Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1053 E. 2020/434 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1053 Esas
KARAR NO : 2020/434

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2018
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülen Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında —– adresinde bulunan fabrika binasında ifa edilmek üzere 109/1 numaralı — hizmet sözleşmesinin akdedildiğini, davalının sözleşmede yer alan fesih hükümlerine riayet etmeksizin 24.06.2015 tarihinde göndermiş olduğu yazı ile hiçbir sebep belirtmeksizin sözleşmenin 30.06.2015 tarihinde sona erdirileceğinin bildirildiğini, davacının bu bildirimin sözleşmenin fesih şartlarına uygun olmadığını bildiren 29/06/2015 tarihli yazısının ardından yine sözleşmeye aykırı olarak hizmetin 30/06/2015 tarihinde sonlandırılmasını istediğini ve müvekkilinin davalının isteği üzerine ——— şirketine devrederek sonlandırdığını, taraflar arasındaki güvenlik hizmet sözleşmesinin 10-a maddesi ve yine aynı sözleşmenin 4.b maddesinde sözleşmenin sona erme süresinden 60 gün önce taraflardan birinin fesih bildiriminde bulunmaması halinde sözleşmenin aynı şartlarla uzayacağının kabul edildiğini, davalının sözleşmeye aykırı hareket edildiğine ilişkin hiçbir yazılı ihtarda bulunmadığını, davacının hem sözleşme hükümleri çerçevesinde hem de 5188 sayılı kanun çerçevesinde üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini beyanla, davanın kabulü ile haksız fesih nedeniyle davacı şirketin uğramış olduğu zararlar ve mahrum kaldığı kazanca karşılık şimdilik 5.000,00- TL’nin 01.07.2015 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücret-i vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında akdedilen ve 01.04.2015 tarihinden 31.12.2015 tarihine kadar geçerliliği öngörülmüş olan sözleşmenin müvekkilinin gördüğü lüzum üzerine 11.01.2015 tarihinde feshedildiğini, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, taleplerinin hukuken karşılığının bulunmadığını, müvekkilinin davacıya karşı herhangi bir borcunun olmadığı gibi, davacının taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden dolayı hiçbir zarara uğramadığını, davacının hiçbir kazanç kaybının söz konusu olmadığını, davacmın bir şirket olarak personelin aylık kazancını “mahrum kaldığı kar” kapsamında saymasının hukuken kabul edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir borcun varlığı kabul edilecek olsa dahi borcun zamanaşımına uğradığını beyanla, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve ücret-i vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle — sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle uğranılan zararın davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında 01/04/2015 – 31/12/2015 tarihleri arasında —–imzalandığı ve sözleşmenin davalı tarafından 30/06/2015 tarihinde fesh edildiği ihtilafsız olup, ihtilafın sözleşme davalı tarafından sözleşme koşullarına aykırı şekilde fesh edilmiş ise davacının talep edebileceği mahrum kaldığı kazanç varsa miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle, davacının 1 aylık kazanç kaybının 4.116,20 TL olduğu, sözleşmenin 30.06.2015 fesih tarihinden 31.12.2015 bitiş tarihine kadar davacının talebine binaen hesaplanan kazanç kaybı ve sözleşme 10. maddesi kapsamındaki önel süresine göre kazanç kaybı hesaplamalarının yapılmış olduğu, davacının 60 gün önel süresi için talep edebileceği kazanç kaybı ve faiz hususundaki tespit ve değerlendirmeleri hususunda takdirin mahkemeye bırakıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin 09/04/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini 10.800,00 TL artırarak toplam talebinin 15.800,00 TL olduğu, eksik harcı tamamladığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın taraflar arasında 01.04.2015-31.12.2015 tarihleri arasında güvenlik sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmenin davalı tarafından 30.06.2015 tarihinde fesh edildiği hususunun ihtilafsız olduğu,sözleşmenin süresinden önce fesh edildiği tespitinden sonra davacının süresinden önce fesih haksız bir şekilde fesih edilmiş ise talep edebileceği tazminatın davanın konusunu oluşturduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 10/a maddesinde sözleşmenin fesih koşullarının düzenlendiği, davalı tarafından gönderilen ihtarda ” görülen luzum üzerine sözleşmenin fesih edildiği,ve davalı tarafından hizmetin 01.07.2015 tarihinden itibaren dava dışı———–alındığı, tarafların sözleşmenin ayakta kaldığı süre içinde birbirlerinden alacak hakkının yapılan defter incelemesine göre bulunmadığı, davalı tarafından gönderilen fesih ibarı öncesi ve sonrasında sözleşme hükümlerinin ihlal edildiğine ilişkin bir delil bulunmadığı, davacının davalı yan ile sözleşme ile kararlaştırılan .süre için sözleşmenin devam edeceğine güvenerek kendi bünyesinde işçi istihdamı dahil teçhizat ve düzenleme yaptığı, ve davacının sözleşmenin sağlayacağı menfaatlerden uzak kaldığı, TBK 112 maddesi gereğince davalının soyut olarak ” görülen luzun üzerine ” açıklaması ile sözleşmeyi fesih etmesinin haksız fesih niteliğinde olduğu, ancak TBK 114 yollaması ile 52 maddesine göre davacının davalıdan sözleşme sonuna kadar temin edeceği meblağı isteyemeyeceği, davacının giderleri düşüldükten sonra aylık kazanç kaybının 4.116,20 TL olduğu, sözleşmenin 10. Maddesine göre davacının fesih önel süresi olan 60 gün için kazanç kaybı talep edebileceği buna göre yapılan hesaplamada 8.232,40 TL nin dava tarihinden itibaren taraflar tacir olmakla 3095 S.Y nın 2/2 maddesi gereğince avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Davanın KISMEN KABULÜ ile 8.232,40 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 562,36 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak yatırılan 85,39 TL harç ile 185,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 291,97 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden —vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılmış 35,90 TL başvurma harcı, 85,39 TL peşin harç ve 185,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 306,29 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 2.625,00 TL masraf olmak üzere toplam 2.870,29 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 1.495,53 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılmış tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 150,00 TL yargılama giderinden reddedilen kısma isabet eden 71,84 TL’ sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.