Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1017 E. 2021/847 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1017 Esas
KARAR NO: 2021/847
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/09/2018
KARAR TARİHİ : 26/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkili şirketin kozmetik ürünlerin satış ve pazarlama faaliyetleriyle iştigal ettiğini; bu kapsamda davalı şirkete de muhtelif tarihlerde fatura karşılığı mal satımı yaptığını; taraflar arasındaki cari hesaba göre müvekkilinin alacaklı olduğunu; tüm tüm uyarılara rağmen davalının ödemeye yanaşmaması üzerine– sayılı dosyasıyla davalı aleyhine takip başlattıklarını, –davalının icra dosyasına vekalet ücreti ve icra harçları da dahil ——– ödemeden sonra da kalan kısmına kısmen itiraz ederek bu haksız itirazla takibi durdurduğunu belirterek, davalının itirazdan sonra ancak davadan evvel de —- daha ödeme yaptığını belirterek, icra takibine konu kalan alacağın ödenmediğini bu nedenle davalı tarafından ödenmeyen alacak yönünden takibin devamına, itirazın iptaline karar verilmesini ve davalıdan %20 inkar tazminatı tahsiline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, taraflar arasında —- numaralı tedarikçi sözleşmelerinin bulunduğunu; sözleşmelerde ödemenin satıştan – sonra–ki her ayın ikinci ve dördüncü —— kararlaştırıldığını; yine sözleşmenin— müvekkili şirketin davacıdan alacaklı olması halinde bu alacağın borçtan mahsup edilmek suretiyle ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını; davacının takipten önce —tarihli ihtarla — alacağının ödenmesini ihtar ettiğini; bunun üzerine müvekkili şirket tarafından——olduğunu; —-sunulan itiraz dilekçesinde de —-olarak icra dairesine ödendiğini; o tarih itibariyle satışı gerçekleşmiş ancak vadesi gelmemiş —- ise henüz satış yapılmamış ürünler olması sebebiyle vade tarihlerini beyan edemediklerini; takip tarihi itibariyle vadesi gelecek hakkı bulunmadığını; ——- ilişkin vadesinde ödenecek tutarların zamanı geldiği için icra takibi başladıktan sonra icra dairesine ödendiğini; satıştan ödeme sisteminde vadeler, tedarik edilen ürünün müvekkili şirket kasalarından geçişi yani satılmasının ardından —– vadesi takip eden günlerde tedarikçi firmaya ödeme yapılacağı şeklinde ticari ilişkinin yürütüldüğünü; tahakkuk etmiş bir alacağı bulunmadığından müvekkili şirketin temerrütünün bulunmadığını; icra dairesine beyan edilen henüz vadesi gelmemiş alacaklar yönünden ödeme yapılırken temerrüt bulunmadığından ferilerinin ödenmeyeceğinin itirazda bildirildiğini; davacının vadesi gelmeyen alacaklarını icra takibine koyduğunu; bu nedenle davanın reddine karar verilip davacının %20 kötü niyetli takip tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafından, davalı aleyhine ——- üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren —- faiz uygulanmak suretiyle tahsilatın yapılması talep edilmiş; davalı itiraz etmeden önce — ödemede bulunmuş, alacağın kalan kısmına KISMİ İTİRAZDA bulunmuş; kısmi itiraz üzerine ödenen kısım dışında kalan miktar yönünden icra takibi durmuş, iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Taraflar arasındaki kozmetik ürünler üzerinden mal tedariki ilişkisi kurulduğu ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki ihtilaf, icra takibi anında davacının davalıdan tahsil edilmemiş ve muaccel olmuş alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı hususunda toplanmaktadır.
Davalı taraf, yazılı olarak ödeme şeklinin kararlaştırıldığını, buna göre davacının tedarik ettiği ürünlerin —-tarafından satışını takip eden — sonraki her ayın ikinci veya dördüncü —- günleri yapılacağını savunmuştur. Davacı taraf cevaba cevap dilekçesiyle, bu tür bir ödeme vadesinin şirket yetkilisince imzalanmadığını, müvekkili şirketi temsil yetkisi —- mal teslim eden alelade bir işçileri tarafından bu sözleşmenin imzalandığını, bu nedenle vade şeklini düzenleyen bu tedarikçi sözleşmesinin davacı şirketi bağlamayacağını ileriye sürmüş; davalı vekili ise, ikinci cevap dilekçesinde, sözleşmeyi imzalayan—- davacı şirketi bağladığını, taraflar arasındaki mailleşmelerden belli olduğunu; tüm bu maillerden şahsın şirketi bu iş için temsil ettiği ve şirket tarafından da bu hususun benimsendiğinin belli olduğunu savunmuştur.
Taraflar arasındaki sözleşmeler incelendiğinde,—– sözleşmenin ödeme şekli işaretli bölümünde ” satıştan ödeme seçeneği ——- verdiği siparişler baz alınarak hesaplanacağı ” yazıldıktan sonra açıklama bölümünde —- olup karşılıklı takip edilecek düzenlemesine yer verildiği; aktive primleri bölümünde alım kutusu seçeneği işaretlenerek ” %20 oranının ” maktu form üzerine elle yazıldığı, diğer bölümünde genel kampanyalarda yapılan indirimlerin —–perakendecinin tedarikçinin kendisine iletilen talepleri onaylayıp onaylamadığını, onaylıyorsa kapsamını aynı yolla derhal perakendeciye bildirmekle yükümlü olduğunu; taraflar arasında mutabakat sağlanmakla ısmarlanan emtia konusunda taraflar arasında iş bu sözleşme şartlarıyla anlaşma sağlanmış ve tedarikçi mücbir sebepler haricinde söz konusu emtiayı teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiği; perakendecinin sürekli veya asgari bir sipariş verme yükümlülüğü veya tedarikçinin teslim etmek istediği her ürünün satış için kabul etme yükümlülüğünün bulunmadığının düzenlendiği; perakendecinin sevk edilen malı almayabileceğinin düzenlendiği;—– yürürlüğe –girmesinden önce mutabık kılınan emtia fiyat listesinin tedarikçi tarafından perakendeciye teslim etmekle yükümlü olduğunu; bu fiyat listesinde yapılacak değişikliklerin değişikliğin yürürlüğe girmesinden —gün önce perakendecinin ilgili pazarlama birimine bildirilmesinin zorunlu olduğunu; aksi taktirde fiyat artırımının uygulanamayacağı;—– perakendecinin sahibi bulunduğu mağazalarda üçüncü kişilere arz edileceği, perakendeci kabul edilen malların fatura bedellerini varsa kendi alacaklarını mahsup etmek suretiyle sözleşmenin —- kabul usulünün tamamlandığı tarihten itibaren iş bu sözleşme ve eklerinde belirtilen sürelerde tedarikçiye ödemekle yükümlü olduğu; sözleşmenin — perakendeci tarafından satış artırıcı tüketici hedefi kampanyalarının düzenlenebileceği, tedarikçinin bu kampanyalara ilişkin karşılamakla yükümlü olduğunun bildirildiği;
Bu sözleşmenin süresinin iki yıl olarak belirlendiği,
—tedarik sözleşmesi başlangıcı —- sözleşmede de, sözleşme kapsamının yukarıda incelenen diğer sözleşme ile aynı olduğu sadece farklı olarak genel kampanyalara yapılan indirimlerin —- firma tarafından karşılanacağı ve sözleşmenin kategorisinin kozmetik cilt bakımı ve ağız bakımı olarak sınırlandığı görülmüştür. Bu sözleşmenin süresi de iki yıldır.
Bu çerçevede dava değerlendirildiğinde, sözleşmenin kesin satım sözleşmesi mi? yoksa satım için bırakma —- olduğu değerlendirilmiş ——- kararlaştırılan bir bedel mukabilinde bir malı diğer tarafın kendi adına ve hesabına satması için ona teslim ettiği, diğer tarafın (alanın) muayyen bir bedel ödemeyi veya malı geri vermeyi taahhüt ettiği sözleşmeler olduğu; satım için bırakma sözleşmesinde tarafların malın üçüncü bir kişiye satılması yönündeki ortak bir amacının bulunmasının ayırıcı özellik olduğu; taraflar arasındaki sözleşmenin ” emtianın perakendeci tarafından satılması ” kenar başlıklı 6. Maddesinde ” tedarikçinin sözleşmenin yürürlüğe girmesinden önce mutabık kalınan emtia fiyat listesinin perakendeciye teslim etmekle yükümlü olduğu; bu fiyat listesinde yapılacak değişikliklerin, değişikliğin yürürlüğe girmesinden en az —- önce perakendecinin ilgili pazarlama birimine bildirmekle zorunlu olduğu aksi taktirde eski listedeki fiyatların geçerli olacağı ” düzenlemesinin bulunduğu; buradan da satılacak ürünün fiyatının davacı tarafından belirlendiği, yine sözleşmenin 3. Maddesinde istediği ürünü iade hakkının bulunduğu, davacının o vakit geri almakla yükümlü bulunduğu yine ayrıca davalının – %20 aktive primine hak kazandığı düzenlemelerin birlikte incelenmesinde; davalının mağazasında satılan ürün fiyatının davacının belirlediği dolayısıyla ortada SATIM İÇİN BIRAKMA, bir başka anlatımla konsinye satış bulunduğu kesin satış sözleşmesinin taraflar arasında söz konusu olmadığı; bu kararlaştırmanın —- maddesinde düzenlenen ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedarik amacıyla yapılan sözleşmelere uygulanan hükümlere aykırılık teşkil etmediği; satım için bırakma sözleşmelerinde asıl satışa aracı olan kişiye değil, son alıcı olan üçüncü kişiye satış yapıldığından taraflar arasındaki ilişkiye —– maddesi arasındaki hükümlerin uygulanacağı; bu nedenle satım için bırakma sözleşmelerine uygun olarak düzenlenen ve ancak davacının şirket yetkilisince el yazısıyla yazılmadığı için kabul etmediği vade şartının taraflar arasında bir bütün olarak mevcut olan satım için bırakma sözleşmesine uygun olduğu; vadeyi davacı şirket adına kabul eden —– şirketin yetkilisi olmadığı, temsil yetkisinin olmadığı hallerde temsil olanın sonradan icazet vermesinin bu noksanlığı tamamlayacağı; temsil yetkisinin olmaması ve temsil olunanın icazet vermemesi halinde hukuku muamelenin şirketi bağlamayacağı, imza atan yetkisiz şahsın zararı ödemekle mükerref olacağı nazara alınarak yapılan incelemede; yetkisiz temsilcinin yaptığı işleme ya da sözleşmeye temsilci tarafından verilen icazetin biçime bağlı olmadığı, açık olacağı gibi örtülü icazetinde söz konusu olabileceği; —– kayıtlarında da yer almadığı; ancak bu şahsın davacı şirketin iş geliştirme ve ticaret müdürü olduğu; adı geçenin daha önceki —- kapsamında da —- sözleşmede de imzası bulunduğu dolayısıyla davacı şirketin ticari vekili gibi hareket ettiği, yine davacı şirket ile —– arası yapılan bir çok yazışmada da isminin geçtiği; davalı deliller arasında sunulu davacı şirket unvan ve kaşesi altında imzalı -bakiyesinin kasa çıkışının sonlanması— nedeniyle iş bu yazının tebliğinden itibaren —– bu yazı tarihinden itibaren düzenlenecek faturalara ilişkin ödemelerinde fatura tarihinden itibaren ——– içinde yapılmasını, süresinde yapılmayan faturalar nedeniyle vade farkı uygulanacağının; yeni dönem içinde geçerli olacak sözleşme koşullarının karşılıklı görüşmek üzere dönüşünü rica ederiz ” şeklinde yazının bulunduğu; davacı şirket tarafından bahse konu sözleşmelerin bilindiği,
Hal böyle olunca önceki sözleşmelerin benimsediği ödeme şeklinin — sözleşmelerinde de yine aynı kişi tarafından imzalandığı; dava dışı —- bilgisi dahilinde olduğu konusunda mahkememizce kanaat oluşmuş ve bu ödeme şeklinin davacıyı bağlayacağı kabul edilmiş;
Miktar yönünden taraf delilleri toplandıktan sonra ticari defter ve kayıtlar inceletilmiş, itirazın iptali davalarında takip tarihinde alacak miktarının belirlenmesi cari olduğundan; mali müşavir bilirkişinin ek raporundaki tespitler mahkememizce hükme esas alınmış; davacının takip tarihi itibariyle bizzat kendi defterine göre alacak miktarının —- olduğu ancak yukarıda izah edilen ödemenin gerçekleşeceği —— durumla ilgili kararlaştırma sebebiyle bu miktardan davalı– stoklarında yer alıp henüz satılmamış- icra takibi esnasında –vadesi gelmeyen alacak olarak mahsup edilmiş; bakiye —- takip tarihi itibariyle satılan mala göre alacak tutarının doğduğu belirlenmiş, bundan sözleşmeler gereğince düşülmesi gereken ve yerinde olan davalının—— sebebiyle —düştüğünde takip tarihi itibariyle asıl alacak miktarının — olduğu belirlenmiş; davalının icra dosyasına kısmi itirazda bulunmadan önce ödediği—- düşülmesiyle icra takibinin – daha asıl ala–cak kaldığı mahkememizce belirlenmiş; bu asıl alacağa da mali müşavir bilirkişi ek raporunda muaccel olduğu tarihle takip tarihi arasında hesaplanan — işlemiş faiz uygulanması gerektiği tespit edilmiş; itirazdan sonra ve vadesi geldikçe yapılmaya devam edilecek — ödemelerin de, ödeme tarihlerine göre icra müdürlüğü tarafından nazara alınmak suretiyle hüküm kurulması uygun bulunmuş; bu çerçevede icra takibine itirazdan sonra gerçekleşen —- ödemenin de icra müdürü tarafından nazara alınmasının takibin sıhhati yönünden uygun olacağı tespit edilerek hüküm oluşturulmuştur.
Davalı, —— üzerinden yaptığı itirazında haksız bulunduğundan bu miktar üzerinden %20 inkar tazminatına karar vermek gerekmiş;
Davalı da davacıdan kötü niyetli takip tazminatı talep etmişse de, taraflar arasındaki akdi ilişkinin ve icra takibine konu edilen mal bedellerinin karşılığı olan malların davalıya teslim edildiği; alacağın bir senaryo olmadığı sadece taraflar arasındaki sözleşmeye nazaran vadesi gelmediğinden ötürü reddedilen kısım içinde davacı kötü niyetli takipte bulunduğu kabul edilemeyeceğinden davalının kötü niyetli takip tazminatı talebi reddedilmiş;
Aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının ——– dosyasına yaptığı kısmi itirazın KISMEN İPTALİ ile;
Takibin; davalı borçlu tarafından itiraza uğramayıp icra dosyasına ödenen 135.971,53 TL’nin yanında ve buna ek olarak takip tarihi itibariyle 180.135,62 TL daha asıl alacak ve 1.924,74 TL’de işlemiş faizi üzerinden devamına,
İcra dosyasına itirazsız olarak 135.971,53 TL olarak ödenen ödemenin dışında ve bu ödemeden sonra gerçekleşecek tüm ödemelerin icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
180.135,62 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
Fazlaya dair davanın reddine,
Davalının kötü niyetli takip tazminatı talebinin reddine,
Dava açılırken yatırılan 28.370,86 TL peşin karar harcından alınması gereken 12.380,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 15.990,86 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 12.415,90 TL peşin ilam harcı ve başvuru harcının tamamı ile 14 elektronik 8 normal tebligat tutarı 189,00 TL ile 4.000,00 TL bilirkişi inceleme ücretinin kabul ve ret oranı gereğince, 313,82 TL’lik kısmının toplamı 12.729,72 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 21.059,45 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden—– nispi vekalet ücretinin de davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde — Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.26/11/2021