Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1009 E. 2021/151 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1009 Esas
KARAR NO: 2021/151
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,davacı şirket ile davalı şirket arasında mal alım satıma dayalı ticaıi bir ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkil şirket tarafından davalı şirket aleyhinde başlatılan icra takibine konu alacağın hesap dönemi sonunda cari hesap ekstresindeki bakiye borç olduğunu ve —- —— sonunda ortaya çıkan ——–borç tutarının davalı tarafça müvekkil şirkete ödenmesi gerektiğini, davalı şirketin hesap dönemi sonunda ödemesi gereken tıorcu ödememesi üzerine ——dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalı yarım bu takibe haksız yere itirazda bulunduğunu iddia ederek, davalarının kabulüne, davalı borçlunun ——- iptali ile takibin devamına, %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle;davalı şirketin davacı şirkete cari hesap ekstresinden kaynaklanan herhangi bir borcunun olmadığı, davalı şirket cari hesap ekstresinde yer alan ve davacı yana verilmiş olan ——bedelli iki adet çekin karşılığının ödendiğini, davacı yan tarafından dava dilekçesinde cari hesaptan kaynaklanan borcun olduğu iddiasında bulunulduğunu, bu durumun hukuki gerçek ile bağdaşmadığını, davacı şirketin kötü niyetli olarak takibe itiraz edildiğinden icra tazminatı talep ettiğini, esas kötü niyetlinin müvekkil davalı şirketçe davacıya verilmiş olan kıymetli evrakların muhasebeleştirmeyerek yanlış beyanda bulunana davacı şirket olduğunu, cevap dilekçesi ekinde sundukları çeklerin bankadan suretlerinin talep edilmesinin ve ödemesinin yapılıp yapılmadığının sorulmasının gerektiğini savunarak, davacı yanın haksız ve dayanaksız davasının reddine, davacının davanın değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen ——- sayılı dosyasının incelenemesinde; Davacı Takip —- tarihinde, dayanağı açık cari hesap alacağı olan, ——- değişen oranlarla işleyecek faiziyle birlikte tahsili için İlamsız Takip yoluyla İcra takibi başlatmış olduğu, ödeme Emrinin takip borçlusu davalı Şirkete ——- Tarihinde tebliğ edildiği, Takip borçlusu davalı şirketin yasal süresi içerisinde vekilleri vasıtasıyla —— tarihinde vermiş oldukları itiraz dilekçesiyle, takip alacaklısına herhangi bir borçlan bulunmadığı gerekçesiyle borca, faize ve faiz oranına itirazda bulunarak takibin durdurulmasını talep ettikleri tespit edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davalının ——–sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince itirazın iptaline yönelik olduğu görüldü, ve %20 icra inkar talebine yönelik olduğu ve kötüniyet talebine
noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı şirketin ve davalı şirketin BA-BS kayıtlarının ilgili vergi dairelerinden celp edildiği, davalının delil dilekçesinde belirttiği çekler için ——— müzekkere yazılarak çekin ibraz edilip edilmediğinin sorulduğu, bankalardan müzekkere cevaplarının geldiği görüldü.
Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için inceleme günü tayin edilmiş olup; mali müşavir bilirkişinin görevlendirildiği, inceleme gününde davacı vekilinin ve davalı vekilinin geldiği, davacı vekilinin yerinde inceleme talep ettiği, dosya üzerinde inceleme yapmak suretiyle dosyada mübrez bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle; her türlü hukuki tavsif, nihai karar ve icra tazminatı taleplerinin takdiri yüce mahkeme’ ye ait olmak üzere, dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların usul ve yasaya uygun tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtları ve müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, davacı şirketin ——–Asıl alacak talebi üzerinden harçlandırarak itirazın iptali istemi ile davalı şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu itirazın iptali davasında; davacı île davalı şirket arasında mutabakatsızlığa yol açan ve davacı şirketin ticari defterlerinde mevcut ——– alacağın dayanağı olan vade farkı faturasının davalı şirket aleyhine borç külfeti getirip, getirmeyeceği hususlarında takdirin yüce mahkemeye ait olacağı, yüce mahkemenin davacının düzenlediği kdv dâhil ——tutarlı vade farkı faturasının davalı şirket aleyhine borç külfeti getiremeyeceği yönünde hüküm kurması halinde, davalı şirketin takibe yapmış olduğu itirazın yerinde olacağı, yüce mahkemenin davacının düzenlediği ——- vade farkı faturasının davalı şirket aleyhine borç külfeti getirebileceği yönünde ——– hüküm kurması halinde ise, davacı şirketten davalı şirketten ticari defter kayıtlarında mevcut ——alacağı talep edebileceği hususlarındaki görüş ve kanaatini bildirilmiştir.
—tarihli duruşmanın ——- nolu ara kararınca; davacı vekilinin itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş olup; dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Dosyada mübrez ek bilirkişi raporunda özetle; davacı vekili tarafından beyan ve itiraz dilekçesi ekinde sunulan ———- teslim/tesellüm belgeleri, ———— yazışmaları hususunda takdir yüce mahkemenin olup, dava konusu faturanın davalı şirkete tebliğ edilip, edilmediği, tebliğ edildi ise itiraz edilmemiş olmasının davalı şirket aleyhine borç külfeti getirip, getirmeyeceği hususları da uzmanlık alanım dışında kalmakta ve hukuki değerlendirmeyi gerektirmekte olup. takdirinin yüce mahkemeye ait olabileceği,davacı şirket ile davalı şirket arasındaki mutabakatsızlığa ve işbu davaya konu ihtilafa yol açan ve davacı şirketin ticari defterlerinde mevcut —– alacağın dayanağı olan vade farkı faturasının davalı şirket aleyhine borç külfeti getirip, getirmeyeceği hususları hukuki değerlendirmeyi gerektirmekte olup, takdirinin yüce mahkemeye ait olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
——– tarihli duruşmada davalı vekili beyanında: ” müvekkil şirkete tebliğ edilmiş bir fatura bulanmamaktadır” demiştir.
—– tarihli duruşmada davacı vekili beyanında:Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında vade farkına ilişkin alacakları vardır. Bu hususta herhangi bir ihtilaf yoktur, fatura davalıya tebliğ edilmiştir. davamızın kabulüne karar verilsin, dava dilekçemizdeki diğer delillerimize dayanmak istemiyoruz ” demiştir. Davalı vekili beyanında : ”davacı tarafından faturanın tebliğine ilişkin dosyaya sonradan sunulan belgelere muvafakatimiz yoktur, davacı vekilince kargo teslim tutanaklarında içeriğinde fatura olduğuna ilişkin herhangi bir ibare geçmemektedir. Davanın reddine karar verilsin ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olup, Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için inceleme günü tayin edilmiş olup; mali müşavir bilirkişinin görevlendirildiği, inceleme gününde davacı vekilinin ve davalı vekilinin geldiği, davacı vekilinin yerinde inceleme talep ettiği, dosya üzerinde inceleme yapmak suretiyle dosyada mübrez bilirkişi raporu da dikkate alınarak, davacı île davalı şirket arasında mutabakatsızlığa yol açan ve davacı şirketin ticari defterlerinde mevcut ——alacağın dayanağı olan vade farkı faturasının davalı şirket aleyhine borç külfeti getirip, getirmeyeceği hususu olup, davacının düzenlediği ———-vade farkı faturasının davalı şirket aleyhine borç külfeti getiremeyeceği, davacı vekilince ——— tutanaklarında içeriğinde fatura olduğuna ilişkin herhangi bir ibare içermediği ispat yükünün davacıda olduğu, davacının son duruşmada dava dilekçesindeki diğer delillere dayanmayacağını belirttiğinden, vade farkı istenebilmesi için bu konuda taraftarlar arasında bir sözleşmenin bulunması veya vade farkı ile ilgili benimsenmiş bir uygulamanın mevcut olması gerekeceğinden ——–
Dosya kapsamı ve toplanan delillere ve özellikle taraflar arasında vade farkı ile ilgili bir sözleşme bulunmamasına ve bu konuda bir teamül bulunmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN REDDİNE,
1-Davalının kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine,
2-Peşin alınan 380,94 TL harçtan alınması gerekli 59,30 TL harcın mahsubu ile 321,64 TL fazla harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendilerini vekil ile temsil ettiklerinden AAÜT uyarınca davalı yararına taktir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacının yatırmış olduğu gider avansından artan tutar varsa hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 23/02/2021