Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/437 E. 2019/1552 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/437 Esas
KARAR NO : 2019/1552
DAVA : Sözleşmeye Dayalı Cezai Şart ve Tazminat
DAVA TARİHİ: 14/04/2017
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmeye Dayalı Cezai Şart ve Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında —niteliğinde bir bayilik sözleşmesi ile – adet sözleşme eki imzalandığını; bunlar gereğince müvekkilinin— ayrı proje için — adlı işyerini işleteceği; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereğince davalı şirket tarafından — tarihli ikinci sözleşme eki madde 3 uyarınca —-nşaatını tamamlayıp — tarihinde müvekkiline teslim etmesinin kararlaştırıldığını; oysa inşaatın halen yapılmadığını ve müvekkiline teslim edilmediğini, huzurdaki davanın konusunun —olduğunu; —-projenin davamıza konu olmadığını, onun bir başka dava ile ileriye sürüleceğini, müvekkilinin başlangıçta iki ayrı proje için — bedeli olarak —TL ödeme yaptığını ayrıca müvekkilinin dava konusu proje kapsamında sözleşme gereği anılan yerin inşaası için – tarihinde – TL, -5 tarihinde- TL, – tarihinde -TL olmak üzere toplam – TL ödeme yapdığını; davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve dükkanın teslimini gerçekleştirmediğini; müvekkilinin karşı tarafa olan inancı ile- adresindeki işyerini – tarihinden itibaren – ayrı kira kontratı ve toplamda aylık stopaj dahil – TL’ye kiraladığını, müvekkilinin teslim alamadığı işyeri için halen kira ödemeye devam ettiğini; — tarihinde imzalanan ikinci sözleşme ekinin 4.maddesinde belirtilen hususların hiçbirinin davalı şirket tarafından yerine getirilmediğini; İstanbul – Asliye Ticaret Mahkemesinin — D.iş dosyası ile delil tespiti yaptırdıklarını, eksikliklerin tespit edilip, fotoğraflarla belgelendiğini, işyerinin geç teslim edilmesi halinde günlük kira bedeli oranında cezai şart ile günlük — TL tazminat ödenmesinin kararlaştırıldığını; müvekkilinin ilgili işyerine aylık kira bedelini halen ödediğini; teslim tarihi olan – ile –‘ye kadar – aylık kira bedeli – TL ödendiğini; arada geçen — gün için toplamda – TL tazminat tutarına müvekkilinin hak kazandığını; diğer davalılar … ve …’ın taraf şirketler arasındaki sözleşmeyi davalıya kefil olarak imzaladıklarını, bu nedenle davaya konu cezai şart ve tazminattan aynı davalı şirket gibi sorumlu olacaklarını bildirerek; fazlaya dair hakları saklı tutulmak suretiyle — TL cezai şart ile — TL tazminat tutarının davalılardan reeskont avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; bilahare mahkemenin — tarihli ara karar gereğince – tarihinde talep edilen kira tutarı -TL’ye, — tarihli ikinci sözleşme eki 6/a maddesi gereğince istenen cezai şartta – –TL olarak ıslah edilmiş, toplam dava değeri — TL olarak bildirilip, harcı karşılanmıştır.
SAVUNMA: Kendisini vekil ile temsil ettiren — vekili ve … vekili, müvekkillerinin — tarihli bayilik sözleşmesi ile— markası ile davacı şirkete bayilik vermeyi, davacı şirketin göstereceği yapının markaya uygun yapı olması halinde, müvekkilinin yapım işlerini tamamlayıp, projeyi teslim etmeyi taahhüt ettiğini; projenin teslim edilmesinin davacı şirket tarafından gerçekleştirilecek ödemelere bağlı olduğunu, sözleşmenin “maddi yükümlülükler” kenar başlıklı 10/d maddesinde “mutabık kalınan tasarım üzerinden uygulama projelerinin tamamlanarak total maliyetinin çıkarılacağı, bu maliyetinin %50’sinin peşin olarak, kalan %50’sinin ise vadelendirilmek suretiyle müvekkil şirkete ödeneceğinin” kararlaştırıldığını; değişik tarihlerde davacı tarafından kısmi tutarda ödeme yapıldığını; projenin maliyetinin davacı şirket tarafından ödenen tutarın oldukça üzerinde olduğunu; davacı şirketin aradaki farkı kapatmak yerine, projenin geç teslim edildiğini ileriye sürerek müvekkilinden cezai şart talep ettiğini, temerrüte bağlı bir cezai şarttan müvekkilinin mesul tutulabilmesinin kusurlu olmasına bağlı olduğunu, davacı şirket tarafından yapılan ödemelerin projenin tamamlanabilmesi için yeterli olmadığını; projenin tesliminin gecikmesinde davacı şirketni sorumlu ve kusurlu olduğunu; cezai şartın istenebilmesinin sözleşmenin fesih edilmemesine bağlı olduğunu, somut olayda davacı vekilinin sözleşmeyi fesih ettiğini bildirdiğini; müsbet zarar niteliğindeki cezai şart isteyemeyeceğini; müvekkil — diğer davalı şirketin ortağı olduğunu, bayilik sözleşmesinin tarafı olmadığını, —en cezai şart talep edilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca sözleşmedeki — kefaletinin geçersiz olduğunu; kaldı ki, cezai şart miktarının fahiş olduğunu, davacı şirketin bir kısım ürünlerin teslimine karşı ödemelerini gerçekleştirmediğini, her ay cirosu %3 oranında ciro payı ödemeyi taahhüt etmesine karşı, müvekkili şirkete ciro payı ödemediğini; bu tutarların mahsubu gerektiğini; davacı şirketin bazı başka firmalardan ürün tedarik ettiğini, müvekkili şirketin zarara uğradığını; davacı vekilinin aynı sözleşme nedeniyle- Anadolu -. Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas sayı ile dava ikamet ettiğini, her iki davada da cezai şart talep edildiği için davaların birleştirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, sözleşmeye dayalı cezai şart ve tazminat davasıdır.
Mahkememizce, taraf delilleri toplanmış, mahallinde keşif yapılarak — projesinde tarafların uygulama yeri olarak tespit ettiği binanın durumu görülmüş, tanıkları dinlenmiş, sözleşme ve ekleri incelenmek suretiyle uzman bilirkişilerden rapor alınmış, tüm delilller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahallinde yapılan keşifte dinlenen tanık beyanları ve görülen yapıda, keşif tarihi itibariyle de taraf şirketlerin —— olarak kullanılması konusunda anlaştıkları binanın iki katlı olduğu ve virane şeklinde olduğu, sözleşme feshinden sonra yeni kiracı – —tarafından binanın restorize edildiği belirlenmiştir. Davacı tanığı – kendisinin bu yerin mülk sahibi olduğunu, davacı şirketin — yıl kadar kiracısı olduğunu, onlara yeri kiraladığında iki katlı binanın virane şeklinde olduğunu; onların —- bayisi olacaklarını ancak olamadıklarını; o iki yıl içinde virane şeklindeki binanın onarılmadığını; projenin başarılı olamadığını ancak davacı şirketten o dönemin tüm kiralarını aldıklarını; kira sözleşmesinin doğru olduğunu beyan etmiş; diğer davacı tanığı da bu iddiaları doğrulamıştır.
Delil tespiti dosyası da değerlendirilmiş olup, mahkememizce delil tespiti dosyasındaki tespitlerde nazara alınmak suretiyle davacının talep edebileceği kira bedeli ve cezai şart alacağı yönünden bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce kabule şayan bulunan bilirkişi raporu gereğince,
Taraf şirketler arasında —- projesi yönünden sözleşmenin ihtilafsız olduğu, tarafların sözleşmeyi imzaladıkları, davalı — davacı bayinin hizmet vereceği yeri inşaa edip, tamamlamasının gerektiği. Bu hususun sözleşmede kararlaştırıldığı, yine taraflar arasında ihtilafsız olduğu üzere yerin belirlendiği, bu yerin keşifte yer olduğu; davacının ek / 2 protokol 5. Madde gereğince — kadar yapması gereken proje bedelinin %50’sini ödeme edimini yerine getirdiği; buna rağmen davalının bu edime karşılık sadece kendi edimlerinin %10’unu yerine getirdiği; bu nedenle davacı tarafından sözleşmenin feshinin haklı olduğu;
Teslim tarihinin — olduğu, işin başlama tarihinin -olduğu; bayiliğe konu kira sözleşmesinin – tarihinde fesih edildiği; davacımızın sözleşmeden dönme hakkını kullandığı; dönmede cezai şartın yani ifaya ekli cezai şartın esasen istenemeyeceği ama taraf şirketler arasındaki ek / 2 sayılı sözleşmenin 6/c maddesinde “tazminat yükümlülüğü ve bayilik sözleşmesinde yer alan yükümlülüklerin —- o tarihe kadar ödediği toplam tutarın geri istenmesi” kararlaştırıldığından, artık cezai şartın fesih halinde de istenebileceği; sözleşmede cezai şart için bitim tarihinden itibaren — günden sonra istenebileceği dendiğinden, cezai şart süresinin — başlayacağı, dava tarihine kadar geçen – günde sözleşme gereğince davacının günlük -TL’den — TL cezai şart talep edebileceği; taraflar tacir olduklarından bu bedelden bildirim yapılması gerekmediği; halin niteliği ve gereğinin de indirimi gerektirmediği; bayilik sözleşmesi ek 2 sayılı sözleşmenin 6/b maddesi kapsamında isteyebileceği — TL cezai şarta ilişkin tazminatın yanında davacının bayilik sözleşmesinin 12/a maddesindeki günlük kira değeri miktarınca teslim tarihi— ile dava tarihi arasında geçen – ay – gün nedeniyle – aylık kira bedelini isteyebileceği, davacının ödediği – aylık kira bedelinin – TL olduğu ancak taleple bağlı kalınarak —TL’ye hükmedilmesi gerektiği;
Bu bedellerden sadece davalı şirketin sorumlu olacağı, zira, diğer davalıların kefil oldukları, ek 1 ve ek 2 altında düzenlenen kefalet sözleşmelerinde limitin olmadığı, sadece el yazısı ile ad ve soyadın yazıldığı; oysa TBK’nun 583. Madde gereği kefaletnamenin tamamının el yazısı ile yazılması gerektiği ve mutlaka limitinin bulunması gerektiği; bunun kamu düzeni gereğince mahkememizce resen nazara alınması gerektiğinden, bu hususu ileriye süren davalı …’nın yanında davaya cevap vermeyen diğer kefil … yönünden mahkememizce resen nazara alınmış; bu nedenle kefiller sorumlu tutulmamıştır.
Davalı tarafın birleştirme talep ettiği —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —- Esas — Karar sayılı ve kesinleşen kararının davamıza konu olmayan — ile ilgili olduğu;- projesi ile — projesinin farklı projeler olduğu; her iki projenin davalı tarafından yerine getirilme ve hesaplanacak miktarlarının farklı olduğu, bu nedenle dosyaların birleştirilmesinde hukuki menfaat bulunmadığından, aynı gün açılan davaları ayrı ayrı devam edilmesi uygun görülmüş;
Yukarıda açıklanan gerekçelerle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın, davalılardan —– yönünden kısmen kabulü ile,
Bayilik sözleşmesi 12/a maddesi kapsamında -TL, bayilik sözleşmesine bağlı ek 2 sayılı sözleşmenin 6/a maddesi kapsamında -TL olmak üzere toplamı – TL’nin bu davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, bu tahsilat yapılırken ilk – TL’ye dava tarihi olan – tarihinden, bakiye kalan kısma ise ıslah tarihi olan —‘den itibaren avans faizi uygulanmasına,
Bu davalı yönünden fazlaya dair talebin reddine,
Davalılardan … ve … yönünden ise kefalet geçerli olmadığından bu davalılar yönünden davanın reddine,
Alınması gereken 68.098,80 TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan ve bilahare tamamlanan 18.049,55 TL’nin mahsubu ile eksik 50.049,25 TL harcın davalı —- alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan 18.080,95 TL harcın tamamı ile 18 davetiye gideri ( reddedilen davalılara çıkarılan tebligatlar nazara alınmadı ) 180,00 TL ile bilirkişi inceleme ve keşif ücreti 2.834,00 TL’nin kabul ve ret oranı gereğince 2.842,70 TL’sinin toplamı 20.923,65 TL yargılama giderinin davalı —— alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye kalacak gider avansının davacı şirkete iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince 53.826,32 TL nispi vekalet ücretinin davalı ——- alınarak davacı şirkete verilmesine;
Reddedilen kısım üzerinden 6.950,00 TL nispi vekalet ücretinin de davacıdan alınıp, davalı ——– verilmesine, hakkındaki dava kefaletin geçersizliğinden reddedilen davalı … içinde 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp, bu davalıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.26/12/2019