Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/690 E. 2019/546 K. 07.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/463 Esas
KARAR NO : 2019/466
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/04/2016
KARAR TARİHİ: 17/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP:
Dava, —— dönemlerinde ve ———– dönemlerinde davacı şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak kayıp kaçak bedeli ile sayaç okuma, iletim, personel satış hizmeti ve dağıtım hizmet bedeli altında tahsil edilen şimdilik———-TL.nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla————— dönemlerinde ve —————- dönemlerinde davacı şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak kayıp kaçak bedeli ile sayaç okuma bedeli altında tahsil edilen şimdilik — TL.nin faizi ile birlikte davalılardan ————-,———ılından itibaren dava tarihine kadar olan dönemde davacı şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak kayıp kaçak bedeli ile sayaç okuma, iletim, personel satış hizmeti ve dağıtım hizmet bedeli altında tahsil edilen şimdilik —–TL.nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalı ….. AŞ.’den tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalılardan …… vekilince sunulan cevap dilekesinde; davaya karşı ilk itirazları sunmakla birlikte davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalılardan —————–vekilince sunulan ikinci cevap dilekçesinde; davanın reddi ile 6446 sayılı yasadan kaynaklanan ayrıştırma ve kısmi bölünme sebebi ile davalının dava tarafı olmadığından bahisle pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Elektrik mühendisi bilirkişisince düzenlenen bilirkişi raporuna göre; dava konusu tesisata ilişkin dosyaya ibraz edilen faturalara göre ——– 38.901,31 TL. halinde hesaplama yapıldığı, dava konusunun 6719 sayılı yasanın düzenlenmesi doğrultusunda değerlendirildiğinde takdirin mahkemede olduğu belirtilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedelinden kaynaklanan ALACAK DAVASIDIR. Davacı kendisinden daha önce tahsil edilen bu kalemlerin istirdadını talep etmektedir.
Kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarihli 2013/7- 2454 Esas – 2014/679 karar sayılı hükmü ile Anayasanın vergi ödevi başlıklı 73 maddesinde ” herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi , resim , harç ve benzeri mali yükümlülükler Kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi , resim , harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık , istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de Kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi bakanlar kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının —-ararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden Kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde — tarafından belirlenerek uygulandığından ; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin—-na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şefFaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan ——kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Davada hukuk genel kurulunun bu kararına dayalı olarak 06/05/2016 tarihinde açılmıştır.
Dava tarihinden sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasanın 21. Maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fIkrasının a-ç-d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen onuncu bent ile ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenlediği işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Maddede ” bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. Maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri , geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu DENETİMİ İLE SINIRLANMIŞTIR.
Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ve yapılan değişikliklerin 17/06/2016 yürürlük tarihinde önceki dönemde geçerli olan———kararlarına dayalı olarak tahsil edilmiş ve dava konusu edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerin ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da GEÇMİŞE ETKİLİ OLACAK ŞEKİLDE UYGULANMASI GEREKTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.
Bundan başka davanın devamı sırasında dava konusu alacağın ödenmesinin menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayrimenkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun veya Anayasa mahkemesinin iptali kararı ile davanın konusuz kalması mümkün olup davanın bu şekilde konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde; mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair bir hüküm kurulmakta olup böyle bir karar aynı zamanda dava konusu hakkın artık mevcut kalmadığının da tespiti niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde dava tarihindeki haklılık önem kazanmış olup hangi taraf haklı ise o taraf lehine yargılama gideri ve vekalet ücretinin taktiri gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/11/2009 tarih 2009/18-421 Esas – 2009/526 Karar sayılı ilamında ; benzer bir olayda ” dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, davadan sonra yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olamayacağından, dava davadan sonra yürürlüğe giren yasal değişiklik nedeniyle konusuz kalmışsa davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir” şeklindeki kararı mahkememizce nazara alınarak ;
Dava tarihi itibariyle yukarıda işaret edilen 21/05/2014 tarihli HGK gereğince davasında haklı olan ve 6719 sayılı yasa kabul edilmese talep ettiği fazladan tahsilatı geri alabilecek konumda olan davacının; dava tarihi itibariyle haklı olduğu; bu nedenle yargılama harç ve giderlerinin kural olarak HMK 326/1 maddesi uyarınca haksız çıkan aleyhine yükletileceği ve yine aynı şekilde HMK 330/1 maddesi gereğince vekalet ücretinin de dava anında haksız olan tarafa yükletileceğine ilişkin usul hukuku düzenlemeleri çerçevesinde ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 24. Hukuk Dairesinin 2016/12 Esas -12 Karar sayılı hükmü de nazara alınarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu uyarınca peşin alınan harcın mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılmış, 29,20 TL. başvurma harcı, 51,24 TL. peşin harç olarak toplam 80,44 TL. harç gideri ile tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olarak toplam 1.085,00 TL masraf olmak üzere toplam 1.165,44 TL. yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı … tarafından yapılan 91,80 TL. Yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca 2.725,00 TL: vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalılardan … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda açıkça okunup anlatıldı. 17/04/2019