Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/313 E. 2022/306 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/313 Esas
KARAR NO: 2022/306
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 16/03/2017
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, —–olduğunu, fiili taşıyıcının ana taşıyıcı olan —– taşıma işini yüklendiğini; davalı —– ana taşıyıcı olan—- olduğunu;——- taşıması esnasında —-yangınla malın tamamının yandığını; mal sahibi —- haklarını —- temlik ettiğini; temlik alanın —-karşı —— dava açtığını, davanın sigortalı —— ihbar edildiğini; ——– davada davalı lehine feri müdahil olarak davaya katıldığını, müvekkilinin ise, ara taşıyıcı olarak davada yer alan sigortalısının —- olduğunu; mahkemece taşıyıcıların sorumluluğuna ——- üzerinden davanın kabul edildiğini, kararı —— davacının sigortalısı tarafından temyiz edildiğini; —– ——bulunup bulunmadığının araştırılması ve buna göre sigortanın sorumlu olup olmayacağının tartışılması için kararı kaldırdığını; aynı zamanda tarafları da sulhe davet ettiğini; taraflar kendilerine önerilen sulhü kabul ederek istinaf mahkemesi kararının — bendi gereğince —-üzerinden sulh olduklarını; davacı tarafından —–onun tarafından da —- tarafından —- paranın ödendiğini; istinaf kararının —- yargılama gideri olarak —– ödendiğini; kazada fiili taşıyıcı olan —- kaynaklı olarak davalı sigorta şirketinin ise sigorta poliçesinden kaynaklı olarak bu zarardna sorumlu olduğunu; bu çerçevede, ödenen tazminat bedelinden davalılar fiili nakliyeci —– taşıyıcının yasal sorumluluk sınırı üzerinden —- hüküm tarihindeki ——tarihi olan ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline, bu tahsilatın zarara karşılık olarak hüküm altına alınmasına; ayrıca yargılama masrafı olan —– maddesine göre ödeme tarihi olan—–tarihinden itibaren işleyecek %5 faiziyle davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini, bu tahsile karar verilirken sigorta şirketinin poliçe limitiyle sınırlı tutulmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı ——-vekili, öncelikle davacının rücu hakkının araştırılması gerektiğini zira davacının rücu hakkının bulunmadığını, kaldı ki, talebin zaman aşımına uğradığını, zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiğini; davadaki zararın belli olduğunu, bu nedenle belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, taşıyıcının ağır kusurlu olduğu hallerde sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünün sona ereceğini; çıkan yangının sebebine göre taşıyıcının ağır kusurlu olduğunu, bu nedenle müvekkili yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalı —– davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır. Bu nedenle usul gereğince davayı kabul etmediği değerlendirilerek inceleme yapılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, uluslararası taşımacılık ile taşınan malın uğradığı zarar nedeniyle ödenen bedelin rücusu davasıdır.
Davacı taraf, bu taşımada ara taşıyıcılardan birinin —- olduğu için ve dosya kapsamına nazaran ödemeyi yaptığı için rücu hakkının bulunduğu kabul edilmiş; ——- davalı sigorta şirketinin zaman aşımı define itibar edilmemiş, davanın zaman aşımına uğramadığı kabul edilmiş;
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, yangınla ilgili belgeler toplanmış, sigorta poliçeleri getirtilmiş, toplanan deliller çerçevesinde gerçek zararın ve sigorta ile davalı fiili taşıyıcının sorumlulukları yönünden bilirkişi incelemeleri yaptırılmış olup;
Öncelikle bilirkişi —- rapor alınmış, — tarihli raporunda bilirkişi; gerçek zarar —- ise de, tarafların uzlaşmasıyla bu rakamın sabit hale geldiğini;— hükmüne göre sorumluluk sınırının — olduğunu ancak dosyada —– tercümelerinin eksik olduğunu, ayrıca bazı hususları da dosya kapsamından anlayamadığını belirterek bunların açıklanması için ön rapor niteliğindeki raporunu ibraz etmiş,
Mahkememizce söz konusu açıklamalar yaptırılmış, sigorta poliçesinin tamamının çevirisi yaptırılmış, aynı bilirkişiden ek rapor alınmış olup —– tarihli ek raporda; gerek davalıların kusurları yönünden bir çok açıklama yapılmış ise de, denetime el verişli bir şekilde ve sarih bir şekilde rapor hazırlanmadığı, bu nedenle bilirkişi —— tarafından hazırlanan rapor ve ek rapora göre hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı kanaatine varılmış, bu nedenle bu bilirkişinin hazırladığı rapor ve ek rapor hükme esas alınmamıştır.
Mahkememizce bu aşamadan sonra sigorta bilirkişisi —- bir rapor alınmış olup, —— tarihli raporda, meydana gelen hasar nedeniyle davacımızın sigortalısına yaptığı ödemenin yerinde olduğunu, davada bu nedenle aktif dava ehliyetinin bulunduğunu, dosyanın zaman aşımına uğramamış olduğunu, hasarın oluş şeklinde fiili nakliyeci olan davalı—— ağır ihmalinin bulunduğu, fiili nakliyecinin ağır ihmalinin bulunduğu mahkemece de kabul edilirse —– gereğince nakliyecinin sorumluluğu sınırlandırılan maddelerden yararlanamayacağı ve davacının ödediği tazminat tutarı ve mahkeme masraflarının tamamından sorumlu olacağı; davalı sigorta şirketinin —–poliçesinde nakliyeci veya temsilcisinin ağır kusuru sonucu meydana gelen hasarlarda teminat vermediği ve poliçe kapsamı dışında kalması nedeniyle davalı sigorta şirketinin taşıyıcının ağır kusuru nedeniyle sorumlu olmayacağını; zira kazanın—- kararından ve tüm dosya kapsamından tartışılmayacak şekilde fren sisteminde meydana gelen arızayı gidermek amacıyla emtiayı taşıyan araç sürücüsü tarafından fren sistemine dışarıdan müdahale yapılmak suretiyle meydana getirildiğinin sabit olduğunu; fren sisteminde gaz kaçağı olup bunun sürücü ekranında görülürken, sürücünün buna engel olmak için sisteme dışarıdan müdahale şeklinde ” hava hattına ayarlı pense bağlaması ” şeklinde gerçekleşen fren sistemine dışarıdan sürücü tarafından müdahalenin AĞIR KUSUR NİTELİĞİNDE OLDUĞUNU; ancak bunların hukuki değerlendirmesinin mutlaka mahkememize ait olduğunu beyan ettikleri görülmüş;
Bilirkişi heyetinin bu raporuna davacı şirket vekili itiraz etmiş, söz konusu olan eylemin ağır kusur sayılamayacağını; sigorta şirketinin sorumlu olduğunu ve bu çerçevede yeni bir heyetten rapor alınmasını talep etmiş, ayrıca bir özel inceleme raporu sunmuş, özel raporun sigorta eksperi, nakliye uzmanı ve bir sigorta ekspertiz şirketi tarafından hazırlanmış olduğu görülmüş; bu özel raporda hasar nedeninin ——- sistemindeki teknik bir arızadan olduğu tespit edilmişse de, bu teknik arızanın nakliye öncesinde mevcut olup olmadığına ilişkin kesin bir sonuca varılamadığını,—– tarihli —- sertifikasında da söz konusu aracın yola uygun bulunduğuna dair rapor olduğunu bildirmiş; davacı vekilinin bu itirazları ve sunduğu özel rapor nazara alınarak mahkememizde bu konunun bir kez daha incelenmesinde fayda bulunduğu kabul edilerek bu kez —- —-rapor alınmış olup, mahkememizce hükme esas alınan —– tarihli raporda, sürücü ——- yangının çıkmasında ağır kusurlu olduğu belirlendiğinden davalı sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmiş, yangının çıkmasında kusurlu olan şoförün tabi olduğu ve fiili taşıyıcı olan davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmiştir.
Zira, —- davalı şirketin fiili taşıyıcılığı ile ve sürücü—– sağlandığı, ——- çalıştırıldıktan sonra ve yola çıkmadan önce ——– orta ——- basınçlı—– olması nedeniyle ayarlı —– ——- bırakılmaya çalışıldığı; aracın teknik şartlara uygun olmasının —— sağlanmadığı ve yeterince tedbir alınmadığı; yangının bu nedenle çıktığı hususunun gerek ——kararında gerekse dosyamızda alınan ikinci bilirkişi heyeti ve hükme esas alınan rapordaki teknik bilirkişi raporu ile sabit görüldüğünden; bu kusurun mahkememizce de —-maddelerinde açıklanan kusurlar kapsamında kaldığı ve sigorta poliçesinde söz edilen ” AĞIR KUSUR ” niteliğinde olduğu; aracın teknik özellikleri nedeniyle araç sürücüsünün ekranda söz konusu olan fren hatasını gördüğü / görmesi gerektiği; zaten bunun önlenmesi için dışarıdan müdahaleyi gerçekleştirdiği; her ne kadar davacı vekili, sigorta şirketi tarafından dava açıldıktan ———sonra bu hususun ileriye sürüldüğü iddia edilmişse de, esasen süresinde verilen cevap dilekçesinde hasardan sorumlu olup olmadıklarının araştırılması gerektiğinin ve kabul edilmediğinin davalı sigorta şirket vekilince beyan edildiği, bu nedenle savunmanın genişletilmesi durumunun söz konusu olmadığı; davacı vekili her ne kadar sabit olan dışarıdan müdahalenin sürücü tarafından gerçekleştirildiğinin belli olup olmadığını, dışarıdan üçüncü bir şahıs tarafından da gerçekleştirilmiş olabileceği, bu taktirde sürücü / taşıyıcının ağır kusurundan söz edilemeyeceği için davalı sigorta şirketinin muafiyetten faydalanamayacağını ileriye sürmüş ise de; dışarıdan bir kişinin frendeki bu arızayı bilip müdahale etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bunu ancak sürücü ekranında gören şoförün gerçekleştirebileceği karşısında davacı vekilinin bu iddialarına itibar edilemediği; —— hasar tutarının —– olduğu, ağır kusur söz konusu bulunduğundan esasen bu bedelin tamamından davalı fiili taşıyıcı şirketin sorumlu olduğu ancak mahkememizin taleple bağlı olduğu, talebin ıslah edilmediği, harcın tamamlanmadığı nazara alınarak, taleple bağlı kalınmak suretiyle hüküm oluşturulmuştur.
Mahkememiz hükmünde,——- nedeniyle hasar gören emtianın kilosu ve sabit rakamın çarpımıyla tespit edilen —- tahsiline karar verilmiş ancak gün gün değişen—-geçmesi halinde —- sınırlı olarak hüküm oluşturulmuş, —-olarak hüküm altına alınan bedele faiz uygulanamayacağı sebebiyle bu bedele faiz uygulama talebi reddedilmiş; yargılama giderleri —–üzerinden hüküm altına alınıp, buna uygun faize hükmedilmiş,
Bu gerekçelerle aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN DAVALI —- YÖNÜNDEN REDDİNE,
DAVANIN DİĞER DAVALI —-YÖNÜNDEN KABULÜ İLE,
—- tahsil tarihindeki —– da dava tarihinden itibaren yıllık —- cinsinden —–bu davalı şirketten tahsiline,
—- olarak hüküm altına alınan bedele de faiz uygulanması talebinin reddine,
Peşin olarak alınan harcın mahsubuyla eksik — harcın davalı —- tahsiline, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan —- bilirkişi gideri toplamı —— alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 53.722,30 TL nispi vekalet ücretinin davalı ——alınarak davacıya verilmesine;
Hakkındaki dava reddedilen davalı sigorta şirketi lehine 53.722,30 TL nispi vekalet ücreti taktirine, davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
Dair karar, Davacı Vekili ————- yüzlerine karşı, diğer davalı şirketin yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—— Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.21/04/2022