Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/919 E. 2021/137 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/919 Esas
KARAR NO : 2021/137
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/08/2017
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının davalıdan fatura ve cari hesap bakiyesi alacağını tahsil edemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için——dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen duruşmaya gelmediği gibi herhangi bir cevap dilekçeside vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen—– sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından fatura ve cari hesap alacağından kaynaklı —asıl alacak, — işlemiş faiz olmak üzere toplam ——- davalıdan tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından yasal süresi içinde takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davacı tarafından davalı hakkında fatura ve cari hesaptan kaynaklı ürünlerin teslim etmiş ise takip miktarından bir alacağı olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, Davalı borçlu—- bulunduğundan davalının defterlerinin incelenerek bilirkişi raporu tanzim ettirilmesi için ——- yazılmış, talimat mahkemesince davalıya TK’nun 35.mad. Göre tebligat yapılmasına rağmen belirtilen sürede defterlerin sunulmaması nedeniyle bilirkişi incelemesi yapılamadığı belirtilerek talimatın bila ikmal iadesine karar verilmiştir.
Tarafların —– celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, inceleme günü davalı tarafın defterleri sunulmamış, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde —– bilirkişiden inceleme yaptırılarak bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Bilirkişi raporunda; Davacının dava dosyasına sunmuş olduğu defterleri ve cari muavinlerinden de anlaşılacağı üzere davacının davalıdan —–cari alacağı olduğu tespit edilmiştir. Davacının dava dosyasına sunmuş olduğu irsaliyelerin bazılarında teslim alındığına dair imzalar bulunduğu bu kişilerin davalı şirketin yetkilisi ya da çalışanı olup olmadığı, söz konusu irsaliyelere konu ürünlere ait faturaların davalı kayıtlarına işlenip işlenmediği hususlarında dosya kapsamında bilgi veya belge bulunamadığını bildirmiştir.
Sevk irsaliyesi davalıya ihtarlı olarak tebliğ edilerek sevk irsaliyesinde bulunan imzanın davalı şirket yetkilisine veya davalı çalışanına ait olup olmadığı hususunda beyanda bulunmaları için 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içinde beyanda bulunmadığı takdirde dosya kapsamına göre karar verileceği ihtar edilmesine rağmen herhangi bir cevap verilmemiştir.
Davalının —–celp edilip incelenmiştir.
Dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilerek Ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi Ek raporunda; Davacının dava dosyasına sunmuş olduğu defterleri ve cari muavinlerinden de anlaşılacağı üzere davacının davalıdan —– cari alacağı olduğu tespit edilmiştir. Davacının dava dosyasına sunmuş olduğu irsaliyelerin bazılarında teslim alındığına dair imzalar bulunduğu bu kişilerin davalı şirketin yetkilisi ya da çalışanı olup olmadığı, söz konusu irsaliyelere konu ürünlere ait faturaların davalı kayıtlarına işlenip işlenmediği hususlarında dosya kapsamında bilgi veya belge bulunamadığını bildirmiştir.
Davacı vekili son celsede; Taleplerimiz doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini, icra takibindeki işlemiş faizle ilgili takip öncesi temerrüt ihtarının bulunmadığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olup, tarafların ——- celp edilerek, Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmiş olmasına rağmen defterleri sunulmamış, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak düzenlenen ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, davacının defter ve kayıtları HMK hükümlerine göre usulüne uygun olduğu, davacının davalıdan —- cari alacağı olduğu,
——— tarihli kararında:
“Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, işin tamamlanıp teslim edildiği halde gerek iş bedelinden gerekse nakdi teminat kesintilerinden olmak üzere —- alacağın ödenmediğini ve ——- sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı iş sahibinden alınarak teslimi gereken tamamlama sertifikası sunulmadığından alacağın istenebilmesi koşulları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş mahkemece tamamlama sertifakaları sunularak edimin yerine getirildiğini davacı tarafın ispatlayamadığı, ödemezlik def’inde bulunma hakkı bulunan davalının itirazında haksız sayılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 Sayılı mülgâ BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile
kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki ——- kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş talep edilen alacağın kanıtlandığı ancak icra inkar tazminatı talep etme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek hüküm kurmak olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.”
Davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmaması halinde; davacının iddialarının davalı kayıtları ile teyit imkanı davalıca kaldırıldığı için; davalının bunun sonucuna katlanması gerekeceği; bu çerçevede takibin devamına karar verilmesi gerektiği; işlemiş faiz yönünden dosyada temerrüt ihtarı bulunmadığından, faturaya dayalı mal alışverişininde likit olduğu, bu nedenle inkar tazminatı talebininde kabulü gerektiği nazara alınarak davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Davalının —– Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmenn iptali ile takibin ——- asıl alacak üzerinden takip şartlarındaki hali ile aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
Davalının —– Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmenn iptali ile takibin —– asıl alacak üzerinden takip şartlarındaki hali ile aynen devamına,
Fazlaya ilişkin talebin Reddine,
2-Davalının İİK 67/2 mad. Gereğince —– üzerinden %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılmış, 31,40 TL başvurma harcı, 166,11 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı olarak toplam 202,11 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 3.359,20 TL masraf olmak üzere toplam 3.561,31 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 3.375,06 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 629,63 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 166,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 463,52 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——-Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 17/02/2021