Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/819 E. 2020/123 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/819 Esas
KARAR NO : 2020/123

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2017
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalının—– davalının ithalatını gerçekleştirdiği —- markasına ait ——- cinsi masanın ek tablasının satımı konusunda mutabakata varıldığını; ödemenin yapılmasını müteakip 3 hafta içinde tesliminin kararlaştırıldığını; davalı şirket tarafından—– başlandığının bildirildiğini; müvekkili tarafından 24.03.2017 tarihinde — bedeli KDV dahil 810,00 Euro olarak ödendiğini; davalı şirketin 29.03.2017 tarihinde gönderdiği e-posta ile üretimi ve teslimin 2017 yılı Mayıs ayının 3.haftasında tamamlanacağını bildirdiğini; müvekkili şirketin üretim ve teslime ilişkin tarihi kabul etmediğini;—– yerde üretilmesi halinde oluşacak farklılık sebebiyle teslim edilecek parçanın küçük bir parça olması sebebiyle beklenmeye başladığını; buna rağmen 2017 yılı Mayıs ayı 3.haftasında da teslimin gerçekleşmediği gibi ek tablanın akıbeti hakkında herhangi bir bilgi edinilemediğini; telefon ve e-postalara cevap verilmediğini; gönderilen ödemeye ilişkin faturanın ise gecikmeli olarak —- düzenlendiğini ancak teslimin gerçekleşmediğini, 21.06.2017 tarihine kadar iletişime geçme çabalarının sonuçsuz kaldığını; davalı şirketin 21.06.2017 tarihinde gönderdiği e-posta ile —– — yüklemesinin yapılarak ithal edileceğini, yükleme tarihi tam belli olduğunda bilgisinin müvekkili şirketle paylaşılacağının ifade edildiğini, davalının teslim ile ilgili mailinin kesinlikle kabul edilmediğini, 4 ay uzun gibi bir sürede üretilerek ithalatının tamamlanarak davacı müvekkiline teslim edilmemesini hayatın ve sektörün olağan akışına uygun olmadığını, ——sonra ek tablanın teslimine dair gelişme yaşanmadığını; taleplerine e-posta ve telefonlarına karşılık bulamayan müvekkili şirketin keşide ettiği ihtarnameyle temerrüt sebebiyle TBK.m.213 kapsamında zararlarının istendiğini, ihtarnamenin tebliğ edildiği adres ile fiili adreslerinin farklı olduğunu ihtarnamenin 10.07.2017 tarihinde davalıya ulaştığını, davalının cevabi ihtarnamesinin mesnetsiz olduğunu ödeme tarihinin 24.03.2017 olduğunu, davalının ise 24.07.2017 tarihinde teslimi yapmaya hazır olduğunu bildirdiğini, oysa satıcının 3 ay 11 günlük temerrütte olduğundan bahisle taraflar arasındaki sözleşmenin ifa zamanı olarak belirlenen 14.04.2017 tarihinden başlamak üzere aksi kanaat halinde terditli olarak davalının 29.03.2017 tarihli maili gereği 2017 Mayıs ayının 3.haftasında aksi kanaat halinde terditli olarak davalının mahkemece tespit edilecek olan temerrüt tarihinde sözleşmenin ifasının gerçekleştirilmemiş olduğundan, yaşanan gecikmeden ötürü müvekkilinin tüm zararın tazmini ve iş bu ifanın gerçekleştirilmesi için müvekkilinin bu güne kadar yaptığı tüm masraflar olmak üzere şimdilik 250,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin——–olduğunu, satımı yapılan ürünlerin sipariş üzerine —— sevk edildiğini, teslim tarihinin asgari 2,5 ay olduğunu, taraflar arasında kahvaltı barının satışına ilişkin kararlaştırma yapılırken kesin bir vade belirlenmediğini,——–gelecek bildirimin ardından, üretimden çıkan masanın sevkıyatı hakkında yükleme tarihinin sonradan bildirileceğinin belirtildiğini, davacının da bu bildirim üzerine 24.03.2017 tarihinde ödeme yaparak teslimat koşullarını zımnen kabul ettiğini, 3 haftalık teslimat taahhüdü bulunduğu iddiasının asılsız olduğunu, 24.03.2017 tarihinde siparişin— bildirildiğini, 29.03.2017 tarihinde de —gelen bilgi üzerine siparişin Mayıs ayı 3.haftasında üretimden çıkacağı ve yükleme tarihi hakkında tekrar paylaşım yapılacağının bildirildiğini, sonraki tarihlerde——– yapılan görüşmelerde masanın üretiminin hangi tarihlerde tamamlandığı ya da hangi tarihte yükleme yapılacağı hakkında davacıya kesin bilgi verilmediğini, bu süreçte müvekkilinin siparişin tamamlanması ve teslim hususunda gerekli takibi yaparak sözleşmesel edimini ifa ettiğini, davacı tarafından 29.06.2017 tarihinde ——-gönderildiğinin, —– yapılan bildirim üzerine öğrenildiğini, bunun üzerine——- tarihinde gönderdikleri e-postayla 10.07.2017 tarihinde yükleme yapılacağının davalıya bildirdiklerini, bu bilginin de aynı tarihte davacıyla paylaşıldığını, bir başka anlatımla davacının 03.07.2017 tarihi itibariyle —– sevkiyatın 10.07.2017 tarihinde başlayacağından haberdar olduğunu, ihtarnameye konu talebinin ifasındaki fiili imkansızlıktan haberdar olan davacının bu talebinin TMK.m.2 kapsamında hakkın kötüye kullanılmasından ibaret olduğunu, sözleşmenin teslimat tarihi/ifa zamanı sonradan bildirilmek şartıyla akdedildiğini, davalı tarafından bildirilen yükleme tarihinden sonra, yeni bir tarih bildirmesinin, sözleşme şartları çerçevesinde davalı tarafından bildirilen ifa zamanını değiştirmeyeceği gibi ifanın davacı tarafından bildirilen tarihte yapılmamış olmasının davalıyı mütemerrit duruma düşürmeyeceğini, TBK.m.117 hükmüne nazaran, temerrüt oluşmadığını, davacının —— tarihinde —– öğrendiğini, nitekim teslimatın da 25.07.2017 tarihinde yüklemenin ardından makul geçen sürede gerçekleştiğini, hal böyleyken, 05.07.2017 tarihinde ihtarname keşide ederek 3 gün içerisinde teslimat istemesinin kararlaştırılan ifa zamanını değiştirmeyeceği gibi borçlunun temerrüdü koşullarının oluşmadığını, davacının dahi üç farklı tarih açıklamak suretiyle gecikme tazminatı talep ettiğini, bunun dahi akit tarihi ve sonrasında davalıyı mütemerrit kılacak tarih belirlenmediğinin ikrarı olduğunu, teslim tarihinin uzamasında davalının kusuru bulunmadığını, zira davacının sipariş verirken ürünlerin özel üretim sonrası İtalya’dan geldiğini ve teslim tarihinin davalı şirketin iradesinden bağımsız, tamamen —— eylemi neticesinde belirleneceğini bildiğini; davacının yüklemenin —— tarihinde yapılacağının bilmesine rağmen, kanunu dolanmak amacıyla ihtarname keşide ederek 3 gün içinde teslimatın yapılmasını istemesinin ve bu sebeple temerrüde düştüğünü iddia etmesinin TBK.m.212 ve 213 gereği makul süre olarak nitelenemeyeceğini, davacının sebepsiz zenginleşme peşinde olduğunu savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle davalı tarafından üretilen ürünün süresinde teslim edilmemesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davalı tarafından davacının siparişi üzerine ürettirdiği ürünün taraflar arasındaki anlaşma süresinin dışında teslimi gerçekleşmiş ise davalının temerrütü olup olmadığı, gecikmeden dolayı davacının talep edebileceği giderler noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, dosya hesap bilirkişisi—- ile sözleşme konusunda uzman bilirkişi ——- tevdi edilerek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti ortak raporunda; Yapılan inceleme ve değerlerdirmeler sonucunda uyuşmazlığın bağlandığı teorik sorun saptanarak, somut olayın taraflar arasındaki mail yazışmalarına nazaran, bahse konu ürünün tesliminde nihai takdir Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere geciktiği sonucuna varıldığını, ancak davacının TBK.m.125/1 kapsamında seçimlik hakkını aynen ifa ve gecikme tazminatı yönünde kullandığı, ürünü hakları saklı kalmak kaydıyla teslim aldığı, her bir talebinin ayrı ayrı yapılan incelemesinde işaret edilen hususların takdir ve değerlendirmesinin münhasıran Sayın Mahkeme’nin yargı yetkisi dahilinde olduğu, tüm delillerin takdiri ve hukuki değerlendirmenin tamamı Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin rapora itirazları doğrultusunda ek rapor alınmak üzere dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti ek raporunda; Kök rapordaki tespit ve görüşler cari olmakla beraber, ürün bedelini peşin ödediği 4 ay sonra ürünün geldiği, bu nedenle paranın getirisinden yoksun kaldığına yönelik itiraz bakımından yapılan incelemede, ürünün normal——- üretilip gelme süreci dışında kalan 85 gün yönünden 810,00 Euro’nun 85 günlük faizinin 13,20 Euro olduğu, dava tarihindeki Türk Parası karşılığının ise 54,68 TL olduğu kök rapordaki tespit ve görüşlerin cari olduğunun kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava hukuki niteliği itibariyle davalı tarafından üretilen ürünün süresinde teslim edilmemesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın, davalı tarafından davacının siparişi üzerine ürettirdiği ürünün taraflar arasındaki anlaşma süresinin dışında teslimi gerçekleşmiş ise davalının temerrütü olup olmadığı, gecikmeden dolayı davacının talep edebileceği giderler noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Tarafların delilleri toplanarak, dosya hesap bilirkişisi ———— ile sözleşme konusunda uzman bilirkişi —- edilerek düzenlenen denetime uygun olan ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan raporda da dikkate alınarak, dava konusu kahvaltı masası olduğu anlaşılan 150 cm’lik ürünün geç teslimi sebebiyle TBK m. 50/1 hükmü gereğince davacının zarar ve miktarı somutlaştıramadığı, bununla ilgili dosyada yeterli delil bulunmadığı, davacı dava konusu ürünü TBK m. 125/1 kapsamında seçimlik hakkını aynen ifa ve gecikme tazminatı yönünde kullandığı, davacının dava dilekçesindeki avukatlık ücreti, ihtarname talepleri yargılama gideri olarak değerlendirilebileceği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılmış yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3———— tarifesi uyarınca 250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 54,40 TL red karar ve ilam harcından peşin ödenen 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.