Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/56 E. 2019/359 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/56 Esas
KARAR NO : 2019/359
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 13/01/2017
KARAR TARİHİ: 28/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, taraf şirketler arasında akdi ilişki bulunduğunu, davalı şirketin siparişlerine uygun olarak mal üretip, tedarik eden müvekkili ile, davalı şirket arasında “tedarik sözleşmesi” bulunduğunu; icra takibine konu olan alacağa ilişkin emtiaların müvekkilince tedarik edilip, davalıya teslim edilmesine rağmen bedellerinin ödenmediğini; sözleşmenin 34. Maddesinde fatura tarihinden itibaren en geç 60 gün içinde ödemelerin Euro bazında yapılacağı, ödenmezse aylık %1 gecikme faizi doğacağının düzenlendiğini; ödeme yapmayan davalı aleyhine müvekkilince İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün ——–sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu bildirerek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı, icra takibine vekili vasıtasıyla itiraz etmişse de; itirazın iptali davası icra takibinin devamı niteliğinde değildir. Davalının vekil ile temsil edilebilmesi için bu dosyaya da vekalet sunulması gerekir. Davalı taraf vekalet sunmamış, kendisine icra dosyasında tebligat yapılan adresine tebligat çıkartılmış, bu adresin aynı zamanda icra dosyasına itiraz dilekçesi ile birlikte bildirdiği adres olduğu; aynı zamanda———— Müdürlüğünden getirtilen adres olduğu, fakat davalının davaya cevap vermediği, duruşmalara da gelmediği görülmüştür. Bu nedenle davalı şirketin icra dosyasına yapmış bulunduğu itirazın sebepleri nazara alınmak suretiyle inceleme yapılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67. Maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, teslim edip bedelini alamadığı mal karşılığı davalı aleyhine 167.611,11 Euro üzerinden icra takibinde bulunmuş; icra takibini 01/12/2016 tarihli cari hesabına dayandırmış; davalı süresi içinde yetkili icra dairesinin Bursa olduğundan bahisle icra takibine yetki yönünden itiraz etmiş ayrıca takip konusu alacaktan dolayı da borçlu olmadığına dair itiraz etmiş; süresinde yapılan itiraz üzerine takip durmuş; iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Her ne kadar davalı taraf icra takibine yetki yönünden itiraz etmiş ise de; taraflar arasında imzalanan ve dava dilekçesinin ekinde yer alan 2015 tarihli sözleşmenin 9. Maddesinde yetki düzenlemesi mevcut olup, bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda İstanbul Anadolu Mahkemesi ve İcra Daireleri yetkili kılındığından; davalının icra takibine yaptığı itiraz mahkememizin ilk celsesinde esasla birlikte istinafı kabil olmak üzere reddedilmiştir.
Taraflar arasındaki “tedarik sözleşmesi” ihtilafsız olup, davalı taraf bu sözleşmeye itiraz etmemiştir. Mahkememizce ispat külfetinin davacıda olduğu, davacının mal teslim ettiğini ve bedelini almadığını ispat etmesi gerektiği belirlenmiştir. Davacı taraf ticari kayıtlara dayanmış olup; mahkememizce öncelikle davalının BA kayıtları getirtilmiş; daha sonra ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir.
Davacı şirketin adresi ——— olup, davacı şirket inceleme kararı çerçevesinde ticari defter ve kayıtlarını sunmuşlardır. Bilirkişi mali müşavir incelenen davacının ticari defter ve kayıtlarında bu alacağın aynen yer aldığını; ayrıca getirtilen davalı şirkete ait BA formlarında da davacının dayandığı faturaların mevcut olduğu; bir başka deyişle davacının dayandığı 12 adet faturanın davalıya ait BA kayıtlarında yer aldığı görülmüştür. Bilirkişi raporunda, davacının incelenen ticari defterlerinde, bu alacağın tespit edildiği ve sunulan davalı şirkete ait BA formlarıyla da 167.715,11 Euro malın tesliminin davalıya kanıtlandığı ancak taraflar arasında öteden beri süre gelen ticari ilişki olması nedeniyle davalının da 56.658,80 Euro ödeme yaptığı; davacının davalının yaptığı 56.658,80 Euro tutarlı ödemeyi 167.715,11 Euro tutarlı fatura borcundan değilde 2014 yılından devreden borç dahi, diğer fatura borçlarına mahsup ederek; davalıdan boşta kalan 167.715,11 Euro tutarlı 12 fatura bedelini icra takibine koyduğu; davalının bu 12 adet fatura kesildikten sonra yaptığı 56.658,80 Euro tutarlı ödemenin gerek geçmiş dönem fatura bedelleri ile gerekse 167.715,11 Euro tutarlı 12 adet fatura bedeli ile birebir örtüşmediği bu nedenle yapılan 56.658,80 Euro tutarlı ödemenin diğer fatura borcuna karşılık mı yoksa 167.715,11 Euro tutarlı 12 adet fatura borcuna karşılık mı yaptığının tespitinin gerekeceği; şayet 167.715,11 Euro tutarlı 12 adet faturadan dolayı yapmışsa ödemenin düşülerek 111.056,31 Euro borçlu olduğu, aksi takdirde 167.715,11 Euro borcunun bulunduğunun kabulünün gerekeceği belirtilmiştir.
Davalının kayıtlarınında incelenmesi kararlaştırılmış olup; 23/11/2017 tarihinde yapılan duruşmada verilen inceleme kararı davalıya tebliğ edilmiş ancak sonuçlarınında hatırlatıldığı bu ihtara rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını talimat mahkemesine ibraz etmemiş bu nedenle talimat mahkemesi olan Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davalı kayıtları inceletilememiştir.
Mevcut deliller çerçevesinde dosya değerlendirilmiş olup, davacı tarafın ticari kayıtlarında icra takibine konan miktarda alacaklı olduğunun görüldüğü; dayandığı 12 adet faturanın kendi kayıtlarında yer aldığı; kaldı ki, bu 12 adet faturanın davalının BA kayıtlarında yer alıp, vergi iadesinde de kullanıldığı; bu nedenle davacı tarafın dayandığı 12 adet faturadaki malları teslim ettiğinin kabulü gerektiği ancak bu faturaların kesilmesinden sonra davalı tarafın 56.658,80 Euro ödemesinin bulunduğu; bu nedenle söz konusu ödemenin önceki alacaklarına ilişkin olduğunu ispatla da davacının sorumlu olduğu; davacı tarafın önceki alacaklarına ilişkin bedeli ödenmemiş faturaları sunmadığı, onlara ilişkin BA kayıtlarına dayanmadığı; bu hususa bilirkişi raporunda açıkça işaret edilmesine rağmen davacı tarafın “bilirkişi raporuna itiraz etmediklerini” bildirdiği; başkaca bir delili kalmadığını da bildirdiği nazara alınarak; davacı tarafın, dayandığı 12 adet faturalardan daha sonra yapılan davalı ödemesini önceki borçlara mahsup etmesi ile ilgili işleminin doğru olduğunu ispat edemediği; bir başka deyişle bu faturalardan önce de bedeli ödenmemiş teslimlerin bulunduğunu ileriye sürmediği, belgelendirmediği; bu durumda fatura tarihlerinden sonra yapılan ödemelerin takibe konan alacağa ilişkin olduğunun zorunlu olarak mahkememizce kabul gördüğü;
Faturaya dayalı mal teslimine ilişkin alacağın likit olduğu, bu nedenle davacının inkar tazminatı talebininde kabul edilen miktar üzerinden hüküm altına alındığı;
Takibin döviz üzerinden yapıldığı, bu nedenle yerleşik uygulama ve Yargıtay kararları gereğince harç hesaplamasının dava tarihindeki Euro, vekalet ücretinin ise karar tarihindeki Euro üzerinden yapılarak;
Aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün ——– sayılı dosyasına yapmış bulunduğu itirazın kısmen iptali ile;
Takibin 111.056,31 Euro üzerinden ve bu bedele takip tarihinden itibaren devlet bankalarının 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca Euro’ya 1 yıllık mevduatlı ödenen en yüksek faizi uygulanmak suretiyle devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
454.884,95 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
Peşin alınan harcın mahsubu ile eksik 22.401,15 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinden, 8.703,44 TL harcın tamamı ile 10 tebligat gideri 120,00 TL ile 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 110,00 TL talimat giderinin kabul ve ret oranı gereği 817,55 TL’sinin toplamı 9.520,99 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 41.710,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.28/03/2019