Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1067 E. 2020/372 K. 18.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1067 Esas
KARAR NO: 2020/372
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/06/2018
KARAR TARİHİ : 18/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, —- tarihinde davalı —-aracılığıyla—- kargo gönderimi yapıldığını, bu gönderime konu ürünlerin —-irsaliyede belirtildiğini; dava konusu —- adet kargonun muhatabına ulaştığını ancak bir adet kargonun kaybolduğunu belirterek kargo içinde bulunan ürünlerin kaybı nedeniyle davalı şirketin bir miktar ödemeyi yapmayı kabul ettiğini ancak teklif ettikleri bedelin çok az olması nedeniyle müvekkili tarafından teklifin kabul edilemediğini, kaybolan ürün bedellerinden davalı kargo şirketinin sorumlu olması sebebiyle aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının haksız bir itirazla bu icra takibini durdurduğunu belirterek;———- dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, söz konusu taşımada müvekkili şirkete izafe edilebilecek hiç bir kusur bulunmadığını, müvekkili tarafından taşımaya konu kargonun eksiksiz ve sağlam olarak alıcısına teslim edildiğini; kargonun müvekkiline teslim anında herhangi bir değer belirtilmediğini; içeriğinin beyan edilmediğini, manifestosu —– kargonun —— gönderilmek üzere müvekkili şirketin —- şube personeli tarafından —- tarihinde teslim alındığını, —- numaralı faturanın düzenlendiğini, davaya konu kargonun hasarsız olarak alıcıya teslim edildiğini, alıcının itirazı kayıtsız olarak kargoyu aldığını, eşyanın niteliği ve değerinin taşıma anında ve kargoya tesliminde beyan edilmediğini; davacı tarafından kaybolduğu iddia edilen ürünlere ilişkin faturanın 4 sene önceye ait bir fatura olduğunu, bu faturanın hiç bir zaman müvekkiline gönderilmediğini, iddianın gayriciddi olduğunu; tazminata hükmedilmesini gerektiren koşulların bulunmadığını; müvekkili tarafından bir miktar ödemenin teklif edilmesinin müvekkilinin sorumlu olduğu sonucunu doğurmayacağını zira olayın davalık olmaması için böyle bir miktarın teklif edildiğini yoksa kaybolmadan kaynaklı bir sorumluluğu kabulü söz konusu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Takip konusu olan alacak, kargoda kaybolduğu iddia edilen emtiaya ilişkin olan bir alacak olup, davacı, davalı aleyhine —- asıl alacak,— işlemiş faiz olmak üzere toplam —– üzerinden icra takibi başlatmış asıl alacağa da takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep etmiştir. Davalı ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş, bu itirazında ikametgahlarından dolayı yetkili icra dairesinin —– İcra Daireleri olduğu ya da sözleşmenin ifa yeri olan ———– İcra Daireleri olduğunu belirtmek suretiyle yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığını bildirerek icra takibine yetki yönünden itiraz etmiş ayrıca takibe konu alacaktan dolayı da borçlu olmadıklarına dair alacağın esasına ilişkin itirazlarını da bildirmiştir.
Mahkememizde ilk celsede icra dairesinin yetkisine itirazı ele almış ve taraflar arasında akdi ilişki bulunduğundan BK 89. Madde gereğince davacının ikametgahındaki icra dairesi de yetkili bulunarak icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın reddine karar verilmiş, davanın esasına girilmiştir.
Mahkememizce olayla ilgili tüm taşıma evrakları kargo şirketinden celp edilmiş, davacının faturaları alınmış, tarafların ticari kayıtları üzerinde incelemeye karar verilmiş, uzman muhasebe – finans bilirkişisi tarafından rapor düzenlenmiş, tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Bilirkişi raporunda, 6102 sayılı yasanın 880/1 maddesi gereğince taşıyıcının eşyanın tamamen veya kısmen ziyandan dolayı tazminat ödemekle sorumlu olduğunu, bu tazminatın eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanması gerektiğini bildirmiş; davalı kargo firmasının davalı —– müdürlüğüne gönderdiği—- tarihli yazıyla davacının bildirdiği faturadan kaynaklı kaybı nedeniyle —– ödeme yapılmasını bildirdiği; bu yazıdan da davalı tarafça esasen bu faturadan kaynaklı kaybın kendilerinde gerçekleştiğini kabulünün gerektiği; mahkemece de bu kanaate ulaşılması halinde alış bedeli üzerinden — mal bedelinin — olduğu hesaplanmıştır. Bilirkişi bu hesaplamayı ———— gönderdiği yazıya dayalı olarak tespit etmiş olup, o yazıdaki fatura üzerinden malların teslim tarihi ve teslim yerindeki değeriyle belirlemiş olup, mahkememizce de bu tespit kabule şayan bulunmuş; son celsede davacı vekilince de açıkça belirtildiği üzere davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarın bir temerrüt ihtarı niteliğinde olmadığı bu sebeple takipten önce davalı şirketin temerrüte düşürülmediği nazara alınarak takipte işlemiş faiz talep edilemeyeceği; satılan bir mal söz konusu olmadığı için—– talep edilemeyeceği nazara alınarak sadece—- asıl alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, bu alacak likit olduğundan inkar tazminatına da hükmedilmek suretiyle aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının——– dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile;
Takibin- —–asıl alacak ve buna takip tarihinden itibaren işleyecek %9 yasal faiz uygulanarak devamına,
Bunun dışında kalan fazlaya dair tüm itirazın iptali taleplerinin reddine,
3.456,22 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Alınması gereken 236,09 TL harçtan peşin olarak alınan 214,53 TL harcın mahsubu ile eksik 21,56 TL harcın davalıdan alınıp, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan 258,53 TL harcın tamamı ile 7 davetiye gideri 56,00 TL’nin ve bilirkişi inceleme ücreti 1.200,00 TL’nin kabul ve ret oranı gereğince, 244,36 TL’sinin toplamı 502,89 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince kabul ve reddedilen kısımlar üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücretleri maktunun altında kaldığından ve vekalet ücreti de asıl alacağı geçemeyeceğinden davacı lehine 3.456,22 TL vekalet ücreti taktirine, davalıdan alınıp davacıya verilmesine; reddedilen kısım için ise 3.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davacı yönünden reddedilen miktar sebebiyle karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———– Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak, davalı yönünden ise kabul edilen miktar sebebiyle kesin olarak verildi. Açıkça okunup, usulen tefhim olundu.18/09/2020