Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1072 E. 2022/508 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1072 Esas
KARAR NO: 2022/508
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/09/2018
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ——bulunan ve donuk veya taze her türlü unlu mamullerin imalatı, imal ettirilmesi, paketlenmesi, geliştirilmesi, alımı, satımı, ithalatı, ihracatı, dağıtımı ve pazarlaması alanlarında faaliyet gösteren, bu amaçlarla ilişkili iştirakleri olan bir şirket olduğunu, davalı yan —- bulunan ve müvekkili şirketi ile benzeri alanlarda çalışan rakip bir şirket olduğunu, —-dönemde — faaliyetlerini arttırmak amacıyla girişimlerde bulunduğunu, işbu dava konusu olan fiillerin —– söz konusu girişimleri çerçevesinde müvekkil şirket aleyhine Türk Ticaret Kanun (“TTK”) 54 ve devamında yer verilen haksız rekabet eylemlerinde bulunduğunu açık bir şekilde ortaya koyduğunu, —— müvekkili şirket ile iş ilişkisi devam eden kişileri müvekkil şirket ile söz konusu ilişkilerini gerçek olmayan sebeplerle sonlandırmaya teşvik ettiğini, müvekkili şirket eski çalışanı —–müvekkili şirket bünyesinde —— ifa ettiğini ve genel müdürlük seviyesine yükseldiğini, —-ayı içerisinde — artık emeklilik hayatı sürmek istediğini ancak istifa ederek kıdem, ihbar ve benzeri ödemelerden yoksun kalmak istemediğini, müvekkili şirketin esasen kanunen yer olmamasına rağmen —-kıdem, ihbar ve benzeri ödemeleri yaparak —ile iş ilişkisini sonlandırma talebinde bulunduğunu, müvekkili şirketin de —uzun süredir devam eden ilişkisini gözeterek iyiniyete ve arz edilen istifa gerekçelerine dair güvene binaen —- istihdamının sonlandırılmasını kabul ettiğini, müvekkili şirketin davalıya son ödeme yapılmasının ertesinde —- esasen kendisini aldattığını, bu eylemin ardında ise davalı şirket —- haksız rekabet teşkil eden girişimlerinin bulunduğunu öğrendiğini, davalı yanın,—- çalışmaya başlaması akabinde ——- ve/veya iştirakleri çalışanlarını doğrudan veya dolaylı olarak —- çalışmaya ayartmak amacıyla —- ekibi üzerinden temasta bulunulduğunu ve bu durumun ilgili çalışanlarca müvekkili şirket yönetimine bildirildiğini, nitekim —- iştiraki olan ve ——— daha evvel Davalı yan tarafından ayartılmış — ekibinde yer alan ve Davalı ile şerik halinde hareket eden—– tarafından Davalı yan menfaatine doğrudan veya dolaylı olarak çalışma teklif edildiğini müvekkili şirket yönetimine bildirmeleriyle ortaya çıktığını, müvekkili şirket eski çalışanı —– zaman içindeki rolü ve geçmiş dönemde üstlendiği roller itibariyle müvekkili ———- mali bilgiler dâhil çok sayıda gizli bilgiye vakıf olduğunu,— davalı ile çalışmaya başlaması akabinde,—- bilgisayarlarında yapılan incelemeler neticesinde bahsi geçen kişinin ticari sır niteliğindeki ve emsalleri son derece pahalı çalışmalar neticesinde — yaptırılan—— —- —- tarihinde işten ayrılmadan iki gün önce yani —– tarihinde kendi şahsi e-mail adresine aktardığı ve bu surette şirket gizli bilgilerini izinsiz olarak elde etmiş olduğunun tespit edildiğini, ilgili şahsın söz konusu bilgileri henüz işten ayrılmadan çok sayıda görüşme ile sabit olduğu üzere temas ettiği, ve işten ayrılması ertesinde de iş ilişkisine girdiği rakip şirket davalı — aktarmak gayesine sahip olduğu izahtan vareste olduğunu, –yanı sıra, ——– girdiğini, söz konusu kişilerin, müvekkili şirket çalışanlarına müvekkil şirkete ait ticari sır niteliğindeki aylık ciro ve iade oranları şeklindeki gizli bilgilerin sızdırılması amacıyla girişimlerde bulunulduğunun açıkça tespit edildiğini, bu çalışanların —– yönlendirmesi dışında hareket ettiklerini varsaymanın hayatın olağan akışına aykırı olacağını belirterek davalı yanın haksız rekabet teşkil eylemlerinin tespitine ve menine, HMK 107. Maddesinde tanımlandığı şekilde işbu belirsiz alacak davasının kabulü ile tam rakamı bilirkişilerce tespit edilecek ancak harca esas değer olarak —-gösterilen maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan avans faizi ile birlikte tahsiline ayrıca —- Tutarında manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; dava konusu edilen alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirket — olduğunu, davanın —–Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerekirken mahkememizde açılmasının usule aykırı olduğunu, davanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı müvekkilin davacı şirkete karşı haksız rekabet teşkil eden hiçbir eyleminin bulunmadığını, davalı müvekkil şirketin, —-yılından beri iki kuşaktır unlu mamuller üreten, özellikle de paketlenmiş —— geçmeyen, pişmiş, taze ürünler üreten, kalite ve lezzet yönünden piyasada —— üretim, dağıtım ağı bulunan köklü bir firma olduğunu, müvekkili şirkette satış müdürü olarak işe başlamış olan—- davacı şirketin bir diğer şirketi olan —- şirketi olan — müdürlük yapan ve işten ayrılan —-müvekkil şirkette işe başlamasının sebep gösterilerek haksız rekabet hükümlerine aykırı davranıldığı iddiasıyla işbu huzurdaki haksız davanın açıldığını, —–mamuller üreten bir şirketin müdürlüğünü yaptığını, müvekkili firma halihazırda ——- satmadığını, —- yıldan beridir çalıştığı firmanın dondurulmuş ve yarı pişmiş ürünler ürettiğini, Müvekkil şirketin ise pişmiş, taze ürünler üretip sattığını, müvekkilin üretmiş olduğu ürünlerin yapısı, şekli, ürünlerin satış alanı ile —- daha önceden çalışmış olduğu şirketten tamamen farklı olduğunu, müvekkilinen üretip sattığı——– günlük raf ömrü varken davacı şirketin ürettiği donuk ürünlerin —-arasında değiştiğini, hiçbir somut veriye ve delile dayanmayan, sırf davacının donuk gıda satan başka bir şirketinde çalışmış olan —— davalı şirkette satış müdürü olarak işe başlamış olmasının haksız rekabet hükümlerine aykırı bir fiil olduğu iddia edilerek açılan davanın hiçbir hukuki ve haklı sebebinin bulunmadığını, haksız rekabete aykırılığın aynı zamanda bir haksız fiil olduğunu, haksız fiilin gerçekleşmesi için; hukuka aykırı bir fiil, kusur, zarar, illiyet bağı hususlarının oluşması gerektiğini, hukuki sebepler göz önünde bulundurulduğunda; müvekkil şirketin hiçbir hukuka aykırı ve kusurlu fiilinin bulunmadığını, davacının müvekkili yüzünden uğradığı bir zararının olmadığının anlaşıldığını, —– davacı şirket sırlarını ve market anlaşma bilgilerinin müvekkil şirkete sızdırıldığı yönündeki iddialarının tamamen gerçek dışı, yersiz olduğunu, müvekkilinin iştigal konusu—- daha önce çalışmış olduğu donuk ürünler üreten davalı ile farklı olduğundan davalının şirket sırları ve market anlaşmalarınının müvekkilinin bilmesinin kendisine hiç bir menfaat ve fayda sağlamayacağını, müvekkilinin böyle bir bilgiye de ihtiyacının olmadığını, davacı şirketin başka bir şirketinde müvekkilin iştigal konusunun dışında —— çalışmış olan—– müvekkili şirkette satış müdürü olarak işe alınmış olmasının müvekkilin haksız rekabet hükümlerine aykırı davranmış olduğunu göstermeyeceğini, bu durumun tek başına 6762 sayılı TTK’nın 56. maddesinde ifade edilen haksız rekabet kapsamı içinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, — tarihinden itibaren eski iş yeri olan —- işvereni ile yaptığı anlaşmaları neticesinde işten ayrılarak — tarihinden itibaren müvekkili şirkette satış yönetmeni olarak işe alındığını, müvekkili şirket tarafından üretim ve dağıtımı yapılan ürünlerin kendi— biriminde geliştirildiğini ve bu —— üzerindende uzun yıllardır satış gerçekleştirildiğini, —- alındıktan sonra müvekkilin üretim şeklinde ekmeklerinde hiç bir ilave ürün eklenmediğini, müvekkili şirketin davacı ile iş ilşkisi devam eden kişileri ayartıp davacı yandaki işlerine son vermeleri hususundaki iddialarının mahkememizi yanıltmaya yönelik gerçek dışı iddialar olduğunu belirterek yetki itirazının kabulü ile davanın öncelikle usulden reddi ile dosyanın yetkili —-Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile zamanaşımı itirazımızın kabulüne, cevap ve delil dilekçelerinin kabulü ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, TTK 54 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın; davalı tarafın davacı şirket aleyhine haksız rekabet oluşturan eylemlerde bulunduğunun iddia olunduğu, iddia olunan haksız rekabet teşkil eden eylemlerin tespitine, menine HMK 107 maddesi uyarınca —- maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ve —- tutarında manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi istemi noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraflara delillerini ibraz etmeleri için yasal süreler tanınmış, tarafların dayandıkları tanıklar yeminli olarak usulünce dinlenmiş,
Tanık dinlenimden sonra—– tarihli raporu düzenleyen uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmış,Bilirkişi raporundan sonra davacı vekilinin rapora itirazları ve inceleme talepleri değerlendirilmiş, tüm deliler çerçevesinde sonuca gidilmiştir. Mahkememizce dava reddedilmiş olup, Zira, —- davacı şirketin sicil kaydı ve—— kayıtlı olan davalı şirketin sicil kaydına nazaran her iki şirketin iştigal sahalarının birebir aynı olmadığı, Bizzat davacı tanığı tarafında da açıkça belirtildiği üzere davacı şirketin donuk unlu ürünler üzerine yoğunlaştığı, bu çerçevede —– ürettikleri, davalı şirketin ise taze unlu mamuller ürettiği, taze ekmek üretip satma işine yoğunlaştığı; bu çerçevede davacı tarafın mamulleri uzun süre bozulmadan rafta kalırken davalının ürettiği mamullerin raf ömrünün —– kadar kısa ömürlü olduğu;Unlu mamullerle ilgili sahanın çok geniş olduğu, sadece unlu mamul üretmekle firmaların aynı iştigal sahası içinde ve haksız rekabete konu olacak biçimde faaliyette bulunduklarının kabul edilmesinin mümkün olmadığı;Davacı ve davalının ürettiği unlu mamullerin açıkça birbirinden farklı ve ayırt edici özellikte olduğu,
Öte yandan haksız rekabetin davacının eski çalışanı —-, davacı yanından çıktıktan sonra davalı şirkette hemen göreve başlaması ve hatta iş görüşmelerini davacı şirkette çalışırken gerçekleştirmesine dayandırıldığı, Bu hususun —- yönünden haksız rekabetten kaynaklı davaya sebep olabileceği ancak davalı şirket yönünden; —-olması sebebi ile şahsın davacı şirkette çalışmış olmasının işe alınması yönünden sakınca doğuracağının bilinemeyeceği;
Öte yandan davacının iddia ettiği, —- tarafından “ticari sırların davalı şirkete kullandırıldığı” iddiasının ispat edilemediği, hangi ticari sırrın ne şekilde kullandırıldığına dair somut hiçbir açıklamanın yapılamadığı; kaldı ki yukarıda izah edildiği üzere şirketlerin——– farklı alanlarda çalışıyor olmalarından dolayı sır ifşasının esasen mümkün görülmediği, Her ne kadar davalı vekili ticari defter ve kayıtların incelenmesini istemiş ve bu konuda uzman görüşü sunmuş ise de; bu incelemenin dosyaya bir değer katmayacağı, zira her iki şirketin farklı alanlarda mamul ürettikleri; öte yandan davacı şirketin kendisinden ayrılan müşterileri varsa bunları ismen bilip, artık bunların kimden ürün aldıklarını da bilmelerinin sektörün gereği olduğu, böyle bir durum gerçekleşmiş olsa davacı tarafın firma isimlerini bildirerek —– sonra bu müşterilerin kendilerinden ayrılıp davalı şirketle ilişkiye girdiklerini bildirmesi gerekeceği bu hususta hiçbir bildirimin bulunmadığı; oysa davanın bir hukuk davası olduğu ve ancak delilleri somut olarak sunulması halinde ticari defter ve kayıtların bu çerçevede inceletilebileceği, Ortada davacı şirketten ayrılıp davalı şirkette kısa süre içinde işe başlayan bir çalışanın olduğu, davacı şirket ile — arasında rekabet yasağını içerin bir iş akdinin bulunmadığı, unlu mamuller sektöründe çalışan birinin farklı bir iş kolunda çalışmasının mümkün olmadığı, ama bu sektörde çalışan davalı şirketin de kendisinden farklı mamuller üreten bir şirketten çıkan şahsı işe kabulde bir sakınca görmemesinin hayatın olağan akışı içinde değerlendirileceği, bu çerçevede—— ile davacı şirketin yöneticisi arasındaki maillerle gerçekleşen yazışmaların, yazışanları bağlayacağı; davalı şirketin bunlardan haberdar olduğunun ispat edilemediği,Bu çerçevede davalı yönünden haksız rekabetin yaratılmadığı, bu hususun mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı, Tüm dosya kapsamına nazaran oluşmayan haksız rekabetten dolayı maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 4269,38 TL. Harçtan mahsubu ile bakiye 4.188,68 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Hüküm tarihindeki AAÜT gereğince maddi tazminat sebebi ile 15.825,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, reddedilen manevi tazminat yönünden ise 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda karşı açıkça okunup anlatıldı. 22/06/2022