Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1020 E. 2021/318 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1020 Esas
KARAR NO : 2021/318

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2018
KARAR TARİHİ : 14/04/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine başlatılmış olan icra takibine davalı tarafından yetki ve borç itirazı yapıldığını, fakat davalının yapmış olduğu borç itirazının kısmi bir itiraz olmadığını, yetkili icra müdürlüğüne gönderilen icra dosyasına tekrar itirazını sunan davalının——borca itiraz ettiğini, yine kısmi olarak değil borcun tümüne itiraz ettiğini, müvekkilinin hakkını istikrarlı ve ısrarlı şekilde araması üzerine gerçeklerin açığa çıkmasından endişe etmiş olan davalı ——vermiş olduğu cevap dilekçesinde ise, kısmen borçlu olduğunu iddia ettiğini, icra müdürlüklerinde borcun tamamına, huzurdaki davada ise borcun bir kısmına itiraz ettiğini, davalının, dava ve icra takibi yönünden kötü niyetli olduğunun bu tutarsız tutumundan açıkça anlaşıldığını, Davalı borçlunun dilekçesinde bahsetmiş olduğu—- kişilerden kastının müvekkili firmada 3 yıldır aktif ve sigortalı olarak çalışmakta olan, —- olduğunu, söz konusu doktorun sürekli olarak — firmasında görevli olan —– olmadığını, ara sıra asıl görevli ——— yerine hizmetin aksamaması için gittiğini, davalı borçlunun —- gelmediklerini sadece ayda bir ——- gönderildiği iddiasının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, ——- her iş yeri ve iş kolunun belirlendiği çalışma süresince—– gerektiğini, her firma için bu sürelerin belli olduğunu, bu sürenin ne fazlası ne de daha eksiğinin verilmesinin mümkün olmadığını, bu hizmetin düzenli ve zamanında verildiğinde —- suretlerinin mevcut olduğunu, mahkemeye sunulduğunu, davalı borç üst—- —- haftada bir denetim ve gözetim yaptıklarını, buna ilişkin raporları —-olduğunu, ayrıca bu denetimler sırasında müvekkili firmanın da bulunma zorunluluğunun mevcut olduğunu ve tüm denetimlerde de görev aldığını, bu denetimlerde görev aldığına dair tutanaklarda da imzasının bulunduğunu, buna ilişkin evrak ve görüntülerin sayın mahkemeye sunulduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —-, davacı firma tarafından sözleşme gereği şartların yerine getirilmediğini, sözleşme şartlarına uyulmadığı gibi —- gelmediğini ve ayda bir defa —- gönderdiğini, bu sebeple davalı firmaya ödeme yapılmadığını, muhasebe kayıtları incelendiğinde—- borcu kabul ettiklerini, kalan bakiyenin asıl alacak, işlemiş faiz, avukatlık ücreti ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirterek kalan bakiyenin tüm ferileriyle birlikte reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, celp edilen——–dosyasının incelenemesinde; davacı tarafın 19.020,00 TL asıl alacak, 984,87 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.004,87 TL alacağın tahsili için icra takibi başlattıkları, davalı tarafın süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın, taraflar arasındaki işyeri hekimliği —- düzenlenen sözleşme nedeni ile bakiye alacakla ilgili davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve takibin devamı istemi noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
—– tarihli bilirkişi raporunda özetle; Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden; Tacir olan davacının yasal ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; 2014 yılına ilişkin yevmiye ticari defterlerinin açılış tasdikinin süresinde yapılmadığı, —- sunulmadığı, 2015 yılına ilişkin yevmiye, defteri kebir açılış tasdiklerinin TTK hükümlerine göre zamanında yapıldığı, kapanış tasdiklerinin sunulmadığı,—-, Davalı defterlerinin incelenmesi için davalı şirket ve vekiline ulaşılmaya çalışılmış ise de dava dosyasında — bulunmadığından ve yapılan araştırmadaki irtibat numaralarından da kendilerine ulaşılamadığından davalının yasal ticari defter ve belgeleri temin edilerek üzerinde inceleme yapılamadığı, Davacı Alacağı Yönünden: Dava konusu icra takibi dayanağı cari hesap alacağını oluşturan faturalar tutarından 16.675,00 TL’lik kısmının davalının kabulünde olduğu, hizmet gereği gibi ifa edilmediği iddiasıyla kısmi olarak itirazının bulunduğu, ayrıca davacı tarafından mahkemeye sunulan noter tasdikli—- ifasının yapıldığını gösteren bir karine olduğu, hizmetin aksamaması amacıyla sözleşmede ismi belirtilen doktor yada — şirket bünyesinde bulunan başka uzmanlarında görevlendirilebileceği bunun sözleşmeye aykırılık taşımadığı, davacı tarafından verilen hizmete ilişkin karinelerin oluştuğu, aksinin ispat yükünün davalı tarafa geçtiği, davalı davacı tarafından verilen hizmetin eksik veya ayıplı yapıldığına yönelik davacı şirkete göndermiş olduğu, ihtar, ihbar, usulüne uygun başkaca somut bir delil bilgi ve belge sunamadığından yapılan işin eksik / ayıplı yapıldığının dosya kapsamında ispata muhtaç kaldığı, takip konusu tutarın ödendiğine ilişkin dava dosyasında sabit olan dekont vb. ödeme belgesi de bulunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde —hesap alacasını talep edebileceği, Faiz: davacı tarafından sözleşme kapsamında verilen hizmete ilişkin olarak tanzim edilen faturaların tebliğine ilişkin isim imza bulunmasa da faturaların her ay düzenli olarak tanzim edilmiş olması nedeniyle, faturanın tanzim tarihindeki ayın son günü muaccel olacağının kabulünün gerektiği, işbu kabul tanzim tarihi– olan faturalar için uygulandığında davalı aleyhine tutar teşkil edeceği, mezkur faturalar yönünden sözleşmede belirlenmiş olan faturanın tebliğinden itibaren 5 gün içinde öder hükmünün uygulanmasının ve cari hesap alacağını oluşturan—hesaplamaya dahil edilmesi gerektiği değerlendirilerek, bu kabule ve yıllık %9,00 yasal faiz oranına göre aşağıdaki tabloda aktarıldığı gibi 1.482,44 TL işlemiş faiz hesaplandığı, ancak taleple bağlılık şereği 984,87 TL faiz talep edebileceği, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunan asıl alacağı için 3095 s.k m.1/1 kapsamında yasal faiz talebinin yerinde olduğu, Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, dosyanın mevcut delil durumuna göre Davacının; Davalı tarafından ——— dosyasına yapmış olduğu itirazın hükmolunacak davacı alacağı yönünden iptalini isteyebileceği, Ancak, Sayın Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize —– tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, İCRA İNKAR TAZMİNATI VE sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı kanaatlerine ulaşılmıştır.
Tarafların tacir oldukları, davacı tarafından davalı aleyhine fatura alacağına bağlı alacak nedeniyle takibe başlandığı, tarafların tacir olması nedeniyle her iki tarafından ticari kayıtları üzerinde mali müşavir tarafından inceleme günü verildiği, davalı inceleme günü ticari kayıtlarını sunmadığı, davalı ticari kayıtlarını sunmayarak karşı tarafın iddiasını kendi kayıtları üzerinde teyit etme imkanı tanımadığı, bu nedenle davacı tarafından verilen hizmete ilişkin karinelerin oluştuğu, davacı tarafından verilen hizmetin eksik veya ayıplığı yapıldığına yönelik talepler davalı tarafından ispat edilemediği, davacının ——incelemede davacının davalıdan 19.020,00 TL asıl alacağının bulunduğunun tespit edildiği, bu nedenle davanın kabulüne, asıl alacağın fatura alacağına bağlı olması nedeniyle likit olduğu bu nedenle asıl alacak olan 19.020,00 TL oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-DAVANIN KABULÜNE,
2-Davalının ——-sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynı şart ve koşullarında devamına,
3-Asıl alacak olan 19.020,00 TL’nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 1.299,26 TL harcın, peşin alınan 324,82 TL harçtan mahsubu ile bakiye 974,44 TL —– davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 324,82 TL peşin harç, 1.795,00 TL bilirkişi ücreti ve posta giderleri olmak üzere toplam 2.155,72 TL’ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf yararına —uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı.