da açılan ceza davası sonunda verilen beraat kararının, soyut olarak o şikayet veya davanın hukuka aykırı olduğunun delili sayılamayacağını, bu nedenlerle savcılık şikayetinin nedeni ile manevi tazminat talep edilmesinin hukuk ve hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu, davacı yanın iddia ettiği gibi haksız rekabet girişiminin asla söz konusu olmayıp, aksine davacının babası ile yeni bir şirket açıp, ortak olunan şirketteki işleri bu şirket üzerinden faaliyete devam ettiğini, bu durumda haksız rekabet girişiminde bulunanın da davacı olduğunu,——- ile haklı nedenlerle ortaklıktan çıkma ve kar payı davası açıldığını, ——— dosyasında da yargılamanın devam ettiğini belirterek uğranılan zararlar ve diğer hakları saklı kalmak kaydıyla; öncelikle belirttikleri dosyaların bekletici mesele yapılmasına, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Mahkememizce uyuşmazlığın, davacı ile davalının dava dışı —- ortakları oldukları ve ortaklıktan çıkma için—— dosyasında dava açıldığı, uyuşmazlığın ortaklık devam ederken davalının bir başka şirket sahibi olarak davacı aleyhine haksız rekabette bulunup bulunmadığı ve davalının yapmış olduğu ——- şikayet nedeniyle kişilik hakları zedelenmiş ise manevi tazminat talep edilip edilemeyeceği ve miktarı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
———- soruşturma dosyasının örnekleri,—— Sayılı dosyası ve —— dosyaları incelenmiş,——– sayılı davalarının halen derdest olduğu anlaşılmış, davacı vekiline talep ettiği —- maddi tazminatın davacı adına varsa ayrı bir şirket adına mı davalı ile ortak oldukları şirket adına mı, hangi konuda istendiğine ilişkin HMK 119/1-ğ-ı-f-g md. gereğince açıklama yapması için 1 haftalık kesin süre verilmesine, usulüne uygun olarak kesin süre gereği yerine getirilmediği taktirde maddi tazminat yönünden davanın açılmamış sayılacağı hususu ihtar edilmiştir.
Davacı vekili dilekçe ile müvekkili davacının asgari —— olarak bildirdikleri maddi tazminat taleplerinin kaynağının öncelikle davalı yanın müvekkili davacı ile beraber kurdukları ve her ikisinin de ——ortak oldukları —— şirket aleyhine müvekkiline karşı ortaklık hükümlerine aykırı iş ve işlerinin yine ortak olunan şirketle aynı alanda faal davalıya ait şirket üzerinden ortak şirkete karşı haksız rekabetinden kaynaklanmış olduğunu bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı itibarı ile davacı, davalının —— ortak olduğunu, kendisinin de aynı oranda ortak olduğunu belirterek, davalının ortak olunan şirketi, sadece kendi şirketine karşı borçlu duruma düşürmeye çalıştığını ve davacıyı kasıtlı olarak saf dışı bırakmak için kötü niyetli davrandığını, davacının ticari ve kişisel itibarını zedelemek için haksız ve asılsız suçlamalarda bulunarak haksız rekabet yaptığını ileri sürmüş, fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik —- maddi ve ——– manevi tazminatın davalıdan alınıp kendisine verilmesini istemiş; oysa davalının haksız rekabet teşkil eden eylemleri dava dışı şirket ile haksız rekabet oluşturmaktadır. Davacıya yönelik haksız eylem söz konusu değildir. Dolayısıyla haksız rekabetten maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı şirkete aittir. Davacının iddia ettiği zarar bir yerde yansıma zarar niteliğinde olup, yansıma zararı talep edebileceği haller tahdidi olarak yasalarla belirlenmiştir. Bunun için yasalarımız da bir düzenleme yoktur. 3. Kişinin zararının tazmini dolaylı temsil, hasar riskinin yasal olarak yüklenilmesi, yedieminlik hallerinde kabul edilmektedir. Hatta bu durumlar dahi tartışmalıdır. Sözleşmeden kaynaklanan yansıma zararını 3. Kişinin zararının tazmini kurumundan yararlanmak suretiyle giderilmesi ancak bu haller ile mümkündür. Davamızda da böyle haller yoktur. Davacı şirket tarafından açılabilecek davayı kendisi açmıştır. Aktif dava hakkı mevcut değildir. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan 3.586,28 TL harçtan alınması gerekli 59,30 TL harcın mahsubu ile 3.526,98 TL fazla harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden maddi tazminat yönünden davalı yararına taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———- Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2021