Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/936 E. 2018/535 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/936
KARAR NO : 2018/535

DAVA : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 16/05/2018

Mahkememizce verilen ……. tarihli ilamın Yargıtay temyiz incelemesi sonucunda (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2015/18326 esas 2017/4404 karar) verilen bozma ilamı uyarınca mahkememizce yapılan yargılama sonucunda ;
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin 26/03/2008 tarihinde ….plakalı . … …….101429,94 TL bedelle davalı şirketten satın aldığını, iş bu aracın 13/05/2009 tarihinde…… yük boşaltırken aniden sağ ön lastiğinin patlaması sonucunda aracın fiber kısmının içeriden parçalandığını, bu hasar sonucunda davalı şirkete başvurulduğunu ve davalı tarafından tamir bakım işleri yapılarak aracın kendilerine tesliminin sağlandığını, iş bu araçla 22/08/2011 tarihinde Konya’dan İstanbul istikametine seyir halindeyken dorsede tamirat noktasından başlayıp büyük bir hasar gördüğünü ve davalının servisine çekildiğini, 15 gün serviste kaldığını, dorsenin pert olduğunun kendilerine bildirildiğini, yapılacak bir işlemde olmadığını beyan ettiklerini, davacı tarafça Kartal ….Sulh Hukuk Mahkemesinin …… D. İş sayılı dosyası üzerinden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, burada aracın hasarının tespit edildiğini, aracın …… tarihinde hasar gördüğünü, 17/01/2012 tarihinde onarımın tamamlandığını, ancak 4.5 aylık sürede aracın kullanılamadığını, dolayısıyla 61.253,44 TL maddi zararın olduğunu, bu dönem içerisinde nakliye hizmeti almak zorunda kalındığını ve 120.395,40 TL nakliye gideri ödendiğini, 58.968,00 TL gelirden mahrum kalındığını, aracın aylık kullanımının şirkete maliyetinin 24.657 TL yakıt gideri ve 1.500 TL periyodik bakım masrafı olmak üzere yaklaşık 26.157,77 TL olduğunu belirterek iş bu dorse de 22/08/2011 tarihinde gizli ayıp sonucu meydana gelen hasar nedeniyle uğranıldığı iddia olunan 128.429,90 TL zararın dava tarihinden işleyecek avans faizle birlikte tahsili talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; İş bu aracın 26/03/2008 tarihinde satın alındığını, davacının 13/05/2009 tarihinde kaza yaptığını, aynı gün davalı şirkete ait serviste onarımının gerçekleştirildiğini ve 26/05/2009 tarihinde davacıya teslim edildiğini, yaklaşık 2 yıl süre geçtikten sonra 22/08/2011 tarihinde davacının kaza yaptığını, 23/08/2011 tarihinde aracın davalıya ait servise çekildiğini , 23/09/2011 tarihinde davacının Kartal ……Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş dosyasıyla bilirkişi incelemesi talebinde bulunduğunu, 18/11/2011 tarihinde davalının iş bu D. İş dosyasındaki incelemeye itiraz ettiğini, 25/04/2012 tarihinde ise davacının gizli ayıp nedeniyle hasar tazmini iddiasıyla 128.429,90 TL bedeli talep ettiğini belirterek öncelikle …….maddesi nazara alındığında 2 yıl sürenin geçmesiyle iş bu davanın zaman aşımına uğradığını belirterek davanın öncelikle zaman aşımı süresi nedeniyle reddine karar verilmesi, aynı zamanda esas yönünden davanın reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir .
Mahkememizce 3 kişilik makine mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmış ve düzenlenen raporda özetle ”İş bu olayın meydana gelişinde seyir halinde bulunan yolların özelliğine göre kancalara yüklenen yükün bağlanıp bağlanmadığı, sürücüsünün yolun özelliklerine göre seyredip seyretmediği, yolun virajlı ve engebeli olan bölümlerinde aracın teknik özelliklere göre süratine uygun değerlere göre ayarlanıp ayarlanmadığının birinci derecede faktörler olduğunu, bu nedenle davacının 27 ay 10 günlük süre içerisinde sorunsuz ve şikayetsiz kullanması nazara alındığında 13/05/2009 tarihinde meydana gelen hasardan itibaren 22/08/2011 tarihinde meydana gelen 2. Olay karşılaştırıldığında , birinci olay neticesinde davalı tarafından yapılan küçük çapta olduğu anlaşılan hasar onarımının ayıplı bir şekilde yapılmış olduğundan kaynaklandığını söyleyebilmenin teknik çerçevede uygun ve mümkün olmadığı, bu nedenle davacının 2. Olay nedeniyle maruz kaldığı zararla ilgili olarak davalı taraftan herhangi bir talepte bulunmasının uygun ve yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davaya konu aracın satın alındığı tarih itibariyle BK 231 maddesi uyarınca 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini ve dolayısıyla davanın zaman aşımına uğradığının belirtildiği ve davalının aracı iddia ettiği gibi gizli ayıp olarak davacıya devrettiğinin kabul edilmesi halinde dahi bu kez de ağır kusuru ispatlanamadığından davanın reddine dair karar verilmiş iş bu kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince 2015/18326 esas 2017/4400 karar sayılı ilam ile ”… Davalı zaman aşımı definde bulunduğu nedenle 11/04/1940 gün ve 15/70 sayılı YİBK gerekçesinde de açıklandığı üzere zaman aşımı defi mevcut olduğu taktirde mahkemece her şeyden önce bu definin incelenmesi, gerçekleşmesi halinde artık esas hakkında incelemeye devam olunmayıp davanın reddi gerekir. Davanın usulden reddi işin esasının incelenmesine engel teşkil eder. Buna rağmen mahkemece davanın hem usulden hem esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir… ” denilerek mahkememiz ilamının bozulmasına karar verildiği ve mahkememizce 22/11/2017 tarihli celse de iş bu bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tanığı …… duruşmadaki beyanını özetle ; Davacı şirkette 2005 ve 2015 yılları arasında şoförlük yaptığını, … plakalı aracı şoför olarak kullandığını 2009 yılında yük boşaltırken aniden lastiğin patladığını, kasada açılma meydana geldiğini, 2011 yılında ise iş bu tamir yapılan kısımda açılma olduğunu, kendisinin şoförlük yaptığı esnada bu aracı kullanırken trafik kurallarına ve aracın özelliklerine göre seyir halinde olduğunu, yolun virajlı olmadığını, normal hızıyla 80 – 85 km seyir esnasında olduğunu, toplamda 19 ton civarında yük bulunduğunu belirtmiştir.
Dava TBK’nun 470 ve devamı maddelerinde belirtilen eser sözleşmesine dayalı araç tamirinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere mahkememizce önce davalı tarafça cevap dilekçesinde belirtilmiş olan zaman aşımı definin incelenmesi gerektiğini anlaşılmış ve Yargıtay bozma ilamında da belirtilmiş olduğu üzere bu inceleme sonucunda mahkememizce TBK 231. Maddesinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmıştır.
Davaya konu iş bu araç davacı tarafça, davalıdan 26/03/2008 tarihinde satın alınmıştır. O halde mahkememizce iş bu aracın satın alınma tarihi nazara alınarak zaman aşımı definin gerçekleşip gerçekleşmediği hususu incelenmiş ve BK 231 maddesinde satılanın ayıbından doğan sorumluluğuna ilişkin her türlü davanın satılanın alıcıya devrinden itibaren 2 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı, ancak satıcının ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu olması halinde 2 yıllık zaman aşımı süresinden yararlanamayacağının açık hükme bağlanmış olması karşısında mahkememizce tüm dosya kapsamı nazara alındığında davanın 25/04/2012 tarihinde açılmış olması da birlikte değerlendirilerek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
Harçlar Kanuna göre Tahsili gereken 35,90 TL hacın , peşin alınan 1.907,20 TL harçtan mahsubu ile artan 1.871,30TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Karar tarihinde ki Avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanan 13.024,39 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacının yapmış bulunduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde YARGITAY yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı.