Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/419 E. 2020/693 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/419 Esas
KARAR NO : 2020/693

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2017
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilinin, müşterek —– ile tanıştığı —– yönlendirmeleri ile iki adet işletme kurarak, ..—— yetkilisi olduğu—– adı altında bir işletmeyi işletmeye başlandığını, taraflar arasında hiçbir zaman yazılı bir anlaşma yapılmadığını, müvekkilinin ilk günden ilişkinin sonuna kadar ———– talepleri ve yönlendirmeleri ile hareket ettiğini, müvekkilinin ——-olarak açtığı ilk ——– fiilen açtıklarını ve işletmeye başladıklarını, taraflar arasındaki ticari ilişki boyunca davalıların tüm taleplerinin müvekkilince eksiksiz yerine getirildiğini, tüm tadilat ve uygulama işlemlerinin davalının yönlendirdiği firmalarca yapıldığını, yapan —- olarak müvekkilinin hiçbir şekilde bilgisi olmayan faturalarını davalı ———–. adına düzenlediğini, ——–kestiğini, düzenlenen faturaların bedellerinin ——–yapılmadan piyasa rayiçlerinin çok üzerinde olan miktarlarla davalıya eksiksiz ödendiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıcında henüz tadilat ve ——aşamasına başlanılmadan, davalı tarafından——- ödendiğini, yapılan —————yanı sıra gönderilen—– ilişkin de müvekkile davalı firmaca birçok fatura düzenlendiğini, ödemelerin değişik zamanlarda talepleri doğrultusunda yapıldığını, Davalı …’— mahsup edilmek üzere 150.000,00 TL’nin elden kendisine ödenmesini talep etmesi üzerine 13.11.2015 tarihinde 150.000,00 TL’nin …’—ödendiğini, müvekkilinin ısrarlı talepleri sonucunda ——– ayında yapılan hesap görmede, davalı şirketin gerçek alacağının 1.032.342,13 TL olduğunu, mutabakat tarihine kadar davalı şirketin kestiği fatura toplamının 1.214.679,59 TL olmasına karşın, kesilen faturalar içerisinde aynı —–olarak faturalara yansıtılması üzerine 182.337,46 TL’lik kısmının fazladan fatura edildiğinin anlaşıldığını, mükerrer olarak kesilen 182.337,46 TL’ye iade faturası kesilerek resmi hesapta mutabık kalındığını,———– kendisine elden ödenmesi nedeniyle resmi hesaplara girmediğinden mutabakata dahil edilmediğini, elden ödenen bu ———- kaldığını, müvekkilinin tüm iyi niyeti ile girdiği ticari ilişki de davalıların bütün talep ve isteklerini eksiksiz olarak yerine getirdiği halde davalıların karşı edim ve yükümlülüklerini, sözlerini yerine getirmeyerek müvekkilini her anlamda mağdur ettiklerini, davalılar aleyhine keşide edilen Kadıköy—.Noterliğinin —– yevmiye nolu ihtarname ile istemiş oldukları taleplerinin sonuçsuz kalması üzerine davalılar aleyhine İst.Anad.——-.İcra Müdürlüğünün —- Sayılı dosya ile icra takibi başlattıklarını davalıların takibe itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu iddia ile öncelikle ..—— ödemeden cari hesaba göre bakiye kalan 119.799,51 TL’yi müvekkiline geri iade etmeyen davalıların borca yetecek kadar malları üzerine ihtiyati haciz mahiyetinde tedbir konulmasına, davalıların haksız ve kötüniyetli itirazlarının iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle;Dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki — ilişkisinden kaynaklandığını, davacı yanın iddia ettiği iade faturalar, —- hakkından kaynaklandığını bunun da bir ticari satım değil —–ilişkisi olduğunu, bu nedenle görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek görev itirazda bulunmuş,—- davacı şirket arasında hiçbir ticari İlişki, sözleşme, taahhüt ve cari hesap ilişkisi bulunmadığını, iki tüzel kişi arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı bir——– davaya davalı sıfatı ile dahil edilmesi açıkça usulden, husumet yokluğu nedeniyle müvekkili … yönünden davanın reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da davacının iddia ettiği mal ve hizmetlere ilişkin hak ediş listesinde yer alan– mutabakatlarını e-mail üzerinden 2016 Şubat tarihinde kendilerine gönderdiğini, — tarihinde müvejikili ile cari mutabakata vardığını, sonra da mutabakat sağlanmamış— yaptığını iddia ettiği açık ödeme işlemine binaen alacaklı olduğunu iddia ettiğini, sözkonusu durum açıkça göstermektedir ki davacının alacak iddiasını kanıtlayamadığı gibi kendi mail yazışmaları ve mutabakatları ile çelişir olarak mesnetsiz alacak iddialarını ileri sürdüğünü, davacının iddialarını ispatlar delil sunmadığını, davacının sunduğu tek belge olan ödeme makbuzunun ise bizati davacının —- ödeme yapılması talebi ile taraflar arasındaki mal ve hizmet hakkediş listesi ile cari hesap ekstresi arasındaki farka yaklaşık olarak tekabül ettiğini, bir alacak olmadığını bizatihi müvekkiline olan borcundan kaynaklı yapılmış açıktan bir işlem görünümünde olduğunu, davacının —— tarihinde de taraflar arasında cari mutabakata varıldığını iddia ettiğini davalı hem açıktan ödeme iddiası ile hem de bu ödeme tarihinden sonra müvekkiline cari mutabakata vardığını iddia ettiğini, tarafların cari hesap ekstreleri ve ticari kayıtları incelendiğinde müvekkilinin böyle bir borçlarının olmadığını aksine davacının müvekkili şirkete borcunun olduğunun görüleceğini, davacı tarafın dosyaya sunduğu 150.000,00 TL makbuz iddiasının hiçbir şekilde gerekçelendirilemediğini, bu durumda davacı kendi talebiyle müvekkiline olan borcunu kayıt dışı olarak ödemiş ve akabinde yaşanan ihtilaflar neticesinde huzurdaki davayı alacaklıymış gibi tesis ettiğini, davacı ile müvekkillerinin müşterek bir dost aracılığı ile tanıştıkları iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı yanın —— kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeyerek tüm ihtarlara rağmen ———kendisinin yazılı anlaşma yapmaktan imtina ettiğini, dava dilekçesinde belirtilen tüm hususların gerçeğe aykırı olduğunu, davanın haksız açıldığını savunarak reddine, haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeniyle davacı aleyhine %20 ‘den aşağı olmamak üzereicra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen İst. And. ——-. İcra——–sayılı dosyasının incelenmesinde; 119.799,51 TL asıl alacak, 1.344,05 TL işlemiş faiz. 278,95 TL ihtar mas. olmak üzere toplam 121.422,51 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, Ödeme emrinin davalı-borçlulara —- edildiği, davalı-borçlular vekili tarafından yasal süresi içerisinde verilen itiraz dilekçesi takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davacı tarafından elden teslim edildiği iddia edilen 150.000 TL’nin bakiyesinin davacıya iadesi gerekip gerekmediği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmesi için dosya mali müşavir—- —- oluşan ——-bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti ortak raporunda; Dava dosyasında bulunan belge ve bilgilerin, davacı ve davalının defter belgelerinin incelenmesinin, Sayın Mahkemece yapılması istenen incelemelerin yapılması, bilirkişiye verilen görev ile sınırlı ve mezkûr surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; A)- Davacı Alacağı: Taraflar arasında ihtilafsız olan — kayıtlarında da ver almamaktadır. Defterlerde yer almayan, ama ödendiği de ihtilafsız olan bedel konusunda Davalı taraf “mal ve hizmet hakkedip îistesi ile cari hesap ekstresi arasındaki— söylese de bunun somut bir dayanağına dosya kapsamında rastlanmamıştır. Parayı açıktan tanzim edilen belge ile —- davacıya karşı davalının da bu parayı aldığını iddia etmesi halinde ispat yüktü davalı tarafa geçmiş olup, bu durumda davalının aldığı parayı davacının hangi borcuna mahsup ettiğini ispat yükü altındadır. Huzurdaki davanın konusu, davacı yan tarafından ödenen 150,000 TL’ den bakiye kaldığı iddia edilen 119.799,51 TL’ nin davalı yan tarafından davacıya İadesi gerekip gerekmediği olduğuna göre, Dava!] defter kayıtlarında da yer almayan bu ödeme tutarının hesaba mahsup edildiğinin işpatlamımadısh davalının ukdesinde kaldığı, davacının davalılardan —- ihtarname masrafını da talep edebileceği. B)- Davalı —– alacaklılarına şirketin doğrudan uğradığı zararlar nedenle dava açma hakkı tanınmasının yanı sıra bu kişilerin “——ayrıca dava açabilecekleri kabul edilmektedir. Bu anlamda doğrudan zarardan kasıt, pay sahibi ve alacaklıların şirketin zararından bağımsız olarak yönetim kurulu üyelerinin davranışları sonucunda, bu sıfatları sebeple uğradıkları zarardır; burada şirketin de zarar görüp görmediğine bakılmamaktadır—- vermek gerekirse, —- şirketin mal durumu hakkında verdiği yanlış bilgilerin doğruluğuna —— ve bunun neticesinde uğranılan zarar gösterilebilir. Doğrudan zararın varlığı halinde zarara uğrayan paysahibi ve alacaklı, TTK m. 553 uyarınca bağımsız dava açabilecek ve şirketin doğrudan zararı durumunda açılan davadan farklı olarak- hükmedilecek tazminatın kendilerine Ödenmesini talep edecektir. Somut olayda davalı yönetim kurulu başkanı, şirket adına yaptığı anlaşılan işlemi, kendi şirket kayıtlarına işlememiş ve ayrıca söz konusu bedeli davacının hesabına mahsup edildiği de ispatlanamanuşlır. Bu durumda şirket yönetim kurulunun, gerçekleştirdiği bu İşlemden dolayı davalı tarafın doğrudan zararına sebep olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı tarafın TTK m.553 uyarınca doğrudan zararının kendisine tazmin edilmesi amacıyla dava açabileceği ve zararın tazmininin doğrudan kendisine yapılmasını talep edebileceği, C)- FAİZ: Sayın Mahkemenin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm tesis etmesi halinde alacağın 06.12.2016 talihinde muaeccl olduğu, bu kabule göre 23.12.2016 takip tarihine kadar İşlemiş faizin, tacir olan taraflar arasında yazılı sözleşme ve bu sözleşmede kararlaştırılan faiz oranı bulunmaması hallerinde uygulanacak 3095 s.k. m.2/2 kapsamındaki—–temerrüt faizi alacağı hesaplandığı, takipteki fazlaya ilişkin talebin yerinde olmadığı. Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, dosyanın mevcut delil durumuna göre Davacının: Davalı tarafından İstanbul Anad.——.İcra Müdürlüğünün — Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın —– kısmı yönünden itirazın iptalini isteyebileceği, Ancak, Sayın Mahkemenin gerek savunmalarının tümüne ve gerekse davalı gerçek kişinin husmet itirazlarına—- davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz — bulunduğu, sair hususların yüce vargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmış olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Her iki taraf vekilininde rapora itiraz etmeleri üzerine dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek Ek rapor alınmasına karar verilmesi üzerine dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek Ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler ——- Mahkeme, davacıya ait hesap hareketlerinden, davalı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması istemiştir. Davacı tarafin —- eksik olan ihtarname tebliğ şerhini dava dosyasına sunduğu, buna göre 12.09.2016 tarihinde muaccel olan alacağa 23.12.2016 takip tarihine kadar hesaplanan temerrüt faizi 3.514,63 TL olduğu, Dava konusunun elden davalılara verilen ve davalı tarafından da kabul edilen—- alacak olduğu, bu tutann taraf defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi davalı tarafın karşı dava yönünden cari hesap alacağı talebi de olmadığından, huzurdaki davada taraflann cari hesap bakiyelerine göre olan alacaklarının talebinin başka bir davanın konusu olabileceği, bu yöndeki — kanaatinin değişmediği mütalaa edildiğini bildirmişlerdir.
Davalı vekilinin rapora itirazı ve yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına talep etmesi üzerine dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmasına karar verilmiş ve yeni heyetten bilirkişi raporu alınmıştır.
Mali müşavir— raporunda; Davacının defterlerinin incelenmesinde defter kayıtlarında davalıdan—, Davalının defterlerinin incelenmesinde defter kayıtlarında davacıdan —, Davacı ile davalının defter kayıtlarında gözüken hesap bakiye uyumsuzluğunun tarafların birbirlerine kesmiş olduğu ve karşı tarafın kayıtlarına intikal ettirilmeyen faturalardan kaynaklandığı, tarafların birbirlerine kesmiş olduğu ve raporun üst kısmında dökümü bulunan faturaların usulune uygun olarak birbirlerine teslim edilip edilmediğinin ispat yükünün kendilerine ait olduğu, Tarafların kayıtlarında karşılıklı olarak bulunmayan ve raporun yukarıdaki kısmında dökümü bulunan faturaların her iki tarafın da kayıtlarında yer almadığı düşünüldüğünde: ———, Davacının davalılardan şirket yönetim —- olduğu bildirilen ——–davacı ve davalı tarafların defter kayıtlarında olmasa bile davalı tarafın beyanlarından borca mahsuben alındığının kabulu ile davacı tarafın alacağı olarak değerlendirilmesi gerektiği, Davacının ödemiş olduğu —- hesaplara intikal ettirilmesi sonucunda,—- — Alacaklı olduğu, Tarafların kayıtlarında karşılıklı olarak bulunmayan ve raporun yukarıdaki kısmında dökümü bulunan faturalardan tarafların karşı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini ispat ettikleri fatura tutarları kadar alacak-borç tutarlarına— eksiltme yapılması gerektiği, Davacının temerrüt ihtarnamesinin 09.09.2016 tarihinde tebliğ edildiği; ihtarnamesinde — mehili tanındığı; buna göre temerrüt için ilk günün —– talep ettiği görülmekle, talebiyle bağlı kalınacağı; takipte istenen 278,95 TL ihtarname masraflarının yargılama giderleri kapsamında (HMK m.323/l-ç ve 326) Sayın Mahkemece takdir ve tayin edileceği dikkate alınarak üzerinde durulmadığı; Tarafların İcra İnkar Tazminatı talepleri ile ilgili değerlendirmenin Sayın Mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmesi için dosya mali müşavir——- oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek düzenlenen rapor mahkememizce hüküm kurmaya elverişli olmadığı için, dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdi karar verilmiş olup yeni bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen denetime uygun olan ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, Davacının defterlerinin incelenmesinde defter kayıtlarında davalıdan 118.194,48 TL. alacaklı olduğu, Davalının defterlerinin incelenmesinde defter kayıtlarında davacıdan 50.954,21 TL. alacaklı olduğu, Davacı ile davalının defter kayıtlarında gözüken hesap bakiye uyumsuzluğunun tarafların birbirlerine kesmiş olduğu ve karşı tarafın kayıtlarına intikal ettirilmeyen faturalardan kaynaklandığı, tarafların birbirlerine kesmiş olduğu ve raporun üst kısmında dökümü bulunan faturaların usulune uygun olarak birbirlerine teslim edilip edilmediğinin ispat yükünün kendilerine ait olduğu, davacının Beyoğlu —— yevmiye numaralı ihtarname ile davacıya, kendilerine — gönderilmiş bulunan faturaların taraflarına iade edildiğini, bedellerine açıkca itiraz ettiğini, ve hiç bir şekilde kabul etmediklerini ihtar ettikleri, dava dosyasında bulunan belge ve bilgilerin, davacı ve davalının defter belgelerinin incelenmesi neticesinde, ———— yönetim kurulu başkanı olduğu bildirilen —– ödediği 150.000,00 TL. tutarın davacı ve davalı tarafların defter kayıtlarında olmasa bile davalı tarafın beyanlarından borca mahsuben alındığının kabulu gerekeceği, davacı tarafın alacağı olarak değerlendirilmesi gerektiği, Davacının ödemiş olduğu 150.000,00 TL. nin hesaplara intikal ettirilmesi sonucunda, ————– Asıl alacak ve Davacının temerrüt ihtarnamesinin 09.09.2016 tarihinde tebliğ edildiği; ihtarnamesinde 3 günlük —–tanındığı; buna göre temerrüt için—– günde biriken faiz tutarının 3.437,73 TL olduğu; ancak davacının takibinde 1.344,05 TL talep ettiği görülmekle, talebiyle bağlı kalınacağı; davalı—- şirket adına yaptığı anlaşılan işlemi, kendi şirket kayıtlarına işlememiş ve ayrıca söz konusu bedeli davacının hesabına mahsup edildiği de ispatlanamanuşlır. Bu durumda şirket yönetim kurulunun, gerçekleştirdiği bu İşlemden dolayı davalı tarafın doğrudan zararına sebep olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı tarafın TTK m.553 uyarınca doğrudan zararının kendisine tazmin edilmesi amacıyla dava açabileceği ve zararın tazmininin doğrudan kendisine yapılmasını talep edebileceği, —– husumet yöneltilebileceği, davalı tarafından aksinin ispat edilemediğinden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Davalının ist. Anadolu—— esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 117.159,00 TL asıl alacak, 1.344,05 TL işlemiş faiz ( taleple bağlılık ilkesi gereği ), 278,95 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam: 118.782,00 TL üzerinden takip şartlarındaki haliyle aynen devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık % 10.50 avans faiz uygulanmasına, İİK 67/2 maddesi gereğince 117.159,00 TL üzerinden davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
Davalının ist. Anadolu —– esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 117.159,00 TL asıl alacak, 1.344,05 TL işlemiş faiz ( taleple bağlılık ilkesi gereği ), 278,95 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam: 118.782,00 TL üzerinden takip şartlarındaki haliyle aynen devamına,
Asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık % 10.50 avans faiz uygulanmasına,
İİK 67/2 maddesi gereğince 117.159,00 TL üzerinden davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Davacı tarafça yapılmış, 31,40 TL başvurma harcı, 1.432,99 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı olarak toplam 1.468,99 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 3.191.50 TL masraf olmak üzere toplam 4.660,49 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 4.559,36 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafça yapılmış 1.500,00 TL yargılama giderinden red edilen kısma isabet eden 32,55 TL’sinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Kabul edilen miktar üzerinden — tarifesi uyarınca hesaplanan 15.234,29 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Red edilen miktar üzerinden ——uyarınca hesaplanan 2.640,51 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Alınması gereken 8.114,00 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 1.432,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.681,01 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.