Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/850 E. 2021/338 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/850 Esas
KARAR NO : 2021/338

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/08/2017
KARAR TARİHİ : 21/04/2021

Mahkememizde görülen yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; ———— sigortalı —————– sürücüsü bulunduğu ——— müvekkili ——– çarpması ile meydana gelen elim kaza sonucunda müvekkili —- yaralanmış ve sakat kaldığını, kaza neticesinde müvekkilinin —— koptuğunu, —– — bazılarını kaybettiğini, bu ağır yaralanma sonucu hastanede ——-kapalı halde yattığını, defalarca ameliyat geçirdiğini ve uzun bir tedavi sürecinden geçtiğtini, müvekkilinin ——sahibi olup kaza öncesi—– kendisinin ve ailesinin geçimini————— sağladığını, müvekkilinin aylık ——–aralığında olduğunu, müvekkilinin vücudunda meydana gelen hasar ve sakatlığın tüm ameliyat ve tedavilere rağmen giderilemediğini, müvekkilinin kol kaybı sonucu mesleki maluliyeti/kazanma gücü kaybının %100 olduğunu,— tarihli dilekçeleri ile davalı sigorta şirketine müracaat edilmişse de, davalı sigorta şirketince ——–numaralı hasar dosyası ile müracaatlarının değerlendirilerek “sigortalı araç sürücüsünün kazada kusurunun bulunmadığı” gerekçesi ile —— sayılı cevabi yazı ile haksız olarak taleplerinin reddedildiğini belirterek işbu belirsiz alacak davası ile talebi arttırma hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL. maluliyet tazminatının davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen—— kaza neticesinde düzenlenen kaza tespit tutanağında sigortalı ———–atfedildiğini, dava konusu kazadan dolayı müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etiklerini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun —– limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, dava konusu olayla ilgili olarak ceza soruşturma dosyasındaki tüm delillerin, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve nihayet bilirkişi raporunun temini gerektiğini, ceza dosyası ve varsa kusur durumunu gösteren bilirkişi raporu celp edildikten sonra meydana gelen kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın———–edilmesini talep ettiklerini, davacı yanın maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için —- Dairesine sevk edilerek yalnızca kaza ——- bulunan maluliyet durumu hakkında rapor alınmasını talep etiklerini, diğer yandan kusur durumu ve maluliyet belirlendiğinde dosyanın hesaplama amacıyla, ——- hazırlanabilmesi — kayıtlı uzman bilirkişiye verilmesini talep ettiklerini, ———- Genel Şartları B.2. Madde gereği müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, ayrıca dava konusu haksız fiil sonucu meydana geldiğinden ve ticari iş niteliğinde olmadığından davacı yanın ticari faiz taleplerinin reddini talep ettiklerini belirterek dava konusu kazada sigortalı araç sürücüsünün kusuru olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, —— tarihli trafik kazası nedeni ile davacının, davalıdan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı tarafça yargılama devam ederken taraflar —— sulh anlaşması yapıldığı ve bu nedenle dava konusu trafik kazası ile ilgili davalı ———– işbu dava ile talep ettikleri tazminat ve işlemiş faiz ile ferilerini tahsil ederek ibra eylediklerini, sulh kapsamında verilecek kararda tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve ücreti vekalet talebinde bulunmadığı beyanla, davalının işbu sulh beyanının kabulü neticesinde HMK 313 ve devamı maddelerine göre hüküm kurulması istenildiğini belirtir beyan dilekçesi gönderdiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekilince sunulan beyan dilekçesinde; davacı taraf ile sulh olduklarını, sözü geçen sulh anlaşması gereği davacının davadan ve fazlaya ilişkin haklarından feragat etmiş bulunduğunu, yapılan sulh anlaşması gereği, davacı taraf ile karşılıklı şekilde —– ve yargılama gideri taleplerinin de bulunmadığı, davanın feragat nedeniyle reddine; taraflarca bu hususta anlaşılmış olunduğundan vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesi istenildiğini belirtir beyan dilekçesi gönderdiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili—— tarihli duruşmadaki beyanında; sulh olduklarını, sulh nedeniyle davanın karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istediklerini, her iki tarafın da vekalet ve yargılama ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, davacı vekilinin beyanı ve taraf vekillerince mahkememize sunulan dilekçeler nazara alındığında davanın konusu kalmadığı anlaşılmakla konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmsine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş ve yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri gerek taraf vekillerinin beyanları anlaşılmış olup aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tarafların sulh olması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar kanununa göre alınması gerekli 59,30 TL. harçtan peşin alınan 31,40 TL. harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL. harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. Maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafa iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup anlatıldı.