Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/27 E. 2018/1316 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/27 Esas
KARAR NO : 2018/1316

DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2017
KARAR TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, bu üyeliği ——– isminde bir şahıstan satın almak suretiyle sahip olduğunu; kooperatif tarafından inşaa edilen ——daki dairenin de bu nedenle kendisine ait olduğunu bildirerek; davalı kooperafin müvekkiline Kartal ——–. Noterliğinden 21/10/2016 tarihinde ————- yevmiye nolu bir ihtar keşide ederek 60.000,00 TL borcu olduğunu, ödemesi gerektiğini aksi taktirde ihtar edeceklerini bildirdiğini; müvekkilinin derhal noter ihtarı ile cevap verdiğini, bu borcun nerden çıktığını ve hangi belgeye dayandığını cevabi ihtarda kooperatife ilettiğini; bunun üzerine davalı kooperatifçe müvekkiline ikinci noter ihtarı gönderilerek söz konusu borcun kooperatif kayıtlarında yer aldığını belirterek kayıtlarının açık olduğunu, istediği taktirde inceleyebileceğini; bu ihtarın tebliğinden itibaren 30 gün içinde ödeme gerçekleşmezse ihraç edeceklerini bildirdiklerini; oysa müvekkilinin bu hisseyi satış yoluyla ————— alırken devir esnasında kooperatif yönetim kurulu başkanının “bahsi geçen daire ile ilgili olarak 187.920,00 TL’lik kısmı daha önce ödendi, devir tarihine kadar üyenin borcu yoktur” yazısının bulunduğunu; ödemelere ilişkin makbuzların bulunduğunu, ————- kooperife yapmış olduğu 187.920,00 TL’lik ödemelere ilişkinde yazılı belgelerin bulunduğunu belireterek; müvekkilinin davalı kooperatife üye aidat borcu bulunmadığının tespitine ve %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı taraf, vermiş bulunduğu cevap dilekçesinde davacının iddialarının kooperatif kayıtları ile çeliştiğini; davacının iddia ettiği ödemelerin kooperatif kayıtlarında gözükmediğini; ayrıca kooperatif ana sözleşmesi gereğince kooperatifin temsilinin ancak yönetimden iki kişinin attığı imzalarla mümkün olduğunu, kooperatifin bu şekilde borçlandırılabileceğini ya da tahsilat belgelerinin ancak iki imzalı olması halinde geçerli olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, kooperatif kanunu gereğince açılan, kooperatif üyesinin kooperatife karşı üye aidat borcu bulunmadığına dair menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, davacının dayandığı ödeme belgeleri getirtilmiş, kooperatif kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesinde davacının, kooperatif kayıtlarıa göre devir yoluyla değil doğrudan kooperatife ortak olduğu; kooperatifçe davacının üye yapılma işleminin “doğrudan kooperatife üye kaydı” şeklinde gerçekleştirildiği; bilirkişi raporuna göre, davacının sahip bulunduğu A-4 Blok 9 nolu dairenin zaten —————– devralmasının mümkün olmadığı, zira —————- A-1 Blokta 12 ve B-2 Blokta 9 nolu dairelerin eski maliki olduğu, davacının devir aldığına ilişkin kooperatif yönetim kurulunun 01/07/2010 tarihli 163 nolu kararınında bu A-1 Blok ve B-2 Blok 9 nolu dairelere ilişkin olduğu;——– tarafından bu dairelere bağlı üyeliklerin ————- devrine ilişkin olduğu; davacının bizzat kendi başvurusu ile ve yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğine kaydedildiği; kooperatif kayıtlarına göre 2011 yılından dava tarihine kadar davacımızın ödemesi gereken bedelin 135.000,00 TL olduğu; her ne kadar davacı bu miktara itiraz etmiş ise de; bu miktarın kooperatif genel kurul kararları ile belirlenen aidat alacakları olduğu ve kooperatif genel kurul kararları iptal edilmediği için geçerli olduğu, davacı tarafından yapılan toplam ödemenin 75.000,00 TL olarak kooperatif kayıtlarında gözüktüğü, bu nedenle dava anında davacımızın kooperatif kayıtlarına göre, kooperatife 60.000,00 TL borcunun bulunduğu; kooperatif kayıtlarına göre durumun böyle olduğu ancak kayıtlarda gözükmeyen bir hususun mevcut olduğu bu da davacımızın 28/02/2013 ve 04/05/2013 tarihlerinde makbuzlu olarak her biri 50.000,00’şer TL’den 100.000,00 TL ödeme belgesine sahip olduğu; bu ödemelerin—— imzaları ile tahsil edildiği; bu şahsın o tarihte kooperatif başkanı olduğu ve 2015 yılında yönetim kurulu başkanlığından 28/06/2015 tarihli genel kurul kararı ile düştüğü; 4 – 63 nolu kararlada ibraa edilmediği; davacımıza yaptığı ödemeler karşılığında makbuzları veren ve imzalayanın bu kooperatif başkanı olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle kooperatif kayıtlarına göre dava anında 60.000,00 TL borcu gözüken davacımızın; söz konusu ödeme geçerli ise, kooperatife herhangi bir borcunun bulunmadığı ve hatta fazla ödemesinin olduğu ortaya çıkmıştır. Ödemenin geçerli olup olmadığı mahkememizce araştırılmış olup, kooperatifin getirtilen ana sözleşmesinin 46. Maddesinde; “kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması veya kooperatifi——– için….iki yetkilisinin imzası gerekir” dediği; davalı kooperatifçe, kooperatife tebliğ edilen her biri 50.000,00’şer TL’lik ve —– tarafından imzalanan ve kaşelenen ödeme belgelerindeki imzalara itiraz edilmediği, ana sözleşmenin 46. Maddesindeki çift imzalı düzenlemenin; kooperatifçe tahsil edilen ÜYE AİDAT bedelleri yönünden uygulanmayacağı; üye aidatlarını kooperatif başkanının kooperatif kaşesini kullanarak tek başına tahsil edebileceği; bu husus belirlendikten sonra kooperatifçe eski başkana karşı zimmet davası açılabileceği; ancak kooperatif başkanı bu ödemeleri kooperatif kasasına koymamış ve kayıtlara geçirmemiş ise bundan üyenin sorumlu tutulamayacağı nazara alınarak davacının davasında haklı olduğu, borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş; ancak davalı kooperatif tarafından herhangi bir icra takibi başlatılmadığı bu nedenle davacının %20 kötü niyetli takip tazminatı isteme şartının doğmadığı da nazara alınarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
Eksik harç ve vekalet ücreti hesaplanırken davacının 60.000,00 TL olarak borçlu olmadığının tespitini talep ettiği nazara alınarak bu miktar üzerinden hesaplama yapılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
Dava tarihi itibariyle davacının davalı kooperatife üye aidat borcu olmadığının tespitine,
Davacı tarafın % 20 tazminat isteminin ise şartları oluşmadığı için reddine,
Alınması gereken 4.098,60 TL harçtan peşin olarak alınan 1.024,65 TL harcın mahsubu ile eksik 3.073,95 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 1.056,05 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcı ile 8 davetiye gideri 96,00 TL ve bilirkişi inceleme ücreti 1.300,00 TL’nin toplamı 2.452,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki ————- gereğince, 6.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.