Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/487 E. 2018/1241 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/487 Esas
KARAR NO : 2018/1241

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2017
KARAR TARİHİ : 12/12/2018

Mahkememizde görülen Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıyla dava dışı ——— Adi Ortaklığı arasında ——————— parselde yer alan taşınmaza ilişkin Arsa Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi (—————) konusunda anlaşma bulunduğunu; anılan proje kapsamında ———————— davalıdan olan alacağının 5.700.000,00 Tl’lik kısmının İstanbul ——————— Noterliği’nde 03.11.2014 gün ——– yevmiye ile temlik edildiğini; anılan temliknamenin davalıya tebliğ edildiğini; davalının temlik edene hitaben temlik işleminden önce düzenlediği 31.10.2014 gün ———– sayılı yazıda temlik edenin 8.276.626,9i TL hak edişinin bulunduğunu; bu tutarın 41.758,61 TL’lik kısmını vergi borcuna 6.552.378,80 TL’sini ise haciz borcuna karşı bloke tutulduğunun belirtildiğini; yine söz konusu haciz borcuna karşılık 11.265.003,00 TL değerinde 39 adet bağımsız bölümün blokeye alındığını; bu bağımsız bölümlerin satışından elde edilecek gelirlerden öncelikle haciz borcunun ödeneceğini; kalan kısmın ise temlik edene hak ediş olarak ödeneceğinin belirtildiğini; temlik işlemi sonrasında, davalının hem anılan temliknameyi hem de yukarıda belirtilen yazısında ilgi tuttuğu 03.11.2014 tarihli yazısında ise 6.552.378,80 TL haciz borcuna karşılık bloke tutulan 11.265.003,00 TL değerindeki 39 adet bağımsız bölüm haricindeki doğmuş ve doğacak olan hak edişlerinden ödeme yapılmasının uygun bulunduğu; temlik edenin yukarıda belirtilen gelir paylaşımı işinden doğan hak ve alacakları üzerinde başkaca herhangi bir temlik, rehin ve takyidat bulunmadığını ve temlikname ödemelerinin müvekkili şirket hesabına ödeneceğinin bildirildiğini; davalının yukarıda anılan yazılarında belirttiği 6.552.378,80 TL tutarındaki hacizlerin tamamının fek edildiğini; bu tarihten sonra davalı tarafın müvekkili şirkete temliknameye istinaden 2.060.000,00 TL ödeme yaptığını; Beyoğlu —————-. Noterliği’nden 11.06.2016 gün ——– yevmiye ile keşide edilen ihtarnameyle bakiye 3.640.000,oo TL temlik alacağının ödenmesinin istenildiğini; davalının cevabi ihtarnamesiyle temlik edenin doğmuş hak ediş alacağı bulunmadığının belirtildiğini; ancak, bu hususun 31.10.2014 ve 03.11.2014 tarihli yazılarına aykırı olduğunu; anılan yazıların da temlik edenin 8.276.626,91 TL tutarında hak edişi üzerinde takyidat bulunmadığını açıkça belirtildiğini; davalı tarafa gönderilen 29.07.2016 tarihli temlikname mutabakatı konulu yazıyla 30.06.2016 tarihi itibariyle temlik edenin borç/alacak bakiyesinin bildirilmesinin talep edildiğini ; yine, bakiye 3,640.000,00 TL’nin ödenmesi yönünde ihtarname keşide edildiğini; davalının herhangi bir cevap vermediği gibi ödeme de yapmadığını; davalının davaya konu alacak miktarının varlığını ve müvekkili şirkete ödeneceğini açık şekilde ikrar ve beyan etmesi nedeniyle davanın kabulü gerektiğini; zira, davalının 03.11.2011 tarihli yazısıyla temlikname konusu alacağı ödeyeceğini kabul ettiğini; borçlu alacağın temlik edildiğini öğrendiği tarihten itibaren ancak temellük edene karşı ifa edebileceğini; bunun dışında üçüncü kişilere ödeme yapmasının hukuken himaye görmeyeceğinden bahisle, müvekkili şirketin davalıdan temlik alacağı bulunduğunun tespitiyle bu kapsamda şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bahse konu proje kapsamında müvekkilinin arsa sahibi olduğunu; gelir paylaşımı tarihine kadar blokeye alındığını; blokeye alınan 39 bağımsız bölüm haricinde müşterilerden yapılan tahsilatlardan payına düşen kısmın hak ediş olarak ödenmeye devam edileceğinin bildirildiği; Adi Ortaklığın 31.10.2014 tarihli yazıyla taahhüdü altında bulunan gelir paylaşımı işi çerçevesinde 5.700.000,00 TL doğmuş ve doğacak alacağının temlik edileceğinin, Ödemenin hangi sırayla yapılacağının, mevcut doğmuş hak ediş tutarının bildirilmesinin istendiğini; bu yazıya cevaben Adi Ortaklığa yazı tarihi itibariyle 8.276.626,91 TL inşaat ilerleme durum tespit tutanağı alacağı bulunduğu; bu tutarın 41.758,61 TL’lik kısmının vergi borcu ve 6.552.378,80 TL’sinin ise haciz borcuna karşı bloke tutulduğu; ancak, söz konusu haciz borcuna karşılık 11.265.003,00 TL değerinde 39 adet bağımsız bölümün geçici kabul tarihine kadar blokeye alındığını; blokeye alınan söz konusu 39 adet bağımsız bölüm satışından elde edilecek gelirlerden öncelikle haciz borcunun ödeneceğini; bloke haricinde kalan bağımsız bölümlerin satışlarından yüklenici payına düşen kısmın hak ediş olarak ödenmeye devam edileceğini; blokeye alınan 39 adet bağımsız bölüm satışı dışında kalan diğer bağımsız bölümlerden tahsil edilen tutardan payına düşen kısmın hak ediş karşılığı şayet temlik kullanılacak olursa söz konusu bu tutardan Öncelikle olarak temlik borcunun ödeneceğinin bildirildiğini; bu defa adi ortaklığın 03,11.2014 tarihli yazı ile 5.700.000,00 TL temlik izni verilmesini talep ettiğini; bunun üzerine müvekkili şirket tarafından 03.11.2014 tarihli yazıyla 6.552.378,80 TL haciz borcuna karşılık bloke tutulan 11.265.003,00 TL değerindeki 39 adet bağımsız bölüm haricindeki doğmuş ve doğacak olan hak edişlerinden sözleşmenin ilgili maddelerinde belirtilen ödeme şartlarının ve satışlarının gerçekleşmesi durumunda ödenmek üzere kayda alındığının bildirildiğini; davacı şirkete de bu kapsamda 30.04.2015 tarihine kadar toplam 2.060.000,00 TL Ödeme yapıldığını; daha sonra Adi Ortaklığın 08.06.2015 tarihli yazısında projenin fiziki ilerlemesinin %80 mertebelerine gelmesine rağmen bağımsız bölüm hak sahiplerine teslimler konusunda belirsizlikler oluştuğu; bu belirsizlik içerisinde bağımsız bölüm hak sahiplerinin mağduriyetinin asgari değerlerde kalması ve maddi sıkıntılar da göz önünde bulundurulduğunda işin tamamlanabilmesi için Nam-ı Hesap Komisyonu oluşturulmasını talep ettiğini; yüklenicinin talebi doğrultusunda müvekkili şirketin 10.06.2015 gün 40-111 sayılı yönetim kurulu kararıyla “işin geri kalan kısmım Nam-ı Hesap Komisyonu marifetiyle tamamlatılmasına, işin yaklaşık 21.000.000,00TL olarak öngörülen kalan maliyet keşif bedelinin, yüklenici payı toplam gelirine karşılık gelecek stoktaki bağımsız bölüm satışlarından, vadeli satışlardan ve 08.06.2016 tarihli ruhsat tadilatıyla oluşan ilave alanların satışından gelmesi öngörülen toplam yaklaşık 22.000.000,00 TL güncel bedelinden karşılanması, karşılanamaması durumunda yüklenici adına borç kaydedilerek devam ettirilmesine; gerek duyulması hâlinde sözleşmenin 7. maddesi çerçevesinde güncel 3.152.000,00 TL olan kesin teminatından yüklenicinin tahsil edilmesine” karar verildiğini; sadece işin belli bir pursantaj oranında tamamlanması değil, ayrıca somut olayda eksik olan hususun bu yön olduğu; yüklenicinin pursantaj oranları itibariyle işi yaptığını ancak gerekli satış gelirinin toplanamadığını; nitekim daha sonra bir miktar satış geliri toplanması üzere yüklenici payına düşen 2.060.000,00 TL’nin davacıya ödendiğini; yüklenicinin mali acze düşüp Nam-ı Hesap Komisyonu kurulmasını talep etmesi ve bu komisyon eliyle yapımının garçaklajmaılna kadar gaçarll olan durumun bundan i unu; ——— Komisyonu’nun işi tamamlanması için gerekli olan bedeli müvekkili şirketten talep ettiğini; müvekkili şirket alacağının öncelikli olduğu hususunda herhangi bir şüphe bulunmadığını; müvekkili şirketin kendi alacağını tahsil etmeksizin yüklenicinin hak ediş alacağı oluşmayacağından bahisle yerinde bulunmayan davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, davacı şirketin davalıdan temlik alacağı bulunduğunun tespitiyle bu kapsamda şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan faiziyle birlikte tahsili talebinden ibarettir.
Mahkememizce ihtilafın davacı tarafından dava dışı firmadan temlik alınan alacağı davalı ile dava dışı firma arasında düzenlenen sözleşme gereğince muaccel hale gelip gelmediği gelmiş ise ödeme yapılması gerekip gerekmediği ve miktarı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Dosyanın bilirkişi heyetine verilerek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti 17/09/2018 tarihli raporunda, Sözleşmenin 10. maddesi uyarınca, oluşturulduğu bildirilen hesabın işleyişi konusunda delil bulunmadığı; 31.10.2014 tarihli yazıda bildirilen 8.276.626,91 TL’nin fiili hak ediş olduğu; sözleşme uyarınca hak edişin ödenme aşamasının geldiği ve hacizlerin kalktığı hususunun dosyadaki delil düzeyiyle tespit edilemediği: fiili hak edişin karşılığı sözleşme uyarınca daire satışlarının gerçekleşmiş olması ve yüklenicine payının bu düzeyde bulunması hâlinde (hacizlerin kaldırıldığı bildirildiğinden bu yönde de delil bulunmamakla birlikte usulen teyidi hâlinde) bakiye 3.640.000,00 TL temlik alacalının istenebileceği; 31.12.2014 tarihli yazıda bildirilen 8.276.626,91 TL’nin hak ediş olmakla beraber, sözleşmenin ll.maddesi uyarınca bağımsız bölüm satışlarının gerçekleşmemiş olması, bir başka anlatımla, yüklenicinin gelirden pay alma aşamasına gelmemesi durumunda 08.06.2015 tarihinde isten el çekmesine, nam hesabına komisyon kurutmasına 16.12.2015 tarihli davalı şirket yönetim kurulu kararı içeriğine nazaran yüklenicinin eksik ediminin 33.177.929,00 TL olarak nam ve hesabına borç kaydedilmesine göre, TBK.m.97 hükmü uyarınca yükleniciye karsı sahip olduğu ödemezlik definin temlik alan davacıya ileri sürülebileceği rapor edilmiştir.
Davacı tarafından açılan dava davacının dava dışı ————- ortaklığından temlik alınan bedelin davalıdan istenebilir hale gelmiş ise talep edilebilecek miktar noktasında toplandığı, davacının davadışı adi ortaklıktan 03.11.2014 tarihinde 5.700.000,TL lik alacağı temlik aldığı, TBK 189 maddesi gereğince temlik tüm hakları ile beraber temlik alana geçeceği,temlikte borçlunun hukuki durumunda bir değeşikliğin söz konusu olamayacağı , ancak TBK 188 maddesi gereğince borçlunun temlik edene karşı ileri sürebileceği hakların temlik alana karşı da ileri sürülebileceği, dava konusu olan 03.11.2014 tarihli temliknamede arsa kaşılığı gelir paylaşımında 39 adet bağımsız bölüm haricindeki doğmuş doğacak hakedişlerden ve satışların gerçekleşmesi durumunda Yönetim Kurulu kararı ile temlikin uygun bulunduğu şeklinde düzenleme bulunduğu, henüz haciz nedeni ile 39 adet bağımsız bölümün bloke altına alındığ ıhak edeşin fiili alacağa dönüşmediği,gelir payının tahsil koşulunun oluşmadığı davalı ile dava dışı firma arasında yapılan sözleşmenin 11. Maddesi gereğince bağımsız bölüm satışlarının gerçekleşmemiş olması , yüklencinin (temlik edenin) gelirden pay alma aşamasına gelmemiş olduğu, yüklenicinin eksik ediminin davalı tarafından hesabına borç kaydedilmiş olduğu da nazara alınarak davanın erken açılmış dava olması nedeni ile reddi gerektiği, davacı tarafından her ne kadar alacağın varlığının tespiti de talep edilmiş ise de bu konuda harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere,
1-Temlik bedeli olarak talep edilen davanın erken açılmış dava olduğu anlaşılmakla, REDDİNE,
2-Davacının alacağın varlığının tespitine yönelik olarak harcı yatırılarak açılan bir dava bulunmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Peşin alınan 170,78 TL harçtan alınması gerekli 35,90 TL harcın mahsubu ile 134,88 TL fazla harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden 2018 yılı ————- tarifesi uyarınca davalı yararına taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacının yatırmış olduğu gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı